Gazete Vatan Logo

22 yıl önceki sır pazarlık!

Asil Nadir'in İngiltere’de görülen davasının 2’nci gününde ilginç bir iddia ortaya atıldı

İngiltere’de görülen davanın 2’nci gününde ilginç bir iddia ortaya atıldı ve 1990 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, Nadir için İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’a mektup yazdığı öne sürüldü. Old Bailey’de görülen davaya avukatları, yakınları ve eşi Nur Nadir’le gelen Asil Nadir’in kendinden emin, neşeli ve rahat tavırları dikkat çekti. İngiliz basınının büyük ilgi gösterdiği duruşmanın temmuz ayı sonunda jürinin vereceği kararla sona ermesi bekleniyor.

Dünkü duruşmada, Özal’ın Nadir için Thatcher’a yazdığı öne sürülen mektup duruşma jürisine gösterildi.

‘Rum komplosu!’

Özal’ın mektubunda ‘Demir Leydi’ lakaplı ünlü politikacıya Nadir’in başına gelenlerin bir Rum komplosu olabileceğine işaret ettiği iddia edildi. 1987-1990 yılları arasında şirket hesaplarında 13 ayrı dolandırıcılık yaptığı idiasıyla yargılanan ve hakkındaki iddiaları reddeden 71 yaşındaki Nadir de, şirketinin batmasından önceki haftalarda iki kez Özal ile görüştüğünü belirtti. Özal’ın Thatcher’e mektubunun 12 Eylül 1990 tarihini taşıdığı belirtildi. Özal’ın mektubunda İngiliz makamlarının Nadir’e adalet içinde ve örnek teşkil edecek biçimde davranacağından emin olduğunu söylediği öne sürüldü. Özal’ın mektubunda endişelerinden söz ettiği ve şirketle ilgili Rum basınında yer alan yoğun haberlere de dikkat çekerek, bu yolla bir önyargı oluşmasına dair kaygılarını da ortaya koyduğu kaydedildi.

‘Ültimatom verdiler’

Özal’ın, mektupta ayrıca, “Rumlar’ın bu yolla KKTC ekonomisini olumsuz etkilemek ve Türkiye’nin çıkarlarını zedelemeyi hedefliyor olabileceklerine” de dikkat çektiği bildirildi. Bu arada jüriye Thatcher’in bu mektuba herhangi bir yanıt verip vermediği bildirilmedi.
Nadir ise bu mektubun ardından Türkiye’nin Thatcher’in Dışişleri Bakanı Douglas Hurd’den bir ültimatom aldığını belirterek, “Turgut Özal’a bir ültimatom yollandı. Mesaj bir cumartesi günü ulaştı ve ‘Pazartesi günü itibariyle 100 milyon sterlin bize ulaşmazsa her şey bitmiş olacak’ denildi” iddiasını ortaya attı.
Nadir ayrıca dönemin Ekonomi Bakanı Güneş Taner’in PPI’a yardım etmek için bir fon önerdiğini ve Türkiye’nin gereken her ne ise verip şirketi kurtarmak istediğini söylediğini de iddia etti.

Sıfırdan İngiltere’nin en zenginleri arasına...

* Asil Nadir İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ndeki eğitimini yarıda keserek 1960’ların başında ailesiyle birlikte Londra’ya yerleşti. 1974 Barış Harekatı’ndan sonra Lefkoşa’ya dönerek tekstil işine girdi.
* Kuzey Kıbrıs’ta ürettiği tekstil ürünlerini İngiltere’de kurduğu Wearwell şirketiyle Ortadoğu’ya ihraç etmeye başladı.
* Bir süre sonra da elektronik, gıda ve hizmet sektöründe de iş yapan Polly Peck Holding’i kurdu.
* Nadir 1980’li yıllarda İngiltere’nin en zengin 100 işadamından birisi oldu. 1990’da Sunday Times’ın İngiltere’nin en zenginleri listesine 36’ncı girdi.
* Paravan şirketleri aracılığıyla Polly Peck hisselerini yapay olarak yükselttiği suçlamaları, şirketi büyük bir mali krize soktu.
* 1991’de Polly Peck 550 milyon sterlin borçla iflas etti. Nadir dolandırıcılıktan tutuklandı.
* 1993’te ise kefaletle serbestken özel uçağıyla KKTC’ye kaçtı.

Özal’ın davetiyle medyaya girdi

Asil Nadir dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın tavsiyesiyle 1988’de Türkiye’de medyaya girdi. Basında ciddi bir muhalefetle karşı karşıya olan Özal’ın bu davetinin kendine göre bir medya yaratma isteğiyle olduğu yorumları yapıldı. Dönemin gazete patronları, Sabah’ta Dinç Bilgin ve Hürriyet’te Erol Simavi’ydi. Asil Nadir, Güneş ve Günaydın gazetelerini, Gelişim Yayınları’nı satın aldı. Gazeteleri için yüksek paralar harcayarak önemli transferler yaptı.

Orduevi’ndeki toplantı...

İrem Barutçu’nun ‘Babıali’nin Tanrıları’ kitabında Turgut Özal, Erol Simavi, Dinç Bilgin ve Asil Nadir’i buluşturan bir toplantıda yaşanan çarpıcı olay özetle şöyle anlatılıyor:
“8 Mart 1989. Harbiye Orduevi. O gece gazete patronları Başbakan’ın sofrasında konuklar. Yemekte tam da tatlı aşamasına gelinmiştir ki, Asil Nadir, ter içinde ve koşar adımlarla salondan içeri giriverir. Bu emrivaki patronların canını sıkmıştır. Bir müddet sonra Erol Simavi ayağa kalkar, “Ben gidiyorum” der.
Bu cümleden sonra Simavi ikna edilir ve yerine oturur ama Asil Nadir’le olan gerilim şu diyaloglarla devam eder: Erol Simavi: “Sen bütün gazeteleri alacakmışşın, gel benimkini de al.” Asil Nadir: “Alırım.” Simavi: “Yalnız ben on iki sıfırlı isterim. Turgut Bey, sen de aracılık yap. Sana da yüzde on verelim. Seçim geliyor, paraya ihtiyacın vardır.”
Sonraları Sabah ve Hürriyet grubu, İngiltere’de Polly Peck’le ilgili başı derde giren Asil Nadir’e karşı birlikte bir kampanya başlattı ve Asil Nadir Türk basınından çıktı.
(Milliyet)

Haberin Devamı