Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş YKS açıklaması
Cumhurbaşkanı Erdoğan, video konferans katıldığı toplantıda YKS'ye girecek gençlerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'YKS neden ertelenmedi?' sorusuna da yanıt verdi. "Her vatandaşımızın ve kurumumuzun tıpkı gerçek hayattaki gibi sosyal medyada da itibarlarını koruma hakları olmalıdır." diyen Erdoğan, "Bu konuda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlığındayız. Milletimizi sadece içeriğiyle zengin değil, güvenilir bir internet mecrasına yapacağımız yasal düzenlemelerle kavuşturacağız." ifadelerini kullandı.
26.06.2020 - 16:41 |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirlerin alındığını belirterek, "Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, YKS'ye girecek öğrencilerle video konferans aracılığıyla buluştu.
Erdoğan, sohbet öncesinde yaptığı konuşmada, gençlerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Sınava girecek tüm öğrencilere başarılar dileyen Erdoğan, "Rabb'imden emeğinizin, gayretinizin, çabanızın karşılığını hayal ettiğiniz şekilde vermesini niyaz ediyorum." diye konuştu.
Video konferansa Muğla'dan bağlanan Kardelen Büyükavcu, yarın YKS'ye gireceğini belirterek, sınav tarihinin önce ertelenip ardından öne çekilmesiyle salgın nedeniyle YKS'nin ertelenmesi yönündeki taleplerinin kabul görmemesinin nedenlerini sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tür sınavların tarihlerinin aylar öncesinden ilan edildiğini hatırlattı. YKS'nin tarihinin de çok önceden kamuoyuna açıklandığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Koronavirüs salgını ülkemizdeki her şey gibi sınav takvimlerini de maalesef etkiledi. ÖSYM ve YÖK salgının tüm hızıyla devam ettiği dönemde tedbir amacıyla yeni bir sınav tarihi belirledi. Dünyanın ve ülkemizin önündeki belirsizlikler sebebiyle her alanda olduğu gibi sınav tarihlerinde de bu tarz tedbirli davranışlar kaçınılmaz bir durumdu. Yeni tarih, belirsizliğe karşı bir tedbir olarak tespit edilmiştir."
"Gençlerimize pek çok ilave avantaj sağladık"
Türkiye'nin dünyada salgınla mücadeleyi en başarılı yürüten ülkeler arasında yer aldığına değinen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte 11 Mayıs tarihinden itibaren normalleşme takvimini biliyorsunuz açıklamaya başladık. Bu çerçevede sınav tarihleri konusunda da hassas bir çalışma yürüttük. Milli Eğitim Bakanlığımız ve YÖK'te yapılan hazırlıklar yanında, pedagoglar, öğrenciler ve veliler birlikte yoğun istişareler gerçekleştirdik. Tüm bu çalışmalar sonunda sınavın asıl tarihine en yakın zamanda yapılmasının öğrencilerimiz için daha doğru, daha hayırlı olacağı görüşü ortaya çıktı. Bunun üzerine sınav tarihi ilk açıklanan tarihe en yakın zaman olan 27 ve 28 Haziran olarak belirlendi. Böylece yıllardır zaten ilk tarihe göre hazırlık yapan öğrencilerimizin gereksiz yere yaklaşık bir ay daha sınav stresi yaşamalarının önüne geçildi. Sadece bununla kalmadık. Sınavdan sorumlu olunacak konuların azaltılmasından sınav süresinin uzatılmasına kadar gençlerimize pek çok ilave avantaj sağladık. İkinci aşama sınavdaki baraj puanlarını düşürerek, daha çok gencimizin cazip bölümlere girebilmesini temin ettik. Bazılarının bu tarihin turizm sektörünü canlandırmak amacıyla belirlendiğini iddia etmesi, tamamıyla spekülasyondur. Gençlerimizin geleceğinin böylesine basit bir tercihe kurban edileceğinin düşünülmesi dahi sağlıksız bir zihniyetin ifadesidir. Her birini kendi evlatlarımla eş gördüğüm tüm öğrencilerimize, gençlerimize sınavda başarılar diliyor, her birinin gözlerinden öpüyorum. Sınavın sağlıklı ve huzurlu bir şekilde geçmesi için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Gençlerimizden yarın ve öbür gün sadece önlerindeki sorulara ve hedeflerine odaklanmalarını istiyorum.
