'6 ay ömrün kaldı' denmişti
Genç yaşta art arda 5
organına yayılan kanser hastalığı nedeniyle 6 ay ömür biçilmesine rağmen 6 yılı
aşkındır zamandır mücadele ederek binlerce hastaya motivasyon ve umut kaynağı
olan Kansersiz Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 32 yaşındaki Dida Kaymaz,
kanserli hücreleri vücudunda 3 noktada yenmeyi başardı.
Dida Kaymaz, İtalya’da eski Sağlık Bakanı ve onkoloji Profesörü Umberto
Veronesi tarafından gerçekleştirilen ve 1 aydan fazla süren kök hücre tedavisinin
ardından döndüğü Türkiye’de, yaklaşık bir buçuk aylık süreyi evinde son derece
steril, izole bir ortamda ve mümkün olduğunca az sayıda insanla görüşerek
geçirdikten sonra kurucu başkanı olduğu derneğin iki önemli projesi ile ilgili
çalışmaların ilk adımlarını atmak için Adana’ya geldi.
Oksijen deposu Toros Dağlarının eteğinde bulunan Adana’nın Pozantı
ilçesindeki dağ oteli Pendosis Tatil Köyü’nün ortağı Süreyya Kayar ile
gerçekleştireceği proje için alan keşif gezisi yapan Dida Kaymaz, AA muhabirine,
önce tedavi sürecini, ardından, kanser hastalarına umut olacak projelerini
anlattı.
İtalya’da 22 günü steril odada geçen kök hücre nakli tedavisi sayesinde
kanser hücrelerinin kemiklerine yapmış olduğu metastasın önüne geçildiğini ifade
eden Kaymaz, "Bunun yanı sıra yapılan rutin tetkik ve tahlillerimde vücudumdaki
5 ayrı organ tutulumundan 3’ünde yüksek başarı sağlandığı görüldü" dedi.
İkisi primer, 3’ü metastas olmak üzere vücudundaki 5 ayrı noktada bulunan
kanser hücreleri ile yaşamayı öğrenmesi, hayata küsmemesi ve tedavi sürecinden ve
sosyal yaşamından asla kopmaması sayesinde moralini hep yüksek tuttuğunu anlatan
Kaymaz, "Mide, kolon, akciğer, karaciğer ve beyin tutulumu vardı. Şu anda primer
olarak vücudumda bulunan kolon ve akciğerler dışındaki tüm kanser hücreleri
etkisiz hale gelmiş durumda. Ben bunu öncelikle Allah’ın takdiri ilahisine, daha
sonra verdiğim mücadeleye borçluyum" diye konuştu.
Henüz 26 yaşındayken kansere yakalandığında doktorların kendisine 6 ay
ömür biçtiğini hatırlatan Dida Kaymaz değil 6 ay, 6 yılı aşkın süredir ayakta
kalabildiği gibi kansere karşı, 5-0 durumundayken, 3-2 öne geçtiğini vurguladı.
-NASIL BESLENİYOR?-
Kaymaz, beslenmesinden yaşam tarzına kadar tüm hayatını tedaviye göre
şekillendirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Tedavi sürecinde doktorunun önerisi ile kırmızı et ve şeker gibi
gıdaların olmadığı bir diyet uyguluyor, mümkün olduğunca bol oksijenli ortamlarda
bulunmaya özen gösteriyorum. İmmun sistemini güçlü tutuyor, mevsimsel üst solunum
yolları enfeksiyonu bu aralar sık görüldüğünden kalabalık ortamlarda bulunmamaya
özen gösteriyorum. Oksijen, tedavi sürecimde büyük bir öneme sahip. Günlük
egzersizler ve doğru nefes alma, hücresel düzeyde daha fazla oksijen alınmasına
yardımcı oluyor. Bol oksijenin yanı sıra ozon terapisi de tedavimin bir parçası.
