'Böyle ölürüm daha iyi' diyerek ameliyattan kaçtı, doktoru imkansızı başardı!
İsmet Durmuş'un (81) birkaç ay önce nefes darlığı, halsizlik ile el ve ayaklarında aşırı ödem şikayetleri üzerine yapılan muayenesinde, kalp kapaklarında ciddi hasar olduğu tespit edildi. Gittiği üç hastanede de 'açık kalp ameliyatı şart' dendi. Durmuş'un o kadar büyük bir fobisi vardı ki, göğüs kafesinin açılacağını öğrenince, ertesi güne planlanan operasyonunu iptal etti ve "Böyle ölürüm daha iyi" diyerek hastaneden çıktı. Ailesi ona çare ararken Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Köksal'a ulaştı. Prof. Dr. Köksal ise imkansızı başardı. İşte haberin detayları...
Açık kalp ameliyatı olmaktan korktuğu için tam üç hastane dolaşan ve son yatırıldığı hastaneden ameliyat olmadan bir gece önce fikir değiştirip aniden çıkan 81 yaşındaki İsmet Durmuş'un imdadına "minimal invaziv cerrahi" olarak adlandırılan ve "minik bir kesiden yapılan" ameliyat tekniği yetişti.
Hayatı boyunca bir kez bile doktora gitmeyen ve birkaç ay önce başlayan nefes darlığı, el ve ayaklarında aşırı şişme, halsizlik gibi şikayetlerin ardından iki kalp kapağında da ağır hasar olduğu ortaya çıkan Durmuş'a gittiği bütün doktorlar "açık ameliyattan başka çare yok" dedi.
O ise göğüs kafesinin açılarak kalp ameliyatı yapılacağından ölümüne korkuyordu ve ameliyatı asla kabul etmedi. Ailesi doktor arayışına başladı ve Bezmialem Vakıf Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cengiz Köksal'a ulaştı. Prof. Dr. Köksal, kalp kapak tamirinde çok fazla tecrübeleri olduğu için, bu zor ameliyatı göğüs kafesini açmadan 3 santimlik bir kesiden yapabileceğini söylediğinde İsmet Durmuş ikna oldu ve hastaneye yatırıldı. Gerçekleştirilen kalp ameliyatı ile iki kalp kapağı tamir edildi, akciğerlerinde oluşan yüksek basınç da bu başarılı operasyon sayesinde normale döndü.
"CİDDİ KALP KAPAK YETMEZLİĞİ VARDI"
81'lik dede İsmet Durmuş'un, ameliyattan üç gün sonra taburcu olup torunlarına kavuşmak istediğini anlatan Prof. Dr. Cengiz Köksal, "İsmet amca 81 yaşındaydı. Şu ana kadar hiç doktora gitmemiş. Geldiğinde asık bir yüz. Bu yaşına kadar doktor, hastane nedir bilmeyen bir insana getiriyorsunuz, bir ameliyat teklif ediyorsunuz. 'Asla göğüs kafesimi açtırmam' diye direniyordu. Zor teskin ettik. Kalp EKO'larına ve tetkiklerine bakınca, mitral ve triküspit kapağında ciddi bir yetmezlik olduğunu anladık. İsmet amca için en güzel çözüm iki kapağı da tamir etmekti. Yapay kalp takmak yerine tamir ederek ömür boyu kan sulandırıcı kullanmaktan ve sık sık doktor kontrolünden de kurtulmuş olacaktı. Koltuk altından küçük bir kesi ile, 3 santimlik bir kesi ile yapmak da böyle bir hasta için en iyi seçenek olacaktı. İsmet amca günün sonunda ikna oldu. İki kapağını tamir ettik ve ameliyattan sonra üçüncü gün 'Ben taburcu olmak, torunlarımı görmek istiyorum' dedi. Bunu görmek çok güzel. Ayaklarındaki şişlikler, nefes darlığı geçti. Akciğer basıncı çok yüksekti o normale döndü. Göğüs kafesi açılmadığı ve koltuk altından ameliyat edildiği için de daha hızlı iyileşti" dedi.
