Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan flaş ek gösterge açıklaması
Ankara Şehir Hastanesi'nin açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ek gösterge bekleyenlere, "Öğretmenler ve polislerle birlikte hemşirelerimizin de 3600 ek gösterge meselesini söz verdiğimiz şekilde çözeceğimizi ifade etmek istiyorum. Seçimden sonra ilk işlerimizden biri olacak" diyerek müjde verdi.
14.03.2019 - 12:46 | | AA
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bilkent'teki Ankara Şehir Hastanesi Açılış Töreni'ne katıldı.
Erdoğan, 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutlayarak, "Canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımızı yılın bir günü değil, her günü baş taçı etsek yeridir. Her meslek önemlidir ve hürmeti hak eder ama sağlık konusu herhalde bu listenin en tepesinde yer alır. Buna rağmen sağlık çalışanlarımıza yönelik zaman zaman duyduğumuz saldırıların asla affedilir, hafife alınır bir tarafı yoktur." ifadelerini kullandı.
"Hemşirelere 3600 ek gösterge"
Sağlık çalışanlarına saldıranların doğrudan kendi canlarına ve yakınlarının canına saldırdıklarının farkında olmadığını belirten Erdoğan, "Biz sağlık çalışanlarımızın sıkıntılarını çözmek için her türlü gayreti gösterdik, gösteriyoruz. Son olarak polislerimiz ve öğretmenlerimizle birlikte hemşirelerimizin de 3600 ek gösterge meselesini söz verdiğimiz şekilde çözeceğimizi ifade etmek istiyorum. Seçimden sonra ele alacağımız konulardan biri de budur." diye konuştu.
Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözünü anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyadaki en büyük mutluluğu sağlık olarak gören bir medeniyetin mirasçısıyız. Bu anlayışla hükümete gelir gelmez ilk yaptığımız işlerden biri sağlık sistemimizi baştan sona değiştirmek olmuştur. Hareketimizi dört temel direk üzerinde inşa edeceğimizi söyledik. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet. Bunun üzerinde ülkemizi yükseltmeye çalıştık.
Eski Türkiye'de içimizi en çok acıtan konulardan biri sağlık sistemimizin eksiklikleri, yanlışları, yetersizlikleri yüzünden ortaya çıkan vahim görüntülerdi. Yaşı 40'ın üzerinde olan her Türkiye Cumhuriyet vatandaşı bu görüntüleri bizzat yaşamıştır, tecrübe etmiştir. Hastanelerimiz adeta dökülüyordu, vatandaşımız doktora ulaşana kadar öyle eziyet yaşıyordu ki sağlam olsa bile hastalığı tavan yapıyordu. Hadi doktora ulaştı diyelim, tetkikler, tahliller için doğru dürüst altyapı yoktu. Diyelim ki muayenesini oldu, reçetesini aldı, bu defa da ilaç bulamıyordu. Acillerin durumu çok daha fenaydı. İster acilden ister poliklinikten gelsin kendisine çıkartılan faturayı ödeyemediği için hastanede rehin kalan, hatta daha ileriye gidiyorum ölüsü dahi rehin alınan ya da arka kapıdan kaçmak zorunda bırakılan insanlarımız vardı."
"Bize serum takacak hemşire bile yoktu"
Daha önce ambulansların sadece dört teker ve kaportadan oluşan minibüsler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bunu yaşadığım için söylüyorum. Böyle bir minibüsle, 4 arkadaşımla beraber kazadan sonra Bolu'dan Düzce'ye getirildim. Orada bile maalesef bize serum takacak hemşire bile yoktu. Böyle bir süreci yaşadık." dedi.
Parası olan vatandaşların yurt dışına gittiğini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Parası olmayan ise çilesini burada dolduruyordu. Bunun için göreve gelir gelmez hemen sağlıkta dönüşüm programını başlattık ve sistemi baştan aşağı değiştirdik. Ülkemizdeki her bir vatandaşımızın yaşadığı yere, gelirine, statüsüne bakılmaksızın en iyi sağlık hizmetini alacakları bir yapı kurduk. Hastanelerimizi binalarından içindeki teçhizata kadar her şeyiyle modernleştirdik. Hükümetlerimiz dönemlerinde ülkemizdeki mevcut bin 156 hastanenin büyük bölümünü de yeniden yaparak toplamda bin 282 yeni hastane inşa ettik.
Birinci basamak sağlık kuruluşlarımızın sayısı 8 bin 850 ilaveye 15 bin 920'yi buldu. Hastanelerimizdeki ilave yatak sayısını 136 bin ilaveyle 239 binin üzerine çıkarttık. Sağlık çalışanlarımızın sayısını 550 bin ilaveyle 1 milyon 17 bine yükselttik. Doktor ve hemşire sayısından MR, tomografi, diyaliz gibi kritik araç gereçlere kadar her alanda çok büyük artışlara imza attık."
