Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier tarafından Bellevue Sarayı’nda askeri törenle karşılandı. Erdoğan, Steinmeier ile görüşmesinin ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel ile bir araya geldi. İki lider daha sonra ortak basın toplantısı düzenledi. “Sayın Merkel ile bir süredir çalışmayan mekanizmaları işler kılma noktasında fikir birliğine vardık” diyen Erdoğan, bugün sabah kahvaltıda da ikili ilişkileri etraflıca ele alacaklarını söyledi.
‘Reform yoluna girdik’
Türkiye’de darbe girişimi olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Darbeciler güçlü Türk demokrasisini rafa kaldırmayı başaramadılar” dedi. Erdoğan şöyle devam etti: FETÖ ve uzantılarıyla mücadele için anayasal bir mekanizma olan OHAL uygulamasına gittik. Demokrasimizi bu terör örgütünün tehdidinden kurtarmak için 2 yıl çok yoğun bir çaba sarf ettik. Bu noktada da önemli oranda başarı sağladık. 24 Haziran seçimleri sonrasında bu uygulamayı da kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber ülkemiz yeniden reform yoluna girmiştir.
AB’nin de faydasına
Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliğinin güncelleştirilmesi hem Türkiye’nin hem AB’nin faydasına olacaktır. Bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprislerine maruz bırakılmadan iletilmesini diliyoruz. Almanya’nın vereceği desteğe de büyük önem veriyoruz. Türkiye, başta Suriye krizi olmak üzere bölgesel konularda ciddi sorumluluk üstleniyor. Almanya ile benzer bir yaklaşıma sahibiz. Diğer yandan Almanya’dan terör örgütleriyle daha etkili mücadele taleplerimizi sayın Merkel ile ele aldık.
İşte o altı kriter:
TMK’da değişiklik: AB, Terörle Mücadele Kanunu’nda, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda ve Türk Ceza Kanunu’nda cezalandırma ve tutuklamayla ilgili ilave değişiklik talep etti
Kişisel verilen korunması: İlgili kanuna ilişkin Türkiye’den yapılan öneriler olumlu karşılandı.
Cezai konularda adli işbirliği: Sorunun odağında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Türkiye tarafından tanınmaması ve şu aşamada mevcut politikasında değişiklik sinyali vermemesi yer alıyor. AB, Türkiye’nin GKRY ile doğrudan muhatap olmadan işbirliğini sağlaması için yöntem arıyor.
Europol ile anlaşma: AB heyeti, anlaşmanın imzalanması için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun AB standartlarıyla uyumlu hale getirilmesi gerektiği tezini işledi.
Yolsuzlukla mücadele: AB kanadı bu kritere ilişkin pratik adımlar üzerine yoğunlaştı. Türkiye’den TBMM Üyeliği Etik Kanunu teklifinin son durumu hakkında bilgi talep edildi.
Geri kabul anlaşması: Ankara, Türkiye üzerinden kural dışı şekilde AB ülkelerine geçiş yapan kişilerin geri alınmasına ilişkin Geri Kabul Anlaşması’nın (GKA), vize muafiyetiyle birlikte uygulanacağını bildirilmişti. AB, ikili geri kabul protokollerinin uygulanmasında da sıkıntılar olduğu görüşünde. Türkiye’nin Yunanistan ile ikili protokolü askıya alması yeni bir sorun oluşturma riski içeriyor.
Binlerce PKK’lı Almanya’da
Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK ve FETÖ üyelerinin iadesiyle ilgili soru üzerine, PKK’lıları isimlerine varıncaya kadar Almanya’ya verdiğini hatırlatarak, “Binlerce PKK terör örgütü mensubu Almanya’da bulunuyor. FETÖ’nün de yüzlerce mensubu buralarda bulunuyor. İstihbarat teşkilatlarımızın müşterek çalışmalarıyla, birbirimize olan özgüvenle nerede kimi yakalıyorsak bunu tabi teslim etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum. Kaldı ki PKK’nın bir terör örgütü olduğunu kabul eden bir Almanya’nın bunu yapmaktan daha kolay bir şey olamaz. Aramızda suçluların iadesi anlaşması var” dedi.
