Bu Bir İyilik Projesidir: Leyla'dan Sonra
İstanbul Tıp Fakültesi'nde 2014 yılında ortaya çıkan proje, şimdi 50 tıp fakültesinde çalışmalarını sürdürerek, tedavi gören çocukların dileklerini gerçekleştiriyor.
İstanbul Tıp Fakültesi'nde 2014 yılında ortaya çıkan proje, şimdi 50 tıp fakültesinde çalışmalarını sürdürerek, tedavi gören çocukların dileklerini gerçekleştiriyor. Projeyi fikirleriyle geliştirip hayata geçirmiş öğrencilerin bazıları mezun olmuş ve bayrağı yeni gelen öğrencilere devretmiş. Böylece 5 senedir devam eden proje hem yarıda kalmamış hem de Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde bulunan tıp fakültelerinde yayılmış. İstanbul Tıp Fakültesinde buluştuğumuz projeye katkı sağlayan dört tıp öğrencisi Samet Samancı (23), Nilcan Sakin (21), Ahmet Faruk Toprak (18) ve Elif Polat (18) ile hem çalışmalarını konuştuk hem de nefroloji servisinde tedavi gören ve Leyla’dan Sonra projesi ile tanışan çocukları ziyaret ettik.
3. sınıf öğrencisi ve aynı zamanda projenin kurumlararası iletişim birimi sorumlusu olan Nilcan Sakin, projenin ismini şöyle açıklıyor; “Önce bizim kurucu arkadaşlarımız, onkoloji servisinde tedavi öğren 1.5 yaşındaki Leyla ile tanışıyor. Leyla kırmızı bir bisiklet istiyor ancak isteğini göremeden vefat haberi geliyor. O haber sonrası arkadaşlar, çocukların dileklerini gerçekleştirmek için paylaşılan fikirleri ve çalışmaları hızlandırıyor, sonucunda Leyla’dan Sonra isimli bir proje ortaya çıkıyor. Leyla’ya o bisikleti ulaştıramadık ama şu anda 5 binden fazla çocuğa hediyesini ulaştırıyoruz. Tıp fakültesi öğrencileri olarak her hafta müsait olanlar, serviste yatan çocuklarla oyun oynayıp, boyama yapıyoruz. Kronik rahatsızlığı olan çocuklarımıza ya da düzenli olarak tedaviye gelenlere dileklerini soruyoruz. Gönüllerimiz büyük destek sağlıyor. Gerçekleşmeyen dilek olmadı. Bazıları birkaç gün ya da birkaç hafta içinde hemen olmuyor ama hepsi gerçekleşiyor.”
SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ İLE DİLEKLER GERÇEKLEŞİYOR
Leyla’dan Sonra ekibi sosyal medyaya çok önem veriyor. Çünkü gönüllülere buradan ulaşıp, çocukların dileklerini paylaşıyor. Şu anda tüm sosyal medya hesaplarında yaklaşık 100 bin takipçisi var. 6. Sınıf öğrencisi ve aynı zamanda projenin koordinatörlerinden olan Samet Samancı, özellikle şarkıcı, oyuncu ve futbolculara sosyal medya ile ulaştıklarını ve çoğundan olumlu geri dönüş aldıklarını belirtti. Samancı; “Sosyal medyadan spor kulüpleri ile temasa geçmeye çalışıyoruz. Galatasaray Spor Kulübü mesajlarımıza direk cevap veriyor. Galatasaraylı futbolcu Selçuk İnan hastanemize geldi çocuğumuz için. İzmir’de Beşiktaş taraftarı Merve isminde bir çocuğumuz vardı. Beşiktaşlı futbolcular maç yoğunluğu nedeniyle gelemedi ama video çekip çocuğumuza gönderdi. Merve biraz daha iyileşince Beşiktaş takımını ziyarete gitti. İstanbul’da 6 yaşında Galatasaray basketbol takımının hayranı olan bir çocuğumuz vardı. O da dileği doğrultusunda Galatasaray basketbol takımını ziyarete gitti, onlarla fotoğraflar çekildi. İzmir’de Koreli Chaby ile tanışmak isteyen Aylin için Chaby İzmir’e gitti ve kızımız ile buluştu. Ünlülerin dışında Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde tedavi gören ve itfaiyeci olmak isteyen bir çocuğumuzu, gerekli izinler sonucunda itfaiyecilerle buluşturduk. Yangına müdahaleyi öğrenip, su sıkıp, itfaiye aracına bindi. Polislerle tanışmak isteyen bir başka çocuğumuz için emniyet ile görüştükten sonra polislerle bir araya getirdik, polis aracına binip şehirde araçla tur atıp hayaline kavuştu. Bunlar o çocuklar için büyük moral kaynağı” diyor.