"Yurt dışından sağlık hizmeti almak için geliyorlar"
Sadece 618 olan ambulans sayısını, helikopter, tekne, motor ve paletli ambulanslar dahil en modern cihazlarla donatılmış 5 bin ambulans sayısına yükselttiklerini vurgulayan Erdoğan, "Türkiye, bugün bırakın hastanelerde sunulan hizmetleri, 1 milyon 250 binin üzerinde vatandaşımıza evde sağlık hizmeti verebilen bir ülke haline gelmiştir. Dünyada bunun benzeri yok. Eskiden vatandaşlarımız yurt dışına sağlık hizmeti almaya gidiyordu, şimdi ise yurt dışından sayıları milyonu bulan kişiler sağlık hizmeti almak için geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu çalışmalarla yetinmeyip yepyeni bir sağlık hizmeti için kolları sıvadıklarını belirterek, "Şehir hastaneleri şahsımın sağlık sistemimizin zirvesi olarak gördüğüm bir hayaliydi. Hedefimiz hangi şikayetle olursa olsun şehir hastanesi alanına girenin başka yere gitme ihtiyacı duyulmadan tüm teşhis ve tedavisinin burada yapılmasıydı. Böylece hem hastalarımızın teşhis ve tedavi kurumlarında geçirecekleri zaman azalacak hem sağlık hizmetleri birbirini tamamlayacak şekilde sunulacak hem de hizmet kalitesi arttırılacaktı." ifadelerini kullandı.
Bu işin sadece kamunun imkanları ve çalışma tarzıyla hayata geçirilmesinin zorluğunu gördükleri için özel sektörü devreye almaya karar verdiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bununla ilgili ilk adımları 2005'ten itibaren atmaya başladık. Sağlık Bakanlığımız bünyesinde 2007'de kamu-özel ortaklığı çalışmalarını yürütecek birimi kurduk. Emekli Sandığı, Sosyal Sigorta Kurumu ve bakanlığımızın her birinin hastaneleri vardı. Asıl reform burası. Tabii 'Olmaz' dediler, sendikalar, 'Hayır bunlar bizim' dediler. Dedik, 'Yok olacak, bunlar sizin değil. Bu milletin, devletin. Biz burada en ideal hizmeti vereceğiz.' SSK'lerin halini gördünüz, biz milletimize bunları yaşatmak istemiyoruz. Ve nihayet şehir hastanelerimizle ilgili imza törenini gerçekleştirerek inşa sürecine geçtik. Şimdi burada da Ankara çevresindeki hastaneler, hastalarımız, ekipmanlar daha buraya taşınmış değil. Hepsi buraya taşındığı zaman burası çok daha hareketli hale gelir."
'Sağlık sektörü teknolojinin en yoğun kullanıldığı alanların başında geliyor'
Bugüne kadar Yozgat, Mersin, Isparta, Adana, Kayseri, Elazığ, Eskişehir ve Manisa şehir hastanelerini kamu özel ortaklığı formülüyle inşa ederek hizmete aldıklarını hatırlatan Erdoğan, Bilkent Şehir Hastanesinin eklenmesiyle bu alanda tamamı nitelikli 12 bin 100 yatak, 2 bin 831 poliklinik, bin 999 yoğun bakım yatağı ve 410 ameliyathane sayısına ulaştıklarını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı tarafından bölge hastanesi olarak yapılan ancak hizmet standartları itibarıyla şehir hastanesi sıfatını hak eden Balıkesir, Malatya ve Kahramanmaraş hastanelerinin de bulunduğunu belirten Erdoğan, bunların yatak kapasitesinin de 2 bin 200 olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, temeli ilk atılan şehir hastanelerinden birinin Bilkent Şehir Hastanesi olduğunu anımsatarak, başbakanlığı döneminde katıldığı istisnai temel atma törenlerinden birini burada gerçekleştirdiğini söyledi.
O dönemde arazinin boş olduğunu ve hemen yanındaki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin ihtiyaca cevap veremez hale geldiğini anlatan Erdoğan, "Şöyle bir etrafımıza bakıp burada ortaya çıkan eseri gördüğümüzde şimdi Rabbimize hamdediyoruz." dedi.
