Gazete Vatan Logo

'Muhtıra kağıt parçasına dönüştü'

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, “Milletin iradesinden başka hiçbir iradenin sandığa ipotek koyma hakkı yoktur. Bunu bir defa denemeye kalktılar, Hükümetimiz, 'Ben milletin emanetine sahibim, bu emanete sahip çıkma konusunda hiçbir gücü dinlemem' dedi ve muhtıra kağıt parçasına dönüştü” dedi.

Çelik, Ak Parti Ceyhan İlçe Başkanlığınca Tuncay Karabay Düğün Salonu'nda düzenlenen toplantıda, partilerini milletin kurduğunu, kendilerinin de milletin bu emanetine sahip çıktığını söyledi.

Türkiye'de ne kadar siyasi başarı varsa, ne kadar ekonomik başarı varsa, Türkiye dış politikada ne kadar itibarlı hale geldiyse bunun yegane kurucusunun millet olduğunu vurgulayan Çelik, şunları söyledi:

“Bizler sadece işin vitriniyiz. Dolayısıyla biz sizlere zaten sizin gerçekleştirilmesini istediğiniz bizim de gerçekleştirdiğimiz bu politikaları anlatmak için bu salon toplantılarını yapıyoruz.

Geçmişte hatırlayın, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, Amerika'ya gidip Amerikan Başkanı ile görüşürken günlerce manşet olurdu, bazı başbakanlar, Washington'da otellerde kamp kurar randevu beklerdi. Gelişen olaylar karşısında Türkiye'nin kimden yana olacağı konuşulurdu. Bugün ise Türkiye'nin nasıl bir tavır izleyeceği konuşuluyor.”

Çelik, Ak Parti kurulduğunda 'AK Parti dünya markası olacak' dediklerini hatırlatarak, “Bugün dünyanın neresine giderseniz gidin Ak Parti'yi bilmeyen yoktur. Eskiden birçok dünya ülkesine gittiğinizde İstanbul'u bilirlerdi. Bugün İstanbul'dan daha meşhur hale geldi Türkiye markası olarak” dedi.

Ak Parti'den önce birtakım partilerin “Türkiye'nin modern değerlerini”, bir kısmının “Geleneksel değerlerini temsil ediyoruz” diye oy istediklerini anlatan Çelik, “Ama Ak Parti geldi ne yaptı dedi ki: 'Tarihimiz, medeniyet, manevi mirasımız da bizimdir'. Bunlar arasında çatışma yoktur, bunlar arasında kavga yoktur. Bunlar bu büyük milleti var eden bu ağacın kütükleri, gövdesi ve dallarıdır, bir bütündür” diye konuştu.

Türkiye'nin kendi geçmişi ile barışmasını, geleceğine daha güçlü yürümesini sağlayan bir siyasi hareketi, halkın oluşturduğunu vurgulayan Ömer Çelik, şöyle devam etti:

“Bu siyasi hareketi oluştururken yaptığımız bütün çalışmalarda her yerde bize üç şey söylediniz: 'İnsanların bu ülkede özgürce, kimseden korkmadan haklarından hürriyetlerinden yararlanacakları ülke olsun, faili meçhul cinayetler olmasın, binlerce genç işkencelerden geçmesin. Dünyanın çağdaş ülkeleri gibi demokratik hak ve hürriyetlerden doya doya faydalandığımız yer olsun' dediniz. Biz bu talimatı aldık. Türkiye'de insan haklarını, hukuk devletini gerçekleştirmek için var gücümüzle çalıştık. Milletin iradesinden başka hiçbir iradenin sandığa ipotek koyma hakkı yoktur. Bunu bir defa denemeye kalktılar, Hükümetimiz; 'Ben milletin emanetine sahibim, bu emanete sahip çıkma konusunda hiçbir gücü dinlemem' dedi ve muhtıra kağıt parçasına dönüştü.”

“SAHTE MİLLİYETÇİLİĞİN FOYASI ORTAYA ÇIKMIŞTIR”
Çelik, önceki günlerde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Ceyhan'daki bir açılış töreninde yaptığı konuşmayı da hatırlatarak, şunları kaydetti:

“Sayın Devlet Bahçeli buralara geldi, yolsuzluklardan bahsediyor, Türkiye'nin soyulduğundan bahsediyor. Bahçeli çoğu kez olduğu gibi bu konuda da altı boş olan birtakım sözlerle konuşuyor. 2001'de kriz olurken insanımızın cebindeki para erirken, faizler yükselirken, ülke soyulurken bir grup fakirleşip, bir grup zenginleşirken o zaman Bahçeli, milletin soyulmasını seyretti. Bu ülkenin soyulmasına izin verdiler. Şimdi gelmişler yolsuzluklardan bahsediyorlar, gerçek milliyetçilik milleti soymaya teşebbüs edenlerin karşısına dikilmekle olur, destek vermekle olmaz.

Bu milletin soyulmasına niçin göz yumduklarını önce millete açıklayacaklar sonra yolsuzluklardan bahsedecekler. Önce 2001 krizinin hesabını verecekler, bu hesabı vermeden söz söyleme hakları olur mu? Gerçek milliyetçilikle ilgisi olmayanlar, milli duruşu ile ilgisi olmayanlar boş sözler üzerinden bize milliyetçilik yapmaya kalkıyorlar. Bu sahte milliyetçiliğin foyası ortaya çıkmıştır.

Geçenlerde hatırlıyorsanız Başbakan'a, 'Türkiye'de bugün bu kadar sorun varken ne işiniz var Lübnan'da' diyorlar. Böyle bir milliyetçilik olur mu? Daha 100 yıl evvel oralarda Bosna'da, Bakü'de, Bağdat'ta, Lübnan'da bizim milli varlığımız vardı, şimdi de devam ediyor. Bizim kimsenin toprağında gözümüz yok, İstanbul'un Ankara'nın kaderi, Ceyhan'ın Adana'nın kaderi, Van'ın kaderi, Bağdat'ın kaderinden ayrı değildir. Beyrut'un, Bosna'nın kaderinden ayrı değildir. Bu millet kendi kaderini Bakü'nün kaderi ile Bosna'nın kaderi ile bir tutan millettir.”

Haberin Devamı