Gerekirse ABD’ye karşı dava açarız
Fransa dönüşü uçakta gazetecilere konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’deki Hakan Atilla davasıyla ilgili, “Gerekirse biz ABD’ye karşı dava açarız; zira şu anda Halk Bankası’nın dava açma yetkisi var. Bu bankamızın uluslararası düzeyde ismi kirletiliyor” dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa ziyaretini dönüş yolunda gazetecilere değerlendirdi. Erdoğan Fransa’yla yapılan anlaşmalardan AB’yle ilişkilerdeki olumlu gelişmelere, ABD’deki davadan CHP’li belediye başkanlarının görevden alınmasına kadar birçok konuda soruları yanıtladı...
İlişkiler yumuşuyor
2018 yılı bir şekilde Türkiye-Avrupa ilişkilerinin yumuşama yılı olabilir mi?
- Temennim odur ki olsun. Zaten siyasetin içinde buna benzer şeyleri çok yaşadık. Yaşadık ama aldığınız tekme tokat yanınıza kar kalıyor. Gönül bunlar olmasın istiyordu ama ne yazık ki bunlar oldu. Avusturya ile benim geçmişte, çok farklı görüşmelerim, müşterek attığımız adımlarımız olmuştu. Başbakanlığım dönemimde biz Viyana’da mesela Avrupa Birliği ile futbol maçı yapmıştık. O denli muhabbet içerisindeydik. Ama daha sonra hükümetler değişti, hava değişti, maalesef gerilimler de yaşandı. Biz ilişkilerin süratle toparlanmasından yanayız. Çünkü siyasette düşmanlığı kalıcı kılmak ülke halklarına hiçbir zaman kazandırmaz, herhangi bir fayda da getirmez.
Peki ne değişti de yani o taraftan yumuşama sinyalleri geliyor?
- Bazı yerlerde iktidarlar değişti. Farklı farklı nedenleri olabilir. Önemli olan sürecin iyileştirilmesidir.
Macron Türkiye’nin AB sürecinin yeniden yorumlanmasından bahsetti. Biz buradan Türkiye olarak ne anladık. Onun demek istediği şey neydi sizce?
- Ben onun tam ne demek istediğini anlamak istemedim. Onların bizi anlamasına odaklanmayı tercih ettim. Ben ne demek istiyorum, o beni anlasın diye düşündüm. Ne demek istediğimizi en iyi biçimde anlatmayı hedefledim. Hem içeride de hem de basın açıklamasında buna odaklandım. Temenni ederim ki bizi anlamışlardır.
Vurduk mu oturturuz
Şimdi İran’da olaylar var şöyle yorumlar geliyor “Suriye, Irak ve İran’dan sonra hedef Türkiye olabilir mi?”
-Yorumlara, varsayımlara değil, biz kendi hedefimizin ne olduğuna odaklanmalıyız. Kendinizi zayıf görüyorsanız zaten bittiniz demektir. Ben Türkiye’yi asla zayıf olarak görmüyorum. Biz vurduk mu oturturuz. Ne PKK bir şey yapabilir, ne YPG! Hadi, güçleri yetiyorsa, terör koridoru meselesinde yürüsünler. Bizim bu noktalarda evvel Allah biz inanıyoruz, inandığımız için de üstünüz. Nasıl biz şu anda 2 bin km kare arazi üzerinde nasıl huzur sükun getirdiysek, o terör koridoru olarak düşündükleri yeri de onlara mezar ederiz.
Macron Türkiye ve Fransa’nın “ortak bölgesel çıkarları var” dedi. Bu ortak bölge olarak bahsettiği bölge Orta Doğu diye adlandırdıkları bölge mi sadece yoksa içinde Afrika da var mı?
- Şimdi birinci derece koalisyon güçlerinde Fransa yer alıyor. Bu ne demektir? Irak ve Suriye bu işin birinci etabı. Diğeri de tabii dediğiniz gibi Afrika. Biliyorsunuz bunların sömürge ülkeleri var. Hala daha oralardaki kontakları devam ediyor. Özellikle ticareti ilişkileri devam ettiriyorlar.
Füze anlaşmasında üretim aşaması nasıl olacak?
- Yetkili arkadaşlarımız bunların görüşmelerini yapacaklar. Bu görüşmelerden sonra bunların bir kısmı bizde bir kısmı onlarda bu şekilde şekillenecek.
Fransa’yla füze anlaşması
nS-400 füzeleri ile ilgili anlaşma yapıldıktan sonra özellikle NATO’nun önemli üyelerinden birisi ABD ciddi tepki gösterdi. Şimdi Eurosam ile bir anlaşmaya gidiliyor, bu eleştirilerin Türkiye’ye karşı NATO içinden ve ABD içinden azalmasını bekliyor musunuz?