NASIL ÇALIŞIYOR, SÜREÇ NASIL İLERLİYOR?
İstanbul Tıp Fakültesinde projeye dahil olan 80’den fazla üye öğrenci bulunuyor. Üyeler kendilerine uygun günleri belirlediği bir tablo oluşturuyor. Bu boş günlerde onkoloji, hematoloji, nefroloji çocuk servislerini bazen palyaço kıyafeti, bazen perukları, bazen de pelerinleriyle ziyaret ediyor. Her gidişlerinde dileklerinin dışında boyama kitapları, puzzle ya da kutu oyunlar götürüyor. Çocuklarla 1-2 dakika değil, 2.5 saate varan sohbetlerle ve oyunlarla destek oluyor. Leyla’dan Sonra ekibinin tek amacı çocuklara hediyeler vermek değil; aslında onları pelerinlerinin altına giydikleri beyaz doktor önlükleriyle doktor korkularını ve hastane endişelerini yenmek. Çocukların, Leyla’dan Sonra’nın resmi internet adresine ailelerin de izniyle isimleri, hastalığı, fotoğrafları, dileği ekleniyor ve sosyal medya hesaplarından paylaşılıyor. Gönüllüler dileğini gerçekleştirebileceğine inandığı çocuğu seçip, sistem üzerinden e- posta gönderiyor. Genellikle ilk önce e-posta atan gönüllü ile iletişime geçilip, hangi tıp fakültesine gönderim yapacağı ve kargo bilgileri ulaştırılıyor. Gönüllü irtibatı keserse, o çocuk için e-posta atan başka bir gönüllü ile iletişime geçilip süreç devam ettiriliyor. Bazen gönüllü, kendisinden hızlı davranan diğer gönüllüler sebebiyle seçtiği hiçbir çocuğa armağan gönderemiyor. Bu durumda sisteme gönüllülerin e-posta adresleri kayıtlı olduğu için kaç kişi kaç defa ekibe ulaşmış takip edilebildiğinden, isteyip de çocuklara armağan gönderememiş gönüllülere mutlaka öncelik tanınıyor. Siz armağanınızı ulaştırdıktan sonra ekip, sizden gelen kargoları kısa zaman içinde ilgili çocuğa götürüyor.
EKİBE KATILMAK İÇİN ÖĞRENCİLERE EĞİTİM VERİLİYOR
Leyla’dan Sonra ekibinde yer almak için çocuklarla ve aileleriyle iletişim, çocuk psikolojisi, hijyen kuralları hakkında öğrenciler eğitim alıyor. Çocukların sağlığı için ziyaret sırasında öğrenciler çocuklarla sıklıkla fiziksel temasta bulunmamaya, yataklarına oturmamaya, hastane koşullarını göz önüne alarak dikkat etmek zorunda. Senede bir defa bir şehirde Türkiye üyelerinin katıldığı bir kamp düzenleniyor. Bu kampta alanında uzman hocalar ile seminerler yapılıyor. Çocukların kaliteli zaman geçirmesi için ekip üyeleri düzenledikleri workshoplar ile sosis balon şekillendirme, origami, çoraptan kukla yapımını öğrenip bunları ziyaret sırasında çocuklarla paylaşıyor. Projenin hayata geçirilmesinden itibaren hocalarından da destek gördüklerini belirten öğrenciler, “Hocalarımız bize gideceğimiz servisler için de önerilerde bulunuyor. Biz çocuğu sadece bir kere görüp, dileğini gerçekleştirip onunla iletişimi kesmiyoruz. Tedavisi boyunca farklı ekip arkadaşlarımız onları sürekli ziyaret ediyor. Hatta hastaneden çıksa da ailesiyle iletişime geçip çocuğun durumunu yakından takip etmeye çalışıyoruz.” diyor.
