MHP Lideri Bahçeli: İstanbul'da seçim tekrarı beka meselesidir
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Antalya’daki İl Başkanları ve Belediye Başkanları Toplantısı'nın kapanış oturumunda konuştu. Bahçeli, "İstanbul'da seçim tekrarı beka meselesidir." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisince Antalya'nın Manavgat ilçesinde düzenlenen İl Başkanları ve Belediye Başkanları Toplantısı'nın kapanışında yaptığı konuşmada, iki günlük toplantının verimli ve yararlı olduğunu söyledi.
Toplantıda 31 Mart seçimlerinin muhasebesi ve geleceğin stratejik müzakeresi yapıldığını dile getiren Bahçeli, MHP teşkilatlarının diri ve sağlam olduğunu vurguladı.
MHP'nin ve Cumhur İttifakı'nın 31 Mart'tan büyük bir başarıyla çıktığına işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstikrarlı yükselişimiz 31 Mart’ta da devam etmiştir. Gelişmeler umut vericidir. AK Parti'yle kurduğumuz ittifak 24 Haziran'dan sonra 31 Mart'ta da mümeyyiz vasfını göstermiştir. Çünkü niyetimiz halistir. İttifakımızın hamuru temizdir. Hamd olsun Cumhur İttifakı kök tutmuş, millet nezdinde takdir görmüş, siyasi ve ahlaki yönlerden teyit edilmiştir. Cumhur İttifakı dönemsel arzuların mahsulü, değişken tutumların malumu olmamış, olmamalıdır. Dikkat etmemiz ve üzerinde titrememiz gereken en önemli hususlardan birisi de budur. 31 Mart seçimlerinde özellikle üç büyük şehirde CHP'nin başını çektiği sorunlu ve şüpheli ittifakın sonuç alması elbette tüm yönleriyle analiz edilmelidir."
Kötümserliğe ve karamsarlığa geçit verilmemesi gerektiğinin altını çizen Bahçeli, gelişmelerin soğukkanlı ve sağduyulu değerlendirilmesini istedi.
"İstanbul, Ankara, İzmir Büyükşehir belediyelerinin CHP'nin yönetimine geçmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne güvensizlik olarak görülmemelidir. Kaldı ki CHP'nin ulaştığı sonuçlar abartılmamalıdır." diyen Bahçeli, rakiplerinin ittifak halinde aldıkları oy oranının, Cumhur İttifakı'nın çok gerisinde olduğuna dikkati çekti.
Milletin verdiği karara kuşkusuz riayet ettiklerini ve saygı duyduklarını söyleyen Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Sandığa yansıyan hür, tertemiz ve şaibesiz iradeye sonuna kadar sadakat gösteririz. Hiç kimse bize demokrasi ahkamı kesmesin. Hiç kimse bize demokrasi bilirkişiliği yapmasın. Hiç kimse demokrasi dersi vermeye çalışmasın. Biz göreceğimizi gördük. Biz yaşayacaklarımızı yaşayıp gerekli neticeleri çıkardık. 15 Temmuz gecesi hainlerin lehine kadeh kaldıran şahsın Edirne’ye belediye başkanı olmasını, sırf sandıktan çıktı diye, ahlaken kabul edemeyiz. TKP'den Tunceli Belediye Başkanı olan şahsın Dersim dayatmasına hoşgörü gösteremeyiz, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına gölge düşürme izansızlığına duyarsız kalamayız. Milli bekaya, milli ruha, milli şuura ters ve şaşı bakanlar belki sandıktan çıkmışlardır ama milli vicdanda mahkum olmaktan da kurtulamamışlardır. Gelişmelerin başka izah ve ifadesi olmayacaktır. Ne yapalım, seçildi diyerek komünist şarlatanlığa göz mü yumalım? Ne diyelim, 'varsın Tunceli de Dersim olsun' kepazeliğine sessiz mi kalalım? Herkes kabul etse Milliyetçi Hareket kabul etmez, herkes teslim olsa Milliyetçi-Ülkücü Hareket teslim olmaz, olmayacaktır. Türkiye düşmanlarına tekmil veren, işgal ve ihanete tezahürat yapan kim olursa olsun, böyle kişiler katıldıkları seçimde kullanılan oyların tamamını alsalar bile, maşeri vicdanda her zaman sorgulanacaklar, meşruiyetleri tartışmaya açık kalacaktır."
