MHP lideri Devlet Bahçeli'den Kılıçdaroğlu'na sert tepki: Geri dönülmez yola girdi
Milliyetçi Hareket Partisi lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.Bahçeli, "Kılıçdaroğlu artık geri dönüş yolların kapanmıştır. Kendini de partini de ateşe attın. Kılıçdaroğlu diyor ki, yabancı askerler Türkiye'ye geliyor. Hiç kimsenin topraklarımızı çiğneyeceği yoktur. Ülkemizin DEAŞ karşı uluslararası koalisyonun üslerimizden yararlanmasını sağlamaktadır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bir başka çalışmamız da bugünden itibaren şudur; tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçen hafta Cumhuriyet'in ilanının 98. yıl dönümünün kutlandığını belirterek, "Aziz Atatürk'ün 'En büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti daha güçlü, daha gelişmiş, daha serpilmiş vaziyette tarihi yolculuğuna devam etmektedir. Cumhuriyet üçüncü evresine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle geçerek, büyük bir atılım içine girmiştir." diye konuştu.
Türkiye Cumhuriyeti'nin fazıl bir yönetim sistemiyle huzur, refah ve demokratik istikrar içinde geleceğe yürüyüş halinde olduğunu kaydeden Bahçeli, "Gözlerine kara perde inen siyasi ucubelerin bu gerçeği bırakın anlatmasını, algılayıp anlaması bile hayal mahsulü bir beklentidir." ifadesini kullandı.
Bahçeli, 2023 yılında Cumhurbaşkanı ve milletvekili genel seçimiyle birlikte Cumhuriyet'in 100. onur yılına ulaşmış olunacağını dile getirerek, bu amaçla MHP'nin bütün imkanlarını seferber ederek, Anadolu'yu karış karış dolaşmanın, vatandaşlarla buluşmanın çabasında olduğunu anlattı.
Yeni bir siyasi çalışmayla sahada olduklarını vurgulayan Bahçeli, "Halkımızla özlem gideriyoruz. Onları dinliyoruz, gelecek hedeflerimizi paylaşıyoruz, politikalarımızı anlatıyoruz, kafalarda biriken soru işaretlerine cevaplar vermeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her köşesindeki kanaat önderlerine, sivil toplum kuruluşlarına, muhtarlarımıza, esnaflarımıza, iş adamlarımıza, çiftçilerimize elimizi uzatıp, gönlümüzü açıyoruz. 'Adım Adım 2023: İl İl Anadolu' temasıyla herkese ulaşacağız, her kapıyı çalacağız, ayak basmadık yer bırakmayacağız. Çarşıda, pazarda, bağda, bostanda, camide, cemevinde, dilde, dilekte, duada, Türkiye'nin geleceğinde birlikte olmak, birliğimizi güçlendirmek maksadıyla 2023'e kadar hiç durmayacağız." sözlerini sarf etti.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir başka çalışmamız da bugünden itibaren şudur; tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, işgal edilmiş CHP'nin gerçek yüzünü her zeminde, her yöremizde anlatacağız. Bilhassa 24 Haziran Seçimlerinde CHP'nin en fazla oy aldığı 131 seçim bölgesinde HDP ile ittifakını, terörle mücadeleye karşı gelişini, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'le bağını kopartışını tek tek milletimizle, CHP'ye oy veren milli insanlarımızla paylaşacağız. Atatürk sevdalısı kardeşlerimize birer birer uğrayacağız, CHP'nin neye dönüştüğünü, şu anda nasıl bir hüviyete büründüğünü, kimlere hizmet ettiğini, kaynağından nasıl koptuğunu, 'halka hizmet Hakk'a hizmet' şiarıyla izah edeceğiz, takdiri millete bırakacağız. Bugünden itibaren yeni görevlendirmeler yapıyorum, CHP'nin gizli gündemini, ağır kusurlu siyasetini, halkımıza doğrudan aktarmak ve ifşa etmek amacıyla arkadaşlarımızı Anadolu'ya gönderiyorum. Cumhuriyet'in 100. yıl dönümünü tesadüflere bırakamayız. Azgınlaşan tehditlere dudak bükemeyiz. Kabaran tehlikeleri alttan alamayız. Yerimizde sayamayız. Bu nedenle erkenden yol almalıyız. İnanıyorum ki Trakya'dan itibaren yaktığımız mücadele ve demokrasi meşalesi, adım adım Anadolu'nun her tarafını aydınlatacak, millete güven, Türkiye muhaliflerine korku salacak."
