Gazete Vatan Logo

'Yazmazsam namerdim'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cenab-ı Allah nasip ettiği gün Recep Tayyip Erdoğan'ın önündeki bir yere, 'Ne Mutlu Türküm' diye yazmazsam namerdim. Ziraat Bankası'nın başındaki T.C'yi kim silmiş ise ona oraya tekrar yazdırmaz isem namussuzum" dedi.

Tekirdağ programı kapsamında Hayrabolu'da vatandaşlara seslenen Bahçeli, siyasi partilerin demokrasinin vazgeçilmez unsuru olduğunu, partilerin, bir arada yaşayan insanlara hizmet amacıyla kurulduğunu belirtti.

Türkiye'nin önemli sıkıntıları olduğunu, bu nedenle 30 Mart seçimlerinin büyük önem taşıdığını söyleyen Bahçeli, hükümetin terörle mücadele konusunda çok tehlikeli adımlar attığını savundu.

"Türkiye, 'terörle mücadele edeyim' derken, 'terörün kökünü kazıyacağım' derken, bin yıllık kardeşliğimizi tehlikeye sokabilecek, bin yıllık komşuluğumuzu ortadan kaldırabilecek bir hataya düşmüştür' diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu hata, 'demokratik açılım' olarak ifade edilmiştir. Demokratik açılımla, 'hazırlıklar sürdürüldü' söylemleriyle milletten gerçekler saklanmıştır. Belli bir süre gizli müzakerelerle bu devam ettirilmiştir. Oslo'dan başlayan, İmralı canisini durak yapan, Kandil'e kadar ulaşan bir çalışmayla, müzakereyle bugün Türkiye bölünmenin eşiğine gelmiştir. Kalkıp 2014 yılını özerklik yılı ilan ediyor PKK. Ne demek böyle bir yılın PKK'nın özerklik yılı ilan edilmesi. O sebepten dolayı bir an düşününüz."

"Bu milleti sahipsiz mi zannediyorlar?"

Suriye'de iç savaş bulunduğunu söyleyen Bahçeli, "Orada PKK'nın uzantısı olan PYD, Suriye'nin bu kargaşa ortamında Batı Kürdistan Özerk Yönetimi'ni üç kanton halinde oluşturdular. Şimdi buradan cesaret alarak, Kuzey Kürdistan Özerk Yönetimi için PKK cesaretlendi ve şimdi 30 Mart seçimlerinden sonra bazı gelişmeler olacağını, eğer sözünde durmazsa daha farklı şeyler olacağı ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bugün tehdit ediyorlar. 30 Mart'ı da göreceğiz. Bu milleti sahipsiz mi zannediyorlar?'' diye konuştu.

Türkiye'de, "Kuzey Kürdistan Özerk Yönetimi" kurulmak istendiğini ileri süren Bahçeli, AK Parti'ye oy veren tüm vatandaşların hangi partiye destek verdiklerini çok iyi anlamaları gerektiğini söyledi.

"11 yıldan bu yana Adalet ve Kalkınma Partisi'ne destek veren kardeşlerim, bu desteği Türkiye'yi bölmek için mi verdiniz?'' diyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'ın sınırları genişletildi. Yasa böyle çıktı. Üstüne Van büyükşehir olarak, altında Mardin büyükşehir olarak, yanında Şanlıurfa büyükşehir olarak kabul edildi. Bu arada, PKK'nın uzun çalışmaları ve terör sonuçları orada bir alan hakimiyeti yarattı. Hakkari, Şırnak, Batman, Bitlis, Siirt, Bingöl, Tunceli, Ağrı ve diğer saydığım büyük şehirler. Bunlar toplam nüfusumuzun 8 milyon 600 bini kadardır. Yüz ölçümü olarak da 144 bin kilometrekaredir. İşte bu alan Kuzey Kürdistan Özerk Yönetimi olarak düşünülmüş ve planlanmıştır. 'Demokratik açılım' denen zırva buraya doğru gidecek ve sonra buradan da özerk yönetim ilanıyla birlikte dört parçalı büyük Kürdistan'ın kuruluşu, ABD'den tutun da bilmem neye kadar desteklenerek, Türkiye bölünmenin eşiğine getirilecektir. Kimse kimseyi kandırmasın. Televizyonlarda bazılarını göstermeyerek, 'Güneydoğu'da yatırımlar yapılıyor, huzur var' diye kimse kimseyi aldatmasın. Hakkari'de vali var, odasından çıkamıyor. Şırnak'ta vali var, sokakta gezemiyor. Polis kardeşlerimiz güvenliği temin etmek için ortalarda dolaşıyor. Şark hizmeti yapan hepsi gerçeği bilmektedir ama kontrolü PKK yapıyor, vergiyi PKK topluyor, herkesten haracı PKK alıyor. Şimdiden burada 'biz şuyuz' diyorlar."

