Benim kuzum yaşıyor mu?

Gerginlik bir kat daha arttı. Aileler uzun saatler boyu gelecek haberi beklediler. Tek yapabildikleri geziye giden veli ve öğretmenlere cep telefonuyla ulaşmaya çalışmaktı.

Elimizle ölüme yolladık
Bu telefonlardan gelen her ölüm haberi toplu bir ağıtla karşılandı. Zafer İlköğretim Okulu’nun bahçesinden saatler boyu feryatlar yükseldi. “Çocuklarımızı ölüme gönderdik” çığlıkları tüyler ürpertti. Öğretmen Yeşim Aygün’ün öldüğünü duyan tüm öğrenciler çok sevdikleri öğretmenleri için gözyaşı döktüler.

Her telefon yürek yaktı
Öğle saatlerine gelindiğinde jandarmadan gelmeye başlayan ölüm telefonları inanılmaz acının boyutunu daha da artırdı. Aksaray Jandarma Komutanlığı’ndan telefon alan her aile olduğu yere yığıldı. Telefonda minicik yavrularının öldüğü haber veriliyordu. Telefonu çalanlar birer birer yere yığıldı. Telefon gelmeyenler umutlarını kaybetmemeye çalıştılar ama telefonları her çaldığında inanılmaz bir korku yaşadılar. Çalan her telefonda arayanın jandarma olmadığını anlayanların yüzündeki gerginlik, hüznün gölgelediği bir mutluluğa dönüştü. Ama ilerleyen saatlerde beklenen telefon gelince bazı velilerin dünyası karardı.

Ya listede adı yoksa!
Çok sayıda öğrenci velisinin fenalaşması nedeniyle okulda geçici sağlık birimi oluşturuldu. Fenalaşanlara ilk müdahale burada yapıldıktan sonra sakinleştirici verilerek evlerine gönderildi. Yaralı listesinin asılmasıyla büyük bir hareketlilik yaşandı. Listede aradıkları isimleri göremeyenler, yakınlarının öldüğünü düşünüp fenalaştı. Ayakta durmakta zorlananlara diğer veliler destek olmaya çalıştı. Okul yönetimi tedirginliği biraz olsun gidermek için, “Listede olmayan isimlerin öldüğünü kesin olarak bilmiyoruz” açıklaması yapmak zorunda kaldı. İzmir Vali Yardımcısı Celalettin Eran velileri yatıştırmaya çalıştı ama kendisi de dayanamadı. Daha ilk cümlesinden itibaren duygulanarak konuşmasını kesti ve ağlamaya başladı.

HASTANELER YETMEDİ
Aksaray İl Sağlık Müdürlüğü ve ildeki bütün özel hastanelere ait ambulanslar olay yerine sevk edildi. Yaralıların büyük bölümü Aksaray Devlet Hastanesi’ne sevkedilirken, durumları ağır 8 yaralı da Konya ve Kayseri’deki hastanelere gönderildi. 32 kişinin yaşamını yitirdiği kaza nedeniyle Aksaray Devlet Hastanesi Morgu dolduğu için cenazelerden 3’ü Konya Numune Hastanesi morguna götürüldü.

Vali yardımcısı: Kahrolduk
VELİLERİN akın ettiği okulda açıklama yapan Vali Yardımcısı Celalettin Eran, ailelere kazayla ilgili bilgi verirken gözyaşlarına hakim olamadı. Yetkililerin verdiği 1 bardak suyla nefes alan Vali Yardımcısı konuşmasını zorlukla sürdürdü: “Maalesef İzmir için üzücü bir hadise. Hepimizin başı sağolsun. İçimiz yanıyor.”

Şoförün dosyası kabarık
Otobüs sürücüsü 42 yaşındaki Cumhur Çolak’ın 1990 yılında ehliyet aldığı, 17 yılda hakkında aşağıdaki suçlardan işlem yapıldığı ortaya çıktı.

* Sigortasız araç kullanmak

* Yanlış park

* Hız ihlali

* Yolcu indirip bindirme kurallarına uymama

* Teknik şartlara aykırı araç kullanmak

* Ruhsatsız araç kullanmak

Şirketin genel müdürü
Cumhur Çolak’ın Aylin Tur’un Genel Müdürü ve yüzde 30 hisseli ortağı olduğu öğrenildi. Aydın Şoförler Odası Başkanı Ali Tuncal’ın oğlu Hakan Tuncal’ın yüzde 40 hisseli, rehber Ali Can Aksu’nun da yüzde 30 hisseyle ortak olduğu acentenin sahiplerinden, evli ve iki çocuk babası Çolak’ın ölümü, memleketi Aydın’da üzüntüye neden oldu.

İhmaller zinciri mi öldürdü?

FAZLA YOLCU
Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden gezi için gerekli izin ve onay 21’i veli, 46 kişi için alındı. Ancak otobüse şoförler ve muavin dahil 66 kişi bindi.

OTOBÜS DEĞİŞTİ:
İzin belgesinde gezi gidilecek otobüs, Aylin Turizm’e ait 09 EA 555 plakalı olarak bildirildi. Ancak, henüz bilinmeyen nedenle bu otobüs değiştirildi. Kapadokya gezisine kaza yapan 45 HA 158 plakalı aynı firmaya ait otobüs gitti. Sigorta diğer otobüs için yapılmıştı.

SEYAHAT İZNİ YOK:
45 HA 158 plakalı otobüsün Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nden alınması gereken B 2 yetki belgesinin olmadığı ortaya çıktı.

Annem şoförü uyardı
KAZADAN yaralı kurtulan 12 yaşındaki Büşra Çoban, tedavi altında bulunduğu Aksaray Devlet Hastanesi’nde olayı şöyle anlattı: “Kazadan kısa süre önce uyandım. Otobüs zikzaklar çiziyordu. Annelerimiz şoförü daha önce uyarmış, bir süre sonra çarpışma oldu. Ben koltukların arasında sürüklendim. Ablam Tuğba ölmüştü, üzerime düşmüştü. Sonra abiler gelip beni kurtardı.”

Annesi izin vermedi
Zeynep Eke de arkadaşı Kadircan gibi geziye katılmak istediğini söyledi ailesine. Ama ne yapsa ne söylese annesini ikna edemedi. Annesi ’geliyorum’diyen faciayı önceden sezmişcesine kızını göndermedi geziye. Minik Zeynep, annesinin verdiği kararı yürekleri yakan haberi duyduğunda anladı. Zeynep de hemen okula koştu, ’televizyonlarda dinlediği haber belki yanlıştır’umuduyla... Zeynep şimdi arkadaşlarına ağlıyor.