Doktorumun bana önerdiği diyetteki kırmızı et yasağı nedeniyle bu gıdadan
alamadığım proteini, diğer gıdalardan alıyorum. Tedavim öncelikle bilimsel tıpla
sürüyor ancak, alternatif tıptan da faydalanıyorum. Bu konuda da doktorlarımın
tavsiyesine uyuyorum. Ben alternatif tıbbı bir kanser hastası için tamamlayıcı
tıp olarak görüyorum. Mesela bağışıklık sistemimi güçlendirmek için tüm dünyaca
bilinen reishi mantarının çayını 5.5 yıldır düzenli olarak tüketiyorum."
-REİSHİ MANTARI YETİŞTİRİCİLİĞİ PROJESİ-
6 yıldır amansız hastalığa karşı verdiği mücadeleye rağmen pozitif
enerjisi ile dikkati çeken Dida Kaymaz, Pozantı ilçesinde, Pendosis Tatil köyü ve
Çukurova Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle gerçekleştirmeyi planladığı proje
kapsamında, kanser hastalarında bağışıklık sistemini güçlendirici etkisiyle
bilinen ve kendisinin de düzenli olarak yıllardır kullandığı "Reishi" mantarı
yetiştireceklerini bildirdi.
Japon ve Çin tıbbında kansere karşı en önemli silah olarak gösterilen,
Japonya Sağlık Bakanlığı tarafından kanser hastalığı tedavisinde tek doğal ilaç
olarak kabul edilen ve binlerce yıldır birçok hastalığın tedavisinde kullanılan
Reishi mantarının "ölümsüzlük mantarı" olarak da bilindiğini vurgulan Kaymaz,
şunları kaydetti:
"Özellikle yayınlanmış birçok önemli çalışmada kanser tedavisinde
başarılı etkisi kanıtlandığından biz dernek olarak böyle bir çalışmayı başlatma
kararı aldık. Reishi’nin kanser hastalığının destek tedavisinde önemi çok büyük
ancak temin edilmesi oldukça güç ve son derece pahalı. Biz bu tıbbi mantarı
yetiştirip, kanser hastalarına ücretsiz olarak vermeyi planlıyoruz."
Kaymaz, proje uygulama alanı olarak Toros Dağlarının eteğinde, nem oranı
yüksek iki mağara tespit ettiklerini ve hızla çalışmalara başladıklarını
bildirdi.
Kansersiz Yaşam Derneği İkinci Başkanı Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Begüm
Kayar ise "Ganoderma lucidum (Reishi mantarı) adında anlaşılacağı gibi Gan
(parlak) derma (kabuk) ve lucidum (göz alıcı, büyüleyici) mucizevi bir tıbbi
mantardır. Japonya, Kore ve özellikle de Çin’de ilk çağlardan beri kullanılan
gençlikle, uzun ve sağlıklı bir yaşamla özdeşleştirilmiştir. Sınırlı bir yetişme
alanı olduğu için maddi değeri de oldukça yüksektir. Yapılan birçok araştırma
sonucunda özellikle kırmızı reishi’nin bağışıklık sistemini güçlendirici, kanseri
önleyici ve tedavisine yardımcı birçok mekanizmasının yanı sıra, sinirsel
gerilimi azaltıcı ve kan basıncını düşürücü özellikleri olduğu kanıtlanmıştır"
dedi.
Projede dernekle işbirliği yapan Süreyya Kayar da, Pozantı’nın Peru’dan
sonra oksijen ve yükseklik dengesi en iyi olan yöreler arasında bulunduğuna
dikkati çekerek, "Bu proje, sağlık turizminde ön plana çıkan yöremizin kanser
hastalarına bir hediyesi niteliğinde olacak" diye konuştu.
Kaymaz, kanser hastalarına umut olacak projelerinin yanı sıra, ilkini
geçtiğimiz aralık ayında Adana’da gerçekleştirdiği "Kansersiz Yaşam Sohbetleri"
programına Türkiye;yi il il gezerek devam edeceğini sözlerine ekledi.