“İLK ZİYARETE GİDECEĞİMİZ ZAMAN HEPİMİZİN ENDİŞELERİ VARDI”
Bu sene birinci sınıfta olan ve ekibe katılan genç doktor adayı Elif Polat, “İlk ziyaretimde duygusal olarak nasıl etkileneceğim diye bir tedirginliğim vardı. Önce nefroloji servisine gittim. Çocukların hepsi hayat dolu. Ekipten hiç kimse çocuklara üzülerek ya da zorunlu hissettikleri için gitmiyor. Çocuklarla vakit geçirmek bana iyi hissettiriyor. Çocuklar mutlu oldukça biz de çok mutlu oluyoruz. İlk ziyaretimde 4 yaşındaki Zeynep ile buluştum ve 2.5 saat vakit geçirdik. Biz çıkarken bana sarıldı, “seni seviyorum” dedi ve hayatımda sadece ilk kez karşılaştığım bir çocuktu. Bunun tarifi yok.” derken, Nilcan Sakin; “Ben de önce etkilenirim diye korktum. Nefroloji servisi genelde daha iyi durumda olan hastaların olduğu bir servis. Onkoloji servisine ziyaretimiz oldu ve orada şunu anladım; o yaştaki çocuk o savaşı verebiliyorsa biz ne kadar basit şeylere üzülüyoruz. O yaşta bir çocuk bunları kaldırıyorsa bizim kaldıramayacağımız bir şey olmamalı. Hepsi savaşçı ve her şeye rağmen gülüyorlar. Bu ziyaretlerde biraz durup kendimize, hayata bakabilme şansınız oluyor. Hem çocuklara moral olurken hem de hastalığın çocuk ve ailenin üzerindeki psikolojik etkiyi gözlemleme şansı elde ediyoruz” diyor.
“BELGESELDE İZLEYİP İMRENDİĞİM PROJENİN İÇİNDEYİM”
Ahmet Faruk Toprak, okulu kazanmadan önce projeyi televizyonda bir belgeselde görmüş ve çok etkilenmiş. “Şimdi ise İstanbul Tıp Fakültesini kazandım ve projeye dahil oldum. Çocukların mutluluğunu görmek ve onlarla vakit geçirmek çok güzel.” Proje koordinatörü Samet Samancı ilk ziyaretini 2014 yılında yaptığını ve oldukça duygulandığını söyledi; “Çocuklar ilk etapta hastanede çok tedirgin oluyorlar. Doktorlar ve hemşirelerle iletişimden kaçınıyorlar. İlk ziyaretimde çocuğumuz annesinin kulağına söylüyor, annesi bize aktarıyordu. İkinci gittiğimde benimle yavaş yavaş konuşmaya başladı. Sonrasında artık oyun oynamaya başlamıştık. Onun doğum gününe gittik, bizi bırakmak istemedi. Duygusal bir bağ oluşuyor. Yoğun bir tıp eğitimi alıyoruz ve boş vakitlerimizi çocuklarla dolduruyoruz. Zaten tıbbi olarak her şey yapılıyor hastanede, biz öğrenci olarak onlara iyi gelmeye çalışıyoruz.”
AİLELER PROJEYİ NASIL GÖRÜYOR?
