Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan o sözlere sert tepki: Biraz izan sahibi ol
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Esenler'deki millet bahçesinin açılışında konuştu. Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştirdi. Erdoğan, "15 Temmuz gecesinde tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesi'ne gitmiş olabilirsin ama bu defa kaçmaya fırsat bile bulamazsın, onu bil." dedi.
İstanbul'un en çok göç alan bölgelerinden biri olan Esenler'in nüfusunun yarım milyona yaklaştığını ifaden eden Erdoğan, yaptıkları projeler ve kentsel dönüşümlerle çarpık kentleşmenin büyük ölçüde önüne geçtiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'un önemine vurgu yaparak, "Yaklaşık 600 yıldır bizim olan bu şehri, hala bize çok görenler olduğunu biliyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik husumetlerin altında yatan sebeplerin en başında gelenlerden biri, işte İstanbul'dur. İstanbul'a ne kadar sahip çıkarsak, sıkı sıkıya sahip çıkarsak, ülkemizin geleceğine de o derece katkı yaptığımızı biliyoruz." dedi.
Esenler Erokspor'un durumunu alandaki gençlere soran Erdoğan, "Arada 5 puan varmış, bunu kapatmak için de sizin de tribünlerde olmanız lazım, ihmal etmeyin, 2'ye çıkmanız lazım, bekliyorum sizden bu başarıyı." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti döneminde hayata geçirdikleri dünya çapındaki projelerle sadece İstanbul'u değil, Türkiye'nin tamamını büyütüp güçlendirdiklerini aktararak, "Bakınız Marmaray, nasıl? Güzel değil mi, kullandınız mı? Avrasya Tüneli nasıl, kullandınız mı? Bizden önce böyle bir şey var mıydı? Hayaldi değil mi? Şimdi denizin altından hem Marmaray ile gidiyoruz hem de araçlarımızla gidiyoruz. Bunları AK Parti iktidarı olarak biz yaptık biz, Bay Kemal. Onların hayalleri bile ulaşamaz ama biz yaptık." diye konuştu.
"İstanbul'un su sorununu çözdük"
Erdoğan, kendilerinden önce boğazın üzerinde iki köprü olduğunu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yaptıklarını, İstanbul'u İzmir'e bağlamak için de Osmangazi Köprüsü'nü inşa ettiklerini kaydetti.
"Her faaliyet dalga dalga tüm şehirlerimizi, bölgemizi ve dünyayı etkiliyor" diyen Erdoğan, şunları söyledi:
"Yabancı misafirler geliyor, liderler, onlara, 'Bak denizin altından raylı sistem geçiyor, bak buradan Avrasya Tüneli arabalar geçiyor...', şaşırıyorlar. 'Ben on sene önce geldiğimde böyle şeyler yoktu burada.' diyorlar. 'Bak burada üçüncü köprü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü...', şaşırıyorlar. Bunlar 15 seneye sığmış olan eserlerimiz, şimdi bu sevinci, gençler 31 Mart akşamı birlikte yaşamaya var mıyız? Biz, İstanbul'a işte hep böyle bakıyoruz. İşte bu heyecanla bu şevkle hizmet ediyoruz. 1994 yılında bu şehri yönetme sorumluluğunu bu kardeşinize verdiniz. İstanbul'da yeni bir dönemi başlattık mı? Kardeşlerim, biz İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğumuzda, İstanbul'un hali neydi? Gençler, sizin birçoğunuz bilmezsiniz, İstanbul'da çöp dağları var mıydı? İstanbul'da su var mıydı? İstanbul'da hava kirliliği var mıydı? Peki bunları kim yok etti? Çöp dağlarını evelallah kaldırdık. Kimden almıştık İstanbul'u? CHP'den. Susuzluğu giderdik, nereden biliyor musunuz? 180 kilometre öteden Istranca Dağları'ndan, dağları delerek, İstanbul'a su getirdik. Anadolu Yakası'nda da Sakarya'dan İstanbul'a suyu getirdik. Dedik ki işi sağlama alalım. Boğazın altından alternatif tüneller yaparak, 'suyu Anadolu Yakası'nda sıkıntı olursa Avrupa'dan, Avrupa Yakası'nda sıkıntı olursa Anadolu Yakası'ndan suyu deplase edelim.' dedik. İstanbul'un su sorununu çözdük. 2040 yılına kadar böyle bir sorun yok."