"2021 yılı sonuna kadar 72 bin yeni yurt yatağı"
Van'dan bağlanan Fatmanur Bildirici de imam hatip lisesi mezunu olduğunu belirterek, "Bir imam hatipli olarak bizim için en büyük örneksiniz." dedi. Bildirici'nin yurtlar ve burslar konusunda atılacak yeni adımlar olup olmadığını sorması üzerine Erdoğan, göreve geldiklerinde Türkiye'de verilen burs miktarının sadece 45 lira olduğunu hatırlattı.
Burslarda çok farklı bir noktaya gelindiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, lisans öğrencilerine 550 lira, lisans üstü öğrencilere 1100 lira, doktora öğrencilerine ise 1650 lira kredi veya burs imkanı verdiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bakın işin başladığı an 45 lira, ondan sonraki süreçte ise iş önce lisansta 550 lira daha sonra bu rakam ciddi manada yükselerek kredi veya burs noktasında 1100 liraya çıkarıldı. Ama doktora öğrencilerinde ise bu rakam 1650 liraya çıkarıldı. Başvuran her öğrencimiz kredi veya burs alabiliyor. Kredi veya burs alan öğrenci sayımız bu yıl 1 milyon 600 bini buldu. Kredi ve burs rakamlarını da her yıl artırıyoruz. Burada biliyorsunuz göreve geldiğimizde bir de öğrenci harçları vardı. Öğrenci harçlarından dolayı da ciddi manada sıkıntılar yaşanıyordu. Öğrenci harçlarını da kaldırdık. Artık harç diye bir durum söz konusu değil. Öğrencilerimiz artık harç ödemiyor. Barınma konusuna gelince bu konuda da önemli projeler hayata geçirdik. Yıl sonuna kadar 17 bin 450 yeni yurt yatağını daha hizmete alacağız. 2021 yılı sonuna kadar 72 bin yeni yurt yatağını daha hizmete sunmayı planlıyoruz. Bu yurtların bir kısmı kamu yatırımı olarak inşa edilecek, bir kısmı da kiralama yoluyla hizmete açılacak. Amacımız her gencimizi eğitim öğretimini rahatça sürdürebilmesini sağlayacak barınma, beslenme ve gelir imkanlarına kavuşturmaktır. Büyüyen, gelişen, kalkınan Türkiye'nin yetişmiş insan ihtiyacı her yıl katlanarak artacaktır. Eğitimi diğer kademeleriyle birlikte yükseköğretimde de altyapıyı sürekli güçlendirerek bu potansiyeli desteklemekte kararlıyız. Sizlerden tek isteğim, bütün enerjinizi ve vaktinizi kendinizi daha iyi yetiştirmeye vermenizdir. Onun dışındaki tüm sorunları çözmek, zaten bizim görevimizdir. Bu da milletin bize verdiği görevdir."
Haberin Devamı
Video konferansa Rize'den bağalanan Umut Çorbacı, eskiden üniversiteye gitmenin, diploma sahibi olmanın değer verilen bir şey olduğunu, bugün aynı değeri görmediğini ifade ederek, "Bunun sebebi de diplomanın iş bulurken eskisi kadar değerli olmayışı. Üniversite okuduğu ve bitirdiği halde işsiz olan gençlere söyleceğiniz şey ve düşünceniz nedir?" şeklindeki sorusuna Erdoğan, her şeyden önce işsizliğin ister genç olsun ister ileriki yaşta olsun, çalışmak, kendini ve ailesini geçindirmek mecburiyetinde olan herkes için çok ciddi bir sıkıntı olduğunu söyledi.
Türkiye'de şehirleşme oranının artmasıyla birlikte tarım kesiminde gizlenen gerçek işsizliğin kendini belli etmeye başladığını dile getiren Erdoğan, "Biz son 18 yıldaki atılımlarımızla hem ilk ve orta öğretimde hem yükseköğrenimde altyapıyı güçlendirerek nüfusumuzun genel eğitim seviyesini fevkalade yükselttik." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencisi sayısının 1 milyon 650 binlerden 8 milyon rakamına dayandığını aktararak, eğitim seviyesi yükseldikçe gençlerin hayata atılma yaşının da ileriye doğru gittiğini söyledi.
