Erdoğan’dan sert tepki: ‘Sen hangi dersin hocasıysan...’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Hizmet Şeref Belgesi Takdim Töreni'nde konuştu. Erdoğan kredi derecelendirme kuruluşlarına sert tepki göstererek "Bizimle ilgili herhangi bir not verme yetkin yok, sen hangi dersin hangi öğrencinin hocasıysan onlara not ver, bize veremezsin" dedi.
11.05.2018 - 15:25 | | AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım'ın katılımıyla Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde 10, 20 ve 30 yıldır hizmet veren oda ve borsa başkanlarına şeref belgesi takdim edilmesi dolayısıyla TOBB İkiz Kuleler'de tören düzenlendi.
Sözlerine, "Bugün burada girişimcilik ruhumuzun, kültürümüzün özellikle de 21. yüzyılın ahileri olan oda, borsa camiamızla birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum". diyerek başlayan Erdoğan, TOBB'un 14-15 Mayıs'ta yapılacak 74'üncü Genel Kurulunun hayırlı olmasını diledi.
Erdoğan, TOBB'da 10'uncu, 20'inci ve 30'uncu yılları dolayısıyla hizmet şeref belgesi takdim edilecek birlik üyelerini tebrik ederek, "Bu toplantı vesilesiyle iş dünyamızın vereceği güçlü mesajların, ekonomimizle ilgili olumsuz algılar oluşturmaya çalışanlara en güzel cevabı oluşturacağına inanıyorum." ifadesini kullandı.
"Hiç beklemediğimiz yerlerden darbeler yedik"
"Bu yıla kadar ekonomide her adımı sizlerle istişare ederek attık, onun için de bütün toplantılarınızda sizlerle birlikte olmaya gayret ettim." diyen Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Her platformda sizlerin görüşlerini, taleplerini dinledik, ortak aklın gereği neyse onu yapmaya gayret ettik. Reformlarımızın çoğunun altında ortak imzamız var. Ülkemize karşı son yıllarda giderek artan tüm saldırıları da yine sizlerle birlikte göğüsledik. Çoğunluğu yurt dışı kaynaklı manipülasyonlarla Türkiye'yi hedeflerinden uzaklaştırmaya çalışanların önünü bugüne kadar hep birlikte kestik. Onlar bizi küçültmeye çalıştı, biz hep birlikte Türkiye'yi büyüttük. Ve tutmadı, ne yaptılarsa tutmadı.
Onlar bizi küçük dalgalarda boğmaya çalıştı, biz hep birlikte ülkemizi güvenli limanlara taşıdık. Onlar bizi üretimimizle, ihracatımızla, istihdamımızla sıkıştırmaya çalıştı, biz hep birlikte yeni yollar, yeni yöntemler geliştirerek çıkış yolları bulduk. Yeri geldi kefen paramızı dahi sermayemize eklemek zorunda kaldık ama namerde fırsat vermedik. Yeri geldi 'kan kustuk ama kızılcık şerbeti içtik' deyip yolumuza devam ettik. Yeri geldi hiç beklemediğimiz yerlerden hiç beklemediğimiz darbeler yedik ama asla yılmadık, yıkılmadık, umutsuzluğa kapılmadık. Hep birlikte sağlam durdukça, samimiyetle çalışmaya devam ettikçe, dirayetle hareket ettikçe Rabbim önümüze sürekli yeni kapılar açtı."
Erdoğan, bundan sonra da kol kola, omuz omuza büyük ve güçlü Türkiye hedefine doğru yürümeyi sürdüreceklerini bildirdi.
"Kendi çatım, kuruluşum, evim olarak görüyorum"
Geçmişten bu yana TOBB'un genel kurullarına ve önemli toplantılarına hep iştirak etmeye gayret gösterdiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Burada soluduğum havaya, sizlerden gelen mesajlara, bizim sizlerle paylaştığımız hususlara aslında çok önem veriyorum. Geçmişte ticaret yapmış, işletme kurmuş, almış-satmış, kazanmış-kaybetmiş birisi, yani sizlerden birisi olarak buradaki hissiyatı en iyi anlayabilecek kişilerden biri olduğumu düşünüyorum.
