Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan erken emeklilik açıklaması!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu Sosyal Güvenlik Merkezleri Toplu Açılış Töreni'nde konuştu. Enflasyon rakamları hakkında açıklama yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Faiz yüzde 40'a doğru gitmişti. Merkez Bankası Başkanını görevden aldık. Yeni başkanla beraber yüzde 13'e kadar indi. Enflasyon da inşallah tek rakama inecek" dedi.Erken emeklilikle (EYT) ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte faize ödenen paraların doğrudan millete kullanılmasından rahatsız oluyorlar. Tutturmuş bir EYT, iskandinav ülkelerinin hepsi bu uygulama ile battı. Niçin erken emeklilik Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Topkapı Kampüsü'nde düzenlenen Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu sosyal güvenlik merkezleri toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, ülkenin risk priminin, dolayısıyla borçlanma maliyetinin sürekli azaldığını dile getirdi. "Borsamız ne oldu? Şu anda 105, orayı yakaladık. Biz geldiğimizde neydi biliyor musunuz? 11'di, 11. Şimdi bak 105, 106 buralara geldi. Enflasyon, aylık enflasyon olarak söylüyorum yüzde 8,6 ile son 1,5 yılın en düşük seviyesine indi." diyen Erdoğan, ekonomik güven endeksinin son 15 ayın zirvesine çıktığını aktardı. Erdoğan, faizlerin gerilemesinden, konuttan otomobil satışlarına kadar her alanda gözle görülür bir hareketlenme başladığına işaret ederek, "İnşallah bu olumlu gelişmeler devam edecek ve Türkiye hak ettiği seviyeye ulaşacak." diye konuştu.
"TÜM DÜNYAYA ÖRNEK OLDUK"
Türkiye'nin gerçekleştirdiği sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri reformunun tüm dünyaya örnek olduğunu vurgulayan Erdoğan, pek çok devletin benzer bir sistem kurmak için harekete geçtiğini ama çoğunun bunu başaramadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amerika gibi dünyanın en zengin ülkelerinden birinin dahi bu konuda hedeflerine ulaşamadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti: Nüfusunun neredeyse tamamını sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri şemsiyesi altına almayı başaran Türkiye'nin farkı, kurduğu sistemin sürdürülebilirliğini de sağlamasıdır. Nitekim verilen hizmetlerin hem yelpazesi genişlediği hem kalitesi yükseldiği halde Sosyal Güvenlik Kurumumuzun gelirlerinin giderlerini karşılama oranı yüzde 71,5'ten yüzde 89,4'e çıktı. Üstelik geçtiğimiz 17 yılda emekli sayımız da 6,5 milyondan, 12,9 milyon seviyesine ulaştı. Buna rağmen sosyal güvenlik sistemimizin kendi kendini finanse etme oranı çok yüksektir. Geçmişte ülkenin diğer tüm hizmet alanları gibi sosyal güvenlik sistemini de çökertenler, bugün hiç yüzleri kızarmadan karşımızdaki bu tabloyu küçümsemeye, hatta kötülemeye çalışıyorlar.
"BUNLARI İYİ TANIMASI LAZIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşması sırasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun SSK Genel Müdürü olduğu dönemdeki hastanelerin durumunu gazeteci Savaş Ay'ın programından kesitlerle vatandaşlara izletti. Görüntüler üzerine Erdoğan, "Tablo bu. Yani Bay Kemal'e beş tane koyun teslim edin, inanın kaybeder gelir. Yapacağı bir şey yok. İşte, en dinamik, kendini güçlü hissettiği zamanda kendisine SSK'yi verdiler, hal ortada. Ne diyor bir de? '10 yıl önce daha iyiydi, bugün daha kötü.' diyor. Şecaat arz ederken sirkatin söylüyor. Benim milletimin bunları iyi tanıması lazım. Hak ve hakkaniyetle bağdaşmayan bu gayretlerin gerisinde eski dönemdeki başarısızları örtme niyeti var." diyerek, vatandaşlara şehir hastanelerinden de görüntüler izletti.