Eskiden liseyi bitirip askerliğini yapan kişilerin en geç 21, 22 yaşında hayata atılırken, şimdi lisans, yüksek lisans derken bu çıtanın 30 yaşa ulaştığını belirten Erdoğan, mesleki eğitimin 28 Şubat döneminde sırf imam hatip okullarının önünü kesmek için getirilen engeller sebebiyle cazibesini yitirmesinin de hayata atılma yaşının yükselmesinde etkili olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tarafta sanayide çok ciddi bir tekniker, teknisyen, usta, tarım kesiminde çalışacak insan açığımız var, diğer tarafta ciddi bir genç işsizlik var. Bu çarpık tabloyu değiştirmemiz gerekiyor. Tabii hepsinden önemlisi gençlerimize, eğitimlerine, birikimlerine, kabiliyetlerine, hedeflerine uygun iş alanları oluşturmaktır. Bu da ülkenin genel ekonomik ve sosyal gelişmişliğiyle ilgilidir. Türkiye için 2023 hedeflerimizi belirlerken gençlerimiz başta olmak üzere, çalışmak isteyen her vatandaşımız için bu imkanı sağlama gayesiyle hareket etmiştik. Ülkemizin son 7 yılda yaşadığı onca badireye rağmen bu hedefimize sıkı sıkıya bağlıyız. Ekonomide hem dış saldırılara karşı aldığımız tedbirlerin hem de büyümeyi ve kalkınmayı hızlandırmak için attığımız adımların meyvelerini yavaş yavaş alıyoruz."
"Türkiye'nin önünde çok büyük bir potansiyel var"
Salgın döneminin tarım başta olmak üzere, temel üretim alanlarında öncelikle kendi kendine yeterli olmanın, onun ötesinde dünyanın taleplerine cevap verebilmenin ne derece önemli olduğunu gösterdiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu bakımdan Türkiye'nin önünde çok büyük bir potansiyel var. Önümüzdeki bu fırsatı değerlendirerek kendilerini geliştiren, birikimi ve yeteneğiyle öne çıkan her gencimize gönül huzuru ile çalışabileceği iş alanı sağlama konusunda kararlıyız. Ancak her üniversite mezununun kamuda istihdam edileceği gibi bir yanlışa da düşülmemesi gerekiyor. Kamunun görevi iş yapmak, üretmek, kazanmak isteyen herkese ön açmak, destek vermek, yol göstermektir. Asıl istihdam özel sektörde, üretimde, sanayide, yüksek teknolojide, ticarette, tarımda olacaktır. Gençlerimizden kendilerine ve kabiliyetlerine güvenmelerini, geleceklerini özel sektörde aramalarını istiyorum. Kaldı ki dünyanın hiçbir yerinde her üniversite mezununa hemen iş hazırlığı diye bir şey de söz konusu değildir.
Örneğin dünyanın değişik ülkelerinde ara eleman diye bir konu söz konusudur. Özellikle ara elemanlar daha çok da tabii ki bu teknik liseler, ara elemanları yetiştirir ve bu ara elemanlar da kamuda görev almaktan çok özel sektörde görev alabilme, oralarda bu imkanı yakalayabilme şansına sahiptir. Ülkemizde de şu anda bazı illerimiz var ki bu ara elamanları bulabilmede çok ciddi sıkıntıları vardır. Örneğin Gaziantep bunlardan biridir. Orada birçok fabrika ara eleman bulabilmekte her zaman sıkıntıdadır. Bunları süratle aşmamızda fayda var. Aynı şey Malatya, Adana için geçerlidir. Bu konuda bizler yeter ki kararlı olalım, biz kendi mesleğimizle bir ara eleman olarak iş bulmada adımı attığımız zaman iş var. Kamuda da yine aynı şekilde lisans üstü, yüksek lisans bu alanlarda da açılan imtihanlarla bizler bütün evlatlarımıza inşallah iş bulma noktasında imkanları hazırlıyoruz."
"Meslek liselerimiz bu süreç içerisinde hiç boş durmadılar"
Kayseri'deki Ahi Evran Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Ahmet Can Erdoğan da meslek liselerinin Kovid-19 ile mücadele döneminde yaptığı çalışmaları anlatarak, "İmam hatiplerle birlikte bize de darbe vuruldu. Bize de sahip çıkmanızı istiyoruz." dedi.
Bunun üzerine Erdoğan, Kovid-19 sürecinde maske, dezenfektan, tulum gibi ürünlerle ilgili meslek liselerinin sürece verdiği desteği memnuniyetle karşıladıklarını belirterek, bundan dolayı da meslek liselerine teşekkür etti.
