Mahir Ünal çarpıcı rakamları anlattı: Benim Tweet'imi de koymuşlar
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, CNN Türk'te yayınlanan Hakan Çelik ile Hafta Sonu programına katıldı. Ünal, Twitter'ın sansür kararı ile ilgili olarak, ''İşin rapor kısmına geldiğimizde, Stanford'un raporunun kimler tarafından hazırlandığına baktığımızda raporun ideolojik kaygılarla hazırlandığı ortada. İddia ne? Barış Pınarı Harekatı'na destek vermek... Benim Tweet'imi de örnek koymuşlar. Benim bu harekata destek mahiyetinde attığım tweet, HDP'nin PKK ile ilişkisi bunu dünya alem biliyor. Trump geçtiğimiz hafta uyarıda bulundu. Ama bu hareketiyle Twitter tarafsız platform olmadığını, taraflı bir yayıncı gibi davrandığını ve içeriye müdahale ettiğini ortaya koydu.'' dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Öncelikli olarak bu 7340 tane hesabın datası ortada. Yani bu data 3 Haziran'da Stanford Üniversitesi'ne veriliyor ve rapor hazırlanıyor.
Öncesinde şunu söyleyeyim. Bu 7340 hesap indirilip incelenme imkanına sahip. Bu hesapları incelediğimizde, bu hesaplardan sadece 2020 Ocak ayında 859 bin tweet atılmış.
Bu tweetlerin sadece 740 tanesi AK Parti ile ilgili, 1000 küsür tanesi de Tayyip Erdoğan ile ilgili RT var. Kalan 500 bin tweet EYT ile ilgili, diğerleri de kadro taleplerini içeriyor. Dolayısıyla bu kendi sundukları data üzerinden bir inceleme yaptığınızda iddia edildiği gibi 7340 hesabın yeşil küre kullanan hesaplar olmadığı görülüyor.
İşin rapor kısmına geldiğimizde, Stanford'un raporunun kimler tarafından hazırlandığına baktığımızda raporun ideolojik kaygılarla hazırlandığı ortada. Orada ifade edilen hususlara baktığımızda da daha ayrı bir garabetle karşı karşıyasınız.
İddia ne? Barış Pınarı Harekatı'na destek vermek... Benim tweetimi de örnek koymuşlar. Benim bu harekata destek mahiyetinde attığım tweet, HDP'nin PKK ile ilişkisi bunu dünya alem biliyor. Trump geçtiğimiz hafta uyarıda bulundu. Ama bu hareketiyle Twitter tarafsız platform olmadığını, taraflı bir yayıncı gibi davrandığını ve içeriye müdahale ettiğini ortaya koydu.
Yanı başımızda yeni bir dünya oluşuyor. Ülkelerin devlet olarak egemenlik haklarının yeni oluşan siber sahanlıkta geçerlilik tezi... Aslında mesele daha derinlikli bir mesele.
Bugün Facebook gibi, Google, Twitter, Apple siber dünyanın teknoloji devleri. Ve bunların siber dünyada hiçbir hukuk tanımaksızın adeta; çünkü bizim nesnel gerçeklikte bizi bağlayan geleneksel hukuk ve geleneksel hukuku inşa eden dinamiklerle, siber dünyadaki ilişkiler daha henüz yapılmış değil. Burada ciddi bir egemenlik mücadelesi var.
Önümüzdeki süreçte siber vatan kavramını çok sık duyacağız. Mavi vatan gibi, siber vatan kavramını duyacağız. Bu şuna karşılık geliyor. Benim vatandaşlarım, aynı zamanda sosyal ağların kullanıcıları. Dolayısıyla vatandaşlarımın, özel hayatının gizliliği, kişisel verilerinin korunması, temel hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması kimin görevi?
Devlet olarak benim görevim. Bu platformlar veri sağlayıcı olmaktan çıkıp operasyonel bir tavır almaya ve içeriye müdahil olmaya ve taraflı davranmaya başladılar. Stanford'un raporunu hazırlayan iki Türk kökenli kişi var. Paylaşımlarına baktığınızda HDP'yi YPG'yi destekleyen bir sempatizan.
"SİZE İLGİNÇ BİR ŞEY ANLATAYIM"
Size ilginç bir şey anlatayım. 2018 seçimleri öncesinde Cambridge Analytica'dan bizimle görüşmek istedi.
Dediler ki biz her türlü veriye ulaşıyoruz, seçmen davranışına etki edecek faktörleri sizinle paylaşabilri ve o davranışlara etki edecek verileri size hazırlayabilir ve her bir tekil kullanıcılarının önüne onun oy verme davranışına etki edecek mesajı oluşturabiliriz.
Dedik ki biz böyle bir şey yapmayız, böyle bir şeyin içinde olmayız. İnsanların kişisel verilerinin kullanılması, insanların manipüle edilmesi; önümüzdeki süreçte konuşacağız. Facebook benim hafızam gibi. Bana diyor ki, "Mahir hatırlıyor musun 5 yıl önce şuradaydın" diyor...