Cumhur İttifakı olarak 2023'te bir Türk mucizesine, bir millet yükselişine imza atacaklarını dile getiren Bahçeli, "Cumhur İttifakı aşkla, adanmışlıkla, coşkuyla, şevkle, heyecanla mücadelesini sürdürüyor, buna da devam edecektir. Fitne bariyerleri dikseler de yıkıp geçeceğiz. Cumhuriyet'in 100. yıl dönümü cumhurun, milletin, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, milli onurun zaferini tescil ve tevzi edecektir. Biz buna hazırız, bunun için de inançla, engin bir sağduyuyla geceyi gündüze katıp Türk milletiyle bütünleşeceğiz." diye konuştu.
Zulüm, baskı, sömürü, tahakküm ve hegemonya mücadelelerinin aynı zamanda doğayı zehirlediğine değinen Bahçeli, dünyada sera gazı emisyonunun yayılmasında başı çeken ülkelerin küresel ısınmadaki paylarının ileri düzeylerde olduğunu kaydetti.
"Yenilenebilir enerji" çağrısı
Bahçeli, küresel ısınmadan kaynaklı iklim değişikliği sonucunda milyarlarca insanın sel, kasırga, kuraklık, susuzluk ve salgın hastalıklarla karşı karşıya olduğunu, böyle giderse 2025'ten itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı yaşayacağının tahmin edildiğini aktardı.
Allah'ın verdiği nimetlerin doğru ve dengeli kullanılmamasından dolayı insanlığın vahim felaketlerle yüz yüze olduğuna işaret eden Bahçeli, "İklim krizinin tesirlerini en aza çekmek için fosil yakıt kullanımını azaltmak, bunu ikame için yenilenebilir enerji kaynaklarını yaygın ve yoğun olarak gündeme almak mecburiyetindeyiz. Artık çevreyle dost ve barışık bir gelecek planlaması sadece Türkiye için değil, bütün ülkeler, bütün toplum ve milletler için hayati bir zorunluluktur." ifadesini kullandı.
Erdoğan-Biden görüşmesi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden'ın, G20 Liderler Zirvesi kapsamında Roma'daki görüşmesine değinen Bahçeli, "Görüşmede iki ülke ilişkilerini güçlendirmek ve geliştirmek için ortak mekanizma oluşturulması konusunda mutabık kalınması, NATO ve stratejik ortaklığa vurgu yapılması bize göre değerlidir. Bundan sonra kimin samimi kimin maskeli olduğu daha da gün yüzüne çıkacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye ile ABD arasındaki köprülerin atılmasının, iki ülkenin aleyhine olduğunu" belirten Bahçeli, "İki ülke arasında siyasi, ekonomik ve ticari diyalogların artırılması, sevsek de sevmesek de herkesin çıkarına uygundur. Türkiye dostluğuyla aranan, duruşuyla anıtlaşan bir ülkedir." sözlerini sarf etti.
Devlet Bahçeli, Türkiye'nin, uluslararası zirve toplantılarında, ikili ya da çoklu görüşmelerde şerefle ve şuurla temsil edildiğini, milli haklardan ve milli kararlılıktan en küçük taviz verilmediğini vurguladı.
"Roma'da başımız eğik olsaydı, CHP mutlu olurdu"
MHP'nin, bu gelişmelerden memnuniyet duyduğunu dile getiren Bahçeli, "Roma'da başımız eğik olsaydı, CHP mutlu olurdu. Kiralık kalemler, sözde aydınlar, kripto alçaklar kaşık alıp oynamaya bile başlarlardı." görüşünü paylaştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Biden arasındaki görüşmeyi hazmedemeyen odakların, bu kez söz konusu görüşmeyle ilgili Beyaz Saray açıklamasına sığınarak manzaranın hiç de iddia edildiği gibi olmadığını ileri sürdüğünü aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:
"Biden'ın, savunma ortaklığı ve Türkiye'nin NATO müttefikliğinin altını çizdiği, S400 satın alınmasına ilişkin ABD'nin endişelerini not ettiği, güçlü demokratik kurumların önemini, insan haklarına saygıyı, barış ve refah için hukukun üstünlüğünü vurguladığı, Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada ifade edilmiştir. Bunlar ABD'nin görüşüdür. Şu anki yönetiminin, Türkiye'ye muhabbet beslemediği de açıktır. Biz hiç kimsenin övgüsüyle, taltifiyle, talimatıyla, tahkimatıyla olmadık, bugünlere gelmedik. ABD yönetimi bilmiyorsa söyleyeyim, Türkiye, insan haklarına onlardan çok daha fazla saygılıdır, yargı bağımsızlığımıza müdahale için Kavala bildirisi hazırlayan bu ülkenin sahip olmadığı kadar hukukun üstünlüğü bu ülkede hakimdir, havidir.
