Gazete Vatan Logo

Katiller Kürt coğrafyasında büyüdü

DTP'li Sırrı Sakık, oturma eyleminde ağır konuştu

DİYARBAKIR İnsan Hakları Derneği tarafından, her Cumartesi günü kayıplar için düzenlenen oturma eylemine katılan DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, "Katiller Kürt coğrafyasında büyüdü" dedi.

Diyarbakır İHD tarafından Cumartesi günleri Koşuyolu Yaşam Parkı Anıtı önünde kayıplar için düzenlenen oturma eyleminin üçüncüsü yapıldı. Eyleme DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve kayıp yakınları katıldı.

"BOTAŞ KUYULARI AÇILSIN CESETLER ÇIKARILSIN"

Kayıp yakınları, kayıpların fotoğraflarının yanısıra, `BOTAŞ kuyuları açılsın, cesetler çıkarılırsın', `Türk ordusuna güvenimiz kalmadı', `Katil Levent Ersöz' yazılı dövizleri taşıdı. Yaklaşık 50 kişinin katıldığı oturma eyleminde kayıp yakınları adına konuşan DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, 1990'lı yıllardan bu güne kadar mücadelelerinin devam ettiğini belirterek, şunları söyledi:

"O dönem katiller, benim 5 yakınımı diri diri yaktılar. Bunları tek tek o dönemin Cumhurbaşkanı, Başbakanı'na saatlerce gece gündüz anlattık, uluslararası platformlara taşıdık. Paris'te basın toplantısı yaptık. Ama medya, siyaset dünyası sağırdı. Bütün toplum sağırdı sadece Kürtler ayaktaydı. Biz o gün de diyorduk, katiller Kürt coğrafyasında büyüdüler. Onların adı ise bugün Ergenekon. Derin devlet, ne olursa olsun, onlar Kürt coğrafyasında büyüyerek Kürtleri katlettiler."

Sakık, o dönemin bütün siyasal aktörlerinin infaz ve kayıplara seyirci kaldıklarını ifade ederek, "Bugün Ergenekon'un bir ayağı o dönemin siyasi aktörleridir. Bunun adı Demirel'dir, Çiller'dir, Mesut Yılmaz'dır. Ergenekon soruşturulmazsa, iç barışımız sağlanmazsa, adalet yerine oturmazsa bu ülkede iç barış olmayacaktır. Bir ülkenin şerefi, namusu adaletidir" dedi.

ERGENEKONDA YUKARIYA DEĞİL, AŞAĞIYA İNİŞ OLACAK

DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk da, "Kimliğimizi, kültürümüzü halk olarak insanca yaşamak isteğimize bu coğrafyada karşılığı ölüm oldu. Aslında herşey o kadar açık ki bu fotoğrafların her biri bir gerçeği ifade ediyor. Çok acımasız yönelimlerle karşı karşıya kaldık. Yani özgürlük mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin, adalet mücadelesinin bedelini halk olarak çok büyük ödedik.

Tabi ki bu mücadele devam edecek, Dünyanın her tarafında kimlik, özgürlük mücadelesinin bir bedeli vardır. Bu bedel ödendi. Bundan sonrada ödenmeye devam edecek. Türkiye eğer demokratikleşeceğim diyorsa, gerçeklerin üzerini kapatarak demokrasiyi gerçekleştiremez. Ergenekon bu cinayetlerin ta kendisidir. Devletin kendisi bu işin içerisinde. Bu işin kendilerine varacağından bu operasyonu oraya kadar götüremiyorlar. Ve Ergenekon operasyonu hepimiz bilmeliyiz ki sadece bir gösterişten ibaret. Göreceksiniz bundan sonra Ergenekon operasyonunda yukarıya çıkamayacaklar, aşağı inişler olacak" diye konuştu.

BENİ BABA ŞEFKATİNDEN MAHRUM ETTİLER

1990'lı yıllarda babasının askerler tarafından alınarak bir daha geri dönmediğini ileri süren 15 yaşındaki Mustafa Bulut ağlayarak, "Askerler köyleri yaktıktan sonra babamı götürdüler. Sonra babamdan bir daha haber alamadık. Ben babamı istiyorum. Eğer babam öldüyse de ölüsünü istiyorum. Babamı götürenler yüzünden her an, her saat baba hasreti çektim. Onların yüzünden baba şefkati sevinci hiç görmedim. Onların yüzünden babasız büyüdüm. Neden bunu bana çok gördüler. Şu an içimdekileri bir ben bir Allah biliyor" dedi.

Haberin Devamı