'Erdoğan ihale için bakanını İsrail'e gönderdi!'
06.06.2011 - 17:36Güncellenme Tarihi:
Kılıçdaroğlu: Erdoğan, kendisine yakın bir iş adamına ihale verilmesi için bir bakanını İsrail’e gönderdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile bir televizyon kanalında karşı karşıya gelme çağrısını yineleyerek, " Eğer yüreği
varsa, cesareti varsa, istediği televizyon kanalında karşıma çıkar, bu lafları bana söyler yanıtını alır. Korkuyor. Ben korkulacak adam değilim. Sakin bir
insanım. Niye benden korkuyor? Çıksın televizyona cesareti varsa, yüreği varsa, onuru varsa" dedi.
Kılıçdaroğlu, Mersin’in Silifke ilçesine bağlı Narlıkuyu beldesindeki Altınorfoz Otel’de, sabah kahvaltısında partililer ve bazı muhtarlarla biraraya
geldi.
Türkiye’deki özgürlüklere vurgu yapan Kılıçdaroğlu, "Aslolan karşı düşünceyi dinlemektir. Herkesin düşündüğünü özgürce söyleyebildiği bir Türkiye
hayal ediyoruz. Özgürlükler ile demokrasi getirmek istiyoruz. Biz, hiç kimsenin telefonunun dinlenmediği, üniversitelerin özgürce konuşabildiği bir Türkiye
istiyoruz" dedi.
Kılıçdaroğlu, geçen yıl anayasa değişikliği için referandum yapıldığını, hiçbir üniversitenin çıkıp "Bu anayasa doğrudur ya da yanlıştır" demediğini
belirterek, şöyle konuştu:
"Çünkü, korktular. Daha iki üç gün önce, bir iş adamı ’CHP büyük ihtimalle birinci parti olacak’ dediği için neredeyse linç edilecekti. ’Vay
efendim sen bunu nasıl söylersin’. Söylerim, vatandaş değil miyim? Bunu söyledi diye adamı iflas mı ettirmek gerekiyor? Bakınız bir de uluslararası bir dergi,
’Oylarınızı CHP’ye verin’ diye yazı yazmış. ’Vay efendim CHP uluslararası çetelerle işbirliği yapıyor’. Ben, The Economist dergisini ve sahiplerini tanımam. Ama, biz demokrasiyi özgürlükleri ve batı standartlarında insan
haklarını, kadın erkek eşitliğini savunuyoruz. Herkes okusun, çocuklar yatağa aç girmesin istiyoruz. Batı da bunu anlıyor bunun ne anlama geldiğini, ama bizimkiler anlamıyor."
Gazetecilerin sorunlarını da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin Başbakan Erdoğan’ın, "CHP yeniden dizayn edildi. Çetelere avukatlık eden CHP’yi
çetelere kol kanat geren CHP’ye dönüştürdüler" şeklindeki sözlerini hatırlatması üzerine "Aynaya bakarak konuşmuş herhalde" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Başbakan sizin CHP’nin başına gelen en büyük talihsizlik olduğunuzu, ayak üstü on yalanı arka arkaya sıraladığınızı söylüyor, bu konuda
neler söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine de şunları kaydetti:
"Yine aynaya bakarak konuşmuş herhalde. Eğer yüreği varsa, cesareti varsa, onun istediği televizyon kanalında karşıma çıkar, bu lafları bana söyler
yanıtını alır. Korkuyor. Ben korkulacak adam değilim. Sakin bir insanım. Niye benden korkuyor? Çıksın televizyona cesareti varsa, yüreği varsa, onuru varsa.
Demokrasilerde siyasal parti liderleri biraraya gelirler, tartışırlar, vatandaş da evinde oturur, bakar kim doğruyu söylüyor, kim doğruyu söylemiyor. Ama kendisi
maskesi ineceği için korkudan karşıma çıkmaya cesaret edemiyor. Ama ezberini bozacağım."
