Kılıçdaroğlu'ndan CHP seçmenine İYİ Parti çağrısı

CHP’nin İYİ Parti ile işbirliği yaptığı kentlerden Antalya’da, “Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Muhittin Böcek Proje Açıklama Toplantısında” İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan da konuşma yaptı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuştuğunu belirten Erozan, “Martın sona bahar gelecek dedik, ben bir cümle daha ilave etmek istiyorum, geldikleri gibi girecekler” dedi. Platforma ilk kez Kılıçdaroğlu ve Akşener’in fotoğrafları yan yana kondu. Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:

DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERİYORUZ

“Hiç kimse unutmasın. Biz bir demokrasi mücadelesi veriyoruz. Olay bir parti olayı, bir kişi olayı değildir. Olay Milli Kurtuluş Savaşı sonrası kurduğumuz Cumhuriyetin demokrasiyle taçlandırılmasıdır. Biz cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak istiyoruz. Halkın iradesinin ne kadar önemli olduğunu bütün dünyaya anlatmak istiyoruz. Sadece saraydan alınan talimatla ülkenin yönetilemeyeceğini anlatmak istiyoruz. Bu birlikteliğimizin bir demokrasi mücadelesi olduğunu herkesin bilmesi lazım.

GÖZÜ KAPALI OY VERECEK

Antalya’nın bir belediye başkan adayı var: Muhittin Böcek. Biz kendisine güveniyoruz. Muhittin Böcek Antalya’yı dünyanın en önemli kentlerinden birisi haline getirecek. Bizim belediyelerimizde asgari ücret 1 Ocak itibarıyla 2 bin 200 liradır. Buradan bütün işçi kardeşlerime sesleniyorum: 1 Ocak 2019’dan itibaren asgari ücretin 2 bin 200 lira olmasını istiyorsan, sandığa gideceksin CHP’li belediyeye oy vereceksin. İYİ Partili belediye başkanlarımız varsa gözü kapalı olarak CHP’liler İYİ Parti’li belediye başkan adayına oy verecekler ve onları seçecekler.

ZARARINA MI SATSIN?

Tepede oturan bir yöneticiyi düşünün. Esnafı, hal esnafını, seracıyı terörist ilan ediyor. Ne yaptı bunlar? Hal esnafı, çiftçi, seracı ne yaptı? Bir hata varsa o da gidip AK Parti’ye oy vermeleri. Şimdi o hatasını düzeltecekler. Gübreye zam, elektriğe zam, mazota zam, ilaca zam yaparsın kimse bir şey demez. Çiftçi neden ürününü pahalıya satıyormuş. Ne yapsın? Zararına mı satsın? Asıl zammı sen yapıyorsun. Bunları düşünerek sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız.

BİZİ KARALAYARAK OY ALACAĞINI SANIYOR

(Salonda ‘Anamızı ağlattılar, anamızı’ diye birinin seslenmesi üzerine) Biliyorum, biliyorum... Kuru soğana muhtaç etti. Şimdi kuyruklara varlık kuyruğu diyor bir de. Sen de gir o zaman. Söyleyecek lafları yok. Yalnızca CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’ni karalamakla oy olacaklarını düşünüyorlar. Bizim derdimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlenmesidir. Bizim derdimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin üretiminin artmasıdır.

KİMSE İNKAR EDEMEZ

Geçen Salı günü bir fotoğraf gösterdim, bir kadın çöp kutusundan birşeyler topluyor ve yanında da Erdoğan’ın fotoğrafı var. Bu gazetelerde de yer aldı. Bu fotoğraf benim içimi acıttı, böyle bir tablo olabilir mi ve salı günü grup toplantısında anlattım, 21. Yüzyılın Türkiye’sinde bir kadın çöp kutsunda ne yapıyor. Geçimin sağlamak için yaşamak için ne yapıyor. Efendim, sonra dediler ki ‘bu kadın başka bir kadın, dört katlı apartmanı var’ vesaire. Kim söylüyor, havuz medyası televizyonları söylüyor. Kadının yüzü görünmüyor. Bu tablo, 21. Yüzyıl Türkiye’sinin tablosudur ve bir gerçektir. Kimse inkar edemez.