Şehir hastanelerinin yüzde 90'ları bulan doluluk ve memnuniyet oranıyla millet tarafından benimsendiğine işaret eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu hastanelerimizin bir başka önemli özelliği de çağımızın en yaygın ve ölümcül hastalığı haline gelen kanser tedavisinde açtığı çığırdır. Bu da çok önemli. Kanser tedavileri bu hastanelerimizde yerli ve milli çözümler sayesinde hem en ileri yöntemlerle hem de en uygun maliyetle gerçekleştiriliyor. Yine bu hastanelerimizi işletme modeliyle diğerlerinden ayıran bir özellik de teknolojisini sürekli güncel tutacak olmasıdır."
Erdoğan, yapım ve işletme sürecinde uluslararası kalite standartlarının gözetildiği bu hastanelerin her birinin akıllı bina olarak inşa edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Sadece bunlarla da kalmayacağız, biliyorsunuz şu anda içinde bulunduğumuz bölge ODTÜ, Bilkent, Hacettepe, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitelerimiz yanında teknokentleriyle, Ar-Ge merkezleriyle ülkemizin önemli teknoloji merkezlerinden biridir. Sağlık sektörü teknolojinin en yoğun kullanıldığı alanların başında geliyor. Bilkent Şehir Hastanemizin merkezinde yer aldığı bu bölgede 600 dönümlük bir sağlık vadisi ve yaşam bilimleri teknoloji geliştirme bölgesini de inşallah kuracağız."
"Kendi kendimize yeter hale geleceğiz"
Bu konuda gerekli tüm araç ve gereci 600 dönümlük bölgede inşa edecekleri yerlerde üretmeye başlayacaklarını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada garbın ilmini de alacağız, onlarla birlikte yatırımlara da gireceğiz ve kendi kendimize yeter hale geleceğiz. Bu saydığımız üniversitelerimizde bu tür beyinler var, hocalarımız var, aynı şekilde yurt dışında olan hocalarımız var, onları da tekrar ülkemize davet edeceğiz. Burada bu işin üretimini bizzat yapar hale geleceğiz. Amacımız hekimlerimizin ve mühendislerimizin aynı endüstri çatısı altında çalışabileceği sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik bir cazibe merkezi oluşturmaktır."
Tesis edilecek bölgede elektronikten makinaya, biyomedikal mühendisliğinden fiziğe, kimyaya ve genetiğe kadar tüm bilim dallarının birlikte çalışma yapabileceklerini ifade eden Erdoğan, "Tıbbi ürünlerin fikir aşamasından üretime kadar geçecek tüm süreçleri de inşallah bu bölgede yürütebileceğiz. Ürünlerin geliştirildiği ve kullanıldığı yerlerin birbiriyle iç içe olması hem yetişmiş personelin verimli kullanımını temin edecek hem de maliyetleri düşürecektir." dedi.
Projenin bir başka katkısının yetişmiş insan gücünü ülkede tutmakla kalmayıp dışarıdan beyin göçünü teşvik etmesi olacağını anlatan Erdoğan, "Buradan Sağlık Bakanlığımız ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza bu önemli görevi veriyor, bir an önce hayata geçirmelerini de bekliyorum. Tıpkı savunma sanayiinde olduğu gibi ilaç ve tıbbi teknolojiler alanında da ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtarmalı, daha da önemlisi büyük bir ihracatçı ülke haline gelmeliyiz." dedi.
"Karşı çıkarlar ama en çok kendileri kullanırlar"
Türkiye'de yapılan hizmete, yatırıma ve projeye karşı çıkmayı hayatlarının gayesi haline getiren bir kesim bulunduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kesimin sağlık alanındaki diğer reformlarda olduğu gibi şehir hastanelerine de şiddetle karşı çıktığını ifade etti. Erdoğan, "Gerçi bunlar köprülere, bölünmüş yollara, otoyollara, tünellere, havalimanlarına, hızlı tren hatlarına, hastanelere, okullara da karşı çıkarlar ama hepsini de en çok yine kendileri kullanırlar." dedi.
Etlik Şehir Hastanesinin inşasının da sürdüğünü ve gelecek yıl sonuna kadar bu hastanenin de açılacağını bildiren Erdoğan, böylece Ankara'nın hastane noktasında sıkıntısını hemen hemen bitirme noktasına getireceklerini bildirdi.
Etlik Şehir Hastanesinin de 3 bin 300'ün üzerinde bir yatak kapasitesine sahip olduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Eminim şehir hastanelerimizden de en çok yine istemeyenler istifade edecek. Varsın istifade etsinler. Bizim bu noktada bir derdimiz, sıkıntımız yok. Zira biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Ayrımcılık yapamayız, biz ehli hizmetiz bunu yapacağız, 'senin kimliğin nedir, senin rengin nedir' biz bunu söyleyemeyiz, soramayız. Böyle bir hakkımız yok. Hele hele tıpta bunu hiç soramazsın. Bu ülkenin her vatandaşı gibi bu hizmetler onların da hakkıdır. Helali hoş olsun ancak her hizmetten sonuna kadar istifade etmeleri, yapılan her yeni işe karşı çıkmalarına engel olmuyor, biz yapacağız."