-İSRAİL-
Kılıçdaroğlu, "Başbakan sizin için cesareti varsa İsrail’e yaltaklanmak yerine Akdeniz’deki korsanlığı eleştirsin" sözlerinin hatırlatılması üzerine
şöyle konuştu:
"Bizim 49 yıllığına mayından arındırılacak arazilerin İsrail’e verilmesini kim teklif etti? Parlamentoda Erdoğan. Yahudi üstün cesaret ödülünü
kim aldı? Erdoğan. Mavi Marmara gemisine AKP milletvekilleri binecekti, binmelerine kim engel oldu? Erdoğan. Vatandaşın çocuğu gidip hayatını kaybederken
’milletvekillerinin canı tatlıdır’ deyip onları Ankara’da, İstanbul’da tutan Erdoğan. Peki bunlarla ilgili suç duyurusunda bulunuldu, Adalet Bakanlığının
soruşturma için izin vermesi lazım. Niye izin verilmiyor? Tarihini sordular Erdoğan’a, sen izin verdin mi vermedin mi? İsrail ile ilgili soruşturma yapılacaktı niye izin verilmiyor? Bunu yapmayan da Erdoğan.
Ayrıca Erdoğan bir bakanını gönderdi İsrail’e, kendisine yakın bir iş adamına ihale verilmesi için. Onu yapan da Erdoğan. Gelsin karşıma ona daha çok
sürprizlerim olacak. İsrail’e kim yaltaklanıyor, kim yaltaklanmıyor ben ona göstereceğim. Kendi bakanını gönderip Avrupa’da İsrail’e kulis yaptırıp, İsrailli
bakanlarla nasıl barışabiliriz diye yollar arayan kim? Yine Erdoğan. Erdoğan, sınıfta kalmıştır. Erdoğan, halkına doğruları söylememektedir."
Kılıçdaroğlu, hiçbir yerde hiçbir zaman hiç kimseden emir almadığını, hiç kimseden talimat almadığını, hiç kimsenin önünde eğilip bükülmediğini belirterek,
"O Erdoğan’a özgü koşullardır. Ben öyle değilim. Ben talimat alacaksam sadece halkımdan alırım" dedi.
Bir gazetecinin, "Başbakan, CHP’nin yandaş diye tabir ettiği yazarları sizin arkanızı toplamaktan yorulduğunu iddia ediyor. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Vallahi benim yandaş yazarım yok. Ama yandaş derseniz gazeteleri ve televizyonları Erdoğan’ın tonla var. Ayrıca bunu söylerken isimlerini verirse memnun olurum. Biz de yandaş gazeteci arkadaşlarımızı tanımış oluruz" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, "Başbakan Erdoğan, şu andaki anayasanın dilini anlamadığını, tercüman gerektiğini, tercümansız bir anayasaya ihtiyaç olduğunu
belirtiyor. Ne dersiniz?" sorusu üzerine, "Okuduğunu anlamayan tek kişi sadece Erdoğan’dır. Onun dışında herkes okuduğunu anlıyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, Atakent beldesinde bir çilek tarlasına girerek işçilerle sohbet etti.
O ÇİFTÇİ İLE KÜRSÜYE ÇIKTI
Kemal Kılıçdaroğlu daha sonra seçim otobüsünün üzerine çıkarak yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Kılıçdaroğlu, "2011’i yarıladık. Aradan yıllar geçti. Bu ülkede Başbakanlık yapan birisi, köylü derdini anlatınca ona ne söylediğini biliyor musunuz? diye sordu. Alandan, "Biliyoruz" yanıtı alan Kılıçdaroğlu, 2005 yılında Başbakan Erdoğan’ın, "Ananı da al git" diyerek azarladığı CHP’den milletvekili aday adayı olan ancak sıralamaya giremeyen çiftçi Mustafa Kemal Öncel’i yanına aldı. Şalvar giyen Öncel, şapkasını çıkartıp Kılıçdaroğlu’nun başına takarak birlikte mitinge katılanları selamladı.