"Utanmadan, sıkılmadan farklı şeyler konuşuyorlar"
Esenler'de 15 Temmuz Millet Bahçesi ile yapımı tamamlanan tesis ve projelerin toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan, gençlerin çoğunun yapılan hizmetleri bilmediğini anlattı.
Yeni bir seçimin, yeni bir yol ayrımının önlerinde olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz diyoruz ki İstanbul'u sadece 2023 Türkiye'sinin zirvesindeki yerini güçlendirmekle kalmayacak 2053 ve 2071 vizyonlarımızın da lokomotifi yapacağız. Bunun için kentsel dönüşümden millet bahçelerine, finans merkezinden kültürel varlığını korumaya kadar her alanda İstanbul'u çok daha ileri hizmetlere kavuşturmaya talibiz." dedi.
Erdoğan, şunları söyledi:
"CHP çöp demektir, CHP susuzluk demektir, CHP hava kirliliği demektir, CHP yoksulluk demektir, CHP yasaklar demektir ve CHP, yoksulluğun daniskası demektir. O yokluğu, o yoksulluğu aramızdaki yaşlı amcalarımız iyi bilir. Biz de babalarımızdan o nüfus kağıtlarındaki mühürleri görünce öğrendik. Ne çileler çekmişler, ne sıkıntılar yaşamışlar. Biz de gençlik yıllarımızda mazot, benzin, gaz yağı kuyruklarını biliriz. Bunların bize CHP yaşattı. Utanmadan, sıkılmadan farklı şeyler konuşuyorlar."
"Yatırım bedeli 55 trilyon lira olan millet bahçemizi açıyoruz"
Esenler ve büyükşehir belediyeleri tarafından ilçeye kazandırılan 5 önemli hizmetin toplu açılış törenini gerçekleştirdiklerini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunlardan biri, sadece Esenler değil tüm İstanbul için önemli ve örnek bir proje olduğuna inandığım 15 Temmuz Millet Bahçesi'dir. Törenden sonra millet bahçesine gideceğiz. Anneler, babalar, sizler de çocuklarınızla beraber o millet bahçesinde gezineceksiniz. Çevreci iktidar, çevreci belediye kimdir, bunu göreceksiniz. Çevrecilik, belediyecilik, hizmet bizim işimiz. Biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Farkımız bu. Toplamda 240 bin metrekare alanda kurulan eserler, 15 Temmuz Millet Bahçesi. Bisiklet ve yürüyüş yolları, piknik alanları, açık hava etkinlik alanı, spor tesisleri, cami, millet kıraathanesi ve ikinci bahar kıraathanesinden oluşan külliyesi... Meyve, sebze, tıbbi bitki bahçeleri, çocuklara, gençlere, hanımlara yönelik tesisler, şifa ve gül bahçesiyle, biyolojik göletiyle ilçemize, şehrimize yakışan bir hizmet. Yatırım bedeli, 55 trilyon lira olan millet bahçemizi bugün resmen hizmete açıyoruz."
"Her zaman teröristlerin beynindeyiz"
Erdoğan, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'nin kuzeyindeki operasyonlarını anımsattı.
"Zeytin Dalı, Afrin operasyonunu yaptık mı? Yaptık. Sincar'ı yaptık mı? Yaptık." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her zaman teröristlerin beynindeyiz. Onların açtıkları çukurlara onları gömüyoruz, gömmeye devam edeceğiz. Zira teröristler benim milletin başına bela olmaktan çıkacak. Biz mehmedimizle, Mehmetçik'lerimizle birlikte oralardayız. Özgür Suriye Ordusu'yla oralardayız." dedi.