Nefroloji servisinde ziyaret ettiğimiz çocukların ilki 3.5 yaşındaki Hilal. Nefrotik Sendrom tanısı konuldu, yani vücudu protein kaçırıyor. Henüz 5 gündür annesiyle hastanede. Sema hanım finans ve raporlama uzmanı olarak bir şirkete görev alırken, kızının rahatsızlığından dolayı iznini kullanıyor. Özellikle hastane çalışanlarının ilgisinden çok memnun olduklarını söyleyen anne, “Hilal’e burada ne kadar kalacağımızın belli olmadığını, durumunu anlattım. Anladığı kadarıyla bana yardımcı olacağını söyledi. Günde 1 defa iğne olmak kaydıyla aramızda anlaştık. Leyla’dan Sonra ekibi 3 gündür bizimle. Oyunlar oynuyorlar, Hilal’le vakit geçiriyorlar ve ben onlara çok teşekkür ediyorum. Ben onları izlerken dinleniyorum. Sağlığımızı böyle merhametli genç doktorlara emanet edeceğimiz için çok mutlu ve ümitliyim” ifadelerini kullandı. Bir gün öncesinden ilaç tedavisini almak için hastaneye gelen Ömer ve annesi, ziyaret günümüzde hediyesini almak için geldi. Ömer 5 yaşında ve 4 yıldır AHÜS (Atipik Hemolitik Üremik Sendrom) rahatsızlığı sebebiyle tedavi görüyor. Hastaneye sık sık ömür boyu kullanması gereken ilacını almaya geliyor. Şu anda hastanede uzun yatışlı bir hasta değil, aksine kreşe giden, ritm dersleri alan aktif bir çocuk. Anne Duygu hanım bir otelde satış departmanında görevli; “Hastalıkla ilgili internet üzerinde bir çok grup var. Çocukları bu hastalığa sahip ülkemizden ve yurt dışından birçok aile ile tanıştık. Herkes birbiri ile bilgi alışverişi yapıyor ve destek veriyor. Dün ilacını almak için gelmiştik, Leyla’dan Sonra ekibi bugün hediyesi için arayınca çok şaşırdım” derken Ömer’in hediyesini aldığındaki mutluluğu ekibin başarısını kanıtlıyor.
‘Bir Damla Umut’ kan bağışı projesi
Leyla’dan Sonra projesinin kardeş bir çalışması daha var. Özellikle onkolojide lösemi, kanser tedavisi gören çocukların kan ihtiyacı çok fazla. Aile ve çocuklara ‘dileğiniz nedir’ diye sorulup da her defasında ‘kan’ cevabının alınması, ekibi yeni bir çalışmaya yönlendirmiş ve Bir Damla Umut projesini hayata geçirmiş. Her gün kan almak zorunda olan çocukların olmasından ve yeterli kan bulunamamasından ötürü yine bir gönüllü sistemi kurulmuş. Kan vermek isteyen bağışçılar isim, telefon numarası, şehir ve kan grubunu sisteme yazdıktan sonra, gerektiği zamanda telefonlarına gelen mesaj sayesinde kan ihtiyacından haberdar olabiliyor ve uygun zamanda gidip kan verebiliyor. Samet Samancı kan bağışının önemini vurgularken kan alma işlemi hakkında şunları söyledi; “Kan bağışı yaparken önce kan grubunuzu doğrulama ve kan değerlerinizi ölçmek için kontroller yapılıyor. Kan değeriniz eksikse zaten sizden kan alınmıyor. Bağış yapacak kişinin son 1 hafta içinde alkol kullanmaması ve ilaç almaması çok önemli. Detaylı bilgiler Kızılay’ın internet sitesinden öğrenebilir.”
Leyla’dan Sonra’ya destek vermek isterseniz dikkat edeceğiniz kurallar var...
- Proje kesinlikle maddi yardım kabul etmiyor
- Çocuklara göndereceğiniz hediyeler ikinci el olmamalı. Çocukların sağlığı açısından kullanılmamış, paketi açılmamış, yırtılmamış, yeni alınmış hediyeler kabul ediliyor
- Hediyeyi alıp kendiniz hastaneye götürüp veremiyorsunuz. Leyla’dan Sonra ekibi bunun için zaten bir aracı. Hediye çocuğa ulaştıktan sonra size bilgi veriliyor, ailesi izin verirse çocuğun hediyeyi aldığındaki fotoğrafı ya da videosu size gönderiliyor.
- Bir çocuk seçip dileği başka bir gönüllü tarafından gerçekleştiriliyorsa üzülmeyin çünkü boyama kitabı, puzzle, resim defteri, boya kalemleri de sürekli kabul ediliyor. Sizler de bunları gönderebilir ve çocukları gülümsetebilirsiniz.
Leyla’dan Sonra internet sayfasına erişerek çocukların dileklerine ulaşabilirsiniz.
http://www.leyladansonra.com/
Bir Damla Umut kan bağışı projesi için ise sağ köşede kırmızı kutuda bulunan “Bir Damla Umut” kategorisine tıklayarak, açılan sayfaya bilgilerinizi girerek kan bağışı için destekte bulunabilirsiniz.