‘Trump’la görüşmemiz asıl belirleyici olacak’
Kuveyt’ten dönerken soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’de temaslarda bulunan heyetten bilgi alacağını belirtirken, “Hangi ölçekte geçti, nasıl geçti bunları dinledikten sonra, bizim sayın Donald Trump ile yapacağımız görüşmedir asıl belirleyici olan” dedi
Kuveyt’te Limak Holding’in üstlendiği havalimanının temel atma törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki akşam Türkiye’ye dönerken uçakta, soruları yanıtladı.
Macron görüşmek istiyor
- Fransa’da geçtiğimiz pazar günü yeni bir isim (Macron) cumhurbaşkanı oldu. Siz de kendisini tebrik ettiniz. İzleniminiz nedir? Hem de Türkiye-AB ilişkileri bu süreçte nasıl bir seyir izler?
“Olumlu bir havada geçti telefon konuşmamız. Brüksel’de bir arada olacağız. Ardından G20 var, orada da görüşeceğiz. NATO’da bir araya gelmeyi kendisi teklif etti, başa baş görüşürsek memnun olurum dedi. Bana göre, AK Parti biliyorsunuz, Türkiye’de ilk defa ne sağ ne sol, tam tersine merkez siyasetle çıkmış bir partidir. Şu anda Macron’un da merkez siyaseti temsil ediyorum diye çıkması bir şeylere işaret ediyor. Dünya artık artık sağ sol savrulmasını değil, merkezci bir tespiti yapmış durumda. Biz merkez siyaset dediğimiz zaman bazı köşe yazarları bizimle dalga geçiyor. (Fransız düşünür ve felsefeciler) Jean Jacques Rousseau’dan bu yana Montesquie’den bu yana böyle bir siyaset olmadı muhafazakar demokraside, nereden çıkardınız bunu diyenler vardı. Acaba bunlar şimdi ne diyor? Biz muhafazakar demokrasi olarak çıktık, siyaset literatürüne, bilimine böyle bir kavramı getirdik. Türkiye’de bu anlayış 14- 15 yıldır hamdolsun iktidarda. Milletimize en ideal hizmeti vermek için de büyük gayretler sarf ettik. Buna da devam edeceğiz.”
‘Lafla olmuyor ki!’
“Eksiklerimiz mutlaka vardır. Bu eksiklikleri gidererek, ülkemizi çok daha olumlu istikamette birlik beraberlik içinde bir yere taşımamız lazım. Çünkü Türkiye, üzerinde oyunların oynandığı bir ülkedir. Türkiye’nin kalkınmasını, güçlenmesini hazmedemeyenler dünyada çok fazla. Dolayısıyla bizim gerekirse her şeyden önce kendi göbeğimizi kendimiz kesebilmemiz lazım. Başka çaresi yok. Gerektiğinde önleyici tedbirleri alacağız. Kendimiz alamazsak bunlar bizim için her an sıkıntıdır. PYD- YPG’yi düşünün, bir bakıyorsunuz NATO’da beraber olduğumuz ülkeler bunlarla işbirliği yapıyor. NATO’da sizinle beraber olan biziz, terör örgütü beraber değil. ‘Ama YPG-PYD’nin Türkiye’ye zarar vermesini istemeyiz’ diyorlar. Lafla olmuyor ki! Bu, PYD ile PKK arasındaki ilişkiyi tespit edememenizin alametidir. Tüm bunları, NATO zirvesinde de tabii ki A’den Z’ye gündeme getireceğiz. Bunları ABD ziyaretimde konuşacağız. Konuşmak durumundayız. Çünkü birbirimizi anlamaya mecburuz.”
‘Peşrev gibi’
- (Hakan Fidan, Hulusi Akar ve İbrahim Kalın) Amerika’ya gidip görüşmelere başladı. ABD’nin YPG’ye ve FETÖ’ye bakışı hakkında neler söyleyeceksiniz?
“Arkadaşlarımızla ben bugün yarın görüşeceğim. O görüşmeler benim için nihai görüşmeler değildir. Nihai görüşme benim yapacağım görüşmelerdir. Bunlar ön görüşmeydi. Hangi ölçekte geçti, nasıl geçti vs. bunları dinledikten sonra, inşallah bizim sayın Donald Trump ile yapacağımız görüşmedir asıl belirleyici olan. Diğerleri bana göre belirleyici değildir. Sayın Başkan ile yapılacak görüşmenin neticelere göre, adeta ben peşrev gibi görüyorum. Arkadaşları tabii ki dinleyeceğiz ancak bizim bizzat karar verici ile yapacağımız görüşmemiz belirleyici olacaktır.”