İstanbul'da, Barbaros Bulvarı, Vatan ve Millet Caddeleri, Maslak Bulvarı gibi bugün dahi İstanbul'a nefes aldıran projelerin merhum Başbakan Adnan Menderes'in ürünü olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Aynı dönemde muhalefet bu projeleri ne diye eleştiriyordu biliyor musunuz? 'Yollar yağ gibi, ekmeğe sürüp yeriz herhalde' diyerek akıllarınca merhum Menderes'in yatırımlarıyla dalga geçiyorlardı. Şimdi eminim Bilkent Şehir Hastanemizi görünce 'uzay üssü gibi hastane, herhalde buradan aya gideriz' diyeceklerdir. Gerçi bunlar ülkemizin uzay çalışmalarına da karşı çıktılar. Biliyorsunuz, Türkiye Uzay Ajansının kuruluş kanununu iptal için Anayasa Mahkemesine götürdüler. Bizim hasretimiz bu, bunu şimdi Anayasa Mahkemesine götürdüler.
Bunların bir milletvekili de 'Yapılan yol ve köprüleri kemirerek, buzdolabı yalayarak beslenir. Dünya liderleriyle övünürler, bunlara her şey müstahak' diyerek kendi kifayetsizliğinin suçunu millete yüklüyor. Milletinin geleceği için hayali olmayan, vizyonu olmayan işte böyle saçmalar, işte böyle kin kusar. Ülkesi için hedefi olmayan kendini işte bu duruma düşürür. Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kimin ne dediğine bakmadan sadece milletimizin neye ihtiyacı varsa, ülkemizin nereye ulaşması gerekiyorsa o doğrultuda çalışmaya devam edeceğiz."
Erdoğan, Türkiye'ye kazandırdıklarının bundan sonra yapmayı planladıklarının sadece altyapısı olduğunu belirterek, "Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırarak dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirdiğimizde Allah'ın izniyle önümüzde bizi yolumuzdan alıkoyacak hiçbir fani güç kalmayacaktır." dedi.
Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde İstanbul'da Sultanahmet Camisinde cuma namazı sonrası turistlerle aralarında geçen bir diyaloğu anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Sultanahmet'te cuma namazını kıldık. Ve namazdan sonra bir turist kafilesi camiyi geziyor. Biz de hoca efendilerle sohbetimizi yaptık. Çıkarken bunlar önümüzü kestiler. Amerika'da da o aralar sağlık reformu konuşuluyor. Bu turistler de meğerse Amerikalı. Ne deseler beğenirsiniz? Dediler ki 'duyduk ki Amerika'ya gidiyorsun. 'Evet gidiyorum' dedim. Sayın Obama'ya söyle de şu reformu muhakkak çıkarsın. Ben 'söylerim ama çıkarabilir mi bilmem' dedim. Ve tabii Sayın Obama bunda başarılı olamadı. Sayın Trump da maalesef bu işe teşebbüs etmedi."
"Halkımın bir sağlıklı nefesini bir devlete feda etmeye hazırız"
Erdoğan, Türk halkının nasıl bir sağlık reformuyla iç içe olduğunu bilmesi gerektiğini vurguladı.
Kanuni'nin torunları olarak "Halkımın bir sağlıklı nefesini bir devlete feda etmeye hazırız" diyen Erdoğan, Bilkent'teki Ankara Şehir Hastanesinin Türkiye'ye ve Ankara'ya hayırlı olması dileklerinde bulundu.
Erdoğan, Bilkent'teki Ankara Şehir Hastanesinin kendi alanında bir marka olacağına inandığının altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu eseri şehrimize kazandıran tüm sağlık bakanı arkadaşlarıma, görev yapan bakan yardımcılarıma, müsteşarlarıma özellikle çok çok teşekkür ediyorum. Yüklenici firmalara çok teşekkür ediyorum. Tabii ki burada bütünüyle tüm şehir hastanelerimizde ve diğer hastanelerimizde görev yapan doktorlarımıza, yanlarındaki hemşirelerimize, sağlık memurlarına milletim adına şahsım adına çok çok teşekkür ediyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun. Hastalara da Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum. Hastanemizde görev yapan personelimize de görevlerinde de kolaylıklar diliyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle kurdela keserek hastanenin açılışını gerçekleştirdi.
Haberin Devamı