Kılıçdaroğlu, "Başbakan çiftçi kardeşimize ’Ananı da al git’ demişti. Şimdi bu kardeşimiz de, "Madem başbakan bana ’Ananı da al git’ dedi, ben de, seçime, babamı, teyzelerimi, ağabeylerimi, halalarımı ve kardeşlerimi alıp sandığa gideceğim’ diyecek. Gelsin bir televizyon kanalına boyunun ölçüsünü alalım mı?" dedi. Kalabalığın ’Alalım yanıtı üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Çıkabilir mi karşıma çıkamaz. Eee korkak adamdan başbakan olur mu? Korkak adamdan hayır gelir mi? Korkak adamdan başbakan olmaz. Erdoğan çıksın karşıma. Bir televizyon programında onun dişini nasıl söktüğümü göstereceğim. Bizim derdimiz bu ülkede hukuk içinde yaşanmasıdır. Herkesin alın terinin karşılığını almasıdır. Onların derdi ise cebini nasıl dolduracağıdır. 12 Haziran’da AK Parti’ye bağlanan hortumları keseceğim. Sata sata bitiremediler. Bir de geriye dönük diyor ki bize, ’Sizin dikili ağacımız var mı? Karabük Demir Çelik’i CHP kurdu biliyorsunuz. Bunlar sattılar. İşçileri attılar. Size sözüm var. Sizin için çalışacağız, sizin için üreteceğiz."
’SİLİFKE’NİN YOĞURDU, RECEP SENİ ABD Mİ DOĞURDU?’
Çok iyi kadrolara sahip olduklarını, hepsinin devlette, özel sektörde yetiştiklerini, yurt dışında eğitim gördüklerini kaydeden Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir değil, üç bakanlar kurulu çıkartacak kadrolarımız var. Buna gücümüz var. Yetki verin bu ülkeyi adam gibi yönetelim. Sizler Akuyu’da bir nükleer santral istemiyorsanız, 12 Haziran’da oyunuzu 6 okun altına basacaksınız, nükleer santral de tarihe karışacak. Siz söz verdiyseniz mesele yok. Silifke’nin yoğurdu, Ahh Recep seni ABD mi doğurdu? Bunları biliyorsunuz, gidip ABD’den icazet aldılar. Almanya, Fransa gibi ülkeler nükleer santral projelerini artık gözden geçirip vazgeçiyorlar. Japonya’dan sonra nükleer enerjinin getirdiği felaketleri biliyorlar. Bu güzel coğrafyada denizin yeşillikle buluştuğu, emekle alın terinin buluştuğu bir yerde Allah aşkına nükleer santralin ne işi var? Birileri köşeyi dönsün diye birilerine para aktarsınlar diye, birilerini zengin edelim diye yapıyorlar."
’RÜYASINDA KILIÇDAROĞLU GÖRÜYOR’
CHP iktidarında kendi ceplerini değil, halkın cebini düşüneceklerini, halkın alın terinin karşılığını alacağını savunan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Azrail’i Kemal oldu. Paçaları yandı tutuştu. Ağız bozmaya hiç gerek yok. 12 Haziran’da Tayyip yolcu. Zaten dikkat edin, sabah konuşuyor Kılıçdaroğlu, akşam konuşuyor Kılıçdaroğlu. Öğlen konuşuyor Kılıçdaroğlu, Ben eminim gece yatağa girince rüya görüyor Kılıçdaroğlu. Kan ter içinde uyanıyor, bir bakıyor evde Kılıçdaroğlu yok. Recep bey kaçacak yerin yok. Halkın gücünün karşısında tutunamazsın. Halk ayağa kalktı. İstediğin kadar baskı yapsın, korkmayacağız. İstediğin kadar baskı yap iktidar olacağız. Halk yüreklendikçe Erdoğan korkacak. Halk ayağa kalktıkça, halk hesabını sordukça Erdoğan korkacak. Onun ezberini bozdum, kimyasını çözdüm, şifresini çözdüm. Ağzını da bozdu. Recep Tayyip Erdoğan konuşurken sessize alın. Öyle dinleyin, bakın bakalım konuşurken mimikleri nasıl? Neden biliyor musunuz? Ağzını o kadar bozuyor ki çocukların ahlakını bozuyor."