Kongrede altı aylık yol haritası
- 21 Mayıs’tan (AK Parti kongresinden) sonraki süreç nasıl gelişecek? Bakanlar değişecek mi?
“Geçen de anlatmıştım, doğmamış çocuğa don biçilmez. Bir kere doğum gerçekleşsin inşallah. 21’inden sonra zaten her şeyimizi duyacaksınız, takip edeceksiniz. Başbakan olunca 100 günlük bir proje açıklamıştım. Şimdi inşallah yine kongrenin ardından da, tabii ki bir yol haritası açıklarız.”
- Adı 100 gün mü olacak?
(Gülerek yanıt veriyor) “Benzer... Yani 100 olmaz da belki 6 ay olur...”
‘Türkiye’siz bir karar verilemez’
“Şu Ortadoğu’da Türkiyesiz bir karar verilmesi düşünülemez. Eğer Türkiye’nin fikrine müracaat etmeden birileri karar alıyorsa bunun bedelini aslında ağır ödüyorlar. Hem ekonomik olarak hem de insan kaybı olarak ödüyorlar. Bir de huzuru yok ediyorlar. Şu anda bölgede huzur var mı? Irak’ta var mı huzur? Yok. Suriye’de var mı? Yok. Türkiye ile ne yapabiliriz diye düşünmeleri gerekir, buna göre adım atmaları gerekir.”
‘Küresel sermaye girişi artacaktır’
- Önümüzde 2 yıl süre var. Bu dönemde ekonominin yeniden atağa geçmesi konusunda ne tavsiyeleriniz olabilir?
“Aslında piyasalarda canlanma kendini şu anda ciddi manada hissettirdi. 21 Mayıs’ta malum kongremiz var. Bununla birlikte bu sürecin çok daha hızlanacağı inancındayım. Türkiye aslında ekonomik olarak sıkıntılar yaşayan bir ülke değil; bunlar bir anlamda dünya ekonomisinin yaşadığı med cezir hareketi gibidir. Gelir geçer. Artık yere sağlam basan bir ekonomik yapıya sahibiz. Şimdi biz tırmanma sürecini farklı şekilde yakalayalım istiyoruz. Başta finans sektörü olmak üzere, ki onlar bile soru işaretleriyle dolu dönemi geride bıraktı, girişimcilere yatırımcılara kapılar açan yaklaşımlar içindeler. Aksi halde finans sektörü biliyor ki kendisi için de bunlar olumsuz şekilde dönecektir. Bu bakımdan bizim finans sektörüyle girişimci arasındaki bağı güçlendirmemiz çok büyük önem arz ediyor. Burada Limak’ın yaptığı yatırımda Türk bankaları teminat mektuplarıyla yerlerini aldı. Bu onlara o gücü vermiş oldu. Bizimkiler böyle bir katkıda bulununca uluslararası finans sektörü ne yapıyor, onlar da dikkat ediyorlar. Aynı şey Türkiye’deki yatırımlar için de geçerli. Çok miktarda ve farklı şekilde göreceğiz. Küresel sermayenin de Türkiye’ye girişinin arttığını göreceğiz. Bundan en küçük tereddütüm yok.”
‘Çin ile ilişkide sıçrama getirecek’
- Şimdi Çin seyahatine çıkıyorsunuz, Kuşak ve Yol Zirvesi, Çin’in en büyük projesi. Türkiye’yi de bu yolun ortak koridorunu/kavşağını tutan ülke olarak tanımlıyorlar. Bu seyahatinizde bu projeye dair önemli bir anlaşma imzalayacak mısınız?
“Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile bizim Dolmabahçe’de yaptığımız görüşme vardı. O zaman bunları görüşmüştük. İmzalar atılmadan bir şey söylemek istemiyorum. Sonra inşallah bu konuyu Çin ve Amerika ziyaretine gelen basın mensubu arkadaşlarımızla yaşama fırsatımız olur. Bu, Türkiye-Çin arasındaki ilişkilerde çok ciddi sıçramayı getirecektir. İmzalanması halinde Türkiye için bir zirve anlaşması olacaktır.”
Cumhurbaşkanı, Cuma günü Çin’i ziyaret edecek. Ardından ABD’ye gidecek, sonrasında da NATO liderler zirvesine katılacak.
CHP’yi karıştırma iddiası külliyen yalan
- Kemal Kılıçdaroğlu’ndan “Saray CHP’nin içini karıştırıyor” gibi bir açıklama geldi.
“Orasının adı saray değil, Külliye! Dedikleri, külliyen yalan. Bizim kendi işimiz gücümüz var. O işlerle ne yapacağız. Maalesef adresi yanlış göstermiş.”