Devlet Bahçeli: Bölücü milletvekilinin dokunulmazlığı derhal kaldırılmalıdır
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, HDP'li vekilin teröristle fotoğrafının çıkmasına tepki göstererek, "Biz, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde terörist istemiyoruz. HDP'yi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemiyoruz. Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takip derhal temin etmelidir." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel'in 2017'deki operasyonda öldürülen terörist Volkan Bora ile fotoğrafının ortaya çıkmasıyla ilgili, "Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMMde partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, Türk milletinin terörizmin hain planlarına, terör örgütlerinin kanlı saldırılarına baş eğmeyip diz çökmeyeceğini belirterek terörizmin hiçbir şekli, türü, türevinin masum ve meşru olmadığını söyledi. Bahçeli, Türkiyenin üstesinden gelinmesi kaçınılmaz olan öncelikli sorununun bölücü terör olduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Terör sorunu ülkemizin henüz kabuk bağlamamış yarasıdır. Zaman zaman kanatılan bu yara açık olduğu müddetçe üzerine konmak için fırsat kollayan pek çok iç ve dış mahreçli haşarat ve husumet odağı çıkacaktır, bugüne kadar da çıkmıştır. Ekonomik istikrarımızın sürekliliği, siyasal dirliğimizin sürdürülebilirliği, toplumsal huzurumuzun sükuneti, bölgesel ve küresel caydırıcılığımızın sürati terörle mücadeleden alınacak kalıcı ve kesin sonuçlara bire bir bağlıdır. Sınırlarımızın mücavir alanlarında, dağlarda, şehirlerde, mezralarda, belediyelerde, bürokraside ve Gazi Mecliste bölücü teröristleri temizlemedikten, her anlamda yüzleşmedikten sonra rahat bulamayız, güvende olamayız. Nitekim ellerinde hançer ile arkamızdan dolaşıp gaflet ve rehavet anımızı kollayan alçakları köklü bir tasfiye ve tecziye süreciyle berhava etmek mecburiyeti omuzlarımızdadır. Milli bekamız, milli birliğimiz, milli güvenliğimiz buna bağlıdır. Bayrak inmesin diye yavrularını mezara indiren şehit analarına, şehit babalarına vefa ve minnet borcumuzu kesinlikle ödemek durumundayız. Biz TBMMde terörist istemiyoruz."
'DOKUNULMAZLIĞI DERHAL KALDIRILMALIDIR'
Bahçeli, HDPyi Türk siyaset ve demokrasi hayatında bir saniye bile görmeye tahammül edemediklerini söyleyerek şöyle konuştu:
"Anayasa Mahkemesinin görevini de bihakkın yapmasını bekliyoruz. İblise piyonluk yapan bölücü terör uzantılarının, tertemiz millet iradesiyle tecelli etmiş, ordular kurup, ordular yönetmiş, milli mücadeleyi cesaretle yürüterek devlet kurmuş Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunması züldür, zulümdür, zillettir. Mehmetlerimize kurşun sıkan hainlerle düşüp kalkacaklar, terör kamplarında ideolojik ve silah eğitimi alacaklar, sonra da karşımıza geçip demokrasi, özgürlük, insan hakları, barış ezberlerini utanmadan sıkılmadan arka arkaya sıralayacaklar, bu ne kepazeliktir? Bu ne pişkinliktir? Bu ne pervasızlıktır? 29 Nisan 2017de Adıyaman merkeze bağlı Akçalı kırsalında Türk Silahlı Kuvvetlerimizin operasyonuyla imha edilen 4 teröristten birisi olan 'Koçero Meleti' kod adlı Volkan Boranın, şu anda HDP Diyarbakır Milletvekili olan bir kadınla nasıl karanlık münasebet kurduğu deşifre olmuştur. Bu bölücü milletvekili hakkında lazım gelen hukuki takibat, dokunulmazlığının kaldırılmasıyla ilgili tasarruf derhal temin ve tekemmül etmelidir. Terörist sevdalıları Meclis koridorlarındadır. Kamplara gidip gelen insanlık defoları, ihaneti tevzi eden terör trafoları Meclis sıralarındadır. Bu kadar şehit veriyoruz, bu kadar acı yaşıyoruz, bir HDPlinin çıkıp da terör saldırılarını kınadığını, şehitlerimize rahmet dilediğini, hunhar eylemleri reddettiğini bileniniz, işiteniniz var mıdır?"