Aziz vatanı sandıkta değil savaş meydanlarında kurtardıklarını belirten Bahçeli, "Bilfarz, Damat Ferit, Gazi Mustafa Kemal ile seçime girseydi ve oyların kahir ekseriyetini almış olsaydı, ne yapacaktık, ne diyecektik, ihanet ödüllendirilip ibra edildi diye suskun mu kalacaktık?" dedi.
31 Mart’ta PKK'nın CHP’nin lehine çalıştığını, FETÖ'nün de Millet İttifakı'nın yanında durduğunu ifade eden Bahçeli, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik yıkımını hedefleyen iç ve dış odakların CHP'nin taşeronluğuna umut bağladığını söyledi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimi
İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerine değinen Bahçeli, şöyle devam etti:
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına onca usulsüzlük, onca haksızlık, onca sandık hileleriyle seçilen şahsın Saraçhane'deki konuşmasında selamladığı iç ve dış odaklar hala mı tehdidin anlaşılmasına yetmedi?Terörist Demirtaş övgüleri yakın tehlikenin işareti sayılmayacak mı? FETÖ'cüler kimi kutladı? PKK'lılar kimin için sevindi? İki gün önce CHP'nin destekçisi PKK'lı teröristler dört vatan evladını Türkiye-Irak sınırında şehit etmedi mi?"
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun sürekli mazbata vurgusu yapmasının, seçim ertesinde Anıtkabir ziyaretinin ve her gün televizyonlardan açıklama yapmasının sinsi bir hazırlık olduğu öne süren Bahçeli, şöyle konuştu:
"Bu nedenle YSK İstanbul'daki sandık yolsuzluklarına bigane (ilgisiz) kalamaz, vebale ortak olamaz, Türkiye'nin kaderiyle oynayamaz. Olağanüstü itiraza konu olan, üç valiz dolusu belgeyle tevsik (belgelenmiş) edilmiş iddiaların tam ve eksiksiz incelenip adalet ve hakkaniyete uygun şekilde sonuçlandırılması YSK'nin tarihi görevidir. Bizim merakımız YSK'nin bu kadar ağır bir yükün altından nasıl kalkacağıdır? YSK herhangi bir şekilde meşru ve hukuki bir destek alacak mıdır? İçişleri ve Adalet bakanlıklarıyla birlikte MİT ve emniyet birimleri lazım gelen bilgileri paylaşıp olağanüstü itiraz sürecinin sağlıklı ve vicdanen isabetli bir netice vermesine katkı sunacaklar mıdır? Varsayalım ki, FETÖ'cüler tespit edildi. Buna rağmen YSK seçim yenileme kararı almazsa, 15 Temmuz'da şehit düşen 251 vatan evladının yüzüne mahkemeyi kübrada nasıl bakılacaktır? 2 bin 193 gazinin hakkını hukukunu kim koruyacaktır? Hatta 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nün isim değişikliği gündeme getirilecek midir?"
İstanbul seçimlerinin tekrarlanması gerektiğini ifade eden Devlet Bahçeli, " YSK'nin 7 asil 4 yedek üyesi zillete göz yumamaz. İstanbul’da seçim tekrarı beka meselesidir. Ne İstanbul ne de Türkiye sokakta bulunmuştur. Nice bedeller ödeyerek devletimizi kurduk. Nice badirelerden geçerek vatanımızı kurtardık. Nitekim Türkiye düşmanlarına çalınmış oylarla hiçbir vatan köşesini veremeyiz, vermemeliyiz. Büyükşehir Belediyelerin imkanlarıyla şöhret, makam ve para sahibi olmak için kollarını sıvayanlara sessiz kalmak, tepkisiz durmak, hukuk ihlallerine, adalet ihmallerine kulak tıkamak biliniz ki, Türkiye'yi ateşe atmak demektir." değerlendirmesinde bulundu.
Bahçeli, 31 Mart yerel seçimlerinde FETÖ'cülerin ve PKK'lıların Millet İttifakı'na çalıştığını söyledi.