LİMON AĞACININ İDAMI
Miting alanında üreticilerin narenciye sorunlarını dile getirmek, bir limon ağacı kökünden sökülerek miting alanında vinçle temsili olarak idam edilmesine de değinen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamlandı:
"Bakın orada bir limon ağacını idam etmişler. Altında ise AKP yazıyor. Limon ağacı eğer AKP tarafından idam ediliyorsa, alın terinin karşılığı üreticiye verilmiyorsa, o üreticiye bir iş düşüyor. 12 Haziran’da da sandığa gidip CHP’ye oyunu verecek. Gidip halkın partisine oy verecek. Size söz verdiysem bir köşeye yazın. Benim sözüm sizin Kemal’inizin sözüdür. Söz verdim mi tutarım. Siz de sözünüzü tutun. Verin oyunuzu Türkiye’yi ayağa kaldıralım."
Kılıçdaroğlu daha sonra Adana’ya geçerek, uçakla günün ikinci mitingi için Aydın’a gitti.
AYDIN’DA 30 DERECE SICAKTA 20 BİN KİŞİYE SESLENDİ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, saat 13.30’da İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na uçakla indikten sonra partisinin mitingi için karayoluyla Aydın’daki İstasyon Meydanı’na geldi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu gelmeden önce, meydanı sıcağa rağmen tıka basa dolduran yaklaşık 20 bin kişi, ’Ampulü kırmaya, altı okla çıktık yollara’, ’Ampul ile kararan tek ülke Türkiye’, ’Dikkat sandıklarda sızıntı olmasın’, ’68 ruhu ile iktidara geliyoruz’, ’Tencerede kalmadı aş, yedi yedi doymadı yandaş’ pankartları açtı. Kürsünün üzerine Kılıçdaroğlu’nun dev posterinin de açıldığı mitingde, sıcaklığın 30 dereceyi bulması nedeniyle vatandaşlara şemsiye, şapka, yelpaze ve düdük dağıtıldı.
MHP PANKARTININ YANINA TÜRK BAYRAĞI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aynı meydandaki mitingi sırasında, kendisinin fotoğrafının bulunduğu başka bir pankartla üzerinin kapatılması nedeniyle tartışmalara neden olan MHP Aydın İl Başkanlığı binasındaki ’Bu kadar usta yalan görmedik’ yazılı pankarta ise CHP’liler tarafından dokunulmadı, önü açık bırakıldı. Bu pankartın yanına sadece dev bir Türk bayrağı asıldı. 7’den 70’e alanı dolduran Aydınlılar, gecikmeli olarak saat 14.45’te gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, ’Başbakan Kemal’ sloganlarıyla karşıladı.
İSTANBUL FETHİ’YLE YAKIŞTIRMA
CHP Aydın milletvekili adayları, CHP Genel Başkan Yardımcı Alaattin Yüksel, parti yöneticileri ile birlikte alkışlarla kürsüye çıkan, 43 günde 78’inci mitingini gerçekleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
"Biz halkın mitingini yapıyoruz, devlet mitingini değil, halkın mitingini yapıyoruz. 12 Haziran’da inşallah, halkın iktidarını bulacağız. Aydın’ın yiğit insanları, burası bereketli toprakları bulunan, dağlarından yağ akan, ovalarından bal akan bir kentimiz. Mazotun litresini 1.5 lira yapacağız. Çiftçinin faiz ve borcunu tamamen sileceğiz. TARİŞ’i eski görkemli günlerine kavuşturacağız, çiftçinin dostu olacak. TARİŞ’i Ege’de güçlü kılacağız.
