21 yıllık utanç ve toplumsal baskıya o da dayanamadı
Türkiye’nin ilk haber spikerlerinden Alp Buğdaycı’nın, 21 yıl önceki suçlamadan cezası yeni kesinleşti. 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı. 1.5 ay önce Beyazıt’ta kimlik kontrolünde yakalandı. Metris cezaevinde de kalp krizinden hayatını kaybetti.
Eski haber spikeri 52 yaşındaki Alp Buğdaycı Metris cezaevinde ölü bulundu. Buğdaycı 1,5 ay önce girdiği cezaevinde önceki gün 15.00 sıralarında rahatsızlandı. Buğdaycı, cezaevi revirinde yapılan ilk müdahalenin ardından Bayrampaşa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ama kurtarılamadı. Buğdaycı’nın cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Cenaze Adli Tıp Kurumu’ndaki incelemenin ardından ailesine teslim edildi.
21 yıl önceki dava yeni sonuçlandı
Alp Buğdaycı, Metin Kaçan ile bilikte 1995 yılında görülmeye başlanan ve uzun süre kamuoyunun gündeminden düşmeyen “tecavüz davası” sanığı olarak yargılanmıştı. Bir süre tutukluluktan sonra serbest kaldı ama yargılama sürdü. Söz konusu hukuki süreç yıllar sonra noktalandı. Mahalli mahkemenin kararı sanıkların aleyhine 2 kez bozuldu. Avukatının verdiği bilgiye 4 yıl 2 ay cezası kesinleşince Buğdaycı’ya yeniden cezaevi yolu göründü. Kaçak duruma düşen Buğdaycı, Beyazıt’ta yapılan bir kimlik kontrolünde yakalandı ve cezaevine konuldu.
Kulak ve alın bölgesinde kan izleri vardı
Buğdaycı’nın cenazesini aile yakınları aldı. İşlemleri izleyen Buğdaycı’nın Avukatı Haydar Yalçınoğlu, kalp krizi şüphesi bulunduğunu belirtti, vucüdun kulak ve alın bölgesinde kan olduğunu kaydetti. Avukat Yalçınoğlu “Bu davada iki insana da toplumsal bir linç uygulandığından dolayı, toplum kendi ahlakçı yapısını bunların üzerine kusup, büyük bir cinnet derecesinde baskı uyguladı. Metin Kaçan bunun sonunda köprüden atlayarak intihar etmişti. Alp Buğdaycı da cezanın kesinleşmesi üzerine Metris Cezaevi’ne girdi. Fakat kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Orada vefat ettiğini öğrendik. Fakat hiç bir doktora gitmişliği bile yoktu. Bugüne kadar hiç bir şekilde kalp problemi olmadı. Nedenini tam olarak bilemiyoruz. Adli Tıp’ın raporunun 3 ay içerisinde açıklanacağı söyleniyor” dedi.
Özel TV’lerin ilk spikerlerindendi
1982-1985’de ekonomi, belediye, iç politika ve adliye muhabirliği yaptı. TRT radyolarında spikerlik yaptı. TRT1’de yayınlanan Gökkuşağı programını hazırladı ve sundu. Özel televizyonların ilk haber spikerlerinden biriydi. Buğdaycı bir süre televizyonu bırakıp sinema-tiyatro-edebiyat çalışmalarına ağırlık verdi. Buğdaycı, 2001 yılında spikerlik mesleğine geri döndü. Ama bu kez ekranda değil, mikrofonda. Seslendirme sanatçısı olarak. Sürdürdüğü meslek hayatı boyunca sayısız belgesel, reklam, tanıtım ve TV programı seslendirdi.
‘Stres ve buhrandan öldü’
Yalçınoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü, “Fakat her halükarda toplumsal baskının getirmiş olduğu bir cinnet, yaratmış olduğu stres ve bu buhran neticesinde iki insanın da sağlık durumu bozuldu. İçeride kendi vadesi ile mi öldü yoksa başka nedenlerle mi onu bilemiyoruz. Fakat bu konuda bir takım kuşkularımız vardır. Çünkü kulağında kan izleri ve yüzünde kan izleri olduğu bilinmektedir. Kesin birşey söylenemiyor. Bu toplumsal baskının getirmiş olduğu bir infaz biçimidir bu. Bir mahkum bir devletin namusudur. Ve bunu koruyamıyorsa ceza yargılaması yapmadan toplumun linç etmek üzere önüne bırakmalıdır. Bu iki insan da tamamen bu vicdansızlığın eseri öldüler. Zaten Metin Kaçan öldüğünde ağabeyinin söylediği çok açıktır. ’Seni bu çiyanlar öldürdü’ diye. Yargılama sürerken aleyhlerinde 2 bin tane yazılar yazıldı. Canavarca insanlar. Böyle insanların bu toplumda yeri yoktur gibi. Ben yirmi yıldır tanıyorum. 20 yıldır sokağa çıkamadılar.”
Metin Kaçan da köprüden atlamıştı
Ailesi, Metin Kaçan altı aylıkken İstanbul’a geldi. Kasımpaşa Lisesi’ni 2. sınıfta bıraktı. Mizah dergilerinde yazılar yazmaya başladı. İlk makalesi 1985 yılında Gırgır dergisinde yayınlandı. Kısa öykülerle, edebiyat dünyasına Jak Laban ve Andante takma isimleri ile yazılar yazdı. Daha sonra ‘Ağır Roman’ piyasaya çıktı ve senaryolaştırılarak, filme alındı. Ardından tiner kullanan sokak çocuklarının yaşamının anlatıldığı ‘İstedikleri Yere Gidenler’ isimli kitabı Kemal Aratan ile birlikte hazırladı. Ağır Roman 2003 yılında Fındık Sekiz 2008 yılında Almanca’ya çevrildi. Fransızca’ya çevrilen Ağır Roman 2012 yılında Actes Sud Yayınevi tarafından yayımlandı. Ağabeyi karikatürist Hasan Kaçan, küçük kardeşi aktör Fatih Kaçan’dır. 1996 yılında Alp Buğdaycı ile birlikte Güneş K. isimli kadına tecavüz ve işkence ettikleri gerekçesiyle yargılanıp, ceza aldı. Bir süre tutuklu yargılanan Kaçan, 6 Ocak 2013’te bindiği taksiyi durdurduktan sonra Boğaziçi Köprüsü’nden atlayarak intihar etti. Cenazesi ölümünden 16 gün sonra Beylikdüzü sahiline vuran yazarın cenazesi ailesi tarafından tespit edilmiş, Edirnekapı Şehitliği’nde aile kabrine defnedilmişti.