'HDPYİ KÜSTÜRMEMEK İÇİN KIRK DEREDEN SU TAŞIYORLAR'
Bahçeli, muhalefetin şehitlere başsağlığı mesajlarını eleştirerek şöyle konuştu:
"PKKya, YPGye tek bir laf yoktur, tek bir atıf yoktur, tek bir eleştiri yoktur. Bir yanda bu kadar yok ortadayken, diğer yanda bölücülerle iş birliği vardır, terörle ittifak vardır, patlama ortaklığı vardır, ağız birliği vardır, vatan hainleriyle irtibat vardır ve karşımızdadır. HDPyi küstürmemek için kırk dereden su taşıyanlar, PKKyı gücendirmemek, incitmemek için suya sabuna dokunmaktan kaçınanlar samimiyet fukarası, millet ve milliyet muhalifleridir. Zira her şey gün gibi meydandadır. Ey zillet partileri, çekinmeyin, telaşa kapılmayın, yürekliyseniz itiraf edin; 'PKK bomba tuzakladı, sonra da patlattı' derseniz sadece ve sadece adam olursunuz, ahlaklı olursunuz, dürüst olursunuz, tutarlı olursunuz. Şehitlerimizin hakkını bölücü teröristler kadar ağızlarına alamayanların ne yatacak, ne de kaçacak yerleri kalmıştır."
'DESTEKÇİSİ KEMAL KILIÇDAROĞLUDUR
Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB) terör ile iltisaklı ve irtibatlı personellere yönelik başlatılan soruşturmada görevli müfettişlere CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun ateş püskürdüğünü söyleyerek şöyle konuştu:
"İmralı canisi tarafından kurdurulan ve PKK/KCKnın şehir yapılanması arasında yer alan DİYADER'in referansıyla belediyede işe girdikleri iddia edilenlerin destekçisi Kemal Kılıçdaroğludur. Bize 'sarayın sözcüsü' diyen Kılıçdaroğlu, Kandilin teşrifatçısı, Kandilin termikçisi, Kandilin tedarikçisidir. Buradan soruyorum, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanmış DİYADER iddianamesinde Kılıçdaroğlunun adı geçiyor mu geçmiyor mu? Bu zat, terör aparatı DİYADER'in bölücü mensuplarıyla toplantı yaptı mı yapmadı mı? Saklanma Kılıçdaroğlu, çık karşımıza mertçe söyle, adamsan bu soruların cevabını ver. Özellikle hatırlatırım ki, yalan söylemek, vicdanı müebbet hapse mahkum eden bir suçtur. Bir yalan, bin doğrudan şüphe duyulmasını sağlayacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, yalanı avuç avuç içiyorsun da, yeri geldiğinde bir damla gerçeği yutmaya cesaret edemeyecek kadar denge kaybı yaşıyorsun. Tavsiyem, iyi bir hafızaya sahip olmandır, en azından söylediğin yalanları unutmazsın, ezkaza mahcup düşmezsin, taktığın maskeni de kaybetmezsin."
DOKUNULMAZLIK DOSYALARI GÖRÜŞÜLÜP GEREĞİ YAPILMALI
Bahçeli, TBMM'de komisyonunda bekletilen dokunulmazlık dosyalarının işleme alınması gerektiğini söyleyerek şöyle dedi:
"TBMM Karma Komisyonunda bekletilen veya Genel Kurula sevk edilen milletvekili dokunulmazlık dosyalarının bir an evvel görüşülüp gereğinin yapılmasını hukuk ve demokrasi namusunun müdafaası açısından zorunlu addediyorum. Türkiyenin 2023 yılına bölücü terörün başını kaldıramayacak ölçüde yere sererek gireceğinden; bu belanın, bu badirenin tamamıyla hayatımızdan sökülüp atılacağından en küçük kuşku duymuyorum. Vatan topraklarına emanet ettiğimiz kahramanlarımızın kanı yerde kalmayacak, sorulacak hesapları da mahşere bırakılmayacaktır. Türkiye, terörün belini kırıp başını ezdikten sonra ekonomik olarak sıçrayacak, huzuru katbekat büyüyecek, milli birlik ve kardeşlik alanında gücüne güç katacaktır. Milliyetçi Hareket Partisini bilhassa Kürt düşmanı göstermeye gayret eden sicili lekeli şerefsizlere diyorum ki, bizim Kürt kökenli kardeşlerimize duyduğumuz muhabbet ve hürmet, sizin tahayyül ve tasavvur sınırlarınızın alamayacağı kadar derindir, köklüdür. Türk ile Kürt ezeli ve ebedi kardeştir, Türk milletinin mensuplarıdır. Ve kucaklaşmanın adresi olarak Milliyetçi Hareket Partisini, Cumhur İttifakını görüyor, buna inanıyoruz. Uzlaşma ve huzurun adresi Milliyetçi Hareket Partisidir, Cumhur İttifakıdır. Bizim yüreğimizde herkese yer vardır. Terör bitecektir, bölücülük bataklığı kurutulacaktır, teröristler ya bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri önünde hesap verecekler, ya da yok edileceklerdir."
