Aldığım para ne biliyor musun?
BAŞBAKAN, Rize’den Kılıçdaroğlu’na şöyle seslendi: Sen memur emeklisi maaşını alıyorsun, ben işçi emeklisi. Aynı maaşı alıyoruz. Başbakan olmam sebebiyle aldığım artı para ne biliyor musun? 280 TL. Abdesimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun
Başbakan Erdoğan, dün önce memleketi Rize’de daha sonra da Trabzon’da partisinin düzenlediği mitinglere katıldı. Muhalefete yönelik eleştirilerine devam eden Erdoğan, şöyle dedi:
MENDERES’İN AKIBETİ: Bizi mafyayla, karanlık provokasyonlarla durdurmak istediler. Hukuku zorlayarak üzerimize geldiler. Şimdi ne diyorlar biliyor musunuz? ’Bak çok ileri gidiyorsun. Merhum Adnan Menderes’in akıbetini biliyorsun değil mi? Senin de akıbetin öyle olur ha’... Şimdi de bunu söylüyorlar. Kirli tezgahlarla, korkutmaya, caydırmaya bizi yolumuzdan çevirmeyi tercih ediyorlar. Bu tehditlerin bizim kitabımızda yeri yok. Biz kader planına inanarak yola çıktık. Biz, beyaz kefenimizi yanımıza alarak, yola çıktık. Anamuhalefet partisinin lideri çıkıp diyor ki, bizi Yüce Divan’a götürecekmiş. Ben de diyorum ki; Bay Kemal, abdest şüphesi olanın namazından şüphesi olur. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz.
RUH ÜÇÜZLERİ: CHP’nin, bizi Adnan Menderes’in akıbetiyle tehdit etmesini anlıyoruz da, peki MHP’ye ne oluyor, MHP Genel Başkanı’na ne oluyor? MHP Genel Başkanı, MHP yönetimi neden CHP’nin ağzıyla konuşuyor? Bunlar,ne yazık ki MHP’yi, CHP’nin yedeğine soktular. Şimdi CHP, MHP,BDP, YARSAV ve malum medya hepsi bir araya geldiler. Şimdi ruh üçüzü oldular.
BABASI SAĞ OLSA: Aynen bakın, Bay Kemal ne diyorsa, Bay Bahçeli de aynı şeyi söylüyor. Ata nasihatimiz olarak bizim Rizeli dedelerimizin güzel bir sözü var: ’Yüz sene ilerisunu düşün; bir de gerisini’... Evet... Geleceğe bakacağız, geleceği düşüneceğiz, ama geçmişle irtibatımızı da koparmayacağız. Çünkü biz, ’Kökü mazide olan atiyiz’, yani geleceğiz. Rahmetli babası, bugün hayatta olsa, Ergenekon terör örgütüne avukatlık yapan oğluna ne derdi, Bay Kemal’in? O muhterem babası, Türkiye Cumhuriyeti başbakanına ’kalpazan’ diyecek kadar edebi ve erkanı çiğneyen oğluna, ’Eline beline, diline sahip ol’ da demez miydi? Din, iman, ahlak istismarı yapan, sonra da başkalarını bununla suçlayan oğluna, ’Sen doğru dur, eğri belasını bulur’ nasihatini tekrar tekrar hatırlatmaz mıydı acaba? Yoksa Bay Kemal’in merhum babası, ’Evladım CHP’ye Genel Başkan olmuşsun amma’...
AYNI MAAŞI ALIYORUZ: Bay Kemal senin maaşın ne? İkimiz de aynı maaşı alıyoruz. Sen memur emeklisisin, ben işçi emeklisiyim. Sen ayrıca memur emeklisi maaşını alıyorsun, ben işçi emeklisini alıyorum. Daha kime neyi anlatıyorsun? Aynı maaşı alıyoruz. Benim başbakan olmam sebebiyle, aldığım artı para ne biliyor musunuz? 280 TL... Başbakanlık makamı sebebiyle aldığım para bu. Bunun yanında aldığım para, milletvekili maaşım, bir de emekli maaşım. Bunu da gizlemeye gerek yok. Niye? Abdestimden şüphem yok ki namazımdan şüphem olsun.
