Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bu faizler düşecek halkımızı yüksek faize ezdirmeyeceğiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir'de toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, "Ülkemizdeki mandacı siyasetçiler ise bu kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar. Var güçleriyle üzerimize geliyor. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı politikamızdan geri döndüremeyecekler. Biz yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Bu faizler düşecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir'deki programları kapsamında Alsancak Mustafa Denizli Stadı'nın açılışının ardından Menemen ilçesine gelerek Menemen Cumhuriyet Meydanı'nda 96 tesisin açılışını yaptı. Toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon lirayı bulan konut ve dükkanların İzmir'e hayırlı olması temennisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Menemen maşallah nedir bu hal? Muhteşemsiniz, muhteşem. Menemen bana şimdiden 2023'ün müjdesini veriyor. Durmak yok yola devam. Kadın kardeşlerimize özellikle en kalbi duygularla selam ve sevgilerimi sunuyorum. Gençler, ana kademe sizleri de selamlıyorum. İnşallah şimdiden gece-gündüz demeden 2023'e hazırlanıp sandıkları patlatacağımıza inanıyorum. Güzel İzmirimizin güzel ilçesi Menemen'de sizlerle olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bugün İzmir'de önce geçen yıl yaşadığımız depremin ardından Bayraklı'da yapımını tamamladığımız 596 konut ve 145 dükkanı hak sahiplerine teslim ettik. Bizde laf ola beri gele yok. Sözü verdik mi? Verdik. Süratle konutları sahiplerine teslim edeceğiz dedik mi? Dedik. Zamanında da teslim ettik. Bayraklı'daki konut sayısını 1391'e, dükkan sayısını da 302'ye tamamlayacağız. Yine Bayraklı'da rezerv alanda 3 bin 649 konut ve 511 dükkan inşa ediyoruz. 397 tanesini de yılbaşına kadar tamamlayacağız. Böylece İzmir depreminin adından 5 bin 74 konut ve 353 dükkan yapıp teslim etme sözümüzü yerine getirmiş oluyoruz. Toplam yatırım tutarı 2 milyar 250 milyon lirayı bulan konut ve dükkanlar İzmirimize hayırlı olsun" dedi.
'YATIRIM BEDELİ 668 MİLYON LİRA'
Açılışı yapılan yatırımlarda emeği geçenleri tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Afetlerin önüne geçemeyiz ama devlet olarak vatandaşlarımızın mağduriyetini ortadan kaldırma iradesi ve imkanına sahibiz. Kentsel dönüşüm projelerini hızlandırıp depreme karşı hazırlanmayı sürdürüyoruz. Bayraklı'daki vatandaşlarımızı yeni evlerine kavuşturma sevincimizin ardından, Alsancak Mustafa Denizli Stadı'nın hem resmi açılışını yaptık hem de güzel tesisi yerinde gördük. Stadı Altay ve Altınordu beraber kullanacaklar. Yatırım bedeli 668 milyon lirayı bulan 100 eser ve hizmetin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. İlkokulların, orta okulların, liselerin, kütüphanelerin resmi açılışlarını yapıyoruz. Çeşitli kurumlara ait hizmet binalarıyla restoran projelerinin açılışını da burada geçekleştiriyoruz. Kentsel dönüşüm alanlarındaki altyapı projeleriyle çeşitli mahallelerimize yapılan yol ve kaldırım çalışmalarının açılışlarını yapıyoruz. İzmir Kalkınma Ajansı'nın verdiği destekle hayata geçen projeleri de resmen açıyoruz. Bu yatırımların İzmir'e kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
'CHP EKİBİ, 'ÜLKE YANDI BİTTİ' DİYE ORTALIĞI BİRBİRİNE KATIYOR'
CHP'nin iktidarda sorumluluk aldığı dönemlerde gecelik faizlerin yüzde 7 bin 500'leri bulduğunu belirten Erdoğan, "İzmir'in işgali ve İzmir'in kurtuluşu, Milli Mücadele'nin başlaması ve bitişi olarak tarih verebileceğimiz önemli hadiselerdir. Düşman İzmir'e girdiğinde dünyamız kararmıştı. Düşmanı denize döktüğümüzde ise milletçe bayram ettik. İzmir, vatan topraklarına uzanan elleri kırma ve istiklalimize sahip çıkma mücadelemizin sembolü olmuştur. Milli mücadelenin zaferle sonuçlanmasının ardından burada toplanan İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar, 1929 küresel buhranına kadar başarıyla uygulandı. Büyük buhranın ardından bozulan dengeler 2'nci Dünya Savaşı'yla iyice sarsıldı. Bu kritik dönemde ülkemizde dirayetli ve vizyoner bir siyasi iradenin olmamasının etkisiyle Türkiye milli mücadelenin ardında yakaladığı büyük fırsatı kaçırdı. Rahmetli Menderes'le birlikte İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlar yeniden hayata geçirilmeye başlandı. Ancak 1960'dan itibaren ülkemize musallat olan her darbe, her muhtıra, her vesayet düzeni, demokrasimizle birlikte ekonomik bağımsızlığımızı da örseledi. AK Parti'nin tek başına iktidarına kadar Türkiye, toplumsal olarak huzursuz, siyasal olarak istikrarsız, ekonomik olarak ithalata dayalı modellere mahkumdu. Dikkat ederseniz bugünlerde CHP ekibi ülke yandı, bitti diye ortalığı birbirine katıyor. CHP'nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500'leri bulan faizleri gördük mü? Bunun altından kim kalkar? Ülke onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa atıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı? Bunları 18 yaşının altındakiler bilmez. Bu ülke onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan böyle bir Türkiye devraldık" dedi.