"AĞIR KAPAK HASARLARINDA TÜM KALBİ GÖREREK AMELİYAT GEREKİR"
Bu yaş ileri hasta grubunda kalp kapağının kendi dokusu ile tamir edilebilmesinin cerrahi açıdan çok değerli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köksal, bunun nedenini ise şu şekilde özetledi: "81 yaşında ileri yaş bir hasta için iki büyük avantajı var bunun. Birincisi iki kapağını da tamir ettik, ikincisi bunu kapalı yöntemle, koltuk altından küçük bir kesi ile yaptık. Bir hastanın kapak yetmezliğine bağlı akciğer basınçları çok yüksekse siz, (ameliyat esnasında) kalbin her tarafını görmek istersiniz. Akciğere giden damarları, diğer damarları vs. bu nedenle de göğüs kafesinin açıldığı açık kalp ameliyatını tercih edersiniz. Ancak mitral kapak, kapak cerrahisinde tecrübemiz o kadar fazla ki biz bu tür ameliyatları koltuk altından küçük bir kesi ile yapabiliyoruz. Akciğer basınçlarının çok yüksek olması endişe sebebiydi. Onun için şunu sordum, '81 yaşındasın, senin normalde günlük işlerini yapıyor olman yeterli. Bunları yapabiliyor musun?' yapamadığını ve nefes darlığı sorunu olduğunu söyledi. Böyle bir hastaya müdahale etmek gerekiyordu çünkü bu yaştaki bir insan camiye gidemeyecek, arkadaşlarını göremeyecek ve kimseye muhtaç olmadan günlük işlerini yapamayacaksa çok kaliteli yaşıyor sayılmazdı. Tıbbın görevi de sadece yaşatmak değil, kaliteli yaşatmaktır."
"ERTESİ GÜN AMELİYAT PLANLANMIŞTI, VAZGEÇTİ VE HASTANEDEN ÇIKTI"
Babasının şikayetlerinin iki ay önce başladığını anlatan Mehmet Durmuş, yoğun bir öksürükle ilk belirtilerin çıktığını ve gittikçe kötüleşmesi üzerine onu doktora götürdüklerini söyleyerek şunları anlattı: "Ayaklarında, bacaklarında aşırı şişme oldu. İlk gittiğimiz doktor ilaç tedavisi verdi. Şikayetleri geçmeyince başka bir hastaneye gittik, kalp kapakçıklarından ameliyat olması gerektiğini söylediler. Kapalı ameliyata da uygun değil dediler. Çünkü kapaktaki sorun bayağı büyükmüş, bir de akciğerlerde de sorun vardı. Başka bir kamu hastanesine gittik, kapalı ameliyat yapabileceğini söyledi bir hoca. Pazar günü hastaneye yatırdık. Tüm tüm tahlilleri yaptılar. Pazartesi günü ameliyat olacaktı ama pazar akşamı doktorumuz 'Babanın durumu kapalı ameliyata uygun değil, açık yapmamız lazım' dedi. Babama söylediğimizde o akşam vazgeçti ameliyattan ve hastaneden çıktık. Gittiğimiz üç hastanede de açık ameliyat dendi. Babamsa 'Ben kendi kendimi kestirmem, göğüs kafesimi açtırmam' diyordu. 81 yıl boyunca hiç bir doktora gitmedi, göğüs kafesinin açılacağını duyduğu zaman 'Öleceksem ilaçtan ölürüm de ameliyat olmam' dedi. Sonra Cengiz Bey'e geldik. Hocamız bu ameliyatı kapalı teknikle yapabileceğini söyledi ve babam ancak o şekilde ikna oldu. Ameliyattan 2 gün sonra bütün ihtiyaçlarını kendi görüyor, şimdi sağlığı çok iyi."
"15 YAŞINDA DELİKANLI GİBİYİM"
Altı torun sahibi İsmet Durmuş açık ameliyattan çok korktuğu için istemediğini söyleyerek "Kendimi keserim gene olmam dedim. Ellerim ayaklarım şişti hep, hareket bile edemiyordum. Allah razı olsun, ameliyat sayesinde bitti hepsi. Şimdi araba da sürerim, kamyon da sürerim. 15 yaşında delikanlı gibiyim" dedi.