İçişleri Bakanı Soylu: Dünyaya beylik taslayanlar anca laf üretiyor
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin'de Kanaat Önderleriyle bir araya geldi. Soylu, burada yaptığı konuşmada, "Yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Savaşta kazanan insan değildir, kaybeden insandır. Bugün karşı karşıya kalınan hadiseyi kabul etmek mümkün değildir. Dünyaya beylik taslayanların ne yaptığını hep beraber görüyoruz." ifadelerini kullandı. Soylu, "Güzel bir lafı var büyüklerimizin 'lafla peynir gemisi yürümüyor.' Senden aylardan beri yardım bekleyen Ukrayna için anca laf üretirsin." dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde Kanaat Önderleri ile bir araya geldi. Bir düğün salonunda gerçekleşen programa İçişleri Bakan Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil, Mardin Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mahmut Demirtaş, Kızıltepe Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Hüseyin Çam, siyasi parti başkanları ve bölgenin kanaat önderleri katıldı.
Programda konuşan Bakan Soylu, "Yeni bir savaşla karşı karşıyayız. Savaşta kazanan insan değildir, kaybeden insandır. Bugün karşı karşıya kalınan hadiseyi kabul etmek mümkün değildir. Dünyaya beylik taslayanların ne yaptığını hep beraber görüyoruz." ifadelerini kullandı. Soylu, "Güzel bir lafı var büyüklerimizin 'lafla peynir gemisi yürümüyor.' Senden aylardan beri yardım bekleyen Ukrayna için anca laf üretirsin." dedi.
Soylu, Cumhurbaşkanın yıllardan beri söylediği bir cümleyi tekrar gördüklerini belirterek, "Dünya beşten büyüktür’ derken bir sözden ibaret ifade edip bugünkü bu fotoğrafı gördüklerinde belki ellerini kafalarına getirip kafalarına vurma kabiliyetine sahiptirler" dedi.
Bu ülkede sadece bugün adına değil gelecek adına da bir zihniyet birikimi gerçekleştirdiğini bildiren Bakan Soylu, “Bugün Kürt'üm diye rahat bir şekilde söyleyebiliyor. Ben Alevi’yim diye rahat bir şekilde de diyebiliyor. 40 yıldır tanıdığımız insanların Alevi olduğunu 2003'ten sonra öğrendik. Cem evlerinde yöneticiler, dernekler vardı. Onlar söylerlerdi ama onun dışında normal hayatın içerisinde olan kimse böylesi değerlerini ortaya koyamazdı. Peki nasıl oldu bu işler. Bu ülkede 28 Şubat'ı yaşadık. 28 Şubat'ta ben iktidar partisinin ilçe başkanıydım. İstanbul'da bir camimiz vardı. Her cuma namaza giderdik. Arkasında müezzin mahfili gibi güzel bir yer vardı. Yetişmeye çalışanlar, bizim gibi Son Dakika gelenler, gelemeyenler, yer bulanlar oraya otururdu. Genellikle kamu ve oranın eşrafı gelirdi. 28 Şubat'tan bir hafta sonra ki cuma gününe yer bulamadığımız yerde birkaç kişi kaldı” diye konuştu.
“BİZ BUGÜN İLK KEZ BİR 28 ŞUBAT İTTİFAKI İLE KARŞI KARŞIYA DEĞİLİZ”
İlk kez 28 Şubat ittifakı ile karşı karşıya kalmadıklarını dile getiren Soylu, “İnsanlar üzerinde bir mahalle baskısı oluşmuştu. İnsanları kendi kimliklerinden, değerlerinden uzaklaştırmaya yönelik bir anlayışı oluşturmuşlardı. Gazetelerde, televizyonlarda ve yaptıkları toplantılarda bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Biz bugün ilk kez bir 28 Şubat ittifakı ile karşı karşıya değiliz. 28 Şubat ittifak önümüzdeki pazartesi olmayacak ki geçmişte 28 Şubat ittifakı ile karşı karşıyaydık. Annemizi, babamızı, etnik kökeni, mezhebimizi, inancımızı beğenmeyen bir ittifak ile karşı karşıyaydık. Bizi kendi istedikleri gibi tanımlamak isteyen bir anlayış ile karşı karşıyaydık. Bugün yine aynı anlayış yine bunları ifade etmeye çalışıyor. Bu anlayış sadece bu topraklara yönelik bir anlayış değil. Bu anlayışı zaten insanımıza yakıştıramazlar. O anlayış dışarıdan ithal edilmiş bir anlayıştır” şeklinde konuştu.
“BİZE BİÇTİKLERİ GÖMLEĞİ BİZ GİYMEYECEĞİZ”
Bu anlayışın Suriye'deki insanlara sıkıntıyı çektiren anlayış olduğunu dile getiren Bakan Soylu, şöyle konuştu:
“Bu anlayış daha önce Ukrayna'ya gaz verip şimdi de sessiz kalanların anlayışıdır. Bu anlayış Arakan'daki Müslümanlara işlenen her türlü meseleye onlar zaten fukaralığa alışmışlardır. Kendi hayat tarzları, hayat anlayışları böyle olsun diye had bildirme anlayışından kaynaklanan bir sürecin kendisidir. Güya kendileri beyler, paşalar gibi yaşayacaklar Afganistan, Pakistan halkından da Suriye halkına kadar, Irak ve Balkanlar'a kadar herkes diken üzerinde oturacak. Şöyle bir sistem gelişmiş sonra bir düzene gelmiş. Daha sonra Tayyip Erdoğan, ’Dünya beşten büyüktür’ dediği zaman acaba onu nasıl diskalifiye ederiz diye binlerce oyunu, binlerce tezgahı ortaya koyacaklar. Bizim yeryüzünde yüzyıllarca kalacak halimiz yok. Bu coğrafyada yüz binlerce yıl kalacak halimiz yok ama bir iddiamız var. Bizi biçtikleri gömleği biz giymeyeceğiz. Bu iddialarımıza ne kadar isyan ederlerse etsinler bize biçtikleri gömleği ne kadar yakıştırmaya çalışırlarsa çalışsınlar artık biz yakıştırmayacağız”.