'CHP PARTİ SÖZCÜSÜ IMF İLE KOL KOLA GEZİYOR'
İktidara gelir gelmez IMF reçetelerini bir kenara bırakıp 2013'te ise IMF'ye olan borcu kapattıklarının altını çizen Erdoğan, "Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920'de meclis açıldığında hem de 1923'de İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhu dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme ve yatırım taleplerini hayata geçirip sosyal barışı sağladık, ülkemizi büyütüp güçlendirdik. Yıllarca milletimiz çok çileler çekti. Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk. Tarihin en güçlü sinerjisini oluşturduk. Türkiye'nin her ferdini kucaklayan bu büyük atılımdan rahatsız olan malum çevreler boş durmadı. Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, darbe girişimlerinden ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz çalıştık, çabaladık ve bir şeyi aklımızdan çıkarmadık. Demokrasilerde, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide gerçekleştirip milletimizin refahını arttıramasaydık kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık.
İktidara gelir gelmez gelişmekte olan ülkelere karşı en önemli vesayet aracı olarak kullanılan IMF reçetelerini bir kenara bıraktık. IMF'yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP'nin parti sözcüsü IMF ile el ele, kol kola geziyor. Çünkü onlar IMF'in dilinden anlar. 23.5 milyar dolar IMF'ye borç vardı. Mayıs 2013'te parasını verip gönderdik. Merkez Bankası döviz rezervini 27.5 milyar dolardan, 127 milyara dolara çıkardık. Nereden nereye" ifadelerini kullandı.
'BİZİ PROGRAMIMIZDAN GERİ DÖNDÜREMEYECEKLER'
IMF ile bir daha anlaşma yapılmayacağının açıklanmasının ardından mandacıların Türkiye'nin üzerine geldiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başarısızlıkla sonuçlanan milleti açlığa, işsizliğe mahkum eden IMF reçeteleri yerine kendi kalkınma ve ekonomi planımızın altyapısını inşaya başladık. Attığımız her adımın, yaptığımız her yatırımın ülkemize kazandırdığımız her eser ve hizmetin gerisinde Türkiye'yi ekonomik olarak kendi imkan ve kabiliyetleri ile yoluna devam etme gayesi vardı. Ne zaman biz 23.5 milyar dolar borcu kapatıp bir daha IMF ile anlaşma yapmayacağımızı ilan ettik o günden beri başımız beladan kurtulmuyor. Boş durmuyorlar. Hani küresel güvenlik sistemindeki çarpıklıklara 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz ya, ekonomide de aynısını söylüyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisat ve mandacı siyasetçiler ise cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi göstermeye çalışıyorlar. Yıllarca ülkemize dayatılan para ve maliye politikaları insanlarımızı işsiz, şirketlerimizi karsız, devletimizi gelirsiz bıraktığını gözlerden saklamak isteyen bu mandacılar var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı programımızdan geri döndüremeyecekler" dedi.