Erdoğan, "Hep birlikte Allah'ın izniyle, vatanımıza, sınırlarımıza saldıranlara karşı bedelini ödetiyoruz. Ödeteceğiz. Her ne kadar içeride bile bundan rahatsız olanlar varsa, onlara da buradan selam. Bay Kemal, bak sen de bunları iyi bil. Bu teröristlerle el ele, kol kola dolaşma. Onlardan sana fayda yok Bay Kemal. Yerli ve milli ol. Bu teröristleri savunmaktan vazgeç. Bunlarla kol kola olmaktan vazgeç. Teröristlerle omuz omuza olmaktan vazgeç. 31 Mart'ta yine onlarla birlikte yola çıkmaya hazırlanıyor. Bay Kemal. Açık ol açık. Dürüst ol dürüst. Bu millet de seni bir şey zannetsin." ifadelerini kullandı.
"İstanbul CHP döneminde susuzluktan kurumuştu"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul üzerinden kendilerini eleştirdiğini dile getiren Erdoğan, "Hem de 'su, doğal gaz' diyerek eleştiriyor. İstanbul CHP döneminde susuzluktan kurumuştu, kokmuştu. Osmanlı'dan kalma çeşmelerin önündeki su kuyruklarının ucu gözükmüyordu. Tankerlerle taşınan sularla insanlar hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlardı." dedi.
"Gençler siz biliyor musunuz? Yalova'dan Kuruçeşme'ye denizden tankerle, gemiyle su getirdiler. 1-2 gemi İstanbul'da ne yapar? CHP bu. Biz geldik, bu işi bitirdik." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bunu Bay Kemal de bilmez belki. Çünkü Bay Kemal Kağıthane'ye 'kağıttepe' diyecek kadar İstanbul'dan uzak. Bu ülkeyi tek parti devrinde bir dilim kuru ekmeğe muhtaç edenler, İstanbulluları da bir yudum suya hasret bırakmıştı. Gerektiğinde dağları deldik, gerektiğinde Boğaz'ı geçtik. İstanbul'u suya kavuşturduk. İstanbul'un suya ihtiyacı var mı? İstanbul'da edindiğimiz tecrübeyle hükumete geldiğimizde ülkemizdeki diğer büyükşehirlerin su sorununu çözdük. Başta İzmir olmak üzere. Van, HDP belediyesiydi. Oranın su sorununu çözdük. Niye? Dedik ki 'Burada benim insanım yaşıyor.' Her ne kadar belediye filanca partide de olsa. 'İnsanlarımızı susuz bırakmayacağız.' dedik. İstanbullulara sorsanız. 'En memnun olduğunuz hizmet nedir?' diye. Herhalde su ve doğal gazı en başta söylerler. Ben göreve geldiğimde İstanbul'da 50 bin haneye doğal gaz veriliyordu. Ama İstanbul'dan cezaevine giderken 1 milyon 250 bin eve doğal gaz veriliyordu. Biz buyuz. Biz böyle çalıştık. Bay Kemal senin bunlardan haberin yok. Sen o zaman başka yerlerdeydin. Sen o zaman bu işlerin nasıl gittiğini ve nasıl yapıldığını bilmiyordun."
"600 milyon 300 bin abone içerisinde borcundan dolayı suyu kesik olan 23 bindir"
Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Meclis kürsüsünden kendilerini karalamaya çalıştığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Ayıp, ayıp. Biraz izan sahibi ol. Her zamanki gibi eline yalan yanlış rakamlar bilgiler tutuşturulmuş. Onunla milleti kandıracağını sanıyor. Neymiş efendim. İstanbul'daki 580 bin konutun suyu, 493 bin konutun doğal gazı kesilmiş. Buna yalan deme yetmez. Bunun adı kuyruklu yalandır Bay Kemal. İstanbul'daki toplam 600 milyon 300 bin abone içerisinde borcundan dolayı suyu kesik olanların sayısı 23 bindir. Bir başka ifadeyle binde 37 düzeyindedir. Aynı şekilde arıza ve borç sebebiyle doğal gazı kapalı olanların oranı da yüzde 1'i dahi bulmuyor Bay Kemal. Kaldı ki bunlar geçici durumlardır. Bir süre sonra aboneler tekrar hizmet almaya devam ediyorlar. İSKİ'nin su aboneleri arasında ödeme güçlüğü çekenlere taksitten vadeye kadar her türlü hizmet sunuluyor. Ayrıca şehit aileleri, gaziler, engelliler ve muhtaçlar için sosyal devlet ilkesine uygun ayrı bir su tarifesi uygulanıyor. Ana muhalefetin başındaki bu zat, işte bu hizmetleri eleştiriyor. Tüm müktesebatları SSK'yı batırmak ve CHP'nin oylarını sağa sola peşkeş çekmek, terör örgütlerine payandalık yapmak olan bu zatın yalanlarını, iftiralarını ve hezeyanlarını ifşa etmekten bıktık. Kendini aynı çamurlukları yapmaktan bıkmadı. Aslında bu zatın durumu siyaset biliminin değil, psikolojinin ve psikiyatrinin konusudur."
Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştirilerini sürdüren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu zatın ruh halini gösteren bir başka örnek de sanayi üretimimiz konusundaki iddialarıdır. Neymiş? İthalat olmadan sanayici üretim yapamıyormuş. Yani diyor ki 'sanayici dışarıdan metal getirip araba ihraç ederek yanlış yapıyor 'diyor. Vah zavallı vah. 'Sanayici dışarıdan kakao ithal edip çikolata imal edip bunu dışarı satarak yanlış yapıyor' diyor. Bir ara da buğday ithalatımıza takmıştı. Sanayicimizin buğday ithal edip bundan elde ettiği ürünleri bisküvi veya unlu mamuller olarak dışarı satmasını kabullenemiyor. Kılıçdaroğlu'nun mantığına göre dünyanın sanayi devleri olan Çin, Hindistan, Japonya, Amerika, Almanya derhal kapıya kilit vurmalıdır. Bay Kemal ofset denilen bir olay vardır bilir misin? Bak bugün F-35'ler yapıyor Amerika. Onlardan bize gelecek 120 tane. Onların belli parçalarını Türkiye olarak biz üretiyoruz. Biz oraya gönderiyoruz. Onlar bunun montajını yapıp dünyaya satacaklar. Bize de satacaklar. Araçlarda da aynı durumlar var. Artık dünyada bir şeyin yüzde 100 yapıldığı yerler çok nadirdir. İthalat ihracatın adeta altyapısını oluşturur ama haberi yok bunlardan. Bu ülkeler de sanayi ürünlerinin ham maddelerini çok büyük ölçüde bizim gibi dışarıdan karşılıyor. Demir dediğiniz maden öyle her yerde ve ihtiyacınızı karşılayacak kadar çıkan bir şey değil. Kakao dediğiniz ürünün nerelerde yetiştiği belli. Buğday derseniz biz kendi ihtiyacımızı karşılayacak istihsali zaten gerçekleştiriyoruz. Ama iş dünyaya pazarlayacak duruma geldiğinde mecburen ham maddeyi dışarıdan almamız gerekiyor. Kaldı ki bizim ihracatımızın belli bir oranda ithalata dayandığı açıktır. Ömründe tek bir üretim yapmamış. Tek bir eser ortaya koymamış, tek bir işçi çalıştırmamış, ticaretle merhabası olmamış birinden başka bir mantık beklemek elbette mümkün değildir. Türkiye'nin şanssızlığı ana muhalefet partisinin işte böyle bir zihniyetin esareti altına bulunuyor olmasıdır. Bugün Türkiye sanayi üretiminde sayıları bin 38'i bulan araştırma geliştirmek merkezleri, 283'e ulaşan tasarım merkezleri üretim ve istihdam destekleri ve ihracat kolaylıkları ile dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olmuştur. Organize sanayi bölgelerimizin sayısını 311'e, buralardaki istihdamı yaklaşık 2 milyona çıkardık. Teknoparklarımızda yüksek teknolojiye bağlı üretim yapan firmalarımıza çok önemli destekler veriyoruz. AK Parti döneminde desteklenen KOBİ'lerimizin sayısı 4 binden 320 bine çıktı. Bu işler öyle kendi kendine olmuyor."