‘İstikrarlı bir Türkiye istiyoruz’
Almanya Başbakanı, konuşmasında ülkesindeki Türk vatandaşlarıyla ilgili, “İnsanların tüm çıkarlarını koruduğumuzu, ayrımcılığa uğramadan burada barışçıl bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yaptığımızı söyledim. Elbette camilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Camilere karşı saldırılara tavır almaktayız” dedi. Merkel şöyle konuştu:
Almanya olarak istikrarlı bir Türkiye olsun istemekteyiz. Göç konusunu ele aldık. Türkiye olağanüstü yüksek bir performans sergilemektedir. Suriye’den gelen 3 milyon kadar mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İdlib konusunu ele aldık. Orada kırılgan bir durum var. Rusya, Türkiye ve Fransız devlet başkanlarıyla birlikte ben de bir araya gelerek ekim ayının ortalarında dörtlü zirve düşünüyoruz. Belli yükümlülüklerimiz var. AB’nin özellikle mülteci projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akmasını sağlamak istiyoruz. Terörle mücadele konusunda işbirliğimizi daha da iyileştirmek istiyoruz. İçişleri bakanlarının işbirliğini tekrar canlandırmak istiyoruz. Dışişleri bakanlarının son derece iyi işbirliği bulunmaktadır. Sadece Alman vatandaşı olan insanların bazı insanların tutuklu olmaları değil sadece, belli konularda farklı görüşlerimiz olabiliyor. Ama karşılıklı konuşarak ele almamız gerekiyor.
FETÖ’ye kanıt istiyor!
Merkel, PKK ve FETÖ konusunda şunları söyledi: PKK Almanya’da yasaklanmıştır. FETÖ konusunda Türkiye’nin tabı ki savlarını son derece ciddiye alıyoruz ama daha çok bilgiye ihtiyacımız var, nesnel bulguya ihtiyacımız var. PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok kanıta ihtiyacımız var. Almanya’da da aranan kişiler var. Henüz bazı vakalarda başarılı olamadık. Bazı insanların Almanya’da olup olmadığından da emin değiliz, araştırmalar devam ediyor.
‘Can Dündar ajandır’
Basın toplantısının merakla beklenen konularından biri, MİT tır’larıyla ilgili bilgileri yayınlaması nedeniyle yargılanırken Almanya’ya kaçan Can Dündar’ın toplantıya katılıp katılmayacağıydı. Dündar, Alman Cumhurbaşkanı’nın ricası üzerine basın toplantısının iptal olmaması için katılmaktan vazgeçtiğini duyurdu. Basın toplantısında Dündar ile ilgili soru üzerine Merkel, “Kendisiyle ilgili sayın cumhurbaşkanı ile farklı görüşlerin olduğunu teyit edebilirim” ifadesini kullandı. Erdoğan, ise şöyle konuştu: Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini biliyorsunuzdur. 5 yıl 10 aya mahkum olan bir kişi, kaçarak Almanya’ya gelmiştir. Şu anda bu kişi Türk yargısına göre bir mahkumdur ve 5 yıl 10 ay mahkumiyeti vardır, ajandır. Devletin sırlarını ifşa etmiştir. Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez, suç teşkil eder. Bir diğer konu biz Almanya ile suçluların iadesi anlaşması yapmış bir ülkeyiz. Bizim böyle bir suçluyu iadesini istemek en doğal hakkımızdır. Bir Alman hakikaten burada yargılanmış mahkum olmuşsa, bizden Almanya isteyebilir. Böyle bir şey benim başıma gelse, ben veririm, hiç bakmam.
Eski MİT’çi Altaylı’yı sordular!