"Kanırta kanırta kazanmaktan bahseden, Sayın Binali Yıldırım'ın fotoğrafını paylaşıp bir bardak soğuk su içmesini öneren alçak FETÖ'cüler, kimin şakşakçılığına soyundular? 'Artık normalleşme zamanıdır' diyerek gizemli mesajlar veren, 'Hiddetle yola çıkanlar kaybedecek' sözünü dillendirip Ahmet Yesevi istismarıyla kahinlik yapan siyasi eskiler, içinden çıktıkları partileriyle hesaplaşmak için CHP'yi siper olarak kullanmadılar mı?" ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:
"Neymiş, 30 kilometre ötesini görebilen dürbünleri varmış da önceden olacakları öngörüyorlarmış. Bunlar anlaşılan dürbünün tersinden bakıyorlar. Sevsinler sizin küf bağlamış dürbününüzü. Bu nedenle de haksızlığa uğramışlar. Bir metre önünü görmekten acizlerin ellerinde dürbün varsa, bizde de teleskop vardır. Bu sayede siyasetin kara deliklerini görmekle kalmıyoruz, maksatlarını da deşifre ediyoruz."
Aldatmaya gerek olmadığını söyleyen Bahçeli, aldanmayacaklarını, yalanlara kanmayacaklarını ve oyuna hiç gelmeyeceklerini belirtti.
"Atatürk'ün partisi Türk düşmanlarının ana karargahı haline geldi"
Bir yandan "ekonomik teröristlerin" Türk lirasının değerine saldırdığını, diğer yanda CHP, İP, HDP'nin hain operasyona teşrifatçılık ve kuryelik yaptığını dile getiren Bahçeli, Türkiye'nin layık olmadığı bir durumda gösterilip, jurnal rekabetine girenlerin yerli, milli ve ahlaklı olmadıklarını vurguladı.
Demlenen ihanetin, demir alan melanetin, ısınan tuzak ve tertiplerin ağırdan alınmaması gerektiğine işaret eden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimseyi dışlamayalım, kimseyi öteki görmeyelim, buna varız, bugüne kadar söylediklerimiz ise bunlardır. Ortak akıl, ortak vicdan, ortak vizyon, ortak değerler vazgeçemeyeceğimiz milli ilke ve inançlarımızdır. Bunlara diyecek bir şey olmayacaktır. Fakat aklı kiralık, vicdanı karanlık, değerleri bulanık olan çevrelerle sırf arıza çıkarmasınlar bahanesiyle Türkiye ortak paydasında nasıl buluşacağız? Bunu nasıl başaracağız? Ülkemizin bugünkü şartlarında karşı karşıya olduğumuz komplo çok boyutludur. Maruz kaldığımız kuşatma çok ortaklıdır. Muhatap olduğumuz kumpas çok vahşidir. Artık tüm tarafların emelleri aşikardır, açıktadır, askıya çıkmıştır. Saklamaya, gizlemeye, örtbas etmeye imkan kalmamıştır. Kavramlar birbirine karışmış, değerler aşınmış, çıkar ittifakları deşifre olmuştur. Kendilerine milliyetçi diyen, nasıl ve hangi yollardan kuruldukları belli olan, misyonları yalnızca MHP'yi engellemek üzerine bina edilen iyi görünümlü kötülerin PKK ile, FETÖ ile aynı emellere sabitlenmesi gayri milli bir üst aklın marifetidir. MHP'nin önünü kesmekle görevli olanların CHP'nin dümencisi, HDP'nin tefçisi olmaları utanç vesikasıdır. Atatürk'ün partisinin Türkiye muhaliflerinin çatı kuruluşu, Türk düşmanlarının ana karargahı, HDP'nin ana kucağı haline gelmesi vahim bir senaryonun varlığına çok net işarettir. Bu senaryonun makul ve mantıki hiçbir yanı görülemeyecektir."
Bahçeli, normal şartlarda birbirine selam veremeyecek olanların cumhurun karşısında "zillet" mevzisine girdiklerini söyledi. 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında kurulmak istenen yüzde 60'lık bloğun MHP'nin müdahale ve mücadelesiyle etkisiz hale getirildiğini belirten Bahçeli, PKK ve FETÖ'nün iktidara yuvalanma teşebbüslerinin sonuçsuz bırakıldığının altını çizdi.
"Ne var ki CHP buna dünden hazırdı. İçimizdeki malum ve devşirilmiş isimler buna dünden 'tamam' diyordu. Oyunları kaynağında bozduk, şer oyuncularını şoka uğrattık." diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Çin malı başbakanlık tekliflerini milli beka uğruna elimizin tersiyle ittik. MHP'yi ikna edemeyen iç ve dış odaklar ihanete çanak tutup partimizi bölmek istediler. Ama inanç ve ülkülerimizin duvarlarına çarpıp bozguna uğramaktan da kurtulamadılar. Gelin görün ki yine vazgeçmediler, yine zalim hedeflerinden dönmediler. İçimizden kopardıkları siyasi defolara parti kurdurdular. 15 Temmuz'da darbeye teşebbüs edip FETÖ eliyle işgali denediler. Çok şükür muvaffak olamadılar, milletin şamarını enselerine yediler. Yüzde 60'lık blok 16 Nisan'da 'hayır' blokuna dönüştü, 24 Haziran ve 31 Mart’ta zillet ittifakı olup karşımıza dikildi. Zillet denklemi ilk önce 7 Haziran sonrası takviye ve temin edilmişti. Dış güçler, muhasım odaklar Türkiye'yi bu şekilde teslim alacaklar, istedikleri tavizleri koparacaklardı."
