Ceren Damar davasında gerekçeli karar: Tahrik indirimi almak için...
Ankara'da, Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel'i (27) odasında tabancayla vurduktan sonra bıçaklayarak öldüren öğrencisi Hasan İsmail Hikmet’e (24) verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının gerekçesi açıklandı. Gerekçede, sanığın olayın üzerinden 4 ay geçtikten sonra 'haksız tahrik indirimi' almak için Şenel ile ilişkisi olduğunu söylediğine dikkat çekilerek, "Sanık, sınavda kopya çekerken yakalanıp hakkında tutanak tutulduğu için maktuleye sinirlenmiş ve öldürme kararı almıştır" denildi.
Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel, 2 Ocak 2019 tarihinde üniversite yerleşkesindeki odasında, sınavda kopya çekerken yakaladığı öğrencisi Hasan İsmail Hikmet tarafından tabancayla vurulduktan sonra 17 yerinden bıçaklanarak öldürüldü. Hasan İsmail Hikmet, Ankara 33'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce '?kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Cezada indirime gitmeyen mahkeme ayrıca sanığa, 'ruhsatsız silah taşımak' ve 'silahla tehdit' suçundan da 3 yıl hapis cezası verdi.
İFADESİNİ 4 AY SONRA DEĞİŞTİRDİ
Kararın gerekçesi açıklandı. Gerekçeli kararda, sanığın suç ve cezadan kurtulmak için olayın üzerinden 4 ay geçtikten sonra tutukluluk incelemesinde ifadesini değiştirdiği ve maktule ile ilişkisi olduğunu söylediğine dikkat çekilerek, "Sanık ve müdafisinin maktuleden kaynaklanan, sanığa yönelik haksız saldırı veya haksız hareketleri nedeniyle sanığın eyleminin 'meşru savunma' veya 'haksız tahrik' altında işlediğine yönelik savunmalarına başkaca araştırma ve soruşturmaya lüzum kalmaksızın itibar edilmemiştir" denildi.
'KOPYA ÇEKERKEN YAKALANDIĞI İÇİN ÖLDÜRMÜŞTÜR'
Hükmün 'kişiyi kamu görevi nedeniyle kasten öldürme' suçundan verildiği belirtilerek, "Ceren Damar Şenel, Çankaya Üniversitesi’nde araştırma görevlisi olarak kadrosu bulunan bir öğretim elemanıdır. Maktule gözetmenlik yaptığı sınavda sanığı kopya çekerken yakalayıp hakkında tutanak tuttuğu, öğretim elemanı olarak çalıştığı kurumda, görevini hakkıyla sorumlulukları dahilinde yerine getirmeye çalıştığı için sanık tarafından öldürülmüştür. Sanık, sınavda kopya çekerken yakalanıp hakkında tutanak tutulduğu için maktuleye sinirlenmiş ve öldürme kararı almıştır. Maktulenin sırtı dönükken 2 el ateş etmiş, ardından 9'u öldürücü mahiyette toplam 17 kez bıçaklamıştır" tespiti yapıldı.
'YARA SAYISI TEK BAŞINA DELİL SAYILMAZ'
Mahkeme gerekçeli kararında, hükmün neden ‘canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme’ suçundan kurulmadığını ise, "Eziyet çektirerek kasten öldürme hükmünün uygulanabilmesi için; failin hareketinin ne olduğunu saptamak gerekir. Failin öldürme eylemini, öldürme amacından öteye giden vahşiyane hareketler ile gerçekleştirmesi, örneğin; öleni sırf öldürmüş olmak için veya ölenin acısından zevk duymak için öldürmesi gerekir. Yargıtay’a göre ölene vurulan darbe sayası, yalnız başına sanığın canavarca hisle davrandığının kanıtı olamaz. Eziyet çektirerek öldürme hükmünün uygulanması için de yara sayısının fazlalığı delil sayılmaz. Yargıtay’a göre fail, öleni hemen öldürmeyerek ölüm sonucunu gerçekleştirmek bakımından zorunlu olmayan ve sırf ölene acı ve ıstırap veren davranışlarda bulunmalıdır. Öte yandan olayda tasarlama şartlarının da oluşmadığını görüldüğü; bu haliyle sanığın maktuleyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürdüğü, sanık hakkında ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan herhangi bir neden olmaması sebebiyle cezadan indirim yapılmamıştır" denildi.