10 ayda 255 kadın...
İZMİR Barosu Başkanı Aydın Özcan ve Yönetim Kurululu Üyeleri ile Kadın Hakları Dayanışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi, ’25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’ dolayısıyla İzmir Adliyesi Baro Birimi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Aydın Özcan, kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik etkin politikalardan yoksun olunması sonucu 2014 yılının ilk 10 ayında Türkiye’de öldürülen kadın sayısının 255’e ulaştığını, her ilçeye kadın dayanışma merkezinin kurulması için çaba sarfedeceklerini ve bu merkezlerde deneyimli avukların görev alacağını söyledi.
Kadına yönelik şiddeti önleme konusunda siyasi iradenin yetersiz ve isteksiz olduğunu savunan İzmir Barosu Başkanı Aydın Özcan, "24 Kasım 2011 tarihinde hükümet tarafından onaylanan ve 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren ’Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Sözleşmesi’ yükümlülüklerinin hiçbiri yerine getirilmemiştir. Yine yürürlüğe konulan ’Ailenin Korunması ve Kadınlara Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ kadına karşı şiddeti önlemede yetersiz kalmıştır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından ’şiddete sıfır tolerans’ sloganıyla ortaya konulan bu yasal düzenlemeler, kurumlar arası koordinasyona yönelik bir çalışma henüz sağlanmamış ve uzman eylem grubu için adaylar belirlenmemiştir" diye konuştu.
Uluslararası sözleşmelerin ülkemizde uygulanmadığını belirten Özcan, "Kadına şiddeti önlemeye yönelik etkin politikalardan yoksun olunması nedeniyle bu yılın 10 ayında ülkemizde öldürülen kadın sayısı 255’e ulaştı. Bunun dışında ise kapalı kapılar ardında şiddet gören,adli birimlere başvurmayan veya başvurmayacak durumda olan kadın sayısı ise belirsizdir. Kadını eve kapatan,en az üç çocuk isteyen, kürtaja, sezaryene karşı olan, hamile kadına sokağa çıkmaması yönünde baskı kuran, 4+4+4 eğitim sistemi ile kız çocukların eğitim haklarını elinden alan, çocuk gelinlerin yolunu açarak meşrulaştırmaya çalışan, gençliği kızlı-erkekli diye ayrıştıran iktidarın kadına yönelik şiddeti ortadan kaldıracağını ummak da bir o kadar gerçek dışıdır. Kadın ve erkek eşitliği fıtrata aykırı diyen devlet anlayışını da kınıyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadele gününü 1 güne değil tüm yıla yaymak ve bu bilinci tüm topluma aşılamamazı gerekir. Kadınla erkeği eşit birey olarak görmedikçe şiddeti önlemede yol almak mümkün değildir" dedi.
Birçok kadın bakımevi,kreş gibi sosyal olanaklar sunulmadığı için iş ve meslek sahibi olamadığını söyleyen Aydın Özcan, nüfusu 100 bini geçen belediyelerde kadın sığınma evi açma zorunluğuluğu olduğunu da hatırlattı, "Buna rağmen halen birçok belediye tarafından bu yükümlük yerine getirilmemekte ve mevcut sığınma evleri ile kadın danışma merkezlerinin ise yetersiz ve eksik personel ile hizmet vermeye çalışmaktadır. Bir dönemden geçiyoruz. Bu gerici, ayrımcı düşüncelere karşı dimdik duracağız ve mücadele edeceğiz. Tüm ilçe belediyelerle ortak çalışma yapıp kadın dayanışma merkezlerinde bu konuda yetişmiş avukatların görevlendireceğiz. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için kadının daha etkin korunmasına ve saldırgan tarafın daha sıkı tedbirlerle suç işlemesinin önüne geçilmesi yönünde yasa değişikilğinden kolluk kuvvetlerini uyarılmasına kadar her türlü önlemin alınması için mücadele edeceğiz" dedi.