Devlet Bahçeli'den çok önemli mesajlar!
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, kendisini izleyen gazetecilere yemek verdi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Devlet Bahçeli, birbirinden önemli mesajlar verdi.
Toplam belediye sayısı 1389. İlan edilen belediye 851. Cumhur İttifakı 538’dir. Yani bir başka ifadeyle ittifak 30 büyük şehrin dışında ilçeleri de kapsamaktadır. MHP olarak 22 kadın ve 829 erkek adayımız belirlenmiştir. Mahalli idareler seçimi çok zor bir seçimdir. İki parti bir araya gelerek, var olan belediye meclis üyeliklerini nüfusa ve o ilçenin büyüklüğüne bağlı olarak belirlemiştir. Belediye meclis üyeliklerinin taksiminde veri 2014 mahalli idareler seçim sonuçları olarak esas alınmıştır. O veri üzerinde nispi temsile dayalı bir anlayışla belediye meclis üyeliklerini dağılımı sağlanmıştır. Ve başarılı bir sonuç elde edilmiştir. Şu an için belediye meclis üyeliklerinde Cumhur İttifakı’nı oluşturan iki partinin dengeli, adaletli bir yapılanması söz konusu olmuştur.
“GÖNÜL HOŞNUTLUĞU OLUŞTURDUK”
Belediye meclis üyeliklerinde oyların partilere göre dağılımı söz konusu değil. Çünkü tek bir liste üzerinde oluşuyor. Diyelim ki Ankara’da Sayın Özhaseki’ye oy verdik. AK Parti kimlikli büyükşehir adayına oy veriyoruz. Etimesgut ilçesinde Cumhur İttifakı, MHP kimlikli bir belediye başkanına oy veriyoruz. Sonra da belediye meclis üyeliklerinde adaletli, dengeli bir dağılımla bir araya geliyoruz. O zaman sandığa gittiğiniz vakit oyları nasıl vereceğiz? Büyükşehir için Cumhur İttifakı’nın adayı AK Parti kimliğinde biri olan Özhaseki Bey’e oy vereceğiz. Etimesgut’ta MHP kimlikli Cumhur İttifakı adayına oy vereceğiz. Burada Cumhur İttifakı’nın oyu, ruhu, beraberliği dikkate alınıyor. Partiler ise böyle bir yapının içinde yer almak suretiyle bir başarı elde etmeye gayret gösteriyor.
ZAFER YÜZDE KAÇ?
Genişlemeler, Zillet İttifakına mahalli idarelerin yönetimini kazandırmamak amacıyla düşünülmüş bir siyasi taktirdir. Etimesgut’ta 4 stratejik hedefimizi ifade etmiştik. O ana strateji ye uygun tarzda istişarelerle mesele götürülmüştür. Zaman zaman Cumhurbaşkanının talebi üzerine bir araya gelinmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı Osmaniye’de aday göstermeyeceklerini ifade etti. Biz de teşekkür ettik. Rize’de biz aday göstermedik. Böyle bir gönül hoşnutluğu oluşturmak istemişizdir. MHP olarak başarı kriterinin ölçüsü; elde edilmiş olan sonucun partiye gönül vermiş dava insanlarımız tarafından da rızayla karşılanması halidir. O rızayı ortaya koyduktan sonra oyumuz o demektir.
NETİCEDEN MEMNUN MUSUNUZ?
Sonuçtan biz MHP olarak memnunuz. Buradan da sonuç alacağımız kanaatindeyiz. Yüzde 52’nin altına düşmemek ana hedeftir. Yüzde 52’nin üzerinde oy alacağımızı düşünmekteyiz.
ORTAK MİTİNG
Planlama genellikle Cumhur İttifakının ağırlıklı partisi AK Parti olduğu için onların çalışma düzenine uygun tarzda yapılıyor. Eğer isterlerse Ankara, İstanbul ve başka şehirler bizim de takvim uygun düşerse görüşülebilir. Aynen Yenikapı’daki gibi muhteşem bir beraberliği İstanbul da gerçekleştirebiliriz. Öyle bir miting İstanbul’da yıldırım gibi çakar.