Dolayısıyla burayı aynı zamanda kendi çatım, kendi kuruluşum, kendi evim olarak görüyorum. Buradaki farklı fikirlerden, meşreplerden, kökenlerden, inançlardan arkadaşlarımız olduğunu biliyorum. Bu farklılıklar bizim zaafımız değil gücümüzdür. Aynı evde yaşayanlar nasıl kardeşse sizlerin her birini de kardeşim olarak kabul ediyorum. Kardeşin kardeşe bakışı neyse bizim sizlere bakışımız da aynıdır. Sizlerin sevinci bizim sevincimiz, sizlerin sıkıntısı bizim sıkıntımızdır. Sevinçlerimizi birlikte paylaşacak, sıkıntılarımızı birlikte çözeceğiz."
"Son günlerde hoyratlıkla karşı karşıyayız"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonominin nazik bir alan olduğunu ifade ederek, "Biz söylentilere, dedikodulara, yalanlara, çarpıtmalara, çok açık olan ekonomiye ne derece titizlikle yaklaşıyorsak birileri de inatla ve ısrarla o derece hoyrat şekilde bunun üzerine çullanıyor. Son günlerde yine böyle bir hoyratlıkla karşı karşıyayız." değerlendirmesinde bulundu.
Tamamen küresel ekonomide yaşanan dalgalanmaların yansıması olan gelişmeleri sanki "felaket habercisi" gibi takdim eden bazı çevrelerin milleti huzursuz etmek için var güçleriyle çalıştığına dikkati çeken Erdoğan, şunlar kaydetti:
"Türkiye, gelişmekte olan ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. Geçen yılın ortalaması 7,4 büyüme. Dünyada bir defa biz bir numarayız. OECD ülkeleri arasında iki numarayız. Bu derece büyümeyi yakalamış olan bir ülkeye kredi derecelendirme kuruluşu şunu söylemiş. Ya bunları bırakın, bunlar cambaz. Bunlar affedersiniz batmış, bitmiş olan komşuyu 4 derece yükseltti. Ya bunlar borç para alıyor, onunla yaşıyorlar. Memurunun maaşını ödeyemiyor, onu 4 derece birden yükseltiyor. Nasıl oluyor bu iş? Yunanistan'ı söylüyorum.
Öbür tarafta bizi 'yok durağanmış, yok buymuş, şuymuş'. Biz zaten çekildik oradan. O kredi derecelendirme kuruluşunun da şu anda mensubu değiliz. Dolayısıyla bizimle ilgili herhangi bir not verme yetkin yok, sen hangi öğrencilerin hocasıysan onların notunu ver, bize veremezsin. Ve inşallah bu sene de ilk çeyrekte gelecek olan, şu anda görülen o, bu geçen yılın ortalamasına yakın bir şey bizim tahminimiz, onu bekliyoruz. Bu bir şeyi gösteriyor, Türkiye artık kabına inşallah sığmayacak. Seçime gidiyoruz, seçime gittiğimiz halde inşallah kabına sığmayacak."
'Küresel düzeydeki olumsuzlukların üstesinden biz bir şekilde geliriz'
Petrol fiyatlarının 40 dolar düzeyinden 80 dolara doğru gittiği, küresel finans akışında ciddi bir daralmanın yaşandığı bir dönemde elde edilen bu sonuçların, gelecek için ümit ve güven verdiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elle gelen düğün bayram" atasözünü anımsattı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye, kendi içinde sağlam durduğu müddetçe küresel düzeydeki olumsuzlukların üstesinden biz bir şekilde geliriz. Hatırlarsanız, 2008 küresel finans krizi sırasında ülkemiz için yine felaket senaryoları yazanlar vardı. Biz çıkıp ne dedik? 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek.' Öyle oldu mu? Evet öyle oldu. 2009'daki küçük sıkıntıyı 2010'daki, 2011'deki rekor büyümelerle fazlasıyla telafi ettik. Benzer bir durumu 15 Temmuz'da yaşadık. 'Battık, bittik' dediler. Darbenin yapıldığı günün ertesinde Türkiye dimdik ayakta durdu. 'Bankalar kapanacak, bilmem şu olacak, bu olacak' dediler. Evelallah ne bankalarımız kapandı, ne bankamatikler kapandı. Hiçbir şey olmadı. Biz, yine yolumuza aynı kararlılıkla devam ettik. Yani bir devlette bu darbe olacak başka ülkelerde yağmalar başlar, bütün marketler şunlar, bunlar. Bunları dünyada hep yaşıyoruz, görüyoruz. Ama hamdolsun, biz bunların hiçbirini yaşamadık, görmedik. Niye? Zemin sağlam ve inanıyoruz, güveniyoruz."
