En trajik kovalamaca

İsrailli yönetici Jacques Gabriel Chelouche ile Türk vatandaşı Ethel Teri Eskinazi, Londra'da tanışıp 1997'de evlendi. Çift, Tel-Aviv'e yerleşti. Kentin en lüks semtlerinden Barazan 1'de oturan çiftin Caroline adını verdikleri bir kızları dünyaya geldi. Kabus dolu günler ise 8 Nisan 2004'te başladı.

Bu tarihte kızını alıp kısa bir tatil için Türkiye'ye gelen anne Ethel Teri, bir daha geri dönmedi. Tel-Aviv'e inen her uçakta eşini ve kızını arayan Chelouche, aldığı mahkeme tebligatıyla neye uğradığını şaşırdı. Eşi 26 Nisan 2004'te Sarıyer Aile Mah-kemesi'nde boşanma davası açmıştı. Mahkeme, ara kararla kızlarının velayetini anneye vermişti. İlk şoku atlatan Chelouche, karşı atağa kalktı ve 17 Mayıs 2004'te Tel-Aviv Bölge Mahkemesi'ne başvurup kızının İsrail'e getirtilmesi kararını aldırdı. Ancak bu yolla kızına kavuşamayan baba, konuyu uluslararası platforma taşıdı.

Chelouche, "Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuku Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi"ne dayanarak Türk makamlarından çocuğunun iadesi talebinde bulundu. Türk yetkililer, konuyu Sarıyer Cumhuriyet Savcılığı'na intikal ettirdi. Sarıyer Aile Mahkemesi, tanıklar ve toplanan deliller sonucu çocuğun babaya verilmesine karar verdi.

Yine eli boş döndü
Anne Ethel Teri hemen temyize gitti. Ancak Yargıtay da mahkeme kararını onadı. Tüm iç hukuk yollarını tüketen annenin, Avrupa insan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurusu da sonuç getirmedi. Çaresiz kalan anne, kızını vermeye yanaşmayınca baba Chelouche icra memurları aracılığıyla Caroline'i almak istedi. Ancak eşinin Yeniköy'deki evine gittiğinde eli boş döndü. Sarıyer İcra Ceza Mahkemesi'ne bir dava daha açan Chelouche "Kızımı bulmak için her şeyi yapacağım. Umarım eşim yanlış yaptığını anlar" dedi.