Erdoğan, "Yani meslek liselerimiz bu süreç içerisinde hiç boş durmadılar ve onlar da bu tür maske, tulum bunları üretmek suretiyle hakikaten sürece çok ciddi katkı sağladılar. Bundan sonraki süreçte de artık meslek liselerimiz kendilerine verilmiş olan atölyelerdeki bu makineleri sadece seyretmeyecekler, oralardan bu ürünleri veya daha değişik ürünleri de üretme fırsatını bulacaklar. Bu bir fırsattı. Tabii bu sadece maske, tulum, bunlarla ilgili değil. Bir de mobilyayla ilgili birçok meslek liselerimiz var. Buralarda da yine mobilya sektörüne yönelik birçok adımları atmak mümkün olacak ve onlar da yine o sektörde adeta bir tahrik gücü oluşturacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkenin tüm çocuklarının, gençlerinin, hangi okullarda okurlarsa okusunlar evladı olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İnsan evlatlarını birbirinden ayırt edebilir mi? Benim için de imam hatipli neyse meslek liseli de Anadolu liseli de diğer okullarda okuyan çocuklarımız da hep birdir. İmam hatip meselesini çok fazla dile getirmemin sebebi 28 Şubat dönemindeki adeta bu okulları kökünden kazımak için haksız, hukuksuz, adaletsiz saldırılara dikkat çekmektir. Sayıları 60 bine kadar düşen imam hatip okulu öğrencileri, bugün 1 milyon 270 binlere kadar çıkmışsa burada gerçekten kasıtlı bir ön kesme gayreti var demektir. Aynı şekilde meslek liselerinin öğrenci sayısını 800 binlere kadar geriletmişlerdi. Biz bunu da 1 milyon 400 binin üzerine çıkardık. Fen lisesinde bu sayıyı 12 binden 123 bine, Anadolu liselerinde 218 binden 1 milyon 585 bine yükselttik. Tüm okullarda hem sayıyı hem kaliteyi yükselterek evlatlarımızın tamamına yapılan haksızlıkları giderdik. Katsayı gibi suni engelleri kaldırarak tüm gençlerimizin yarışa eşit şartlarda girmelerini sağladık. Üniversite kontenjanlarını sınava girenlerin 10'da birine yetecek seviyeden neredeyse sınava giren herkesin talebini karşılayacak düzeye çıkardık. Bunların hepsi burada bir baba şefkatiyle evlatlarına eşit mesafede bulunmanın bir gereğidir. Bundan sonra da bu yine böyle olacaktır."
"Milletimizi güvenilir bir internet mecrasına kavuşturacağız"
Diyarbakır Güzel Sanatlar Lisesinden mezun olan Ozan Ferhat Aktaş'ın, sosyal medyaya ilişkin sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Özellikle gerçeklere gözümüzü kapatacak veya sırtımızı dönecek kadar hayattan kopuk değiliz. Her şeyden önce ben bir siyasetçiyim. Bir siyasetçi olarak da gerçeklere gözümü kapamam veyahutta sesleri duymamam söz konusu değil. Hem göreceğim hem de bu sesleri duyacağım. Günümüz dünyasında dijital platformların ve sosyal medyanın asla ihmal edilemeyecek derecede önemli bir mecra olduğunu biliyoruz. Sosyal medyadan nefret etsek böylesine yaygın ve etkin şekilde kullanmazdık. Ülkemizde 16,2 milyonu bulan takipçiyle Twitter'da en çok izlenen kişi olduğumu burada hatırlatmak isterim. Buradaki asıl mesele sosyal medyanın ve internet platformlarının her türlü yalanın, iftiranın, sapkınlığın serbestçe dolaşabildiği bir mecra haline getirilmesidir. Yanlış içeriği kaldırmadığı gibi, düzeltilmesine de izin vermeyen internet mecralarının mahkeme kararlarını dahi hiçe saymasını görmezden mi geleceğiz? Sizlerden birinin telefonuna sızılsa kendinizin veya kardeşinizin mahrem görüntüleri çalınıp, Twitter'da, Facebook'ta veya benzeri yerlerde yayınlansa ne olacak biliyor musunuz? Çaresiz kalacaksınız. Çünkü bu mecralar bazı ülkelerde yaptıklarının aksine Türkiye'de mali ve hukuki muhataplıklarını sağlayacak temsilcilik açmaktan ısrarla kaçınıyorlar. Halbuki her vatandaşımızın ve kurumumuzun tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi sosyal medya ve dijital platformlarda da maddi ve manevi itibarlarını koruma hakkı olmalıdır. Gençlerimiz başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımızın sosyal medyayı etkin ve aynı zamanda ahlaki zeminde kullanabilmelerini sağlamak devlet başkanı olarak görevimdir. Bu konuda güçlü bir hukuki altyapı oluşturmanın hazırlıkları içindeyiz. Milletimizi sadece içeriğiyle zengin değil, aynı zamanda güvenilir
Tekirdağ'dan Sude Beyazova'nın "2023 seçimlerinde ben ve benim gibi ilk defa oy kullanacak gençlerin desteğini almayı nasıl planlıyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, Türkiye'yi 18 yılda çağ atlatarak bugünkü seviyesine getirenin kendi politikaları olduğunu söyledi.