"Nereye ne desteği verdiğinizi gözden geçirin"

Bahçeli, değişik partilerden olsa da herkesin bu ülkenin insanı olduğunu vurgulayarak, "Adalet ve Kalkınma Partisi'ne oy vermiş kardeşlerim, tertemiz vatan evlatları, nereye ne desteği verdiğinizi bir gözden geçirin. 2002 yılındaki durumunuzla 2013 yılındaki durumunuzu mukayese edin. AKP'ye oy vermiş kardeşim, vermemiş kardeşlerimiz gibi gelir seviyeniz yükseldi mi? Hayat pahalılığından kurtuldunuz mu? İşsiz olan evlatlarınıza iş bulma imkanını sağladınız mı? Esnafın durumu nasıl, çiftçinin durumu nasıl, hayvancılığın durumu nasıl? Bunların hepsinin sorunlarının çözüldüğüne inanıyorsanız, o zaman sayın vatandaşlarım, gidin 30 Marta'ta da gönül rahatlığıyla oylarınızı verin" şeklinde konuştu.

Konuşma yaptığı alanın karşısındaki Ziraat Bankası tabelasını işaret eden Bahçeli, tabelalardan T.C simgesinin silindiğini söyledi.

Bahçeli, "Şimdi oranın yetkilisine soruyorum. T.C Ziraat Bankası yerine sadece Ziraat Bankası yazıyor. Mevduatınız mı arttı? Vatandaşa kredi hacmini mi yükselttiniz? Ne yapıyorsunuz siz? Çocuklarımız ant içiyor. Niye gocunuyorsun Sayın Recep Tayyip Erdoğan? 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' sözü seni niye rahatsız ediyor? 'Hırsızım, çalarım, çırparım' mı demesi lazım? 'Ne mutlu Türküm' diyerek sağda solda, ovada, dağda, meydanlarda olan o güzel sözü silmenin sana ne faydası var? Niye bunları yapmıyorsun? Bu milletten sen ne istiyorsun? Değerli vatandaşlarım, Cenab-ı Allah nasip ettiği gün Recep Tayyip Erdoğan'ın önündeki bir yere 'Ne Mutlu Türküm' diye yazmazsam namerdim. Ziraat Bankası'nın başındaki T.C'yi kim silmişse, ona oraya tekrar yazdırmaz isem namussuzum'' diye konuştu.

"Kimsenin vatandaşları kandırmaya hakkı yok"

AK Parti iktidarının artık tükendiğini, 17 Aralık tarihinin Türkiye için bir kara gün olduğunu ileri süren Bahçeli, kimsenin vatandaşları kandırmaya, aldatmaya hakkı olmadığını vurguladı.

Bahçeli, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sayın Başbakan, ses kayıtlarına 'montaj' diyor. 'Benim yaptığım hizmetleri çekemiyorlar' diyor. 'Recep Tayyip Erdoğan'sız bir Türkiye istiyorlar' diye konuşup, yolsuzluğun üstünü örtmeye çalışma. Her şey ortada, bunları açıklayacak olan sensin. Baba-oğul telefon konuşmasında, birtakım iş adamlarıyla, Adalet Bakanı'yla yaptığın konuşmalarda hiçbir tanesini montaj olarak iddia etme. Değil mi, doğru mu yanlış mı? Sen başbakansın, sen bulacaksın. Kendi sesinle kiminle konuştuğunu sen hatırlamıyorsun da fantezi olarak herkesi suçluyorsun. Bir montaj yapıyorsun ki onu hiç kimse fark etmiyor ama bunu o millet görüyor. Senin tüm mitinglerin montajdır Sayın Başbakan. Tekirdağ'da yaptığın mitingi Edirne'nin üzerine ekliyorsun. 'Edirne'de meydanlar doldu' diyorsun. Malatya'yı, Elazığ'ı, Gaziantep'i Adıyaman'a yığıyorsun, TOKİ'nin imkanlarıyla orada bir miting yapıyorsun, sonra meydanlara çıkıp, 'şu kalabalığa bak' diyorsun. Arkadaşlarım, bu böyle devam etmez. Dört tane bakanın çocuklarının, bir genel müdürün hesabı sorulacak."

Haberin Devamı