S400 konusu ise egemenlik sınırlarımız içindedir, hiç kimsenin bu konuda Türkiye'ye ayar verip istikamet çizme densizliği cevapsız bırakılmayacaktır. Mühim olan Türkiye'nin ne dediği, ne yaptığı, bilahare muhatap ülkeyle hangi konularda uzlaşma sağlandığı, diyaloglardaki yapıcı ve pozitif havadır. Türkiye'nin, ABD'nin terör örgütleriyle yakın ilişki ve bağlantısı hakkında üzüntü ve kaygılarını paylaşmasının ne hikmetse üzeri örtülmek istenmektedir. ABD'nin fiili ortak veya kara gücü olarak seçtiği terör örgütleri bumerang gibidir, günü geldiğinde tutan elleri de yaralayacaktır."
Devlet Bahçeli, Biden'den çok Biden'cı kesilenlerin, "Türkiye'ye yuvalanmış Washington lobisi ve iki taraflı çalışan ajanlar" olduğunu belirtti.
Bahçeli, "Birleşmiş Milletler Zirvesi'nden sonra kaynatılan dedikodu kazanı, şimdi zilletin başına kaynar su olarak dökülmüş, alayını birden yakıp kavurmuştur. Bu çevreler, 18 Ekim bildirisinin tarafı olan büyükelçilerin geri adımlarını tevil maksadıyla, 'yok Türkçesi böyleydi, yok İngilizcesi şu anlama geliyordu' diyerek kendi kendilerini yiyip bitirmişlerdir. Geçin bunları geçin. Türkiye'nin geri adımı, milli tezlerinden ödünler vermesi, tökezlemesi, tarihi mücadelede geriye düşmesi demektir. Bu da Allah'ın izniyle olmayacak, görülmeyecek ham bir hayalden ibarettir." dedi.
Terörle mücadele
Bahçeli, Türkiye'nin terörle mücadelesinin, bekasının gereği, istiklal ve istikbalinin güvencesi olduğunu, terörle huzur arasında üçüncü bir seçeneğin bulunmadığını vurguladı.
Son günlerde peş peşe alınan şehit haberlerinin herkesi üzdüğüne dikkati çeken Bahçeli, şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şifa diledi.
"Şayet biz bölücü terör örgütünün üzerine üzerine gitmezsek, onlar silahlarıyla, bombalarıyla, hain planlarıyla bize gelecekler" diyen Bahçeli, Türkiye'nin, teröre karşı savunmada değil taarruzda olduğunu belirtti.
Irak ve Suriye tezkeresi
Türk askerinin Irak ve Suriye'deki görev süresini uzatan Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin Meclis'ten geçtiğini hatırlatan Bahçeli, Türkiye'nin, milli güvenliğini hedef alan terör saldırılarına karşı uluslararası hukuk kapsamında her türlü tedbiri almasının hakkı olduğunu ifade etti.
Tezkere oylamasında CHP ile HDP'nin "hayır" dediğini, İYİ Parti'nin ise çok az sayıda milletvekiliyle "evet" oyu kullandığını söyleyen Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"CHP, HDP ile ele ele tutuşarak, sınır ötesine asker gönderilmesine, terörle mücadelenin devamına, ihanetin tepelenmesine 'hayır' demiştir. Bilfarz Irak ve Suriye tezkeresi, CHP ve HDP'nin istediği gibi reddedilmiş olsaydı, sınır ötesinde terör örgütleriyle mücadele eden Türk askeri geri çekilecek, güney sınırlarımız boydan boya terörizmin kontrolüne girecekti. CHP, tarihin yanlış yerinde durmakla kalmamış, Türkiye'nin de karşısında resmen ve belgeli şekilde konuşlanmıştır. Geldiğimiz bu aşamada, CHP ile HDP, İP'in teşvikiyle tek bünyede birleşmiş, PKK'nın siyasetteki kolonları haline gelmişlerdir.
