İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu görevden alınacak mı?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 10 Aralık tarihli konuşmasında Ekrem İmamoğlu döneminde PKK ile iltisaklı kişilerin İBB’de göreve alındığını açıklamıştı. Bunun üzerine İBB'ye kayyum atanacak mı? İmamoğlu görevden alınacak mı? soruları peş peşe geldi. Konuyla ilgili dikkat çeken ayrıntılar ortaya çıktı.
Hürriyet'ten Abdulkadir Selvi, İBB'de yaşanan PKK'lı krizinin bilinmeyen ayrıntılarını köşesine taşıdı. Selvi, "İmamoğlu, terör örgütüne yönelik soruşturmadan cumhurbaşkanlığı hikâyesi çıkarmak istiyor. Ama Erdoğan’ın paltosundan İmamoğlu çıkmaz. Erdoğan’ın mücadelesi ile İmamoğlu’nun kavgası arasında dağlar kadar fark var." ifadelerini kullandı.
Selvi'nin ilgili yazısı şu şekilde:
İddia, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bütçe konuşmasında gündeme geldi. Soylu, 10 Aralık tarihli konuşmasında Ekrem İmamoğlu döneminde PKK ile iltisaklı kişilerin İBB’de göreve alındığını açıklamıştı.
Ama şimdi öğreniyoruz ki, operasyon daha önce başlamış. PKK’nın sözde din adamlarından oluşan DİAYDER isimli örgüte yönelik operasyondan söz ediyorum. DİAYDER, Öcalan’ın 2013’te İmralı’da BDP heyetine verdiği talimat üzerine kurulmuş. DİAYDER, PKK’yla irtibatlı sözde din adamlarından oluşuyor. Hatırlarsanız alternatif Cuma namazları kılınmıştı. Güneydoğu’da vatandaşlarımıza T.C.’nin camilerine gitmemeleri yönünde propaganda yapılmıştı. Ama Kürt kardeşlerimizin feraseti nedeniyle oynadıkları oyun tutmadı.
DİAYDER’E OPERASYON
3 Temmuz 2021 tarihinde DİAYDER’E Jandarma tarafından bir operasyon düzenleniyor. DİAYDER’le ilgili düzenlenen iddianamede, gözaltına alınan 28 kişi arasında İBB’de görev yapan şahıslar olduğu, bunlardan 10’unun 2010 yılında Küçükçekmece’de Jandarma’nın servis aracına bombalı eylem olayının faili Mehmet Kazım Sevim ile irtibatlı oldukları belirleniyor. Gassal olarak görev yapan Mehmet İnan’ın ise İBB’den aldığı maaşının bir kısmını DİAYDER’e aktardığı iddia ediliyor.
Sadece PKK ve diğer terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı olduğu iddia edilen isimlerden oluşan uzun bir liste var. Haklarında mahkeme kararı olmadan ayrıntısına girmek ve isim vermek istemiyorum.
ÖNEMLİ SORU
Burada önemli olan nokta, İBB’ye yönelik soruşturmadan Ekrem İmamoğlu bir mağduriyet çıkaracak mı, bunu kendisine yönelik bir siyasi operasyona çevirip terör soruşturmasından bir cumhurbaşkanı adaylığı elde edecek mi?
İçişleri Bakanı Soylu, Meclis’te bu iddiaları gündeme getirince İmamoğlu, ”İBB’de 557 tane terör örgütü üyesi var dediler, bekledim ki gelip alsınlar diye ama kimse gelmedi” diye meydan okumuştu.
MAĞDURİYET STRATEJİSİ
Ne zaman ki İçişleri Bakanı Soylu, İBB’de görev yapan terör örgütleriyle irtibatlı şahıslarla ilgili iddialar üzerine soruşturulma açıldığını açıkladı, Ekrem İmamoğlu bu kez algı operasyonuna soyundu. Bu olaydan bir mağduriyet üretmek, o mağduriyetten cumhurbaşkanı adayIığı çıkarmak için harekete geçti.
ERDOĞAN MODELİ
Ekrem İmamoğlu, 28 Şubat sürecinde Erdoğan’ın şiir okuduğu için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan alınıp atıldığı Pınarhisar Cezaevi’nden cumhurbaşkanlığına uzanan siyasi yolculuğuna özeniyor. Terör örgütüne yönelik soruşturmadan cumhurbaşkanlığı hikâyesi çıkarmak istiyor. Ama Erdoğan’ın paltosundan İmamoğlu çıkmaz. Erdoğan’ın mücadelesi ile İmamoğlu’nun kavgası arasında dağlar kadar fark var.