O TABLO TÜRKİYE GERÇEĞİ

Bir hafta önce Ankara’da ‘Sokak Ekonomisi Çalıştayı’ yaptık. 6 milyon insan sokaktan geçiniyor. 6 milyon kişi unutulan kişidir. 6 milyon kişi siyasetin görmediği kişilerdir. Eşleriyle çocuklarıyla 24-25 milyon kişidir. Siz bir gün iktidar sahiplerinden birisinin çıkıp, çöpte kağıt toplayanların nasıl geçiniyor diye düşündüğünü gördünüz mü? Bir gün önce gazetelerde yer alıyor kimse ses çıkarmıyor, ben gösteriyorum kıyamet kopuyor. Tahammül edemiyorlar bu tabloya. Tahammül etsen de etmesen de o tablo Türkiye gerçeğini yansıtıyor.

Tanzim mağazaları açtılar. Size komik bir şey anlatayım. Tarım Bakanı bir tweet atmış, ‘Kaş ve Kınık’ta tüccarlık yapan Vahit ve Ali Uçak isimli kardeşlere teşekkür ediyorum. İki tır ürünü bedelsiz olarak tanzim satış mağazalarına teslim ettiler’ diyor. Bu iki arkadaşıma yürekten teşekkür ediyorum. Onlar iki tırı doldurdular götürdüler bedava verdiler. Peki bunlar ne yaptılar? Götürdüler bedava aldıklarını parayla sattılar. Bundan daha ayıp bir şey olabilir mi? Şimdi soruyorum; bu para nereye gitti?

İKİ TÜR BELEDİYECİLİK VAR

İki tür belediyecilik var. Saray belediyeciliği ve halkın belediyeciliği. Saray belediyeciliği ranta göre yapılır, birilerine rant verilir. Halk belediyeciliğinde bu olmaz. Ben bütün belediye başkanlarımdan iki şey istiyorum: Harcadığımız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Belediye Başkanlığını aldığınız andan itibaren bütün belde halkını kucaklayacaksınız, eşit hizmet götüreceksiniz. Bizim temel felsefemiz budur.

İşsizlik almış başını gidiyor. Şanlıurfa’da bin kişi alınacak 40 bin kişi başvuruyor. Statta kura çekiliyor. Sarayda işsiz var mı, yoksul var mı? Saray sosyetesi var. Hiç birinin geçim derdi yok. Biz bu tabloyu ters yüz edeceğiz Allah’ın izniyle. Bizlerinin belediyelerinin olduğu hiçbir yerde hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Antalya saraydan mı yönetilmeli, Antalya Antalya’dan mı yönetilmeli? Antalya Antalya’dan yönetilmeli. Sizin bir belediye başkanınız var. Sonu gelecek görevinden ayrılacak. Sayın Türel de diyor ki: Genel Başkanım bir saniye dahi düşünmeden ima ederse derhal istifa ederim diyor. Kim seni seçti? Antalyalılar. Erdoğan ne isterse ben onu yaparım diyor.

DEMOKRASİ GELİŞSİN DİYE

Biz neden İYİ Parti ile işbirliği yaptık? Demokrasi için, ülkemizde demokrasi kültürünü geliştirmek için. Kişisel hiçbir çıkarımız yok. Gerilimden, kavgadan bıktık. Bu seçimler bizim demokrasi tarihimiz açısından milat olacak. Güzel şeyler olacak. Biz Mevlanı’nın kültürünü her yerde savunacağız: Sesini değil, sözünü yükselt. Yağmurlardır yaprakları büyüten, gök gürültüsü değil. Hiç kimseyle kavga etmeden, ötekileştirmeden; AK Parti’ye oy veren ve MHP’ye oy veren vatandaşlarıma da sesleniyorum: Biz hiç kimseyi ötekileştirmeyiz. Herkese hizmet etmek demokrasi geleneğimizde vardır.”