"Tarımsal ihracatımızı 3,7 milyar dolardan, 17 milyar dolara çıkarttık"
Erdoğan, Türkiye tarihinde KOBİ'lere kendileri kadar destek veren, kaynak tahsis eden bir başka hükümet olmadığını anlatarak, "Tarımsal ihracatımızı 3,7 milyar dolardan, 17 milyar dolara çıkarttık Bay Kemal. Esnaflar konusunda söyledikleri de baştan aşağı yalan, yanlış. 2002 yılına kadar açılan her iş yerine karşın bir iş yeri kapanan ülkeydik, bugün ise otomotivden savunma sanayisine, gıdadan madenciliğe kadar her alanda üreten, ihraç eden, başarısına başarı katan bir ülkeyiz ama Bay Kemal'in asıl karın ağrısı bu, CHP yönetimini asıl rahatsız eden artık Türkiye'nin namerde muhtaç olmamasıdır." diye konuştu.
Demokraside ve ekonomide attıkları her adımın CHP'nin kabusu olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çünkü CHP zihniyeti Türkiye'nin büyümesinden, ilerlemesinden, milletimizin refahının artmasından, hak ve özgürlüklerinin genişlemesinden değil, tam tersine sefaletten ve faşizmden güç alır. İşte gitti Almanya'ya, Almanya'da kimlerle resim çektiriyor? PKK'nın Almanya'daki uzantısı durumunda olanların bir araya geldiği kişilerle toplanıyor, o paçavralarını Avrupa Parlamentosu'nda sergileyenlerle beraber resim çektiriyor. Değerli kardeşlerim, istikametini kaybetmiş. Demokraside ve ekonomide attığımız her adım, bunların kabusudur. Sermayelerinin ellerinden gittiğini gördükçe hırçınlaşıyorlar. Yalan ve iftiranın dozunu arttırıyorlar. Her fırsatta milleti sokağa davet etmelerinin sebebi bu. Bay Kemal, kimseyi sokağa çıkartamayacaksınız. Bak sana bir şey söyleyeyim, burası Paris değil, burası Hollanda da değil, sen eğer Gezi olaylarındaki gibi bir şeyler yapmaya tevessül edersen, o televizyon ekranında ne idüğü belirsiz, kendini bilmez, haddini bilmez birilerinin sokağa davet etmesiyle iş yapacağını zannediyorsan bilesin ki bu millet 15 Temmuz'da FETÖ'cülere ve uşaklarına nasıl bu meydanları dar ettiyse yine dar ederiz. Bunu böyle bilesin.
Sen 15 Temmuz gecesinde Atatürk Havalimanı'ndan tankların arasından kaçıp Bakırköy Belediyesi'ne gitmiş olabilirsin ama bu defa kaçmaya fırsat bile bulamazsın, onu bil. Onun için de bu milletin evlatlarını, sendikaları sokağa davet etmekle bir yere gidemezsin. Eğer gücün yetiyorsa işte sandık, ne yapacaksan gel sandıkta yap. Öyle meydanlarda asla, buna fırsat vermeyiz, gereğini de yaparız. Korkunun ecele faydası yoktur Bay Kemal. Türkiye'nin bu ana muhalefet zihniyetinden kurtulmasına az kaldı. Şurada üç buçuk ayımız var, hazırız değil mi? Üç buçuk ay sonra sandıklardan AK Parti'yi çok daha güçlü bir şekilde çıkarmaya var mıyız?"
"Babalarımız, dedelerimiz bunların elinden çok çekti"
Rabia işaretiyle tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yapan Erdoğan, "Evelallah ülkemizin ayağına pranga vuran bu tür kavgalara, hiç şüphesiz milletimiz hak ettiği cevabı sandıkta demokratik şekilde verecektir. Bizim babalarımız, dedelerimiz bunların elinden çok çekti. Biz de çocukluğumuzdan başlayarak, az eziyet görmedik. İnşallah bizim evlatlarımız, bu musibetten kurtulmuş olarak hayatlarını yaşayacaklardır." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, daha sonra "Beraber yürüdük biz bu yollarda" şarkısının sözlerini alandakilerle karşılıklı söyledi.
Erdoğan, daha sonra Taş Cami'ye sinevizyonla bağlanarak, açılışları takip etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılış sonunda kendi kullandığı araçla 15 Temmuz Millet Bahçesi'ni gezdi.