Kılıçdaroğlu'ndan ön seçim itirafı!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin söylemlerini eleştirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP'nin gençlerden fazla oy alamamasını, "Halkla ilişkilerde ciddi sorunumuz var, iletişim sorunumuz var. Bizim kullandığımız dil gençler açısından resmi kaçıyor. Bizim kullandığımız dilin içinde mizah yok, hoşgörü yok, sevgi yok. Gençler Zaytung'a girer ama CHP'nin sitesine girmez. Söylemlerimiz eksik, soğuk ve yetersiz olabilir ama bunu aşmak sizin göreviniz. Şu böyle olmalı derseniz, düzeltiriz hemen, öyle yaparız" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun 14 Aralık günü İstanbul'da Ekşi Sözlük yazarlarıyla yaptığı basına kapalı söyleşinin videosu CHP tarafından yayımlandı. Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'nı Hakkari'de yaptığı konuşmada savunduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, "Yerel yönetim özerklik şartı İzmir için de geçerli. İzmir Belediye Başkanı'nın elini kolunu bağladılar. Merkezi yönetime aşırı bağlanmayı doğru bulmuyorum. 150 milyar dolar para harcandı İstanbul'a hangi sorunu çözüldü?" dedi. Büyükşehir Yasası'nın TBMM'de görüşmeleri sürdüğünde yeşil alanların imara açılmasının mahallelilere sorulmasını önerdiğini, bu önerisinin reddedildiğini belirten Kılıçdaroğlu, "İstanbul'da yeşil alan çok şükür kalmadı. Bizler Türkiye'yi çok iyi yönetemedik, rant uğruna herşeyi perişan ettik siyaseten. Gençler bizim yaptığımız hataları görerek daha sağlıklı bir tablo çizmek için uğraş vermeliler" diye konuştu.
İSTANBUL'UN YENİDEN YAPILANDIRILMASI GEREKİYOR
Yenilenebilir enerjiye sıcak baktıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "İstanbul, pek çok alanda sorunu olan bir kent. Yeniden yapılandırılması, tarihi kimliğine saygı gösterilmesi, ulaşım sorununun çözülmesi gerekiyor, Paris'ten daha fazla turist gelmesi gerekiyor. Kirli bir kent. Kent kültürü yoksa sizde o kenti mahvedersiniz" dedi. Suriyeli sığınmacılara oy kullandırılması tartışmalarını yakından izlediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Bunlara oy kullandırırlar mı. Zannetmiyorum" dedi. Kılıçdaroğlu, doğu ve güneydoğuda kırsal kesimde sandık sorumlusu bulamadıklarını, yine aynı bölgede yüzde 33'lük kadın kotasını doldurmakta zorlandıklarını da anlattı.
Kılıçdaroğlu, yerel seçim sürecinde her yerde ön seçim yapmama gerekçelerini de "Birden fazla aday varsa eğilim yoklaması yapılıyoruz. İstanbul'da ön eleme yaptık çoğu yerde. Buradan çıkanları halka soracağız anket yöntemiyle. Bazı yerlerde anket yöntemini uyguluyoruz. Bazı yerlerde üye yapımız sağlıklı değil. Arkadaşımız ilçe başkanı, ısrarla diyor ki ön seçim olsun çünkü bütün akrabalarını getirmiş partiye üye kaydetmiş, kimi yaparsanız yapın onun dediği oluyor. Bazen böyle bir tabloyla karşılıyoruz. Orada biz kamuoyu yoklaması yapıp halka soruyoruz" sözleriyle anlattı.