"Dağlarda kovaladıklarımız belediyelere konuşlanacaktır"
Her şey planladıkları gibi gitseydi PKK'nın meşruiyeti sağlanacağını ve HDP'nin devlet yönetimine getirileceğini belirten Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti'yle köprüleri atan FETÖ, bu sayede kaleyi içten çökertecekti. Türkiye federasyona sürüklenecek, bölücülük resmiyet kazanacak, vatan darboğaza düşecekti. Buna izin vermedik, bu tuzağa düşmedik. Ancak 31 Mart'tan sonra PKK bu defa büyükşehir belediyelerine CHP’nin taşıyıcı bedenliğiyle nüfuz edecektir. Dağlarda kovaladıklarımız belediyelere konuşlanacaktır. Bilinmelidir ki, zilletin bedeli çok ağır olacaktır. Bu gidişle FETÖ, kaybettiği mevzileri yerel yönetimler üzerinden tekrar kazanacaktır. Bundan sonra Antalya'da hainler daha fazla cirit atacaktır. Karşımızdaki operasyon küreseldir, mazisi iki asra dayanmaktadır."
Bütün hesapların 2023'e göre yapıldığına işaret eden Bahçeli, Cumhur İttifakı ayakta kalmazsa bundan sonra yerel yönetimler kanalıyla palazlanan PKK'lıların, FETÖ'cülerin, gezicilerin, çukurcuların, Sorosçuların, teslimiyetçilerin daha da güçlenerek Türkiye'nin boğazına sarılacağını vurguladı.
Hesabın kirli, karanlık, vandal olduğuna dikkati çeken Bahçeli, "İstanbul'daki seçimlere şaibe karıştırılması uzun vadeli pis bir senaryonun ilk etabıdır. Sandığa gölge düşürülmesi, Büyükçekmece ve Maltepe'de yaşanan sahtekarlıklar şiddetli bir dalganın ilk habercileridir." diye konuştu.
"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nın hareketi iyi niyetli değil"
Gelişmelere milli beka zaviyesinden bakmanın çok önemli olduğunun altını çizen Devlet Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Mesele şu kadar belediye senin, bu kadar belediye benim meselesi değildir. Mesele az yedim, çok kazandım meselesi hiç değildir. Türkiye'yi dört bir koldan kıstırmak, sonrasında yıkmak, bu olmuyorsa tamamen bağımlı ve sömürge artığı bir ülke haline getirmek için çok şer ve melanet bir cephe oluşturulmuştur. Mühürlü kalpler bu tehlikeyi anlayamaz. Üç maymunu oynayan menfaat çeteleri adım adım genişleyen bu anaforu emin olunuz ki idrak edip özümseyemez."
Bahçeli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, koltuğuna oturur oturmaz belediyenin ve bağlı kuruluşlarının elektronik veri tabanı ve altyapılarında inceleme ve araştırma yaptırmaya kalkışmasının da iyi niyetli ve safiyane bir idari tasarruf olarak görülemeyeceğine değindi.
"Zannedersiniz, her şey bitmiş, geriye kala kala veri tabanını incelemek kalmıştır. Bu telaş niyedir, bu acelecilik neye yorulmalıdır?" sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir nevi kozmik oda operasyonunu andıran bu girişimin İstanbul 4.İdare Mahkemesi tarafından durdurulması isabetli olsa da zorlama ve dayatmalar anlaşılan son bulmayacaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi veri tabanının kimlerin eline geçeceği meçhuldür. Patlıcan meraklısı olanların musakkayı küçümsemeleri meselenin bir diğer tuhaf ve tutarsız yanıdır. İstanbul'da bir şeyler olmuş, olmaya da devam etmektedir. Bu gelişmeler karşısında 'Türkiye ittifakı'ndan bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır."