MERSİN YORUMU: İSMİNİN VERİLMEMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ
Burhanettin Kocamaz bey uzun yıllar MHP’nin Tarsus ve büyükşehir belediye başkanlığını yapmış olan bir arkadaşımızdır. Hem siyasi tecrübesi vardır hem de belediyecilik anlayışında yüksek bir tecrübeye sahiptir. Seçimlerin ne şekilde olması gerektiği konusunu bilenlerden birisidir. Böyle bir durumda Mersin’de Kocamaz Bey’in saat 17.25 itibariyle isminin verilmemesi hali düşündürücüdür. Bunu kim düşünmelidir? Burhanettin Bey düşünmelidir. Bunu kim düşünmelidir, İYİ Parti genel merkezi düşünmelidir. Burada gerçekten bir ihmal mi vardır veya bir art niyet mi vardır veya Zillet İttifakının farklı bir boyutu mu vardır? Bunları hep beraber göreceğiz. Bize göre Burhanettin Bey tecrübeli bir belediye başkan adayıydı. Bu seçimde de 50 yıllık siyasi partisinden ayrılmanın üzüntüsüyle başka bir partiden aday olmayı düşünmüştü.
Bana göre siyasi hayatımızda Mersin açısından bir kayıp olmuştur. Burhanettin Bey’e destek veren insanların artık bu gerçeği görerek, Adana’da 50’nci yıldönümümüzde yaptığımız büyük bir davetimiz oldu biliyorsunuz, yarından itibaren o davete icabet etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Gelin hep beraber olalım bir daha helalleşelim. Bu defa Mersin’i daha güçlü bir şekliyle alalım derim. Davetim herkese açık (Burhanettin Bey’e de). Hali hazırda ülkede nefes alan her insanımıza açıktır ama nefes alan insanlar da virüs taşıyorsa ona da dikkat edeceğiz.
HDP’NİN ADAY ÇIKARMAMASI
CHP, İYİ Parti ve genelde Zillet İttifakının çok tartışılır hale gelmesi; bundan da CHP’nin Kemalist unsur taşıyan seçmen ve parti yöneticilerinin rahatsızlığının üstünü örtmek maksadıyla HDP tarafından kurulmuş bir tezgahtır. Bu tezgaha düşmemek lazımdır. Kalkıp da üç büyükşehirde aday çıkarmayacaksınız ama bir küçük yerde aday çıkartacaksın. Biz de zannedeceğiz ki PKK’nın siyasal unsuru Türkiye de demokratik bir parti olarak seçimlere katılıyor. Bizde de bu kadar saflık yok.
“SİYASET TÜRLÜSÜNE DÖNÜŞTÜRMEYİN”
Bu domates, patlıcan, soğan meselesi siyasetin yeni figürleri olarak ortaya çıktı. Örneğin 15’inci dereceden bir memur ayda ne kadar soğan tüketiyor onu bilen yok. Ama herkeste bir soğan edebiyatı var. Bunun nasıl üretildiğini, üretilmiş olanların nasıl imha olduğunu veya üretim aşamasında nasıl yok olduğunu, bunun karşılığında devletten ne gibi taleplerde bulunduklarını bunu iddia eden bütün siyasiler bilmektedir. O bakımdan Türkiye’nin ekonomik verilerini domates, soğan, patlıcanla siyaset türlüsüne dönüştürmenin bir manası yok.
İhtiyacı olmadığı halde ‘Bugün patlıcan yemedim’ diye kimse ölmüyor. Yarın yer ama bunu bir seçim döneminde fakir fukaranın edebiyatı haline dönüştürerek farklı bir noktaya gelmelerini doğru bulmuyorum.
“ONU DOKTORUNUZ BİLİR”
Geçmişte yaşadığımız bir olayı paylaşmak istiyorum. 2001’de ekonomik kriz yaşanmıştı. O günkü propaganda araçları; bir kitapçığın Cumhurbaşkanından Başbakana atılmasıyla ilgili bir gerekçe ortaya koymak suretiyle Türkiye’de ekonomik krizin çözümünü, çözümsüzlüğe doğru götürmek arzusu taşıyan bir anlayış söz konusu oldu.
Krizin nasıl aşılacağı düşünüldü. Şimdi bir şey söylüyorum ve burayı dikkate almanızı istiyorum. 4 Temmuz 2002’de Başbakanlık Konutunda Bülent Ecevit’in başkanlığında başbakan yardımcıları, ilgili bakanlar, ekonomi yönetiminde söz sahibi olan bürokratlar hep beraber bir araya gelindi. Rahmetli Ecevit oradaki yetkililere ‘bu ekonomik krizi nasıl aşarız? Bürokrasideki ve kıymetli bakan arkadaşlarımızın bir önerisi var mıdır?’ diye sordu. Türkiye’ye sipariş edilmiş olan Kemal Derviş bir cümle sarf etti: ‘Efendim yeni bir senaryoya ihtiyacımız var’. Ecevit merak etti, ‘Ne gibi bir senaryo’ diye sordu. Birisi de ‘Efendim onu doktorunuz bilir’ dedi.
