CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ”fitneciden, yalancıdan, kafasında adalet kavramı olmayan, kin kusan, kör bir kurşunun, bir kuruşun hesabını veremeyenden devlet adamı olmayacağını” söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, eski Libya lideri Muammer Kaddafi’nin elinden ödül aldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ”Bir de para alacaksın 25 bin dolar. Sayın Başbakan sen o 25 bin doları ne yaptın? Açıklama yapmıştı, ’şehit ailelerine vereceğim’ diye. Hangi şehit ailesine o 25 bin doları verdin? Çık anlat” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu’nda yaptığı konuşmada, hayatını kaybeden Erol Günaydın’ın, Türk tiyatrosunun önemli bir ismi olduğunu belirterek, Günaydın’a Allah’tan rahmet, sanat dünyasına başsağlığı, yakınlarına sabır diledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmaya “Yüreğimizi burkan bir şey var” diyerek başladı ve Prof. Fatih Hilmioğlu’na başsağlığı diledi. Oğlunun cenazesi için Ankara’ya gelen Ergenekon tutuklusu eski Rektör Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun “kaçabileceği ihtimali” nedeniyle geceyi evinde geçirememesine sert tepki gösteren Kılıçdaroğlu, “Gencecik oğlunu toprağa veriyor, bunun kaçacak hali mi var? Bu kararı veren yargıçta vicdan var mı, bu kararı veren yargıcın oğlu, çocuğu var mı acaba, insan sevgisi var mı, evlat sevgisi var mı?” diye sordu. CHP lideri Başbakan Erdoğan’a ise ağır eleştiriler yöneltti:
O FOTOĞRAF: Bugün gazetelerde bir fotoğraf var. Zonguldak’ta bir uçurumda çöpten geçimini sağlamak için çalışan iki kadın. 66 ve 55 yaşında iki kadın. Bu fotoğraf AKP’nin Türkiye’yi nereye getirdiğinin fotoğrafıdır. 66 yaşındaki kadın uçurumun kenarında çöp topluyorsa, oturup düşünmemiz lazım O kadına sorsanız büyük ihtimalle ‘oyumu Erdoğan’a verdim’ der. Eğer oyunu Erdoğan’a verdiysen o ve çocukları köşeyi döndüler, sana da uçurumdan çöp toplamak düştü.
‘BELEDİYEMİZ KAPANMASIN’: Getirilen yasa ile 1582 belediye kapatılıyor. Eğer belediyeyi kapatıyorsan o bölgede yaşayan halka soracaksın. Sonuçta ‘kapanmasın’ diyorsa kapatamazsın. Madem “halkın oyu demokrasilerde en önemli mihenk taşı” diyordun, o zaman halkın oyundan neden kaçıyorsun? Biz 98 beldede referandum yaptık. Toplam 123 bin kişiden 121 bini ‘belediyemiz kapanmasın’ diyor, yani yüzde 98.
FİTNECİ: Devlet adamlığı halkını düşünen kişi demektir, ufku olan adam demektir, gelecekteki sorunları görüp önceden önlem alan adamdır. Fitneciden devlet adamı olmaz, hele hele yalancıdan devlet adamı hiç olmaz. Devlet adamı halkını bölmez, ayrıştırmaz. Bölerseniz toplumu çatışma kültürünü beslemiş olursunuz. Önce halkın cebi para görmeli, devlet adamlığı budur.
NEDİR BU MÜHİMMAT?: İnsanı seveceksin, kimliğiyle seveceksin. Onları istismar etmeyeceksin. Bakın Suriye’ye. Birbirlerini öldürüyorlar. Biz ne yapıyoruz? Çağırıyor oradan bir grup insanı. ‘Bakın size kamp yaptım, orda oturun. Ben sizi ayrıca adam nasıl öldürülür, eğiteceğim’ diyor. Sonra ‘git Suriye’ye kardeşini öldür’ diyor. Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye Cumhuriyeti tarihine ihanettir bu. Ama bunlar yaptılar. Bizi savaşın eşiğine getirdiler. Sayın Erdoğan, “Rus uçağında mühimmat var” demişti. Bu mühimmatları merak ediyorum. Nedir bu mühimmat? Asker postalı mühimmat değildir. Afyon’daki patlamadaki depoda ne varsa biz onları görmek istiyoruz. Bakalım ne var?
TEK DERDİ: Sayın Erdoğan’ın bütün bu olayları görerek ve bilerek yaptığından hiç endişem yoktur. Ülkenin geleceğiyle ilgili kaygısı yok. Tek bir gerekçesi var. Başbakanlık koltuğunda nasıl oturabilirim, Cumhurbaşkanlık koltuğuna nasıl atlayabilirim. Makam, mevki nedir ya; şu ülkeyi getirdiğin hale bir bak. Kişisel hırslarla yöneticilik olur mu? Dokusunda ayrımcılık var.
DAVRANIŞ BOZUKLUĞU: Neden böyle bir ayrımcılık hastalığı var diye baktık. Psikolojide “yansıtma” diye bir davranış bozukluğu var. Yansıtma, kişinin kendisinde beğenmediği duyguları başkalarına yüklemesidir. İki türlü davranış bozukluğu çıkıyor diyor kitaplar yansıtmada. Birincisi; kişi başarısızlığının nedenini başkasında arar; ikincisi, kişi kendisindeki çirkin istekleri başkasına yakıştırır. Kişi başarısızlığının nedenlerini başkasında arar. Şimdi bu davranış bozuklukları kime ait?
Teklif bir gelsin
Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısının yapıldığı salondan ayrılırken gazetecilerin yerel seçimle ilgili, “Tarih konusunda bir teklifiniz olacak mı?” sorusu üzerine, “Hayır” yanıtını verdi. Kılıçdaroğlu, “3 Kasım teklifi gelirlerse ne diyeceksiniz?” şeklindeki soruya ise, “Hele bir gelsinler, görüşürüz ondan sonra” yanıtını verdi.
Haberin Devamı