Gazete Vatan Logo

Başkomiserin köpekle 'röportajı'

İlhan Selçuk ve Ertuğrul Özkök'ün de adı geçiyor...

Polis Akademisi Başkanlığında görevli Başkomiser İsmet Kaplan, narkotik köpeği ile röportaj yaptı. Köpeğin konuştuğu röportajda, gazeteci Ertuğrul Özkök de eleştirildi.

Başkomiser Kaplan’ın narkotik köpeği ‘’Narkop’’ ile yaptığı röportaj, Emekli Emniyet Müdürleri Dayanışma Derneğinin aylık yayın organı ‘’Çağın Polisi’’ dergisinde yayınladı. Gelecek ay da ikinci bölümü yayınlanacak olan röportaj şöyle:

Narkop: Hayırdır başkomiserim, daha insânî bir sohbet arkadaşı bulamadınız mı?

Başkomiser: Ah be dostum! Artık insanlarla konuşmaktan çekingenliğim daha bir arttı. Açıkçası çoğu insanın gündemi ile benim gündemim uyuşmuyor.

Narkop: Bana neden “Narkop” ismini verdiniz?

Başkomiser: Öncelikle narkotik işlere baktığın için “narko” ifadesi gerekli. E, “cop” (polis) sayılırsın ayrıca kendi çapında ve de “köpek” olduğun için “kop” kısaltması da gider sana…

Narkop: Vay be… Emsallerim Karabaş falan gibi isimler ile müsemma olsun, ben olayım Narkop… Hadi benim arkadaşlar bi şey demez, ama “insanlar” sizin benimle olan bu diyalognuzu garipsemeyecekler mi?

Başkomiser: İlgilerini çeker belki; malum, medya ilkesidir; “köpek insanı ısırırsa haber olmaz, insan köpeği ısırırsa haber olur”.

Narkop: Anlamadım…

Başkomiser: Korkma ısırmam seni. Sen ürü, kervan yürür…Hem yeri geldiğinde hayvan sevgisi diye yeri göğü inletiyorlar. Bi nevi katkımız olsun bu “sevgi” ye… Hem cidden hayvanlı yazıları, konuşmaları severim. Kelile ve Dimne, La Fontaigne, Mesnevî… Hep hayvanlı misallerle doludur. Ama sadece bu “edebî” arka plandan dolayı değil bu muhabbetimizin sebebi…

İLHAN SELÇUK VE ÖZKÖK

Narkop: Ne pekî?

Başkomiser: Bak dostum, merhum İlhan Selçuk son yazılarından birinde “nalları dikebileceğinden” bahsetmişti; kendisini merkep yerine koyuyordu yani. Medyamızın rengarenk isimlerinden Ertuğrul Özkök, tarassut köpekleri diye bir ifade kullanmıştı ve hiç gocunmadan bu tarz şeyleri yazabilmişti. Ben kendisini hayvan yerine koyabilen tutumları çok “insanî” bulurum…

Narkop: Şimdi hatırladım, bir de Tahir efendi bana kelp demiş İltifatı bu sözde zahirdir, Maliki mezhebim benim zira, İtikadımca kelp tahirdir. Dört dörtlük mesaj dolu bir dörtlük…

Başkomiser: Bak ne güzel söyledin! Hem sana bir şey daha söyleyeyim… Ertuğrul Özkök, heyecanlı bir yazısında “12 Mart döneminde, girdiği evde, Platon’un Türkçeleşmiş adıyla Eflatun’un, “Devlet” adlı kitabını bulunca “Ne o lan, Kızıl Devlet’i bitirdiniz şimdi başımıza bir de Eflatun devlet mi çıkardınız” diyen o zihniyet vardı ya, hani tam 40 yıl önceki o kafa...” diye değinir polislere. İşte o meşhur kitapta anlatılan devlette polislerin benzetildiği canlı nedir biliyor musun?

Narkop: Köpek mi? Yahu ne “devletlu” hayvanmışım… Ben de kendi dünyamın kitaplarından biri olan “Hayvan Çiftliği” nde görmüştüm. Orada polislere biçilen rol yine köpek. Ayrıca, ayıptır söylemesi bürokratik sosyeteden bir hanımefendi de vaktiyle yaşadığı bir olayda polislere, o ilin müdürüne atfen “falanın köpekleri” demişti… Şimdi anlıyorum neden muhabbet için benim kulübeme kadar geldiğinizi başkomiserim… “He”, “she” lere bakıp “it is better” diyorsunuz o zaman başlıkta, Allah “better” ın “better” ından korusun, ne diyeyim..

Başkomiser: -Gördün mü, ne esprili muhabbet arkadaşı oldun… Haftaya buluşalım tekrar… İşe “burnundan” başlayacağız…
(gazeteport)

Haberin Devamı