'BAY KEMAL YEMEZLER'
Faizleri düşüreceklerinin altını çizen Erdoğan, "Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği öğrenilmiş çaresizliktir. Savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu sendromu aşıp ülkemizi nasıl en ileri seviyelere getirdiysek ekonomi politikalarında da başaracağız. Bir kez daha altını çiziyorum. Biz yatırım, istihdam, üretim ve bu politikaların altyapısını 19 yıldır inşa ediyoruz. Salgınla birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik kriz bize bu dönüşümü hızlandırıp neticelendirme fırsatı verdi. Yaptığımız bu fırsatı değerlendirmektir. Dün faizleri 7 bin 500'lere çıkaranlar bugün kanun çıkarın faizleri yüzde 1'e indirin diyor. Kim diyor bunu? Bay Kemal. Yemezler. Bu faizler düşecek. Yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Milletimiz, geleceğini kurtaracak büyük dönüşümün sancılarını yaşarken, kendisiyle dalga geçenlerden bunun hesabını soracaktır" açıklamalarında bulundu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN YAPILAN ÇALIŞMALARI ANLATTI
19 yıllık iktidar döneminde yaptıklarına da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "19 yılda 'eğitim' dedik. 81 vilayetteki üniversite sayısını 76'dan alıp 207'ye çıkardık. 28 Şubat'ta kapısına kilit vurulmaya çalışılan mesleki eğitimi yeniden canlandırarak okullarımızın ve öğretmenlerin sayısını arttırarak tarihimizin en güçlü insan kaynağı altyapısını oluşturduk. 'Sağlık' dedik. Şehir hastanelerinde sayısı 1 milyon 200 bini bulan sağlık personelimizle vatandaşlarımıza dünyanın en kaliteli, hızlı ve en ucuz hizmeti veren sistemini hayata geçirdik. 'Adalet' dedik. En modern donanımlara sahip adalet saraylarıyla, hakim, savcısından destek personeline kadar arttırdığımız insan gücüyle yenilediğimiz yasalarımızla, içeride dışarıda herkese adalet veren yargı sistemi oluşturduk. 'Güvenlik' dedik. Terör örgütlerinin, mafyaların, çetelerin kol gezdiği Türkiye'nin, herkesin kendisini evinde, iş yerinde, sokakta güvende hissettiği hale getirdik. Gabar'da, Cudi'de, Tendürek'te, Bestler Deresi'ne var mıyız? Teröristleri oralara gömdük. Bunlar durup dururken olmadı. Siz bize, bizler size inandık ve teröristleri gömdük. 'Ulaşım' dedik. Uzunluğunu 6 bin 800 kilometreden aldığımız 28 bin 200 kilometreye çıkardığımız, bölünmüş yol, otoyollarla, tünellerle, hızlı tren projeleriyle dünyanın en yaygın ve ekonomik hava yoluyla Türkiye hava yolunda çağ atladı. 'Enerji' dedik. HES ile güneş enerjisi tarlalarıyla, rüzgar enerjisi tepeleriyle, doğalgaz borularıyla vatan topraklarının her karışını elektrik hatlarıyla ördük. 'Sanayi' dedik. Ülkemizin her şehrine yayılan sayıları 326'ya çıkardığımız OSB ile dünyanın gıptayla takip ettiği savunma sanayimiz ile bilişimcilerin önünü açan teşvik sitemimizle Çin'le Avrupa arasında en modern sanayi altyapısına sahip olduk. 'Ticaret' dedik. Ülkemizin ihracatını 36 milyar dolardan alıp 216 milyar dolara çıkardık. 2018 ve 2019 küresel kriz yılları boyunca ülkemizi hep büyüttük. 'İstihdam' dedik. Yüzde 36 arttırarak insanlarımıza iş ve aş sağladık. 'Tarım' dedik. Çiftimizi, hayvancımızı, ormancımızı destekleyip ülkemizi tarımsal hasılada dünyada 10'uncu sıraya çıkardık. Yeryüzünün her köşesine yıllık 60 milyar dolarlık tarım ürünü ihracatı yaptık" ifadelerini kullandı.