Sorarım sizlere, bu olup bitenler zillet değil midir? Bu rezil ittifak düşmanın ileri karakolu olarak görülmeyecek midir? CHP, HDP'yle birlikte tezkereye 'hayır', PKK'ya 'evet' demiştir. Türkiye'ye 'hayır', Türk ve İslam düşmanlarına 'evet' demiştir. Türk askerine 'hayır', Türkiye karşıtlarına 'evet' demiştir. CHP yönetimi, tarihi çizgisine, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, Milli Mücadele'ye 'hayır', hıyanete ve husumete 'evet' demiştir. Kılıçdaroğlu, artık geri dönüş yolların tümden kapanmıştır, geçmiş olsun sana, kendini de yaktın, partini de ateşe attın."
"Sevsinler senin gibi milliyetçiyi"
Kılıçdaroğlu'nun, geçen hafta grup konuşmasındaki, "Yabancı askerler bu tezkerede var, yabancı askerler Türkiye'ye geliyor. Yabancı askerlerin potinlerini Türkiye Cumhuriyeti'nin topraklarında istemiyoruz" sözlerini hatırlatan Bahçeli, tezkeredeki "yabancı askerlerin Türkiye'de bulunması" ifadesinin, Türkiye'nin, DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonun Türk üslerinden yararlanmasına imkan tanıdığını vurguladı.
Aynı ifadelerin, 8 Ekim 2019, 7 Ekim 2020'de TBMM'de görüşülen tezkere metinlerinde de yer aldığını anımsatan Bahçeli, "O zamanki CHP, yabancı asker ayrıntısını büyütmemiş, tezkere oylamalarında 'evet' tercihini kullanmıştı." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun, geçen haftaki grup toplantısında, kendisine "Bu yabancı askerler kim? Söyle bakalım; milliyetçi sen misin, biz miyiz?" diye sorduğunu hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi:
"Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorunun cevabını öncelikle sen vermelisin. Kaldı ki bu sorunun muhatabı esasen sensin, zira aynı mahiyetteki tezkerelere geçmişte 'evet' diyen bir şahsiyetsin. Milliyetçiliğine gelince, sevsinler senin gibi milliyetçiyi. Bizim milliyetçiliğimizi anlaman için kırk fırın ekmek yesen de nafile, liglerimiz farklı, sen çoktan küme düşmüşsün, biz ise milletin gönlündeyiz. Sen PKK'nın tutsağı, biz de milletin meftunu, yılmaz hizmetkarıyız. Peki şimdi ne oldu? Geride kalan iki tezkerede sorun olmayan bir ifade bugün neden gündeme taşınıp istismar ediliyor? Çünkü CHP, HDP'nin dayatmasına boyun eğmiştir. Çünkü PKK'nın tebliğ ettiği dağ emri, emperyalizmin talimat listesi CHP'nin iradesini boyunduruk altına almıştır. Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşı geleneğinden gelen bir parti olduklarını, dokularında Kurtuluş Savaşı olduğunu söylüyor. Bugünkü CHP, Kurtuluş Savaşı yıllarında olsaydı, yeri ve siperi kesinlikle düşmanın yanında olur, iş birlikçiliğin kitabını yazar, sonra da hepsi birden 150'liklerin arasına girerdi."
"Ortağın İYİ Parti de ihanet etti mi?"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Tezkereye 'evet' deseydik, Cumhuriyet'e ihanet etmiş olurduk" sözünü anımsatan Bahçeli, "Zavallı iyice şaşırdı, iyice su kaynattı, şanzımanı dağıttı, istikameti hepten şaştı. Sayın Kılıçdaroğlu, ortağın İYİ Parti de ihanet etti mi? Bunu onların yüzüne karşı söylemeyi düşünüyor musun? İhanet edenlerle yol yürümek fıtratında mı vardır, mayan mı böyledir? Sana göre Cumhuriyet nedir? İhanet ne anlama gelmektedir? Tezkereye 'hayır' demekle asıl vatana, millete ve Cumhuriyet'e katmerli ihanet eden sensin ve siyasi zihniyetindir." dedi.
