Dünya Çocuk Hakları Günü nasıl ortaya çıktı?
Dünya Çocuk Hakları Günü nasıl ortaya çıktı? 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü nedeniyle birçok kişi, bugünün nasıl ortaya çıktığını merak ediyor. Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünya genelindeki tüm çocukların uğradığı hak ihlallerine dikkat çekmek için kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü, özellikle savaş ve yoksulluğun yoğun yaşandığı coğrafyalarda çocukların haklarını korumak ve iyileştirmek için ilan edildi. İşte Dünya Çocuk Hakları Günü hakkında ayrıntılı bilgiler…
Bugün Dünya Çocuk Hakları Günü. 1989 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'yle yasalarca koruma altına alan gün hakkında birçok şey araştırılmaya başlandı. Peki, Dünya Çocuk Hakları Günü nasıl ortaya çıktı? Türkiye kaç yılında kabul etmiştir?
Dünya Çocuk Hakları Günü Nasıl ortaya çıktı?
Dünya Çocuk Hakları Günü, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 20 Kasım 1989 yılında çocukların yetişkinlerden farklı haklara sahip olması gereğinden yola çıkarak imzalanan 54 maddelik ‘’Çocuk Gaklarına Dair Sözleşme’’nin imzalanmasıyla ortaya çıktı.
Toplam 193 ülke tarafından imzalanan sözleşme, cinsiyet, din, dil, ırk ve sosyal statüye bakılmaksızın çocukların güvenli ve sağlıklı koşullarda barınması ilkeleri üzerine kurulan sözleşme, uluslararası platformda mutabakata varılmış, değiştirilmesi mümkün olmayan standartları ve yükümlülükleri içermektedir.
Çocukların korunması konusunda bir örgüt kurulması fikri ilk olarak 1894 yılında ortaya çıkmıştır. Bazı Avrupa devletleri Paris’te özel bir toplantı yapmış, gençlerin, çocukların ve annelerin korunması konusunda 1912 yılında İsviçre’de bir araya gelinmiş. 1 Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla ara verilen çalışmalar, 1920 yılında Cenevre’de ‘’Uluslararası Çocuklara Yardım Birliği’’ adında özel bir örgütün kurulmasıyla yeniden başlamıştır. Örgüt 1923 yılında ‘’Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’ni yayınlayarak, konuyla ilgili ilk somut adımı da atmış oldu.
Bildirge, çocukların yaşama, gelişme, beslenme, yardım görme ve istismardan korunma haklarını esas almaktadır.
Cenevre Bildirgesi, Milletler Cemiyeti Kurulu tarafından 27 Eylül 1934 yılında yeniden onaylanmıştır.
20 Kasım 1959 tarihinde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bildirgeyi, ‘’Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Bildirgesi’’ adı altında kabul etmişler.
Türkiye bildirgeyi ne zaman imzalamış?
Türkiye’de bildirge Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1931 yılında imzalanmıştır.
Temel çocuk hakları
Sağlıklı yaşam hakkı
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin çok sayıda maddesi çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini desteklemektedir. Sözleşme'nin 6. maddesine göre her çocuk esas olarak yaşama hakkına sahiptir. İlaveten, 24. madde gereğince her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir. hmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırmasından devletler sorumludur.
Eğitim hakkı
Eğitim hakkı, çocukların en önemli haklarından biridir. Unicef'in 1999 tarihli raporunda da belirttiği gibi okuma-yazma bilmeme çok ciddi sorunlara neden olmaktadır. Anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü veya okuma-yazma bilmemesidir. Kız çocuklarının okullaşma oranındaki 10 puanlık bir artış sonunda bebek ölüm hızı binde 4.1 azalmaktadır. Bu halde çocuğun en temel hakkı olan yaşama hakkı ile eğitim hakkı arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Yaşama hakkının yanı sıra, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlak gelişimi için eğitime gereksinimi vardır. İnsanın doğuştan getirdiği yeteneklerini geliştiren en önemli araç eğitimdir. Eğitimsizlik sonucu ortaya çıkan sorunlar şunlardır:
İnsanlar üretken biçimde çalışamazlar.
Sağlıklarına özen gösteremezler.
Kendilerini ve ailelerini gereği gibi koruyamazlar.
Kültürel açıdan zengin bir yaşam sürdüremezler.
Kız çocukların da gereksinlerimini karşılayacak ve kendilerine yaşam becerisi kazandıracak nitelikli eğitim görmeye hakkı vardır. Oysa tüm Dünya'da okula gitmeyen 6-11 yaşlarındaki 130 milyon çocuğun 73 milyonunu kız çocukları oluşturmaktadır. Kız çocukların eğitiminin önemi 1990'lar boyunca her fırsatta vurgulanmıştır.
Diğer temel çocuk hakları
Sözleşmeye göre, her çocuğun, temel yaşam hakkının yanında, nüfus kütüğüne kaydolma, isim, vatandaşlık ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkı vardır. Buna paralel olarak, taraf devletlerin, çocuğun kimliği, tabiiyeti, isim ve aile bağları dahil olmak üzere her türlü koruma hakkına saygı gösterme ve bu konularda yasa dışı müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü bulunur.