'BUNLARIN İHANET DERECESİNE GAFLETLER BAKİDİR'
"Bizim tek hedefimiz insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmak" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mandacı iktisatçı ve siyasetçiler bu tabloyu yok sayıyorlar. Bunun yerine küresel enerji, gıda, hammadde başta olmak üzere fiyatlardaki yükselişin sebep olduğu fiyat artışlarının faturasını bize çıkarmaya çalışıyorlar. Yetmiyor, iktisadi ve mantıki hiç temeli olmayan döviz kuru hareketleri üzerinden karanlık senaryolar üretmek için çırpınıyorlar. O da yetmiyor, milletimizi paniğe ve karamsarlığa sürükleyerek ülkenin felaketinden siyaset çıkarma kurnazlığına yelteniyorlar. Bunlar daha Türkiye'nin nasıl bir güce, imkana ve altyapıya sahip olduğunu bilmeyecek kadar cahiller ve şuursuzlar. Bunların ihanet derecesine gafletler bakidir. Bizim tek hedefimiz; insanımızın işine, aşına, geleceğine sahip çıkmak. Yüksek faizmiş, düşük kurmuş, IMF reçeteleriymiş, küresel siyaset ve para baronların şantajlarıymış, bunların hiçbiri insanımızın işinden, aşından, geleceğinden önemli değil. Bunun için dünyada gelişmekte olan ülkeler üzerinden enflasyonu yükseltip faizi artırarak ekonomiyi sıcak paraya boğup sonra faiz ve kur düşünce yüzde 50 karlarla çıkma oyununun önünü kesecek adımları attık"
'KABAK GİBİ ORTADA KALIR'
"Biz milletimizle birlikte yolumuza devam edince hepsi acınası halde ortada kaldı" diyen Erdoğan, "Birileri bu bedeli bir süre öder ama sonra dönüp kendi işine bakar. Bizim mandacı iktisatçılar ve siyasetçiler de kabak gibi ortada kalır. Biz bunu vesayetle mücadelemizle, terörle, darbecilerle mücadelede gördük. Onların yanlarında kimler vardı? Biz milletimizle birlikte yolumuza devam edince hepsi acınası halde ortada kaldı. Faiz, kur, enflasyon üzerinde ahkam kesenlerin yarın havaya bakıp ıslık çalarak başka mecralara yelken açacağından kuşkunuz olmasın. Bunlar dün İstanbul Boğazı'na yapılan her köprüye karşı çıkmış, sonra da onları kullanmış kişilerdir. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, Marmaray'ı yaptık. Avrasya Tüneli'ni yaptık. Osmangazi Köprüsü'nü yaptık. Bunların diktikleri bir ağaç var mı? Marmaray'a da karşı çıktılar, sonra ondan en çok istifa etmiş kişiler oldular. İstanbul Havalimanı, İstanbul-İzmir Otoyolu gibi nice büyük projelere karşı çıkmış, sonra da onları en çok kullananlar olmuşlardır. Taksim'e yeni Atatürk Kültür Merkezi yaptık. Önce karşı çıktılar, şimdi bize bile bırakmıyorlar. En çok onlar istifade ediyor. Allah razı olsun. Sağ olun, var olun. Bunların akıl, vicdan, ahlak, bilgi, vizyon seviyelerini dün karşı çıktıları işlere bakarak ölçebilirsiniz. Sadece şu tablo bile mandacı iktisatçı ve siyasetçilerin foyalarını ortaya dökmeye yeterlidir" dedi.
'KAH FAİZ-KUR-ENFLASYON, KAH TENCERE-TAVA HEP AYNI HAVA'
Kendilerini eleştirenlerin dünya ekonomisini takip etmediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika ve AB ülkeleri insanları işsiz kalmasın diye enflasyona ve faize bakmadan ne gerekiyorsa yaparken onları alkışlıyorken, Türkiye benzer yöntemleri kullandığında felaket tellallığına soyunuyor. Çünkü bunlar doğru-yanlış bakmadan kendilerine verilen vazifenin gerektirdiği her şeyi söyler ama asıl gerçekleri asla dile getirmezler. Her türlü para ve maliye politikası kullanarak demokrasi, hak ve hukuk tanımadan kendini dünyanın üretim ve finans merkezi haline getirenleri konuşmazlar. Para musluklarını 10 yılda 10 kattan fazla açanlara sebebini sormazlar. Küresel finans krizinin yaşandığı 2008'den beri defalarca politika değiştirenlerin niye böyle yaptığını sorgulamazlar. Salgın döneminde savrulmalar yaşayan gelişmiş ülkelerin nasıl bu duruma düştüklerini anlamaya çalışmazlar. Dünyada yaşanan para bolluğunun ve yüksek enflasyonun analizini yapmazlar. Almanya başta olmak üzere Avro bölgesinin istihdamı korumak için hangi politikayı izlediğini takip etmezler. Uluslararası fiyatların TÜFE bazında 3'te 1'inden fazla artışının yol açtığı sonuçları dikkate almazlar. Küresel krizden kendini korumak isteyen herkesi, gelişmişlik düzeyine bakmaksızın parasının değerini düşük tutup cari fazlasını artırmayı, böylece istihdamını korumayı sağlamaya çalıştığını görmezler. Buna karşılık aynı kesimler, Türkiye'nin cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve kararlı ekonomi politikası değişikliğini kah patates-soğan, kah faiz-kur-enflasyon, kah tencere-tava hep aynı hava deyip giderler" dedi.