Bütün bu ihanet girişiminin ardından Türkiye'nin ekonomide nakavt olmasını bekleyenlere cevabını G20 içinde birinci, OECD içinde ikinci sırada yer aldığı bir büyüme oranıyla verdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi seçimi dillerine dolamışlar, onun üzerinden piyasaları tedirgin etmeye çalışıyorlar. Bu seçimde ne mi olacak? Bundan önceki 12 seçim ve halk oylamasında ne olduysa, o olacak. Milletimiz sandığa gidecek, özgür iradesiyle tercihini yapacak, ortaya çıkacak sonuca da herkes rıza gösterecek. Demokrasinin güzelliği işte budur. Biz, bu güzelliğe hastayız ve milletimizin de iradesine biz teslim olmuşuz. Niye? Milletimize aşığız da onun için. Bu iş bir aşık maşuk meselesi. Onun için aşık ile maşukun arasına girilmez. O kadar açık net. Önemli olan kimin ne dediği değil, milletimizin sandıkta nasıl bir irade ortaya koyduğudur. Aslolan budur. Biz, bugüne kadar milletimizin iradesine hep inandık, güvendik, teslim olduk. Milletimizin 24 Haziran'da tercihini yine istikrardan, güvenden, huzurdan, büyümeden yana kullanacağından en küçük bir şüphemiz yok. Çünkü benim milletim hep istikrar aradı, hep güven aradı. Ben inanıyorum, 24 Haziran'da da istikrar ve güvenin teminatı kimdir, bunu biliyor. AK Parti."
"Vatandaşım bu oyunları çevirenlerin oyununu bozacak"
Erdoğan, kendisinin kalkıp ana muhalefet gibi "Mecbursunuz" demeyeceğini belirterek, "Yani milletime, 'sen bize vermeye mecbursun' ifadesini kullanma saygısızlığını göstermem asla. O irade satın alınamaz. Birileri 15 kişiyi bir yere gönderebilir. Biz bunları yapamayız. Bunlar geçmişte Güneş motellerde yapıldı. İşte şimdi de yapıldı. Ağlaya, ağlaya gittiler, ondan sonra güle oynaya geldiler. Garip şeyler oluyor Türkiye'de. Ben inanıyorum 24 Haziran'da benim milletim, benim vatandaşım bu oyunları çevirenlerin oyununu bozacak." dedi.
"Hiçbiriniz pişman olmayacaksınız"
"Böyle şey olur mu?" diye soran Erdoğan, konuşmasına şu sözlerle devam etti:
"Bu ülkeyi ne hallere getirmeye gayret ediyorlar. Böyle şey olur mu? 'Hesaplarınızı seçimin yapılacağı pazara göre değil, 2023 hedeflerimize göre yapın ve yolunuza da böyle devam edin' diyoruz. Emin olun hiçbiriniz pişman olmayacaksınız.
Dün gençleri konuşuyorum, bugün yine aynı şekilde. Dedim ki arkadaşlarınıza şunu söyleyin; sizin geçmişinizde bir Marmaray var mı? Sizin geçmişinizde bir Avrasya Tüneli var mı? Sizin geçmişinizde bir Yavuz Sultan Selim Köprüsü var mı? Sizin geçmişinizde bir Osmangazi Köprüsü var mı? Sizin geçmişinizde bir İstanbul-İzmir Otoyolu, otobanı var mı? Yok, yok, yok. Sizin geçmişinizde 29 tane havalimanı var mı? Biz göreve geldiğimizde THY vardı, başka bir şey yoktu. Çocukluğumuzda biz uçağa binemezdik. Sırt üstü yatar havadan geçen uçağı seyrederdik. Ama şimdi 6, 7 tane havayolu var. Artık lüks otobüslere biner gibi benim vatandaşım uçaklara biniyor. Nerelerden nereye geldik. Ve sözümüz bizim neydi? O zaman Binali bey Ulaştırma Bakanıydı. 'Bunu halkın yolu yapacağız' demiştim ve biz bunu halkın yolu yaptık. Öyle bir noktaya iş geldi ki artık biliyorsunuz dünyada en fazla destinasyona uçan THY. Bir numarayız. Şu anda filomuz hamdolsun yani 5, 6, 7. Bu aralarda gidip, geliyoruz. Bu denli de güçlüyüz. Geniş gövdeli uçaklarla non-stop gidebilme imkanlarını artık yakalayan bir havayolu olduk."