- Konu ile ilgili olarak zaten NATO Genel Sekreteri Stoltenberg açıklama yaptı. Ne dedi o açıklamada “Buralara müdahale etme gibi bir şey söz konusu olamaz” niye bu açıklamayı yaptı. Çünkü Yunanistan S-300 almış. ABD’nin Yunanistan’a karşı sesini duydunuz mu? Sen Yunanistan’a karşı burada S-300’ler var hadi çıkarın bunları demeyeceksin. Türkiye’ye kalkıp bunu söyleyeceksin. Böyle bir şey olmaz. Bizim şu an Fransa ve İtalya ile birlikte Eurosam’da attığımız adım aslında bir çeşitlendirmededir. Biz savunma sistemlerinde çeşitlendirmeye gidelim. Daha güçlü olalım. Hem o olsun hem o olsun. Bakın bizim THY’de sadece Boeing yok. Ama biz iktidara geldiğimizde sadece Boeing vardı. Biz geldikten sonra iktidara Boeing yanına bir de Airbus da koyduk. İnşallah kendi uçağımızı da yaparız. Kendi uçağımızı da yaptıktan sonra olay çok farklı yere gider.
Belediyelerin devamı var
Beşiktaş Belediye Başkanı İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alındı. Kılıçdaroğlu’nun da “AKP alamayacağını anladı da onun için böyle hareketler yapıyor” beyanı var, değerlendirir misiniz?
- Yani Kılıçdaroğlu gaipten haberler vermeye alışkındır. Şu anda daha 14 ay var. AK parti bunaldı da bunu yapıyor falan bunların hepsi... Aç tavuk kendini buğday ambarında görürmüş! O da kendisini buğday ambarında görüyor. Bizim bütün attığımız adımların hepsi nerede bir suiistimal varsa, nerede bir yolsuzluk varsa mülkiye müfettişleri ile birlikte gideriz. Benim vatandaşım korkmasa, çekinmese ortaya daha çok şeyler çıkar. “Yüzleşmeye var mısın? Suç üstüne var mısın” diyorum adama “Benim işim kalır o zaman” diyor. Yani bunu demese olay çok farklı yerlere gidebilir. Nereden olursa olsun ister benim partim ister diğer partiler bizim bu işi belli noktalara getirmemiz lazım.
Beşiktaş Belediyesi ile ilgili iş adamlarından çok sayıda şikayetler geliyor. Hatta bazılarının iddiaları şikayetlerin size geldiği söyleniyor. Kılıçdaroğlu’na da ulaşmıştır elbet ki. Orada neden yolsuzluğa karşı bir önlem alınmadı. Yolsuzluk var ve Kılıçdaroğlu neden bu konuya önlem almadı sizce?
-Kılıçdaroğlu’nun en büyük marifeti yolsuzlukları savunmaktır. Nitekim Ataşehir’i nasıl savunduğunu gördük, şimdi de Beşiktaş’ı savunuyor. Yolsuzlukları savuna savuna buralara gelmiştir. Şu anda gerek Beşiktaş gerek Ataşehir’le alakalı kendi kızı da olmak üzere bunların hepsini belgeleri ile birlikte arkadaşlarımız açıkladılar. Ya düşünün ki torununu SSK’lı yapan birisinden ne beklersiniz? 14-15 yaşındaki çocuğunu SSK’lı yapan birisinden ne beklersiniz? Bu adam böyle birisi. Bunların hepsi tespit edilmiş bu zatın suçları. Beşiktaş’taki olaya yaklaşımı tarzını hiç affedilir bir yanı yok bunların çok daha açık bir biçimde ortaya çıktığını göreceğiz. Bunların daha devamı var.
Avrupa Birliği’ne Kudüs teklifi
Son zamanlarda Donald Trump’ın bölgesel ve küresel meselelerde daha agresif bir üslup takındığını görüyoruz. Filistinlileri yardımı kesmekle tehdit ediyor. Tehdit etmediği kimse kalmadı. Filistin konusunda tamamen tarafsızlığını kaybetti. Bunu Filistinliler de kabul ediyor. Bu safhadan sonra AB ve BM’nin yeni inisiyatif alarak meseleyi Kudüs merkezli olarak sürdürme durumu olabilir mi?
- Bu konu ile ilgili olarak ben İslam İşbirliği Teşkilatı olarak bir teklifte bulunacağım. İsrail-Filistin meselesini gelin İİT ve AB olarak müşterek bir çalışma ile ele alalım. Bakalım bu teklif ne getirir? Bunu göreceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanı, Obama dönemimde ilişkiler kötüleşince Trump’ın seçilmesi ile hepimizde yeni bir başlangıç ve umutlu bir dönem düşüncesi hakim olmuştu. Sizin de bu konu hakkında birçok değerlendirme yaptığınız görüldü. Özellikle YPG ve FETÖ konusunda bir hayal kırıklığı yaşıyor musunuz? Bundan sonra Trump’ın geri kalan görev süresi içerisinde Türkiye-ABD ilişkilerinin indiği seviyeden normal bir seviyeye çıkarılma umudunuz var mı?
