Aracı görevdeki savcı çıktı!
İstanbul’da görev yapan savcı Lokman kamu görevlisi olan ağabeyini ve bir kadını Oktar’la tanıştırmak istemiş. Örgütün sosyal medyadan hakaret edenlere şikayet et-çek yöntemiyle her ay 500 bin lira gelir elde ettiği belirtildi.
Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik hazırlanan iddianamede, 2 Aralık 2017 tarihinde örgütün hukuk işlerinden sorumlu olan ve Fazıl Say’a açtığı dava ile gündeme gelen Ali Emre Bukağılı ile İstanbul Anadolu Adliyesi’nde daha önce görev yapan Cumhuriyet savcısı Mustafa Lokman’ın gerçekleştirdiği bir telefon görüşmesine yer verildi. Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre görüşmede Savcı Lokman, Bukağılı’dan kamu görevlisi olan bir ağabeyini ve bir kadını örgüt lideri Adnan Oktar ile tanıştırmak istediğini söylüyor. İddianamede savcı hakkında HSK’ya bildirimde bulunulduğu belirtildi.
Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianameye itirafçı ve müştekilerin ifadeleri damgasını vurdu. İşte o ifadeler:
Fönle yatak ısıttırmış
İtirafçı şüpheli Bahar Bayraktar, “Adnan Oktar günde ortalama 12 saat uyur. Kış aylarında yatağını fönle ısıttırır. Ev içinde sadece uzun paçalı iç çamaşırı ile dolaşır, üstü çıplaktır. Yemeğini Merve Büyükbayrak gibi sadece kendisi tarafından onaylanmış kişiler hazırlardı. Başka kişilerin malzemelere dokunması yasaktı” dedi. İtirafçı Ayça Pars ise, “Adnan Oktar kendini çok kültürlü ve sanattan anlayan bir kişi gibi göstermeye çalışmıştır. Canlı yayın sırasında bir konu geçince o konu hakkındaki tüm bilgiler Didem Ürer, Yeliz Sucu ve Merve Büyükbayrak tarafından önündeki tabletlere gönderilirdi” diye konuştu.
İtirafçı Altuğ Revnak da ifadesinde şunları söyledi: “Hatırladığım kadarıyla 2008 veya 2010 yılıydı. Tapınakçılardan olan Timothy Hogan başkanlığındaki dokuz kişilik ekip İstanbul’a getirilerek konferans verildi. 2013 yılı yaz aylarında davet üzerine ABD’de Los Angeles’ta Kabala’nın dünya toplantısına katıldık. Toplantıda 10 bin civarı dünya çapında seçkin insan vardı. Orada Demi Moore, Ashton Kutcher, Al Pacino gibi birçok aktör ve film yapımcısıyla tanıştık. Bu kişilerin iletişim bilgilerini Sinem Tezyapar’a verdik ve onlar bağlantıları devam ettirdi. Üslubunda küfür ve argoyu çok kullanırdı. Bunu da sözde örgüt üyelerinin seviyesine inmek ve karşısında rahat olmamız için bu üslubu kullandığını söylerdi. Emin Koç’a seviyesine inmek için yaklaşık beş dakika küfür ettiğini kendisi anlatmıştı. Uzun süre birine aynı yetkiyi vermezdi. Eğer örgüte bağlılığı yüksek biriyse sürekli eleştirir, çok ağır küfürler eder, ağır eleştirilerde bulunurdu. Örneğin Oktar Babuna’nın bağlılığı yüksek diye örgüt içinde öne çıkmaması için sürekli aşağılar, küfürler ederdi.”