Kılıçdaroğlu'ndan Yeni Zelanda katliamına tepki: Bunu yapanları lanetliyoruz
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni Zelanda'da iki camide yaşanan katliama ilişkin, "Acı bir olay. Bizi derinden yaralayan bir olay. Bunu yapanları lanetliyoruz. Sadece Müslümanların lanetlemesi gerekmiyor. İnsan sevgisi olan, inancı olan herkesin böyle bir olayı lanetlemesi lazım." dedi.
Yalova'da, Raif Dinçkök Kültür Merkezi'nde iş dünyası ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelen Kılıçdaroğlu, programda yaptığı konuşmada, Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde iki camide cuma namazı sırasında yaşanan ırkçı ve İslam düşmanı saldırılar hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kentteki iki camide namaz kılan Müslümanlara ateş açıldığını ve 49 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Acı bir olay. Bizi derinden yaralayan bir olay. Bunu yapanları lanetliyoruz. Sadece Müslümanların lanetlemesi gerekmiyor. İnsan sevgisi olan, inancı olan herkesin böyle bir olayı lanetlemesi lazım. Sonuçta insanların inançlarına, kimliklerine, yaşam tarzlarına hepimizin saygı duyması gerekir. Batılı dostlarımıza seslenmek isteriz. Müslümanlık üzerinden, inanç üzerinden siyaset yapmanın ne kadar tehlikeli sonuçlar doğuracağını Yeni Zelanda örneği gösteriyor. İnsanoğlu, inanç üzerinden siyasetin ağır bedellerini ödemiştir. Tarihte 100 Yıl Savaşları denilen ve siyaset tarihinde okutulan bir bölüm var. Sadece Hristiyan dünyası, farklı mezhepler nedeniyle 100 yıl savaşmıştır. 100 yıl insanlar birbirlerini öldürmüşler. Sonunda biz neden birbirimizi öldürüyoruz? Herkesin inancı kendisine ait. Siyaset kurumu inanç dünyasına müdahale etmemeye, dini siyasete alet etmemeye özen gösterdi. Bunu yasalarla da koydu çünkü inanç üzerinden siyasetin, kimlik üzerinden siyasetin ağır bedellere yol açtığını insanoğlu gördü."
Kılıçdaroğlu, İkinci Dünya Savaşı'na Hitler'in ırkçı bir söylemle başlaması ve dünyayı kana bulamasının da kimlik üzerinden siyasetin nasıl felaketler doğuracağını gösterdiğini vurguladı. Bundan ders almayan, dünya tarihini iyi okumayan siyasetçiler olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "İnsanlar ibadetlerini yapıyorlar, kimseye kin besledikleri yok. Yüreklerinde sevgi var, hoşgörü var. Neden bu insanlar öldürüldü? Hangi gerekçeyle öldürüldü? Bir toplumun genlerine kin tohumları ekerseniz sonuç felaket olur. En büyük acıları çeken aslında Anadolu coğrafyasıdır. O nedenle Yunus Emre kin tutmamayı hepimize söylemiştir." ifadelerini kullandı.
"BÜTÜN DÜNYA YENİDEN OTURUP DÜŞÜNMELİ"
Kin tutarak sorunların çözülmeyeceğini anlatan Kılıçdaroğlu, kin ve intikam duygusuyla siyaset yapılamayacağını belirtti.