Erdoğan, kurucusu olduğu AK Parti'nin en önemli özelliğinin sürekli kendini yenileme, geliştirme kabiliyetine sahip bulunması olduğunu ifade ederek, gençlik kollarında 19-20 yaşında ilk defa siyasete atılanların bugün genel başkan yardımcısı, milletvekili ve belediye başkanı olarak görev yaptığını dile getirdi.
Yaşı 18 olan gençlerin siyasette aktif olarak görev almaya davet ettiğini söyleyen Erdoğan, göreve geldiklerinde seçme yaşının 18, seçilme yaşının 30 olduğunu, önce seçilme yaşını 25'e, sonra da 18'e indirdiklerini, seçme ve seçilme yaşının 18 olduğunu kaydetti.
Gençlerin de her an partisinden ve diğer partilerde de kabul görmesi halinde seçilme hakkına sahip olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Böylece ülkemizin ve siyasetin ihtiyacı olan değişimi bizzat sizler hayata geçirebilirsiniz. Eğitimden sağlığa, haberleşmeden spora kadar her alanda yaptığımız hizmetlerin, ortaya koyduğumuz eserlerin amacı sizin için en mükemmel altyapıyı oluşturmaktır. Gençlerimizi dünyaya açan internetten, cep telefonuna kadar tüm araçlar bizim dönemimizde yaygınlaşıp gelişmiştir. Genç yaşta siyasete atılmış birisi olarak hep gençlerle birlikte yol yürümeye özel önem verdim. Şu anda da hem partimde hem Cumhurbaşkanlığında hem bürokraside yakın çalıştığım ekibimin çok büyük bölümü genç denilebilecek yaşlardaki arkadaşlarımızdan oluşuyor."
Gerek sivil toplum yapıları gerek spor platformları gerek partideki gençlik kolları vesilesiyle her fırsatta gençlerle yüz yüze görüştüğünü, dertleştiğini belirten Erdoğan, "Şu anda partimde gençlik kollarında üye sayımız 1 milyon civarındadır. 1 milyon civarında genç üyem var, 30 yaşını aştığı anda bunlar ana kademeye sıçrar. Ondan sonraki süreçte de ana kademede hizmet vermeye başlarlar. Şu anda partimin toplam üye sayısı gençlik kolları, kadın kolları ve ana kademe olarak 10 milyon 400 bini aşmıştır." diye konuştu.
Erdoğan, yeni yönetim yapısını oluştururken Gençlik ve Spor Bakanlığını kurmalarının gençlere verilen özel önemin ispatı olduğunu dile getirerek, "Gençlerimizin enerjilerinin ve dünyalarının büyüklüğünün gayet iyi farkındayım. Gençlerimizin dünyalarına girmeye, onları anlamaya, hayallerini hayata geçirmeye gayret gösteriyoruz. İnşallah sizlerle birlikte bunu başaracak ve geleceğimizi birlikte inşa edeceğiz. Biz ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmaya çalışırken sizlere de 2053 ve 2071 vizyonlarını emanet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Corona virüs tedbirleri
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya'dan Alara Şişmanoğlu'nun yeni tip koronavirüs salgınıyla ilgili sorusu üzerine, "Ülkemizde ilk vakanın tespit edildiği 10 Mart tarihten bugüne kadar koronavirüs salgınına karşı dünyaya örnek teşkil eden bir mücadele yürüttük." dedi.
Sağlık altyapısı ve genel sağlık sigortasının gücünü ve kapasitesini bu salgında test etme imkanı bulduklarını ifade eden Erdoğan, gerek teşhis ve tedavi yöntemlerinde gerek yoğun bakım ve vefat sayılarında gerekse virüse karşı alınan önlemlerde dünyanın kalanıyla olumlu yönde ayrışıldığını söyledi.