FİSKOBİRLİK’i, ÇAYKUR’u, GÜNEYDOĞU Birliğini güçlü kılacağız. Çünkü halkın partisiyiz biz, emektardan, üretenden yanayız. Biz cebimizi değil halkı düşünüceğiz, Siyasetçinin değil, halkın zengin olmasını düşüneceğiz. Devlet mitingini yapan AKP. Bütün resmi araçları tahsis ediyor, belediye otobüsleriyle bedava taşıyorlar, memurları zorla miting alanına götürüyorlar. Bakınız, bir belge var. Bir vali ’Resmi plakalı araçların plakalarını sökeceksiniz, Recep Bey’in mitingine gideceksiniz’ diyor. Resmi dairelere Nevşehir Valiliği Özel Kalem’i yazıyor. İstanbul’da her şey bedava. İzmir’de de bedava. Yeter ki Recep Bey’in mitingine git. Ne yaparsa yapsınlar CHP’nin oyu yükseliyor. AKP’nin düşüyor. Kanıt istiyorlarsa Aydın meydanına baksınlar. Temeli 1923 olmayanın hedefi 2023 olamaz. 2023 bizim. 1920’lerde Samsun’a çıkışla başlayan, Hasan Tahsin’in attığı ilk kurşunla başlayan ulusal bağımsızlık savaşımızda, ’köylü milletin efendisidir’ dediler. Peki 2011’de ne oldu. Allah aşkına 2011 de Başbakan ne söyledi köylüye. ’Ananı da al git’ dedi. Biz, CHP olarak 1923’ün ruhuna sahibiz. Kuvayi Milliye ruhu var, özgürlük, demokrasi istiyoruz. Köylü milletin efendisidir. CHP’nin de onurudur. Aydın’dan bütün köylülere sesleniyorum. Size hakaret eden Recep Tayyip Erdoğan’a hesabını sorun. Recep Bey’in ezberi bozulacak. Onun ezberini bozdum, şifresini çözdük, kimyasını da bozduk, o da ağzını bozdu. Ne olacak bunun hali. ’Zonguldak Üniversitesi’ni biz kurduk’ dedi. Dilinin ucuna gelse 1453’te biz vardık. İstanbul’un fethini de biz yaptık diyecek."
O ÜLKESİNİ PAZARLAMAKLA GÖREVLİ
Boynuna Aydınspor atkısı ve yemeni takılan Kılıçdaroğlu, "Menderes Ovası’nda en güzel pamukların yetiştiğini hatırlatarak konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi aynı hava var mı? Ne oldu pamuğumuza. Pamuğu Yunanistan’dan, buğdayı başka yerden getiriyoruz. Angus’lar başka yerlerden geliyor artık. Bu ülkenin ovaları, yaylaları var mı? E peki biz neden mal getiriyoruz. Birileri köşeyi dönsün diye. Çiftçi kazanmasın, birileri ithal etsin, köşeyi dönsün diye. Halkın iktidarın da buna izin vermeyeceğiz. Geçen gün demiş ki, ’dış politikadan siz anlamazsınız’ demiş. Unutmayın, Sevgili Peygamberimizin karikatürleri yapılmıştı, çıktı dedi ki, ’ben ona ceza vereceğim’ dedi. ’Rasmussen’e oy vermeyeceğim’ dedi. Sonra ne yaptı tıpış tıpış oy verdi. NATO Genel Sekreteri yaptı. Bu onun ustalık dönemi. Sizin inançlarınızı sömüren Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeyin. Oyu inançlarınıza saygı gösterene verin. Yani CHP’ye verin"
’9 MİLYON EMEKLİNİN OYUNU İESTİYORUM’
Emeklilerin sorunlarına da değinen Kılıçdaroğlu, Aydın da 150 bin emekli bulunduğunu belirterek şöyle konuştu:
"Memnun musunuz? AKP iktidarı döneminde, emekliler hayatından memnun mu. Ama bakın şimdi. Recep Bey diyor ki, ’siz milletten koptunuz’ diyor. ’Emeklilerin durumu iyi’ diyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediklerine değil, milletin söylediklerine inanıyorum. 9 milyon emeklinin durumu iyi değil biliyorum. Hepsinin oyunu istiyorum, tek istisna istemiyorum. Onurlu bir yaşam sürün. İntibak yasasını çıkaracağız, size de hak vereceğiz. Halkın iktidarı, emeklilerin de iktidarı olacak."