Siyaseti bir hizmet yarışı olarak nitelendiren Kılıçdaroğlu, "Herkes oturur, bir topluma, bir kente nasıl hizmet yapacağını anlatır. Vatandaşlar da bakarlar, 'En iyi hizmeti o veriyorsa gideceğim oyumu ona vereceğim.' diyecektir ama düşmanlaştırarak, kin ve nefret tohumları ekerek, insanları kutuplaştırarak, adeta birbirine düşman ederek siyaset yaparsanız bunun herkese zararı olur." değerlendirmesini yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kişi ile Allah arasına kimsenin giremeyeceğini anlatarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Kimin daha fazla Müslüman, kimin daha az Müslüman olduğunu belirlemeye hangi siyasetçinin yetkisi vardır? Bütün dünya yeniden oturup düşünmeli. Tabii dönüp İslam coğrafyasına da bakmamız gerekiyor. İslamiyet üzerinden insanların birbirlerini nasıl katlettiklerini görüyoruz. IŞİD dediğimiz terör örgüt, El Kaide dediğimizi terör örgütü kendi Müslümanlık anlayışlarını zorla dayatmaya çalışıyorlar. Eğer onlar dediklerini yapmazsanız katliniz vacip oluyor. Size bu yetkiyi kim verdi? Hangi inanç, hangi kimlik verdi ve İslam dünyasında yaşanan dram, İslam dünyasından kaynaklanan terör bütün dünyada farklı yorumlara yol açtı? İslam dünyasının da oturup düşünmesi gerekiyor, 'Neden benim ülkemde terör var?' diye. Düşünebiliyor musunuz, bir taraf saldırıyor 'Allah Allah' diye öldürmeye. Öbür taraf da saldırıyor 'Allah Allah' diye karşı tarafı öldürmeye. Nasıl oluyor bu? Silahlar kimden? Silahlar kendilerini uygar diye tanımladıkları devletlerden. Silahlar oradan, birbirlerini öldürme de buradan. Bu tuzağa artık İslam dünyasının düşmemesi lazım, uyanması lazım."
"KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEK GİBİ BİR DÜŞÜNCENİN İÇİNE GİRMEYE HAKKIMIZ YOK"
Orta Doğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı (OBİT) kurulmasını önerdiklerini anımsatan Kılıçdaroğlu, bunu İslam dünyasına, Orta Doğu'ya barışın gelmesi için dillendirdiklerini aktardı. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye, İran, Irak ve Suriye bir araya gelmeli. 4 ülkenin kendi içindeki akrabaları bir başka ülkede zaten. Bunlar akraba topluluklar zaten. İnanç birliktelikleri var büyük ölçüde. Neden 4 ülke bir araya gelmiyor da bu ülkeler sorunun kaynağı haline geliyor Orta Doğu'da. Bunları aşmak zorundayız. Aklımızı ve mantığımızı kullanmak zorundayız. Orta Doğu'da egemen güçlerin sahip olacakları gücü kırmak zorundayız. 'Orta Doğu'da barış olmasın.' ne demektir? Orta Doğu'ya huzurun gelmesi gerekir. Orada da Araplar var, burada da. Orada da Kürtler, burada da. Orada da Ezidiler, burada da. Orada da Türkmenler var, burada da Türkler var. Niye düşmanlar? Bu düşmanlık nedir? Egemen güçlerin kışkırtmasıyla.
Türkiye'nin yeni bir siyaset anlayışına ihtiyacı var. Radikal bir dönüşüme ihtiyacı var. Barış eksenli, huzur eksenli bir siyasete ihtiyacı var. Barışı en çok savunan kimdir? Savaş meydanlarından gelen Gazi Mustafa Kemal'dir. Kendisi savaş meydanlarından gelmiştir. Yemen'e de gitmiştir, Filistin'e de gitmiştir, Anadolu'da hemen hemen her cephede çarpışmıştır. Çanakkale'de yine o vardır ama savaşın ne kadar, acımasız bir yüzünün olduğunu görmüştür ve bunun tanıklığını yapmıştır. Orada demiştir 'Zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir.' diye. Neden savaş, neden İslam dünyasında kan akıyor? Neden bütün İslam dünyasındaki üniversite sayısı sadece Hindistan'daki üniversite sayısından bile daha az, neden? Bunların yeniden sorgulanması lazım. Yeniden oturup düşünmemiz lazım. Yeni bir yönetime, anlayışa, duruşa ihtiyacımız var. Ahlaklı bir duruş, insana saygıyı esas alan bir duruş, herkesin inancına, kimliğine, yaşam tarzına saygı duyulan bir duruşa ihtiyacımız var."
Kimseyi ötekileştirmeye, kimsenin hakkının hukukunu çiğnemeye hiç kimsenin hakkının olmadığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Kimseyi ötekileştirmek gibi bir düşüncenin içine girmeye hakkımız yoktur. İnancımız da bu böyle öngörüyor zaten. Kültürümüz de böyle öngörüyor. Birilerinin dolduruşuna gelip bir başkasını, bir başka arkadaşı, bir başka grubu farklı görmek, onu toplumun dışına itmek asla ve asla doğru değildir. Beraber huzur içinde yaşamak zorundayız." diye konuştu.