Erdoğan, dünyada salgın sürecini en şeffaf yöneten ülkelerden biri olarak milletten ve uluslararası kamuoyundan hiçbir şeyin gizlenmediğini, gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı veya vatandaşlarını çaresiz bıraktığı tüm sınamalardan Türkiye'nin alnının akıyla çıktığını kaydetti.
Salgının belirli bir seviyenin altına düşmesiyle birlikte alınan sıkı tedbirlerin bir kısmının gevşetildiğini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Günlük vaka ve ölüm sayısının henüz istediğimiz seviyelere düşmemiş olması dikkati ve tedbiri elden bırakmamamız gerektiğine işaret ediyor. Bu konuda en büyük görev gençlerimize düşüyor. Esasen gençlerimiz yaşları ve sağlık durumları itibarıyla salgından en az etkilenen kesimdir. Bununla birlikte gençlerimizin aile büyüklerinin ve genel olarak toplumun yararı için özellikle temizlik, mesafe, maske yani TMM dediğimiz ilkelere sıkı sıkıya uyması gerekiyor. Dünyanın pek çok ülkesinde yaşlılar bakım evlerinde ve kendi evlerinde adeta ölüme terk edilirken biz büyüklerimizin üzerine ihtimamla titredik."
Erdoğan, büyükleri salgından korumak için önce 20, sonra da 18 yaş altı gençlere uzun süre sokağa çıkma sınırlaması uygulandığını, halen 65 üstü için sabah 10.00 ve akşam 20.00 saatleri dışında bu sınırlamanın sürdürüldüğünü anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Başımızın tacı, gönlümüzün sultanı olan büyüklerimiz, kronik hastalarımız ve genel olarak toplum sağlığımız için hep birlikte kurallara uymaya devam edeceğiz, bundan da asla taviz vermeyeceğiz. Çünkü vereceğimiz taviz, şunu bilmemiz gerekir ki, bu büyükerimizi Allah göstermesin kaybetme gibi bir durumla bizi karşı karşıya getirebilir. Ama birçok yerde, mesire yerlerinde, piknik alanlarında maalesef bunlara hiç mi hiç dikkat edilmiyor. Hatta hatta el ele, kol kola çeşitli etkinlikler yapılıyor ve bu etkinlikler bize ciddi manada endişe veriyor. Bu konuda sizler aracılığıyla tüm milletime sesleniyorum, gelin maske, mesafe ve temizlik kuralını her yerde uygulayayım."
Gençlerle sohbetinin sonunda tüm öğrencilere bu hafta sonu girecekleri sınavda başarı dileyen Erdoğan, "Aman heyecanlanmayın, aman sakin olun. Sakinlikle ve sükunetle inanıyorum ki sizler büyük bir başarıyla bu sınavlardan çıkacaksınız. Rabb'im zihninizi ve bahtınızı açık etsin. Sizlerle bir sonraki buluşmamızı üniversite öğrencisi sıfatıyla yapacağımıza inanıyorum. Ailerinize ve arkadaşlarınıza da sevgilerimi, selamlarımı iletin." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ozan Ferhat Aktaş'ın söylediği türküye eşlik etti.
Erdoğan, türküye eşlik etti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Diyarbakır'dan yayına katılan Ozan Ferhat Aktaş ve arkadaşlarının saz ve gitar eşliğinde seslendirdiği Celal Güzelses'in Fincanın Etrafı Yeşil adlı türküsüne eşlik etti.
Türkü sona erdiğinde Erdoğan'ın, "Bu kadar mı? Sen şimdi bir kupleyle atlattın bizi." demesi üzerine Aktaş, "Ancak bu kadar oldu, hatalar affola Sayın Başkanım." ifadesini kullandı. Erdoğan bunun üzerine Aktaş'a "Ama maşallahın var." dedi.
Aktaş'ın teşekkürü üzerine Erdoğan, "Ben de arkadaşlarınla beraber sizleri tüm şu anda ekranları başında izleyen arkadaşların adına kutluyorum, tebrik ediyorum ve yarınki imtihanda da hepinize başarılar diliyorum. İnşallah şöyle bir şey de yapabiliriz, biter, ondan sonra neticeleri şöyle bir alalım. Özel kalemimle de irtibatları kuralım. Sizleri Cumhurbaşkanlığı makamında da en azından şöyle bir grup olarak ağırlamak isterim. Hayırlı olsun." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve gençler görüşmeyi alkışlarla sona erdirdi.
Haberin Devamı