“DERVİŞ’İN SURETİ MASADA GİBİ”
Sonrasını biliyorsunuz. Rahmetli Ecevit in hastane hayatı. Ecevit’siz hükümet, MHP’siz yönetim vs gibi kavramlarla Türkiye nereye getirildi. DSP’den istifalar devam etti. Organizasyonu yönlendiren ama içinde olmayan Kemal Derviş dışında DSP’den ayrılmış olan milletvekilleri Yeni Türkiye Partisi’ni kurdular. Ondan sonraki siyasi hayatı araştırın bakın. Şimdi Kemal Derviş masada değil ama sureti masada gibi gözüküyor. Yeni yeni oyunlar, yeni yeni tezgahlar. Adına Trump mı dersiniz ne derseniz deyin bir şeyler oluyor Türkiye’de. O sebepten dolayı bazıları bu gibi konulara alet olmasın. Çizilen senaryonun arkasını önünü görsün.
Bunu soğanla, patlıcanla izaha kalkmasın. Atılan bir Anayasa kitapçığının nelere mâl olduğunu şimdi soğanla, patlıcanla ilişkilendirerek Türkiye’yi anlaşılmaz bir ülke haline dönüştürmenin de bir manası yoktur.
'DOKTORU BİLİR' DİYEN KİMDİ?
Şimdilik söylemeyeyim. Söylersem yeni bir spekülasyon olur. Ama senaryoyu kuran kişi Kemal Derviş denilen adamdır.
GÜL VE DAVUTOĞLU’NUN YENİ OLUŞUM ÇABALARI
Siyasi hedefleri taşıyan insanlar, mevcut siyasi zeminde yer bulamıyorlarsa siyasette bir boşluk doğduğunu, yeni bir oluşuma ihtiyaç olduğunu söylerler. O siyasi kokuyu ararlar. Bir bakarsınız ki üç beş kişi düşer buraya ve derler ki ‘Yeni bir siyasi oluşuma ihtiyaç var’. Bu bizde de denendi ama biz Allaha şükür 50. Yılımızı kutladık. Siyasi oluşuma ihtiyaç var diyenler de işte sağda solda... Adamo’nun şarkısı gibi.. Her yerde kar var diyor, ben de her yerde ülkücü var diyorum. Artık ne diyebilirim (gülüyor)
MECLİS BAŞKANLIĞI’NDA REZERV VAR MI?
Hayır efendim yok. Neden yok? Çünkü Cumhurbaşkanı ile olan görüşmelerimiz sırasında bu konu gündeme gelmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP kimi aday gösteriyorsa 49 milletvekilimiz ile ona destek vereceğiz demiştik. Burada MHP’nin aday şu olsun, bu olsun bu olmasın şeklindeki böyle siyasi bilardo topu gibi ortada dolaşmasına fırsat vermemek için bunu söyledik. Buyursunlar kimi istiyorlarsa Pazar günü getirirler ismi kamuoyuna duyururlar biz de 49 arkadaşımızla o gün orada bulunan kaç kişiyse elimizi kaldırıp kendileriyle beraber “Meclis başkanımız budur” diyebiliriz. Onun için herhangi bir rezervimiz yok. Herhangi bir kişi üzerinde şu olsun gibi bir düşüncemiz yok. Takdir Cumhurbaşkanın ve AKP yönetiminindir. Onlar ne derlerse biz ona uyacağız. Cumhur ittifakı olarak da ayrı bir tartışma açmanın da gereği yoktur.
KADIN BAŞKANA BAKIŞINIZ
Kadının siyasette olmasını arzuluyoruz. Sıra saygı esasına göre beklerseniz her şey olur.
YENİ ASKERLİK SİSTEMİ
Yeni askerlik sistemi kararını aldılar ve hayata da geçiriyorlar. Ona bizim itirazımız olmaz.
“BİZ FARKLIYIZ ÇARŞI GRUBUYUZ”
Berabere kalmalarını tavsiye ederim. Yenilirse Beşiktaş’a ayıp olur, yenerse Fenerbahçe farklı düşünmeye başlar. ‘Sen de ol ben de ol beraber olalım’ derse berabere kalmalarında yarar var. ‘Fenerbahçe diz çöktü şuna bir de biz vuralım’... Bu Beşiktaş’a yakışmaz. Kartallar yüksekten uçar. Biz biraz farklıyız biz Çarşı grubuyuz. Beşiktaş Belediyesi’ni bize verdiler çünkü CHP’nin elinden ancak biz alırız orayı. Bir Ford Mustang’im var. Plakası 06 BJK 001. İstanbul da Beşiktaş’taki seçim çalışmasına onunla gideceğim, eğer fırsat bulursak. Çarşı Beşiktaş’ın ruhudur. Bizim tabirimizle delikanlı çocuklardır.