'KAZAKİSTAN'DA FETÖ PARMAĞINI ARAŞTIRMAK ACİLDİR'
Bahçeli, Kazakistanda meydana gelen olayları değerlendirerek şöyle konuştu:
"Kazakistanda şikayet konusu zamlar geri alınmıştır, yeni sözler verilmiştir, yeni paketlerin açıklanması gündemdedir. Fakat olayların durulması, önününün alınması ülkenin her bölgesinde mümkün olmamıştır. Egemen güçler arasında sıkışan devletleri içten çözme, halklarıyla karşı karşıya getirme, yeni bir renkli devrim kuşağı oluşturma çabası kuvveden fiile geçmiştir. Ortadoğuda yaşanan budur. Latin Amerikada görülen budur. Balkanlarda yapılmak istenen bundan ibarettir. Ekonomik sıkıntıların siyasal itirazlarla tepkimeye girmesi, yabancı vakıfların, sivil toplum kuruluşlarının, taşeron siyasetçilerin kışkırtmasıyla, kılıfı demokrasi olan iç isyan ve karışıklıklar tahrik edilmektedir. Bize kalırsa, Kazakistandaki yasa dışı gösterilerde FETÖ parmağını çok iyi araştırmak acildir, elzemdir. Bu casus ve haşhaşi terör örgütünün hedef ülkelerde nasıl maşa gibi kullanıldığını en iyi bilen ve tanıyan ülke Türkiyedir. Sorun sadece Kazakistanın sorunu değildir, 'ben Türküm' diyen herkesin ortak ve ertelenemez sorunudur. Kazakistanın iç işlerine saygımız vardır ve tartışmasızdır. Fakat kardeşimiz zordaysa onun yanında durmak, onun yardımına koşmak, onunla dayanışma içine girmek milli irademizin ve kültürel itibarımızın şaşmaz ve şüphe götürmez bir gerçeğidir. Sokak hareketlerinin Kazakistanda tesirli olmasını elbette üzüntüyle izliyor, bu dost ve kardeş ülkeyle sonsuz bir dayanışma içinde olduğumuzu bir Türk iradesi olarak ilan ediyoruz. Yalnız değiller, çaresiz değiller, Türkiye ve Türk dünyası Kazakistan için hazırda beklemektedir."
DÜN HEDEF ECEVİTTİ, BUGÜN ERDOĞANDIR
Bahçeli, 'yeni siyasi senoryaya ihtiyaç var' diyenlerin çoğaldığını söyleyerek şöyle konuştu:
"Dün hedef Bülent Ecevitti, bugün Recep Tayyip Erdoğandır. İsimler değişse de oyun hep aynı oyundur. Kurgu aynıdır, kumpas aynıdır, komplo aynıdır. 57nci hükümet gitti gitmesine, ama Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ilk kabinesi gitmeyecek, demokrasi düşmanlarının Sayın Cumhurbaşkanımızı göndermeye gücü asla yetmeyecektir. Demokrasimiz üzerinde dolaşan kara bulutları ortaya çıkartmak, anti demokratik arayışların önünü kesmek elbette ki bizim vatan ve millet görevimizdir. Özellikle demokrasiye müdahale şartlarını hazırlayan zeminin, demokratik nizama yön veren siyaset kurumunun cephelere ayırıcı kısır siyasi çekişmelerden beslendiği tarihi bir vakıadır. Çatışma ortamı gözleyen, hatta körükleyen odaklar zillet partileri mihmandarlığında şayet ortaya çıkarlarsa; demokrasi dışı arayışların terörden, sokak hareketlerinden, çeteleşmeden ve toplumsal huzursuzluktan aldığı destek ile hız kazandığı bir döneme eğer girilirse, herkesi uyarıyorum, emel sahipleri bu yükün altından kalkamayacaklar, milletin soracağı acıklı hesaptan da kurtulamayacaklardır. Milletimizin artık kesin tercihini yapmış olduğu demokrasi yolunda, önüne çıkacak engellerin temizlenmesi, milli iradeyi sekteye uğratacak emarelerin takip edilerek mani olunması kaçınılmaz sorumluluğumuzdur."