İngiliz İşçi Partisi tüyoları
Gelecek döneme ilişkin çalışma programı...
CHP Parti Meclisi dünkü toplantısında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, şehitler için Diyarbakır’da düzenlenen törene katıldığından, Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin başkanlığında yaptı. 5,5 saat süren toplantıda CHP’nin gelecek döneme ilişkin çalışma programı görüşüldü, daha önce çeşitli nedenler ihraç edilen il ve ilçe örgütlerinden bazı kişilerin partiye dönüş talepleri de oylanarak kabul edildi.
Bu arada CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Sencer Ayata, Genel Başkanlığa Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçilmesinin ardından ana muhalefet partisinin yakın takibinde olan İngiliz İşçi Partisi’nin kongresini izledi ve bir rapor hazırladı. Ayata’nın, Kongrede yeni bir bakış arandığı” tespitinin de yer aldığı raporu, dünkü PM’de de ele alındı.
1997 yılında “yeni sol, üçüncü yol” anlayışı ile iktidara gelen ve 10 yıl Başbakanlık koltuğunda kalan İşçi Partisi lideri Tony Blair’i yakından analiz eden CHP, son olarak İngiliz İşçi Partisi’nin Ekim ayındaki 5 gün süren kongresini izledi. Genel Başkan Yardımcısı Prof. Ayata, iktidarı uzun yılların ardından 2010 yılında Muhafazakar Parti’ye kaptıran İşçi Partisi’nde “yeni bir bakış” arandığı tespitini yaptı. Prof. Sencer Ayata’nın, PM’ye de sunulan raporunda yer alan tespitleri şöyle:
- Kongrede “yeni bakış” öne çıktı
- Yerel topluluklar üzerinde taban çalışması ön planda
- Piyasa, devlet ve toplum arasındaki ilişkinin nasıl şekilleneceğini tartışıyorlar
- Enerji faturalarının ailelere yükü gündemde
- Yoksul ile zengin öğrenci farkının kapatılması hedefleri
- Öğretmenlerin, doktorlar ve hukukçular ile aynı ekonomik seviyeye getirilmesi öngörülüyor.
Hiç kimsenin ölmesini istemeyiz
Askeri helikopterin düşmesi sonucu şehit olan 17 asker için düzenlenen uğurlama törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, törenin ardından yemekte gazetecilere yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’a giderek, bu sorunun çözümü için parlamentoda bir çalışma yapılması gerektiğini, Meclis’te grubu bulunan siyasal partilerden eşit sayıda milletvekilinin bu çalışmada yer alması teklifinde bulunduğunu belirtti.
Kılıçdaroğlu, ister tutuklu ister hükümlü olsun kişinin hapishaneye girdiği andan itibaren can güvenliğinden hükümetin sorumlu olduğunu ifade ederek, bu konuda kimsenin ölmesini istemediklerini belirtti.
”Açlık grevleri başladığında Başbakan’a bir çağrı yaptım, ’daha yumuşak bir üslup kullanın’ diye, ama tam tersini yaptı” diyen Kılıçdaroğlu, toplumu germeden, kutuplaştırmadan bu sorunun aşılması gerektiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu, cezaevlerindeki bir kişinin hayatını kaybetmesinin siyasal iktidara ciddi sorumluluk getireceğini savunarak şöyle konuştu:
”Başbakan toplumu ne kadar gererse oradan o kadar kazançlı çıkacağını sanıyor. Hiç kimsenin ölmesini istemeyiz. Adalet Bakanı olayla ilgili sivil toplum örgütleri ile görüşüyor, ’bu beni aşar’ diyor. Sormak gerekiyor, ’sizi aşarsa, sizi aşmayacak kişi kim?’. Sayın Başbakan bizden çözüm mü istiyor? Hayır bizden çözüm istediği de yok. 2002’nin Türkiye’si ile 2012’nin Türkiye’sini tüm yurttaşlarımın karşılaştırmasını isterim. Bu ülkeye 10 yılda ne oldu, neden biz bu noktaya geldik, neden kutuplaştık.“