Astsubay Süleyman ile Koreli Ayla’nın hikâyesi film oldu
1950’de Kore’de savaşan Türk Astsubay Süleyman’ın ormanda bulup Ayla adını verdiği Koreli kimsesiz küçük kızın hikayesi 67 yıl sonra beyazperdeye aktarıldı...
1950, Kore Savaşı. Türkiye’den gönderilen askeri birlikten Astsubay Süleyman Dilbirliği ormanda kimsesiz Koreli bir kız çocuğu bulur. Onu birliğin kampına götürür ve Ayla adını verir. Burada bakılan Ayla, zamanla Türkçe öğrenir. Ancak Süleyman Dilbirliği ve küçük Ayla’nın aralarında doğan baba ve kız ilişkisi birliğin 15 ay sonra Türkiye’ye dönmesiyle son bulur. Süleyman Dilbirliği, küçük kızı yanında götürmek ister ama bir yol bulamaz. 60 yıla yakın birbirlerinden haber almazlar. 10 yıllar sonra Süleyman Dilbirliği’nin çabaları sonucunda yeniden duygusal bir buluşmayla bir araya gelirler. Bu buluşma, haberciler ve belgeselciler tarafından ölümsüzleştirilir. Haklarında çekilen bir belgeselde Ayla, hikâyelerini ‘film gibi’ diye tanımlar.
Film gibi hikaye, film oldu!
Önceki akşam Sait Halim Paşa Yalısı’nda tanıtımı yapılan ‘Ayla’, bu, “Film gibi hikâyeyi” kurmaca bir film olarak izleyicinin karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. Yönetmenliğini Can Ulkay, yapımcılığını ise Mustafa Uslu’nun üstlendiği filmde Süleyman Dilbirliği’ni İsmail Hacıoğlu, Ayla’yı ise Kim Seol canlandırıyor. Müziklerinde Fahir Atakoğlu’nun imzası olan filmin diğer rollerinde Çetin Tekindor, Ali Atay, Murat Yıldırım, Taner Birsel ve Altan Erkekli rol alıyor. Şu an kurgu sürecindeki filmin yapımcısı Mustafa Uslu, bunun bugüne dek çekilmiş en yüksek bütçeli Türkiye yapımı film olduğunu belirterek, “3,5 yıllık hayalimiz gerçek oldu” diyor. Yönetmen Can Ulkay ise filmin ‘Savaşa değil, sevgiye odaklandığı’nın altını çiziyor. Kültür ve Turizm Bakanı Naci Avcı ise konuyla ilgili olarak “Bu, insanlık hikâyesi herkese dokunacak” diyor.
Kore belgeseliyle başladı
Projenin çıkışının bir belgesel olduğunu belirten yapımcı Uslu, “Kore televizyonunun çektiği bir belgeseli izledim, Ayla ve Süleyman Bey’le ilgili. O, beni çok etkiledi. Sonra Süleyman Bey’le tanıştım. Kahramanı bulamazsanız hikâye, rivayet gibi kalıyor. Süleyman Bey’le telefonla konuştuktan sonra evine gittik.. Hem ben hem de ekipteki herkes çok etkilendi. Bu hikâyeye biraz bizim memleketin şansı olarak bakıyorum. Gerçek Türk insanını tanıtan katıksız saf bir hikâye” diyor. Yönetmen Can Ulkay ise hazırlıkları 3 yıl önce başlayan filmle ilgili olarak şunları söyledi: “Süleyman Bey’le buluştuktan sonra bu filmin iskeletini çıkardık. Onun anlattıkları bizim için çok önemliydi. Filmde gördüğünüz karakterlerin tamamı, onun hikâyesinden çıkan insanlar. Film, gerçek hikâyeden yola çıkılıp değiştirilmiş bir film değil. Hemen hemen her şey gerçek. Marilyn Monroe dahil. Sinemaya göre renklendirdik. Birçok çiçek vardı, biz bunu çok güzel bir buket yaptık.”
Montajı sürüyor
Yönetmen Can Ulkay, ilmin şu anda montaj aşamasında olduğunu aktardı: Fragmanlarımız ve kaba montajımız bitti. Bu süreç bizi Ekim ayına kadar götürecek. Filmin zamanlaması için önemli uluslararası festivallerden haber bekliyoruz. Yapımcı Mustafa Uslu ise, “Ülkeden beklediğimiz gereken desteği vermesi. Filmi daha çok insana ve dünyaya izletmek istiyoruz” dedi.