-Bu olayın birçok başlığı var. Olay sadece YPG olayı değil. Mesela yargı sistemlerinde yaşananlar var. Bunların en önemlisi FETÖ meselesi. Yani biz ABD ile terör ile mücadelede şu an tümüyle aynı kulvarda koşmuyoruz. ABD terörle mücadelede kendine göre bir tanım yapmıştır. Kendine göre yaptığı tanım çerçevesinde terörle mücadele ettiğini söylüyor. “Sen teröristsin” kime diyorsa, onu peşinen terörist sayıyor. Ama işin aslı öyle değil. Onun terörist dediği ülke ve kişilerin terörle alakası da olmayabilir pekala. Şu anda İran’a, Pakistan’a yönelik yapılan açıklamaları bu çerçevede değerlendirmek lazım. Pakistan’ın terörle ne alakası var? Bu gelişmeler elbette düşündürücü. Bir başka başlık, Rıza Sarraf, arkasından Hakan Atilla meselesi, Halk Bankası meselesi. Bu konu ile ilgili yargı süreci kumpas üstüne kumpaslarla dolu. Bu süreç tamamen siyasidir, adli ve hukuki değildir. Kimin eli kimin cebinde belli değildir. İşte çıkıyor birisi açıklama yapıyor “FBI bana 50 bin dolar verdi” diyor. Zanlı olan birisi kalkıp “Bana FBI 50 bin dolar verdi” diyorsa bir defa sizin adalet sisteminiz çöktü demektir. Bunlara yönelik yapılan bir şey var mı? Hayır yok. Şimdi nisan beklenecek...
Hakan Atilla davası 9 ay gibi kısa sürede tamamlandı. Fetullah Gülen hakkında neredeyse 4 yıl olmasına rağmen Pensilvanya hakkında tek bir adım atılmamış olmamasına ne diyorsunuz?
-Bu şunu gösteriyor. Pensilvanya’nın arkasında ABD var. Sene 1999 ve 2017 FETÖ’nün elebaşını ABD de besleyip ona 400 dönümlük araziyi tahsis eden ABD. Villalar falan her şey orada korunaklı. Herhangi bir gelişme yok. İlk etapta 85 koli, ondan sonra yeni yeni sonuçlanan davalar ABD yetkililerine bildiriliyor. Ne yazık ki adalet bakanlığı ABD’nin konu ile alakalı attıkları tek bir adım yok ama biz kovalayacağız. Hakan Atilla davasıyla ilgili olarak da, gerekirse biz ABD’ye karşı dava açarız; zira şu anda Halk Bankası’nın dava açma yetkisi var. Bu bankamızın uluslararası düzeyde ismi kirletiliyor. Bununla ilgili olarak bir karşı dava açmaları mümkün.
Airbus ve füze anlaşması yaptık
Tutuklu sözde gazeteciler...
Macron’a Türkiye’de tutuklu bulunan sözde gazetecilerle ilgili olarak da bilgi verdim. Bunların bir bölümünün adi suçlardan, büyük bölümünün de terörden ve terörle iltisaktan dolayı içeride olduklarını anlattım. Bana bazı isimler de verdi. Ben de o isimlerle ilgili olarak, savcıların ne tür iddiaları olduğunu size aktaran bilgileri size göndereceğim. Bilgi paylaşımı çerçevesinde göndereceğim. Zira neticede, yargı bağımsızdır. “Sizin yargınız nasıl saygınsa bizim ki de saygındır” dedim. “Kusura bakmayın, Türkiye insan hakları konusunda, Batılı pek çok ülkeden daha hassastır, çok daha ileridedir” dedim. Nitekim, Batı’da yaşananlar ortada. Örneğin, Can Dündar denilen sözde gazeteci, Türkiye’de 5 yıl 10 ay mahkum olmasına rağmen, Almanya’da rahatça dolaşıyor.
Cenk Tosun’a hayırlı olsun
Cenk Tosun’un Everton’a transferi gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklaması oldu. Bu transfer cari açığın kapanması katkı sağlaması açısından çok önemli bir gelişmedir dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?
-Ekonomi Bakanımız, Başbakan Yardımcımız böyle dediyse onun üstüne bir şey söylenmez. Hayırlı olsun. Az para değil. 27 milyon Euro. Hayırlı uğurlu olsun.
Cenk Tosun’un Everton’a transferi gerçekleşti. Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in açıklaması oldu. Bu transfer cari açığın kapanması katkı sağlaması açısından çok önemli bir gelişmedir dedi. Nasıl değerlendirirsiniz?
-Ekonomi Bakanımız, Başbakan Yardımcımız böyle dediyse onun üstüne bir şey söylenmez. Hayırlı olsun. Az para değil. 27 milyon Euro. Hayırlı uğurlu olsun.