Eski sevgilisini kalbinden bıçakladı
Antalya’da tartıştığı eski sevgilisi 22 yaşındaki Semih Al’ı kalbinden bıçaklayarak öldüren 23 yaşındaki Selma Yıldız, "Çok pişmanım. Tamamen bir kazaydı" dedi.
Geçen 30 Temmuz günü Elazığ’ın Palu İlçesi’nden Antalya’ya gelen Semih Al, ayrıldığı sevgilisi Selma Yıldız’ın Duraliler Mahallesi, 4582 Sokak’taki evine gitti. İkili arasındaki tartışmanın kavgaya dönüşmesinin ardından Selma Yıldız, mutfaktan aldığı ekmek bıçağını eski sevgilisinin kalbine sapladı. Ağır yaralanan ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’ne götürülen Semih Al kurtarılamadı. Selma Yıldız ise tutuklandı.
’KAÇARCASINA ELAZIĞ’DAN AYRILDIK’
Hakkında ’kasten adam öldürmek’ suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan Selma Yıldız, 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Selma Yıldız, eski sevgilisi Semih Al’dan kurtulmak için annesi Fatma Yıldız ile Elazığ’dan kaçar gibi ayrıldıklarını belirterek, şöyle konuştu: "Komşumuzun oğlu Semih ile sevgili olduk. Ancak şiddet yönü çok ağırdı. Bu nedenle kendisinden ayrılmak istedim. Benim hafıza kartımı ele geçirmiş. Bana oradaki bazı fotoğraflar nedeniyle şantaj yapmaya başladı. Artık dayanamaz hale gelince şikayetçi oldum. 7 ayrı suçtan dolayı tutuklandı. Ailesi bir daha böyle bir şey olmayacağını ve bizi evlendirmek istediklerini söyledi. Yalvardılar, yakardılar ben de şikayetimden vazgeçtim. Semih benimle evlenmek istiyor, ancak ailesi beni istemiyordu. Cezaevinden çıktığında beni rahat bırakmayacağını biliyordum. Annemle ve ailemle konuştuk ve kaçarcasına Elazığ’dan ayrılıp Antalya’ya yerleştik." Bir süre sonra eski sevgilisinin cezaevinden çıktığını ve kendisini aradığını öğrendiğini anlatan Selma Yıldız, "Ortak arkadaşlarımız, akrabalarım kim varsa onlarla temas ediyor ve beni bulacağını söylüyordu. Sonunda Antalya’ya geldi. Ben evime gitmesin diye otogardan aldım. Ona güzel güzel anlattım. Kendisine yeni bir yol çizmesini ve benden uzak durmasını söyledim. Benimle görüşmeyi sürdürmek istiyordu. Sonunda annem, ’Tamam gelsin bir de büyük olarak ben konuşayım’ dedi. Evimize geldi. Ancak o gece gitmek bilmiyordu ve ısrar ediyordu. Bu nedenle ben evden çıktım. Sonra arkamdan o da çıkmış. Ancak çıkarken, portmantoda asılı evin anahtarını da almış" diye konuştu.
’KOMŞULARIMIZ ÇIĞLIKLARIMA KAPIYI GELDİ’
Eve geç saatlerde geldiğini, odasında üzerini değiştirip antreye çıktığında Semih Al ile burun buruna geldiklerini anlatan Selma Yıldız, şöyle devam etti: "Evimde ne işi olduğunu, çıkıp gitmesini istedim. ’Bu saate kadar neredeydin’ diyerek saçlarımdan tutup odama doğru sürükledi. Ben elinden kurtulup kaçmaya çalıştım. 10’uncu kattaki evimizin balkonunda beni yakaladı ve demirlerden sarkıttı. Ben bağırmaya başlayınca geri çekip evin içinde dövdü. Üst kat komşularımız çığlıklarıma kapıyı gelmiş. Kapının zili çalınca annem de uyandı. Işığı yaktığında antrede Semih beni tekmeliyordu. Ben kapıyı açmaya yöneldim. O ise banyoya doğru yürüdü ordan bana işaret ederek, bir şey söylemememi istedi. Ben komşumuza ’Bir şey yok’ deyip kapıyı kapattım. Annem Semih’e ’Ne arıyorsun evimde, çık git’ deyince anneme saldırdı. Kafasını duvara vurdu. Annem yere düşerken mutfaktan bir bıçak aldım ve evden gitmesini, yoksa onu bıçaklayacağımı söyledim. Ama gitmedi. Üzerime doğru geldi ve elimde bana gelmemesi için salladığım bıçağın üzerine hızla hamle yaptı. Daha sonra geri geri gitti, banyoya düştü. Ben göğsüne havluyla tampon yapıp, ambulans çağırdım. Hastaneye gittiğinde ise ölmüştü. Çok pişmanım. Tamamen bir kazaydı."
’KIZIMI BU ADAMDAN KURTARAMADIM’
Duruşmada benzer ifadeler veren Fatma Yıldız ise "Bu çocuktan kurtulamadık. Defalarca yakınlarına söyledik. Ailesinin yanına gittim, ’Oğlunuza sahip çıkın’ diye. ’Evimizi bastı’ diye beni savcılığa şikayet ettiler. Kızımı bu adamın elinden kurtaramadım" dedi. Duruşmaya Elazığ’dan gelen Semih Al’ın babası Çetin Al ise oğlunun canlı öldürülmediğini iddia ederek, "Benim oğlum cüsseli bir adamdı. Bu sanığın oğlumu öldürmesinin imkanı yok. Akşam yemeğe katılmış. Ya yemeğine bir şey koydular, ya da başka bir şey. Oğlumu kesin uyurken öldürmüşlerdir. Yoksa benim oğlum 5-6 genci yere indirebilecek güçte ve kuvvetteydi" diye konuştu. Duruşma, tanıkların dinlenmesi için 19 Aralık tarihine ertelendi.