Bir kabus: Çocuğum hangi okula kayıt olacak
Arkadaşımız Tayfun Gönüllü “Veli” olarak yazdı
Sabahın köründe çalan telefonla haftanın ilk günü başladı.
“Tayfun ne olursun, bugün çocuğun okul işini bitirelim.”
“Ama daha zamanımız var” diyecek oldum, “Yok yok valla birden hücum ederler, Saint Michel’i de kaçırırız. Ayın 28’i olmuş... Bak Dame de Sion’a, bir anda nasıl doldu. ”
Liseye girecek kız tatilde, annesi telefonda.
Sabah doğru okulun yolunu tuttum. Sınıfta iki üç veliye, bir görevli, ne yapılması gerektiğini anlatıyor: “Ben de ön kayıt için gelmiştim.”
“Artık hergün kayıt yapıyoruz. Sabahtan ön kayıt, öğleden sonra kesin kayıt. Bugün kesin kayıt yaptırmazsanız, önkayıt başvurunuz da silinir.”
Herşey bu kadar basit!
“Peki, kayıt ücretinin peşinatı nedir?”
“4 bin 675 YTL.”
Eyvah, o kadar para yok ki!
Ama biz bu noktaya gelene kadar, hiç de kolay bir yol katetmedik. Çünkü bakanlık, bu yıl özel okullar sınavıyla, Anadolu liseleri sınavlarını birleştirince, sistem karıştı. Puan analizleri de öyle. Biz aileler de konudan bi haber olarak, çuvalladık.
PENALTI YİYECEK KALECİ GİBİ
Başkasını bilemem ama çocuğu liseye başlayacak aileler gibi bizim de tatil ayları kabusa döndü. Her şeyi bir kenara attık, beklemedeyiz. Ama bu beklemede penaltı yiyecek kaleci konumundayız. Her an gol yiyebiliriz ve bu stres hiç de kısa değil...
Artık, çocuğu liseye kayıt olacak bir anne babanın, tek gündem konusu puanlar... Sonunda Dame de Sion’u izlemeye başladık. Okul puanını 735’den açtı. 725 oldu ve 651’e geldi. Bizim çocuk, tüm sınava girenler arasında yüzde 10’luk dilimde, ama yine de yetmiyor işte. Herkes, “Daha düşer” diyor.
PUAN DAHA DÜŞER Mİ?
Bir hafta daha geçti, okul puanı 635’e inip, çakıldı kaldı. Okulun da 126 kontenjanından, 110’u boş. Bizim puan ise hâlâ eksik. Gazetede arkadaşlar yemeğe çıkıyor, ben okula koşturuyorum.
“Puan, daha düşer mi acaba?”
“Bilemeyiz, sınav yürütme kurulunun vereceği karar.”
“Peki, sınav yürütme kurulu böyle durumlarda ne gibi karar verir?”
“Bu arz- talep meselesi. Olay şöyle gelişiyor: “Şimdi Anadolu liseleri ikinci kayıt dönemini bitirdi bu hafta. Artık özel okullar dolmaya başlar. ”
“Peki Fransız liselerinin konumu ne olur bu sıralamada?”
Gözüm zaten gazetede bir haber ajanslarında, bir okul puanlarında. Okul görevlisi, yıllar içindeki deneyimini aktarmaya devam ediyor: “Bu hafta önemli. Öncelikle, yabancı özel okullar arasında Robert, Üsküdar Amerikan gibi kolejler, ardından Almanca eğitim veren bazı okullar gelir. Onlar doldu mu, sıra Fransız liselerine gelir.”
Bu arada tam saha savunmadayım. Her tarafı kontrole çalışıyorum. Yetkilinin söylediği doğru çıkmaz mı! Dame de Sion’un kontenjanı aniden 110’dan 33’e düştü. Diğer 3 Fransız lisesinde ise henüz bir kıpırdama yok. Kontenjan 33’e düşünce, panikle birlikte bendeki nem oranı, daha da arttı...
Ve olanlar oldu, ertesi gün, bu okulun kontenjanının tamamen kapandığını gördüm.
EN ÖNEMLİ BELGE: DEKONT
Gözümüzü Saint Michel’e çevirdik... Dün sabah okulun kapısından kararlı bir şekilde içeri girdim. Puanım (yani kızımın) burası için gayet iyiydi. Belgeleri aldık. Öğleden sonra borç harç parayı denkleştirdik. Sınav sonuç belgesinin aslı, diploma, parayı bankaya yatırdığıma dair dekont. Ki, en önemli belge. 6 fotoğraf, 50 YTL’lik posta pulu, tabi bunu bulamadım. 10 adet mektup zarfıyla görevlinin karşısına geçtim. Kimlik bilgilerimiz alındı. Sonra aileyle ilişkin sorular. O sırada başka aileler de heyecanla okula geliyordu birer ikişer.
Ama benim kabusum bittmişti. Onu kaydettim!