‘Senin ceddin neredeydi?’
BAE Dışişleri Bakanı’nın Türkleri Medine’den kutsal emanetleri çalmakla suçlamasına Cumhurbaşkanı Erdoğan çok sert tepki gösterdi: Medine korumasını yaparken Fahreddin Paşa, ey bize bühtanda bulunan zavallı, senin ceddin neredeydi? Önce haddini bil
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün Beştepe’de düzenlenen 42. Muhtarlar Toplantısı’nda, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Dışişleri Bakanı Abdullah Bin Zayed el Nahyan’ın tepki çeken paylaşımına yanıt verdi.
Nahyan sosyal medya hesabından, 1916 yılında dönemin Türk paşasının Şam halkına karşı suç işlediğinin iddia edildiği bir mesajı “retweet”lemişti. Mesajda şu ifadeler yer alıyordu: 1916 yılında Türk Fahreddin Paşa’nın Medinetü’l-Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam’dan İstanbul’a ‘seferberlik’ ilan ederek, Medine’deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan’ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu.
Fahreddin Paşa’nın direnişi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zayed’e şöyle tepki gösterdi: Fahreddin Paşa’nın 2 yıl 7 ay süreyle müdafaa ettiği Medine’de yaptığı işler, gösterdiği kararlı duruş ve son ana kadar sergilediği direniş gerçekten takdire şayandır. Utanmadan, sıkılmadan Erdoğan’ın ecdadının mukaddes emanetleri oradan çalarak İstanbul’a getirdiğini söyleyecek kadar hezeyan içerisinde olan bu zavallılar; bunun adı çalmak değil, tam aksine oraları istilaya, işgale gelenlerden onları korumaktır. Ne adına? Şehit olmak adına. Şimdi bu emanetler nerede? İstanbul Topkapı Müzesi’nde. Türkiye olarak İstanbul’un manevi örtüsü gördüğümüz kutsal emanetleri, Topkapı Sarayı’ndaki özel bölümlerinde titizlikle koruyoruz. Batı’daki o malum yerlere mi gitseydi? Çünkü bunların kafası, zihniyeti batıcı da onun için bu saldırıyı başlattılar.
‘Sen tanımamışsın’
Şimdi bakıyorsunuz maalesef (Medine) oraya yakın topraklarda bulunanlar bize utanmadan sıkılmadan bühtanda bulunuyorlar. Önce haddini bil. Sen demek ki bu milleti tanımamışsın, sen Erdoğan’ı da tanımamışsın, Erdoğan’ın ceddini ise hiç tanımamışsın. Tarihimizin işte bu mümtaz şahsiyetine ve onun Medine’de gösterdiği şanlı direnişe dil uzatanların, bugün kimlerle, nerelerde, ne işler çevirdiğini biz gayet iyi biliyoruz. Yeri gelecek bunları açıklayacağız.
‘İhaneti örtme amaçlı’
Arap ülkelerindeki kimi yöneticilerin Türkiye’ye yönelik husumetlerinin kendi dirayetsizliklerini, acziyetlerini hatta ihanetlerini örtme amaçlı olduğu da açıkça ortadadır.
‘Her şey Amerika için’ stratejisi
ABD’nin yeni ulusal güvenlik stratejisini de değerlendiren Erdoğan, “Bu stratejiyi ‘Her şey Amerika için’ diyerek özetlemek mümkündür. Elbette her ülkenin kendine göre bir güvenlik stratejisi belirleme ve bunu hayata geçirme hakkı vardır. Dolayısıyla biz de bu hakka sahibiz. Türkiye olarak kendi güvenlik stratejimizi biz şu şekilde özetleyebiliriz. ‘Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.’ Bizim güvenlik stratejimiz de bu. Milli birliğimize, egemenliğimize, toprak bütünlüğümüze ve haklarımıza saygı duyan herkesle birlikte yol yürümeye, ittifaklar kurmaya, müttefiklik ilişkisi içine girmeye hazırız. Bu değerlerimizden herhangi birine el uzatanın elini kırmak da bizim boynumuzun borcudur.”
Fahreddin Paşa kimdir?
“Medine kumandanı Fahreddin Paşa, 1. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin organizasyonuyla Osmanlı’ya karşı 1916’da ayaklanan Şerif Hüseyin bin Ali’ye bağlı isyancılara direnmişti. Paşa, isyancıların Medine’ye yaklaşmalarından önce ilk iş olarak Hazreti Muhammed’in türbesinde bulunan mukaddes emanetleri İstanbul’a gönderdi. Çölün ortasında kısıtlı imkanlarla Medine’yi savunan Fahreddin Paşa’nın haftalarca sadece çekirge yemek zorunda kaldığı belirtilir. Direniş 2 yıl 7 ay sürmüştür. İstanbul hükümetinin kaleyi tahliye etme talimatını da reddettiği bilinir. Esir düştükten sonra sürgüne gönderilmiştir.”
‘Kudüs bir ölçü’
“Kudüs tarihin her döneminde olduğu gibi bugün de hem Müslümanların kendi aralarındaki hem de dünyadaki vicdanlar için adeta bir ölçü vazifesi görüyor. Dün Kudüs’ü işgal etmek için İstanbul’dan Anadolu’ya 600 bin kişiyle geçen haçlı ordularını Toroslar’a kadar 60 bin kişiye indiren bir millet, biz de bu vicdan terazisinde şu anda tartılıyoruz.”