Bunun refahın bir göstergesi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bunlar güçlü bir ülke olmanın birer göstergesidir. Eğer bunlar olmazsa güçlü bir ülke olamazsınız." diye konuştu.
"Bir anda kur filan oynamaya başladı, lehte"
Tüm bunları söylerken ortadaki gerçeği de görmezden gelmediklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Madem piyasalarda bir tedirginlik var öyleyse bunun teşhisini yapmak ve tedbirini almak bizim görevimizdir. İşte geçen oturduk arkadaşlarla ekonomideki sorumlu olan bütün arkadaşları davet ettim, sayın Başbakanımızla birlikte oturduk, 'şöyle bir çek balans yapalım' dedim. Değerlendirme yaptık. Hemen ertesi gün o değerlendirme kendini hamdolsun gösterdi ve bir anda kur filan oynamaya başladı lehte." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin kendi göbeğini keseceğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ben inancımı söylüyorum, Allah nasip eder de 24 Haziran'da milletim tekrar inşallah 'yola devam' dediği anda bu faiz belasıyla mücadeleden zaferle çıkacağımı söyleyeyim. Çünkü benim inancım şu, faiz her kötülüğün hem anasıdır hem babasıdır. Faiz enflasyonun bir defa sebebidir. Enflasyon neden değildir, neticedir. Faiz nedendir. Dolayısıyla bizim faizi aşağı çekmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, diğer ülkelere işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Amerika'da bu böyle mi, böyle. Japonya'da, Avrupa'da, İsrail'de bu böyle mi, böyle. Bize ne oluyor. Biz faizi yüksek tutmakla övünüyoruz, oyuna, tezgaha geliyoruz. Biz geldiğimizde 63'tü, indirdik, indirdik... Ve o zaman enflasyon 30'du, enflasyon da inmeye başladı, 4,6'ya kadar indirdik, biliyorsunuz tek haneliye geldi enflasyon. O zaman Batı neyi patlattı bizde, Gezi olaylarını patlattı. Görünen köy kılavuz istemez ama biz bunu tabii arkadaşlarımıza bile anlatamadık."
"Bütçe disiplininden hiçbir zaman taviz vermedik"
Kamu bankalarının öncülüğünde gayrimenkul sektörünü hareketlendirmeye yönelik düşük faizli kredi uygulamasını dün başlattıklarını kaydeden Erdoğan, Kredi Garanti Fonu'nda mevcut kaynağın daha kolay bir şekilde kullanılabilmesine yönelik çalışmanın da kısa sürede sonuçlandırılacağını aktardı.
"Emeklilerimize iki dini bayramda verilecek ikramiyeler başta olmak üzere dar gelirli kesimleri desteklemeye yönelik adımların da ekonomiye olumlu yansımaları olacaktır. En azından piyasa para görecek." diyen Erdoğan, 65 yaş aylıklarının 250 liradan 500 liraya çıkarılmasının bile piyasaya imkan getireceğini belirtti.
Erdoğan, "Bütün bu tedbirleri hayata geçirirken para ve maliye politikalarındaki çizgimizden de asla taviz vermiyoruz. Gidere yol açan tüm adımları yeni gelir kalemleriyle dengeleyerek bütçe disiplinine bağlılığımızı sürdürüyoruz. Bütçe disiplininden hiçbir zaman taviz vermedik, yine taviz vermeyeceğiz." açıklamasını yaptı.
"Çift haneli rakamlara giden büyüme oranlarını hedeflememiz gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açık piyasa ekonomisinin Türkiye'nin vazgeçilmezi olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"Her ne yapılıyorsa piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yapılıyor ve bu şekilde de devam edecektir. Türkiye'yi sadece mevcut kaynaklarımızla istediğimiz düzeyde büyütemeyeceğimizin farkındayız. Öyle kolay kolay büyümez. Bunun için uluslararası yatırımcıları özellikle ülkemize çekmeye, ülkemizdeki yatırımcıları da yeni yatırımlara teşvik etmeye ihtiyacımız var. Sürekli istikrar ve güven ortamına vurgu yapmamızın sebebi, yatırımcılara ülkemizin cazibesini göstermek içindir.