Soruşturma açıldığı anda İmamoğlu’nun sağ kolu Murat Ongun’un, ”Bu saatten sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu millete emanettir” diye tweet atması bu stratejinin ürünü.
Ekrem İmamoğlu’nun, “Derhal tutuklasınlar” diye meydan okuması, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu hedef alması ince bir ajans çalışması.
İmamoğlu, bu olaydan bir mağduriyet çıkarmaya ama aynı zamanda Erdoğan gibi “dik durmaya” çalışıyor. Böylece esecek mağduriyet rüzgârlarının onu cumhurbaşkanlığı adaylığına taşımasını hedefliyor.
KAYYUM ATANIR MI?
Peki bu soruşturmanın sonucunda İmamoğlu görevden alınır mı, yerine kayyum atanır mı?
İçişleri Bakanı Soylu, ”Bizim kimsenin belediyesiyle işimiz yok. Bizim terörle mücadeleyle işimiz var” diyerek çerçeveyi çizdi. Ankara’da yaptığım temaslarda bu operasyonun hedefinin Ekrem İmamoğlu’nu görevden almak ya da yerine kayyum atamak gibi bir hedef olduğuna dair bir sonuca ulaşmadım. Şimdiye kadar kamudan binlerce FETÖ’cü ve PKK’lı ihraç edildi. Şimdi o bakanlıklar terörle irtibatlı mı oldu?
Zaten bu tür bir operasyon ters teper. İmamoğlu hakkında bir mağduriyet algısı oluşturur. Onu doğal olarak cumhurbaşkanı adaylığına taşır. Zaten öyle bir hedef yok. O nedenle İmamoğlu’nun terör operasyonundan bir mağduriyet oluşturup cumhurbaşkanlığına sıçrama çabalarını görüyorum. Ama buradan cumhurbaşkanlığı postu çıkmaz. Tekrar altını çizmek isterim. Bu soruşturma sonucunda İmamoğlu’nu görevden almak ya da yerine kayyum atanması gibi bir düşünce yok.
KILIÇDAROĞLU VE YAVAŞ’IN TAVRI
Ekrem İmamoğlu, İBB hakkında açılan terör soruşturmasına CHP’li belediye başkanlarının toplantısı için bulunduğu Ankara’dan yanıt verdi. Ama ilginç, Ekrem İmamoğlu ve Seyit Torun CHP Genel Merkezi’nde açıklama yaparken Kılıçdaroğlu onlara güçlü bir destek vermek için yanlarında olmadı. Hatta Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabını takip ettim. Ota, çöpe açıklama yapıp video çeken Kılıçdaroğlu, uzun süre sessiz kaldı. İmamoğlu açıklama yaparken Mansur Yavaş’ın yüzüne dikkat ettiniz mi? Canı sıkkındı. Ev sahibi olarak, gazetecilere de, “Sizler sorular soracaksınız, muhatapları da cevap verecek” diye sözü İmamoğlu’na bıraktı. Siyaseten Kılıçdaroğlu da Yavaş da tepki gösterir ama ilk anda güçlü bir destek gelmemesini İmamoğlu iyi düşünmeli.
AYNI MESAJ
Demirel, “Cumhurbaşkanlığı, hiçbir faninin elinin tersiyle iteceği bir makam değildir” demişti. Ekrem İmamoğlu içinse artık bir tutkuya dönüştü. Kılıçdaroğlu türlü çeşit hamlelerine rağmen cumhurbaşkanı adaylığı konusunda en ufak bir şekilde geri adım atmıyor. İmamoğlu, Washington Post’a, ”Her belediye başkanı İstanbul’u bir kez daha yönetmek ister. Bu değerlidir. Ancak kararlar şartlara göre değişebilir” dedi.
İmamoğlu bir kez daha “Kararlar şartlara göre değişebilir” demekle, öncelikli hedefinin cumhurbaşkanı adaylığı olduğunu gösteriyor.
ADLİ SİCİL KAYDI
İBB’ye yönelik terör soruşturması üzerine İmamoğlu, topu Adalet Bakanlığı’na attı. Çünkü işe girişlerde adli sicil kaydı isteniyor. HDP’liler de milletvekili adayı olduklarında adli sicil kaydı getiriyorlar. Bu onların masum olduğu ya da terörist olduğu anlamına gelmiyor. Sadece o zaman haklarında Yargıtay tarafından onanmış bir ceza olmadığını gösteriyor. Daha sonra PKK’yla ilişkileri mahkeme kararıyla kesinleşince milletvekillikleri düşürülüyor. Ama bu tartışma yaşanıyor. Adli sicil kaydında birinci derece mahkemelerinde verilen hükümler dahi yer almıyor. Ta ki Yargıtay o hükmü onadıysa o zaman adli sicil kaydına giriyor.