BASIN toplantısında gündeme gelen konulardan biri de Enver Altaylı ile ilgili soru oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Alman hem Türk yargılarının bağımsız olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu: Acaba ben sorsam Enver Altaylı’yı tanır mısınız diye... Geçmişinde bu kişinin neler olduğunu bilir misiniz diye. Türkiye’nin istihbarat sistemi içinde de dolaylı olarak yer aldığını bilir misiniz diye sorsam... Türk yargısı bu kişiyi acaba niçin tutuklamış? Onun için biz yargıya saygı duymak zorundayız.
MİT’te ‘Sovyetolog’ olarak görev yapan, Türk cumhuriyetlerinde etkin olan Enver Altaylı, teşkilata CIA’nın Özbek asıllı cususu Ruzi Nazar eliyle girmişti. Altaylı 1974’te MİT’ten uzaklaştırıldı. Eski Eyüp Belediye Başkanı İsmail Kavuncu, Altaylı’nın dayıoğluydu. FETÖ finansörü Kavuncu, darbe girişiminin ardından Kazakistan’a kaçtı. Altaylı’nın FETÖ finansörü kardeşi Taha Altaylı da Kazakistan’da. FETÖ’nün Orta Asya’da güçlenmesi ve CIA ile işbirliği yapması konusunda kilit rol oynayan Enver Altaylı, FETÖ’den açığa alınan bir MİT mensubunu yurt dışına kaçırmayı planladığı iddiasıyla tutuklandı. Enver Altaylı ifadesinde, FETÖ’nün Türkiye sorumlusu olduğu öne sürülen Mustafa Özcan’la görüştüğünü açıkladı.
Erdoğan’dan Steinmeier’e tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Berlin’deki akşam yemeğinde konuşma yaptı. Türkiye’de tutuklu bulunan Alman vatandaşlarını gündeme getiren Cumhurbaşkanı Steinmeier’e yüklenen Erdoğan, şunları söyledi: Steinmeier’in, endişelerini burada şöyle bir açıklığa kavuşturmanın faydalı olacağına inanıyorum. Görüyorum ki burada yanlış bilgilendirme var. Teröristleri korumak gibi bir görevimiz yok. Birileri ülkemde teröre bulaşıyorsa, yargı makamları bunun gereğini yapar. Bu, Almanya’da da olsa bu böyledir. PKK’nın mensupları şu anda Almanya’da elini kolunu sallaya sallaya dolaşmakta, gösteri yapmaktadır. Bunlara niçin müsaade ediliyor? İsim vermeden Can Dündar’ı gündeme getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Gazeteci” deniliyor. İşte bunlardan bir tanesi de, 5 yıl 10 aya mahkum olan bir sözde gazeteci, bir boşluktan yararlanarak kaçmış ve Almanya’ya gelmiştir. Şu anda Almanya’da. Kendisi burada taltif edilmiş, el üstünde tutulmuştur. Benzer bir şey acaba burada yapılıp da Türkiye’ye kaçmış olsa ne olacaktı? Kendileri bizden 6 tane gazeteciyi istediler. Biz onların yaptıklarını yapmadık. Ve yargımız bu konuda elinden geleni yaparak 2 tanesini serbest bırakmıştır. Ama şu anda benim ülkemden mahkum olmuş olan birisi kaçıp buraya geliyor. Ve biz kendisini istiyoruz, aramızda suçluların iadesi anlaşması olduğu halde bu kişi bize verilmiyor. FETÖ terör örgütü! Binlercesi şu anda Almanya’da elini kolunu sallayarak dolaşıyor.
Polisler Nazi adı kullanmış!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya ziyareti sırasında görev alan iki polis memurunun, Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) adlı örgütün cinayetlerinin faillerinden Uwe Böhnhardt’ın ismini takma ad olarak kullandığı ortaya çıktı. Polisler hakkında soruşturma başlatıldı. DW’nin haberine göre Erdoğan’ın Berlin ziyareti için görevlendirilen Saksonya Eyalet Emniyet Teşkilatı’na mensup iki polis memurunun kod isim olarak NSU üyesi Uwe Böhnhardt’ın adını kullandıkları belirlendi.