RESMİ, SOĞUK SEVGİSİZ
Bir soru üzerine seçim bildirgelerinde hayvanseverlerin taleplerinin de ele alınacağını belirten Kılıçdaroğlu, "Halkla ilişkilerde ciddi sorunumuz var, iletişim sorunumuz var. Bizim kullandığımız dil gençler açısından resmi kaçıyor. Bizim kullandığımız dilin içinde mizah yok, hoşgörü yok, sevgi yok. Resmi dil kullanıyoruz. İnternet sitelerimiz de resmi ve soğuk. O nedenle gençler ilgiye girip bakmıyor. Zaytung'a daha fazla girer ama CHP'nin internet sitesine girmek istemez, aklının ucundan dahi geçmez. Dilimizi değiştirmek için bize baskı yapabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, bize örnek de verebilirsiniz, bunlara açığız. Ufkumuzu, penceremizi açıyoruz, gençlere ulaşmaya çalışıyoruz, onların taleplerini karşılamaya çalışıyoruz. Söylemlerimiz eksik, soğuk ve yetersiz olabilir ama bunu aşmak sizin göreviniz. Şu böyle olmalı derseniz, düzeltiriz hemen, öyle yaparız" dedi.
Kılıçdaroğlu, Menderes ile Başbakan Erdoğan arasında benzerlik kurulması üzerine ise, "Menderes'in bir rejim sorunu yoktu. Türkiye'de ilk defa siyasal mücadele alanı partilerin iktidar mücadelesi olmaktan çıktı rejim mücadelesine dönüştü. İki-üç siyasi partinin iktidar kavgasının ötesinde bir kavga var. Rejim kavgası var. Bizim bütün aydınları, demokratları, laikleri bir çatı altında ortak mücadeleye çağırma görevimiz var. ÖDP'li de geliyor bize. İçinde bulunduğumuz tablo çok seçici davranmamız gereken bir tablo değil. Daha geniş bir cephe oluşturmamız lazım aydınlık bir Türkiye için" diye konuştu.
"SİYASETE GİREMEZDİM"
Kılıçdaroğlu, seçimlerde siyasi partilerin seçmene liste dayatmasını doğru bulmadığını bu konuda KKTC'nin örnek alınması gerektiğini belirterek, "Bizden daha demokratlar. Seçmen kendi partisinin milletvekilleri dışında başka bir partiden bir vekile de oy verebilir. Biz böyle bir düzenleme istiyoruz" dedi. Gezi sürecinden sonra oluşturulan forumların tamamında temsilcilerinin olduğunu, kendilerine rapor sunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Politik dil beni rahatsız ediyor. Düzgün insan siyasete girmekten korkuyor çünkü kapılar ona büyük ölçüde kapalı. Bizim siyasete birikimli, düzgün insanların girmesinin yolunu açmamız lazım. Yolsuzluk yapan bakanın istifa ettiğini duydunuz mu? Yolsuzluk yaptığı andan itibaren koltuğu sağlamlaşır. Bu yapıyı değiştirmemiz lazım. Ben siyasete nasıl girdim? Gidip de il, ilçe seçimlerine girerek girmedim, girseydim belki hayatta giremezdim. Sayın Baykal'ın daveti üzerine geldim, girdim" diye konuştu.
"Ordu Göreve sloganını hiçbir CHP'li atmadı. Ordu gelsin, siyasete girsin asla doğru değildir" diyen Kılıçdaroğlu, "Sosyal demokrat partilerde kanatlar vardır, olmalıdır da. Bu dinamizm katar. Zaman zaman medya bunu bir disiplinsizlik olarak veriyor, öyle birşey yok. Bir milletvekilinin düşüncesini açıklamasını doğal karşılamamız lazım. Partinin içinde bir hizip varmış, kendi aralarında kavga ediyormuş gibi bir algı yaratılıyor, bu doğru değil" dedi.
"İŞTE GERÇEK CHP'Lİ"
Kılıçdaroğlu, soru soran bir Ekşi Sözlük yazararının soruya "Ben CHP'liyim ama..." diye başlanması üzerine, gülerek şu anekdotu anlattı:
"Cezaevleri İnceleme Komisyonumuz var, bütün cezaevlerini geziyorlar. Manisa'da hayatında hiç CHP'ye oy vermeyen birisini ziyaret etmişler. Görüşmede 'Ben de CHP'liyim artık' demiş. Bir mektup yazmış, 'Ben CHP'liyim, CHP'nin düzelmesi için' diyerek eleştiriler yapmaya başlamış. Biz 'İşte gerçek CHP'li bu' dedik."