BAŞBAKANLIĞI, SİYASETİ DE BIRAKIRIM
Gençlere de seslenen Kılıçdaroğlu, gençlerin yurt sorununu en geç 2 yıl içinde çözeceklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu şöyle dedi:
"Yapmazsam, siyaseti de, Başbakanlığı da bırakacağım. Aynı şeyi, köylünün mazotu için de yapacağım. 1.5 liraya indireceğim. Elektrik borcunu silmezsem. Başbakanlığı da siyaseti de bırakacağım. Sözüm sözdür size. İlk dört ay içinde emekli esnaf işine devam ederken, kesilen yüzde 15’i kaldıracağım. Askerliği 6 aya indireceğim. Askerlikte de, sivil hayatta da nöbet başında olacağız. İşimizin başında olup çalışacağız."
Sıcaktan bayılan vatandaşlar için kürsüden sağlık ekiplerini yönlendiren Kılıçdaroğlu, bölgenin temel sorunu 2B’yi de çözeceklerini dile getirdi.
’YETKİ VERİN’
Meydandaki çeşitli pankartlara da değinen Kılıçdaroğlu, ’İncir kurudu’ diyorsunuz. Angus’u kim getirdi. Recep Bey. Siz sordunuz, ben cevap verdim. Ders vermesi gereken sizsiniz. 12 Haziran’da sandıkta dersini veriniz. Herkesin mutlu olduğu bir Türkiye yaratacağız. Aydın’da bunu yapıyoruz. Halkın iktidarı burada gerçekleşti. Bunu yapan Belediye Başkanınız Özlem Çerçioğlu sizin evladınız. Size hizmet ediyor. Yetki vereceksiniz. Kemal kardeşiniz de bütün Türkiye’ye hizmet edecek" diye konuştu.
’CUMHURİYET’E VE KURANLARA BORÇLUYUZ’
Kılıçdaroğlu, konuşmasının sonunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı yine ekrana hesaplaşmaya çağırdı. Cumhuriyet’e borçlu olduklarını anlatan Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle tamamladı:
"Ben Anadolu’nun küçük bir köyünde doğdum. Yedi kardeşiz. Üniversiteyi bitiren sadece benim. Kimisi okula bile gitmedi. Cumhuriyetin sayesinde okudum, üniversiteyi bitirdim. Devlette 27 yıl görevlerde bulundum. Milletvekili oldum. Cumhuriyetin sayesinde CHP Genel Başkanı oldum. O nedenle Cumhuriyeti kuranlar, alın teri dökenler, şehit olanlar, hepsine ama hepsine şükran borcumuz var. Cumhuriyete, kuranlara da şükran borcumuz var. O insanlar bizim insanlarımızdır. Her mitingde yaptığımızı burada da yapalım. Bir barış selamını Türkiye’ye götürelim. Aydın’dan Diyarbakır, Niğde, Nevşehir, Rize, Edirne’ye selam olsun. Biz insanımızı seviyoruz."
CHP Aydın Milletvekili adaylarını da meydanı dolduranlara tanıtan Kılıçdaroğlu, "Adayları size emanet ediyorum. Onları size. Sizi de Allah’a emanet ediyorum" diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Haberin Devamı