Hocam, 'Oğlum para ürkektir' derdi. 'Aynen civa gibidir. Kendisi için uygun olan yer neresiyse para oraya kaçar.' derdi. Gerçekten böyle. Onun için kendini güvenli hissettiği yere para akar. Elimizdeki imkanları, yatırım için yer arayan sermayeyi ülkemize yönlendirmek için kullanmak mecburiyetindeyiz. Burada sizin desteklerinize, yardımınıza ihtiyacımız var. Başka ülkelere yüzde 2'lik, yüzde 3'lük büyümeler yetebilir ama bize yetmez. Bizim yüzde 7'nin altına düşmeyen hatta mümkünse çift haneli rakamlara giden büyüme oranlarını hedeflememiz gerekiyor. Bunu beraber yapacağız."
"Sizlerle birlikte başarabileceğimize inanıyorum"
Bugüne kadar bu anlayışla hareket ettiklerine ve 16 yılda Türkiye'yi 3,5 kat büyüttüklerine işaret eden Erdoğan, iş dünyası temsilcilerine hitaben, "Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girebilmek için kısa sürede iki kat daha büyümeye ihtiyacımız var. Bunu sizlerle birlikte başarabileceğimize inanıyorum, hiç şüphem yok, sizin gözlerinizde bu var." diye konuştu.
24 Haziran'daki seçimlerin ardından yürürlüğe girecek olan yeni yönetim sisteminin bu bakımdan çok önemli olduğuna değinen Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı:
"Yeni dönemde kararları daha hızlı şekilde alabileceğimiz ve daha etkin şekilde uygulayabileceğimiz araçlara sahip olacağız. Dersimi iyi çalıştım, bak söyleyeyim, hazırım. İnşallah 25 Haziran'dan itibaren hazırlıklarımızla meydana çıkacağız. Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle piyasalara kasıtlı olarak pompalanan o karamsarlık havasını seçime kalmadan dağıtacak ve yolumuza inşallah kararlılıkla devam edeceğiz."
Erdoğan, salondaki iş dünyası temsilcilerine şöyle seslendi:
"Sizler, istihdam seferberliği için çağrı yaptığımda hiç tereddüt etmeden elinizi taşın altına koydunuz ve 1,5 milyon işsize iş imkanı sağladık ama bunu devam ettirelim diyorum. Aynen devam. Ne olacak, iki tane garip, işsiz varsa bunlara benim buradaki kardeşlerim iş yerlerinde kapıyı açtıkları zaman ne kaybederler? Kazanırlar ve bu oyun bozar. Kimlerin oyununu bozar? Batı'nın oyununu bozar, zaten biz bu Batı'nın oyununu bozmakla mükellefiz."
"Yerli otomobille ilgili çalışmalar gayet iyi"
Kredi Garanti Fonu vasıtasıyla piyasalara aktarılan kaynakta TOBB'un da katkısı bulunduğunu belirten Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Birliğimizin geçtiğimiz yıl yapılan Genel Kurulu'nda, yerli otomobil için 'babayiğit' çağrısı yaptığımda cevap yine sizlerden geldi. Yerli otomobille ilgili çalışmalar gayet iyi bir noktaya ulaştı. Aslında bugün bazı sürprizler de olacaktı ama maalesef aksamalar oldu galiba, onun için onu erteledik. İnşallah çok yakında meyvesini görmeye başlayacağız. Gördüğünüz gibi biz size, siz bize güvenerek attığımız hiçbir adımdan pişman olmadık. Gelin, bu dayanışmamızı, bu birlikteliğimizi daha da sıklaştıralım. Geçtiğimiz 16 yılda yaptıklarımızı katlayarak sürdürmek için tek yapmamız gereken, birlikte çalışmaya devam etmektir.
Yaptığınız her yatırımda, giriştiğiniz her mücadelede yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Sadece ülkemiz içinde değil, dünyanın dört bir yanında sizlerin hakkını, hukukunu korumak için neler yaptığımızı en iyi yine sizler biliyorsunuz. Sizin derdinizi, sıkıntınızı en iyi biz anlarız. Büyük, güçlü, müreffeh Türkiye için birlikte, sizlerle yol yürümekten hep şeref duyduk. Biz bundan sonra da aynı şekilde devam etmeye hazırız. Sizlerin kararını inşallah 24 Haziran'da göreceğiz."
Haberin Devamı