HDP'nin, Cumhuriyet Bayramı'nı kutlamadığını, Atatürk'ü ağzına almaya tenezzül dahi etmediğini vurgulayan Bahçeli, "CHP yoğun bakımdadır, şiddetli iç kanama geçirmektedir. Bugünkü yönetiminin devamı halinde bitkisel hayata mahkum olması yakındır. CHP-HDP ikiz kardeştir, ihanet beşiğinde PKK'nın, Türkiye düşmanlarının dokunuşuyla sallandıkları açıktır." ifadesini kullandı.
Tezkereye "evet" demenin sancılarını yaşayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in ise soluğu Siirt Kurtalan'da aldığını dile getiren Bahçeli, "Karşısına çıkan bölücü bir alçağın, 'Burası Kürdistan'dır.' bühtanına tek kelime edememiştir. Yazıklar olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları dahilinde 'Kürdistan' diye bir yer yoktur, asla da olmayacaktır, gerekirse şehit oluruz, gerekirse şahit oluruz, ama üniter milli devletimizi asla parçalatmayız, asla böldürmeyiz, Kürdistan fitnesine bedenlerimizle direnir, Bozkurt gibi karşı dururuz." mesajını verdi. Devlet Bahçeli'nin bu sözleri, partililerce ayakta alkışlandı.
HDP'li Osman Baydemir'in, "Siirt Kürdistan'dır. İşgalciler bilmelidir ki şu an üzerinde misafir oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan'a komşu olacaklar" sözünü hatırlatan Bahçeli, "Osman Baydemir isimli terörist, gelsin de bu sözleri Türkiye'de söylesin, uzaktan konuşması kolay, yüreği varsa karşımıza çıksın da 'Siirt Kürdistan'dır' desin. Görüyorsunuz, Anayasa Mahkemesi kimlerin yanında duruyor, kimlerin kılıcını hak ihlali kisvesi altında utanmadan, sıkılmadan sallıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, gösterilen mücadele ve kahramanlığa rağmen 37 yıldır dağlarda devam eden eşkıyalığı, "bir kimlik talebi" gibi algılayıp birlikte yaşama ülküsünün zayıfladığına yorarak "Kürdistan" nifakını seslendirmenin, tarihi bir ihanet olduğunu vurguladı.
"Kim ne söylerse söylesin, biz her vatandaşımızı büyük Türk milletinin saygıdeğer bir evladı olarak görmeye sonuna kadar devam edeceğiz" diyen Bahçeli, MHP'nin ayrılma, bölünme, çözülme, dağılma, ayrışma ve farklılaşmada mutabakat aramasının mümkün olmadığının altını çizdi.
"Vatana ihanetle eşdeğer"
Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerini sürdüren Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarının sonu gelmeyen kimlik arayışları ve bölücüleri meşru gören gafletleri; terör örgütünün ümit ve cesaret kaynağının kimler olduğunu belgeleyen somut veriler olarak karşımızdadır. Tezkere oylaması bu hususta ki en çarpıcı delildir. Türklük tarih içerisinde çok ağır bedeller ödenerek kazanılmış milli kimliktir. Milletine mensubiyet duyan hiçbir vatan evladı, bu değerin örselenmesine sessiz ve seyirci kalmayacaktır. Unutulmasın ki cumhurun uyanan, doğrulan iradesi bunun hesabını müsebbiplerinden er geç soracaktır.
İhanete çanak tutanlar, buna yardım ve yataklık yapanlar bedelini mutlaka ödeyeceklerdir. Buradan zillet ittifakını uyarmayı milli bir görev addediyorum. Girdiğiniz yol tehlikelerle doludur. Ulaşılacak sonuç, Anayasamızın değişemeyecek maddelerini değiştirmeye yönelik girişim olup vatana ihanet ile eşdeğerdir. CHP, İP, HDP ve diğer zillet yedeklerinin Sevr sevdalısı olarak karşımıza geçmesine Türk milleti tahammül etmeyecek, zillete tamam demeyecek, Allah'ın izniyle sahnelenen oyunu bozacaktır."