Ateistler de Müslüman sayılır
Genç bir din adamının İslam dinine getirdiği sıra dışı yorumlar...
Dışarıdan bakıldığında oldukça yadırganacak bir tablo: Hamburg'daki üç İslam kuruluşunun temsilcileri Türk basınında yayınlanan ortak makalelerinde, Türkçe bilmeyen Filistin asıllı bir Avusturyalıyı İslam dininin temel ilkelerine ihanet etmekle suçladı. Türkiye gazetesinin Almanya baskısında çıkan yazıda, Almanya'nın Münster Üniversitesi'nde İslam din öğretmeni yetiştiren merkezin başkanlığını yapan Muhanad Hurşit “Allah'a inanmayan ahlak sahibi insanların da Cennet'e gidecekleri” şeklindeki sözlerinden dolayı eleştirildi.
Aykırı iddialarına yer verdiği “İslam Rahmettir” adlı kitabına gösterilen tepkiyi hayretle karşılayan Hurşit, "Bu eleştiriler, başkasını eleştirmek ya da ona akıl vermek isteyenin bunu basın aracılığıyla değil, karşılıklı konuşarak yapması şeklindeki İslam değerlerine uymuyor" dedi.
Muhanad Hurşit'in İslam dinine getirdiği yorumu, Allah'ın rahmet ve merhametine sığınıp bu değerlerin yaşanması, şeklinde özetlemek mümkün. Avusturyalı ilahiyatçı bu şartı yerine getirenin, Allah'a inanmasa bile Müslüman sayılacağını çünkü Allah katında mümin ile inanmayan ayrımı olmadığını öne sürüyor.
Hamburg'daki Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB'in Kuzey Almanya Teşkilatı Başkanı Zekeriya Altuğ, İslam'ı rahmete indirgemenin bu dinin özelliklerini tam yansıtmadığını söylüyor. Altuğ, "İman kadar, imanı destekleyen amel de fevkalade önemlidir. İnanmak, tek başına yetmez. Amel de tek başına eksik düşer. İkisinin birleşmesiyle bir bütün oluşur" şeklinde konuşuyor.
AÇIKLAMALAR TEPKİ ÇEKTİ
Zekeriya Altuğ, ilahiyatçı Hurşit'in bütün fikirlerini kötü bulmuyor. Aksine İslam'ın farklı görüşlere izin veren, çoğulcu bir din olduğunu ve Hurşit'in bazı görüşlerine kendisinin de katılabileceğini söylüyor. Ancak geleceğin din öğretmenlerini yetiştirme sorumluluğuna sahip bir kişinin hangi değer yargılarını aktaracağına çok dikkat etmesi gerektiğini sözlerine ekliyor.
Muhanad Hurşit, dini esasların öğretilmesinde çocuk ve gençlerin özel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiği görüşünde: "Bir çok genç, kısıtlayıcı, kendisinde korku yaratan bir Allah tasvirinden çekindiğini söylüyor. Bu, aşmak zorunda olduğumuz en önemli zorluklardan biridir."
Avusturyalı ilahiyatçı bu nedenle gençlere, dinin Allah için değil onlar için gönderildiğini ve Allah'ın yüceltilmeyi değil kullarının selametini istediğini öğretmek zorunda olduklarını ifade ediyor. Bir Alman gazetesinde yer alan haberde, Hamburg İslam Cemaatleri Birliği Başkanı Ramazan Uçar'ın Türkiye gazetesindeki yazısında Hurşit'ten, nedamet getirip gerçek bir Müslüman gibi davranmasını istediğine yer veriliyor.
'TÖVBE İNSANIN İÇİNDEN GELMELİ'
DİTİB Kuzey Almanya Teşkilatı Başkanı Zekeriya Altuğ bu görüşe katılmıyor ve "Bu talep, dini açıdan da oldukça aşırı kaçıyor. İnsan ne zaman nadim olacağını kendi bilmeli. Tövbe insanın içinden gelmeli" diyor.
DİYALOG ZEMİNİ
Zekeriya Altuğ, alışılmışın dışında görüşler öne sürmesine rağmen Hurşit'in iyi niyetle bu tartışmayı başlatmış olmasını umduğunu söylüyor. Bu görüşlerin diyalog için iyi bir zemin oluşturduğunu belirten DİTİB teşkilat başkanı, konuşulması gerekenler olduğunu ancak tartışmanın kavgaya dönüşmemesi gerektiğini ve ancak yapıcı diyalogla ilerleme sağlanabileceğini de sözlerine ekliyor.
'CEMAATLERİN ELEŞTİRİLERİ İYİ NİYETLİ'
Muhanad Hurşit de, Almanya Müslümanlarının bu tartışmadan kazançlı çıkacağını ve ‘İslam Rahmeti' adlı kitabına gelen olumlu tepkilerin kendisini umutlandırdığını belirtiyor: "Yeni olan her şey önce rahatsızlık ve güvensizlik yaratır. Ama cemaatlerin eleştirilerini iyi niyetle yaptıklarına dair işaretler alıyorum. Hepimiz hatalarımızdan ders alabilmeliyiz."