Ülke bazlı, coğrafya tabanlı siyasi bir ittifakın olamayacağını belirten Bahçeli, 82 milyon Türk vatandaşının inancı, irfanı, acısı, ahlakı, anısı ve adının da bir olduğunu dile getirdi.
"Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır"
Kendilerinin oluşturduğu ittifakın cumhurla olduğuna işaret eden Bahçeli, şunları söyledi:
"Bizim ittifakımız vatan ve millet sevgisinde erimiş AK Parti'li kardeşlerimledir. Milli beka mücadelesinde siyasi görüş ayrılıklarımızı elbette kenara itmeliyiz. Biteviye (sürekli olarak) söylediğimiz de budur. Cumhur İttifakı siyasi kaygı ve gayelerle kurulmamıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Türkiye ittifakı'yla neyi kastettiğini elbette bilemeyiz. Ancak konunun başta gazeteler ve televizyonlar olmak üzere her zeminde, özellikle 'zillet ittifakı' tarafından istismar edildiğini de görüyor ve çok yakından takip ediyoruz. Bildiğimiz Cumhur İttifakı'dır. İnandığımız milli birlik ve beraberliktir. Amacımız milli bekayı sonsuza kadar yaşatmaktır."
Öncelikli gündemlerinin Cumhur İttifakı'na yönelik sabotajlara asla fırsat vermemek olduğunun altını çizen Bahçeli, ikinci gündem konularının ise gün yüzüne çıkan sabotajcıların aradıkları imkanı fikri veya siyasi muhtevada sunmamak olduğunu kaydetti.
"Seçim tartışmaları artık hukukun konusudur"
Ekonomideki yapısal sorunlara odaklanmak gerektiğini belirten Bahçeli, "Milli güvenliğimizi yakından etkileyen çetrefilleşmiş sorunlara kafa yormak esastır. Seçim tartışmaları artık hukukun konusudur. Ama görüşlerimizi paylaşmak en doğal hakkımızdır. Yanlışa yanlış demek ahlak ve adamlığımızın alametifarikasıdır. Haine hain demek cesaretimizin nam ve şerefidir. Haksızlığa direnmek görevimiz, haysiyetsiz akınlara göğsümüzü germek mayamızın ve meşrebimizin soylu gereğidir." dedi.
Türkiye'nin daha adil bir paylaşıma, daha çok fırsat eşitliğine, daha üretken bir ekonomiye, daha tutumlu bir topluma, daha fazla yatırım ve istihdama, huzurlu bir millete, ahlaklı bir kazanca, doymuş aileye, sağlıklı bir insana ulaşmaya acil ihtiyacı olduğunu söyleyen Bahçeli, uluslararası ilişkilerin milli kazanımlara, tarihi çıkar ve egemenlik haklara uygun olması gerektiğini kaydetti.
Terörle mücadelenin tavizsiz sürdürülmesi gerektiğini dile getiren Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
"Bölgesel ve küresel çemberi yarmak için kenetlenmeliyiz, kucaklaşmalıyız, bir ve beraber olmalıyız. Hamd olsun Cumhur İttifakı bunu temine muktedirdir. Çağrımız huzura ve mutluluğadır, refaha ve esenliğedir, kardeşliğe ve dayanışmayadır. Ve gönül verdiğimiz mukaddes mesajlar, Türk ve İslam tarihinden hepimize bir kutlu buyruk olarak bugünlere kadar ulaşmıştır. 'Komşusu açken tok yatmayacak' yüksek vicdanların, 'Fırat'ın kenarında otlayan kuzunun' vebalini duyacak tertemiz gönüllerin, 'Aç iken doyurdum, çıplak iken giydirdim, az milleti çok kıldım' diyenlerin bulunacağı inançlı, erdemli ve adaletli bir topluma çağrı, Cumhur İttifakı'nın muazzam çağrısıdır. İnancım odur ki, Cumhur İttifakı varsa, umutlar bitmemiştir. Cumhur İttifakı varsa, çare mutlaka yeşerecektir."
Teşkilat üyelerine çağrıda bulunan Bahçeli, bir, diri ve iri olmalarını istedi. Cumhur İttifakı'nın 2023 lider ülke Türkiye'yi inşa etmek için seferde olduğunu söyleyen MHP Genel Başkanı Bahçeli, her milliyetçi ve ülkücünün Türkiye'nin Cumhuriyeti'nin meşakkatle kazandığı hak edilmiş ve çağdaş bir değer olan demokrasiye sonuna kadar bağlı olduğunu kaydetti.