YIRTIK AYAKKABILI:(Kılıçdaroğlu’nu kastediyor) Birilerinin taktiği ile ayağına yırtık ayakkabı giyerek İstanbul sokaklarında dolaşıp, propaganda yaptı. Bunların siyaset anlayışı bu. Ayıptır ayıptır. Diyeceksin ki benim bugünkü durumuma bakın, halkımı da ben bu noktaya getireceğim’ diyeceksin. Yoksa ayağına yırtık ayakkabıyı göstermelik olarak giyerek, halkı istismar etmek sana bir şey kazandırmaz. Bunlar 30-50 yıl önceki dönemin politikalarıydı.
KILAVUZU KARGA:Geçenler de ben kendisine ’Memur Kemal’ dedim, bundan çok gücenmiş, aslında gücenmedi bunu nasıl ranta dönüştürürüm diye. Aslında bunun kılavuzu karga. Memur kelimesini başka yerlere çekiyor. Ben, memur, işçi, Bağ-Kur’lu tüm bunlarla gurur duyarım. En çok memur alınan dönemi yaşıyoruz... Sen artık memur değilsin, sen artık emeklisin. O koltukta bulunduğun zamanda da 8-9 yıl SSK Genel Müdürlüğü’nü adeta iflasa götürdün. Şimdi ’Mahkeme neticelerini gösterin, ispat edin, etmeyen şudur budur’ diyor. Hesap ortada.
YES-NO MEMURU:Demek ki sen başarılı bir bürokrat olamamışsın. Milletin hizmetkarı olamamışsın. Şimdi de milletin hizmetkarı olacağına, CHP’nin statükocu zihniyetinin memurusun. Ben o anlamda sana memur diyorum. Hatta hatta partinin içinde birilerinin memurusun. Yes-no hikayesini biliyorsunuz. İşte ’Onu karıştıranların memuru’ manada memursun diyorum. Biz diyoruz ki, Ak Parti devletin memuru değil, milletin memurudur, milletin hizmetkarıdır.
YALAN SÖYLÜYORLAR:12 Eylül’de oy vereceğiniz Anayasa değişikliği, asla ve asla bir Ak Parti projesi değil, bir millet projesidir. Milleti kandırmak için açık açık, milletin gözüne baka baka yalan söylüyor, gerçekleri çarpıtıyorlar. Yargıya atamadan bahsediyorlar. Bu paketin içinde yargıya atama diye bir şey yok. Paketin içinde yargıya seçim var. Kim yapacak bu seçimin bir kısmını? Bir kısmını da ilk derece dediğimiz hakimler, savcılar yapacak. Onlar da Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na 10 üye gönderecekler. Şimdi bu yukarıdaki beyefendiler, buradan gelecek 10 kişiyi istemiyorlar. Niye? Alışılagelmiş olan çark bozulacak. Bu çarkın içinde en çok rahatsız olanların kimler olduğunu biliyorsunuz. Kendilerine buradan soruyorum: Anayasa değişikliğinin hangi maddesinde bu var? Yargı siyasel müdahaleden kurtulacak, bundan çekiniyorlar. Yargıya artık kendi arka bahçeleri olarak davranamayacaklar. İstimar edemeyecekler, bundan korkuyorlar. Yargıda kapalı devre sistem sona erecek. Yargı demokratiklaşmadan, yargı kendi içinde katılımcılığı sağlanamadan Türkiye demokratikleşmez.
BABAOCAĞINA GİTTİLER
Başbakan’ın her mitingine eşlik eden kızı Sümeyye Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan, dün Rize’ye de gittiler. Sümeyye Erdoğan ile Bilal Erdoğan, mitingden önce vatandaşlarla sohbet etti. Rizeliler bol bol fotoğraf çekti.
Haberin Devamı