Felaket filmi değil: İstanbul
İstanbul’a dün saat 12.00’ye kadar metrekare başına ortalama 91 kilogram yağış düştü. Son 106 yılın en yüksek 3’üncü yaz yağış değeri olarak kaydedilen oran, alt yapı problemleriyle birleşince İstanbul’u afet bölgesine dönüştürdü.
Yaklaşık 15 milyon nüfuslu İstanbul, dün son 32 yılın en yoğun yağışlı, son 106 yılın ise yaz mevsiminde gerçekleşen en yoğun yağışına uyandı. Temmuz ayının tamamında ortalama 32,5 kg yağış alan İstanbul’da sadece dün, hem de ilk yarısında rekor miktarda yağmur yağdı. Neredeyse İstanbul’un tamamına düşen yağış, Temmuz ayı ortalamasını çok geride bıraktı. Kentte en son 1985 yılında Ekim ayının 16’ncı günü, 125.5 kg’lık yağışla, tüm zamanların “en yağışlı” günü kaydedilmişti. Ancak dün yağan yağmur, üstelik bir yaz ayında yağan yağmur bu miktarı geride bıraktı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi kentte etkili olan yağış ile ilgili yazılı bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada son meteorolojik verilere göre metrekareye 65 kilogram yağış düştüğü ve yağışla beraber saatte rüzgarın hızı 70-80 km-saate kadar çıktığı belirtildi.
Nedeni: SÜPER HÜCRE
İstanbul’da afete neden olan yağmurlarla ilgili Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek’ten ayrıntılı bir açıklama geldi. Tek, metrekare başına 91 kilogram yağış değerinin son 106 yılın en yüksek 3’üncü yaz yağış değeri olduğunu aktardı. Bunun iklim değişikliklerine bağlı bir yağış olduğunu kaydeden Adil Tek, “Serin hava ve yüksek deniz suyu sıcaklıkları birleşince ‘süper hücre’ dediğimiz yapılar oluşuyor ve bu da bu yaşadığımız türden şiddetli yağışlara neden oluyor” dedi.
‘Fosil yakıtların artışı etkiliyor’
Tek, hava olaylarındaki ekstrem değişikliklerin enerji kullanımındaki artışla bağlantılı olduğunu, atmosferdeki sera gazları, kirleticiler ve diğerlerinin artmasının birbirini tetikleyen önemli bir zincir oluşturduğunu belirterek, “Bu zincirin halkalarını sıraya koyarsak, enerji talebi fosil yakıt kullanımının artışına, fosil yakıt kullanımı sera etkisine, sera etkisi sıcaklığın artmasına sebebiyet vermekte. Sıcaklığın artışı, buzulların erimesi, buharlaşmanın artması ve hidrolojik çevrimdeki suyun miktarının artışı ile birlikte döngünün hızlanması demektir” vurgusu yaptı ve ekledi: “Ayrıca sıcaklık artışı yerküre üzerinde homojen olmayan sıcak hava dalgalarına yol açarken, atmosferik gazların moleküler hızlarını arttırarak kuvvetli rüzgar ve fırtınalara neden olur. Sonuç olarak tüm bunlar çeşitli meteoroloji haritalarında net bir biçimde gözlenir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki kayıtlar da sıcaklıkların yükselme trendinde olduğunu gösteriyor.”
Survivor durak!
Bastıran şiddetli sağanak ile İstanbul’un bir çok noktasında trafik durma noktasına geldi, araçlar sel suları içinde mahsur kaldı. Bazı meydanlarda ve alt geçitlerde trafik tıkanırken, toplu taşımada büyük aksamalar yaşandı metro seferleri bazı duraklara kadar yapılabildi. Şehirde birçok kavşak ve viyadük sular altında kalırken, aşırı yağış nedeniyle yolda kalan vatandaşlar ‘timsah yürüyüşü’ denilen bir yöntemle bariyerleri kullanarak kurtulmaya çalıştı.
Otobüs bekliyorduk ama vapur da olur
Kentin dört bir yanından ulaşım çilesi yaşayan vatandaşlardan gelen kareler sosyal medyada hızla yayıldı. Mizah yeteneği de kullanılan yaratıcı vatandaşlar bu kareleri ‘Otobüs bekliyorduk ama vapur da olur’ notuyla paylaştı.
Botlarla kurtarıldılar
İstanbul’da en fazla yağışı Silivri aldı. Su yolları basarken oluşan sel nedeniyle Gümüşyaka’da çok sayıda kişi evlerinde mahsur kaldı. Solunum cihazı elektrik kesintisi nedeniyle duran kas hastası 2 yaşındaki Mert Kara’nın ailesi ise kâbusu yaşadı. Ailenin Mert’in hayati tehlike yaşamaması için adresini bildirilmesi üzerine ekipler botla eve ulaşarak Mert’i kurtardı (üstte).