O dönemlerde doğum yapan annelerin, ölülerin hastanelerde rehin tutulduklarını aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: İşi gücü bu, gene bir şey söyleyecek tabii. 'Zarar ediyor.' Ben ne dedim, halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi yani halkıma hizmetten dolayı zarar ediyorsak edelim, edelim. Şu hali görüyorsunuz bakın. Bunlar benim Ahmet'ime, Mehmet'ime, Ayşe'me, Fatma'ma layık değil mi? Ama bunu çok görüyorlar ya... 'Zarar ediyor.' diyor. Halkıma hizmette zarar ediyorsak edelim ama bunlar götürdüler hep, götürdüler. Onun için de halka hizmet veremediler. Kirli, giyilmiş poşetleri tekrar vatandaşıma sattılar. Kan revan içindeki o serum şişileriyle ne yazık ki tuvaletleri, banyoları doldurdular. Sağlam girsen hasta çıkarsın o hale getirdiler.
"DÜNYA BİZİM SİSTEMİMİZİ UYGULAMAYA ÇALIŞIYOR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bütçe transferlerine yönelik eleştirilerin çoğunun, bunların ne anlama geldiğinin dahi bilinmeden yapıldığını belirterek, şunları dile getirdi: Birileri Türkiye'nin sosyal devlet alanında geldiği seviyeyi anlamakta zorluk çekiyor. Daha da vahimi geçmişte faize ödenen paraların doğrudan millete hizmet için kullanılmasından da rahatsız oluyor. Anayasamıza göre zorunlu olan genel sağlık sigortasına 30 yıl boyunca niçin geçilemediğini izah edemeyenler, yapılan işlere kulp takmada yarışa giriyor. Geçmişte SSK'yi iflas ettirenlerin bugün erken emeklilik başta olmak üzere, teklif ettikleri her uygulamayla aynı amacı güttükleri bir gerçektir. Tutturmuş 'erken emeklilik.' İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı ve bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Niçin erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını da en güzel şekliyle alsın. Hem erken emekli olduğu zaman ideal olan ücreti alamayacak hem de ikinci bir iş aramak suretiyle de ikinci işle, işsizliğe ne yazık ki öncü olacak. Sosyal güvenlik sistemimizin çökmesini istemelerinin zaten tek sebebi, böylece oluşan kaos ortamından kendilerine siyasi rant devşirme hesabıdır.
"ASLA YOKUM"
Bu hesabın kötü, şer ve zararlı bir hesap olduğunu dile getiren Erdoğan, "Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım, milletimin ve ülkemin zararına olan bir şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor, bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor." diye konuştu.
"İSTİKBALE SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Erdoğan, rakamların, verilen hizmetlerin, yapılan işlerin ve sonucun ortada olduğunu vurgulayarak, milletin evinde, iş yerinde, okulunda, hastanesinde her yerde bu gerçekleri bizzat gördüğünü aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin eski Türkiye'yi hatırlamayacağını, yaşı 35'in üzerinde olanların o günleri iyi bildiğini, tüm bu alanlarda eski Türkiye'de yaşanan sıkıntıları, yoklukları, sefaleti kelimelere dökmenin dahi zor olduğunu dile getirerek, "Allah bir daha bize o günleri göstermesin. Elimizdeki imkanlarla sıkı sıkıya biz inşallah istikbale sahip çıkacağız." ifadelerini kullandı.
"TERÖRİSTLERLE BERABER YÜRÜDÜ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin içerideki kazanımları artırarak devam ettirmesinin bölgesinde ve dünyada güçlü bir devlet olarak varlığını sürdürmesinden geçtiğini belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: İşte en son Amerika seyahatini izlediniz. Amerika seyahatinde yaptığımız görüşmeler, vardığımız neticeler ve Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili Mehmetçiğimizin özellikle Suriye'nin kuzeyinde aldığı başarı ve kazandığımız hamdolsun o mücadele bir şeyi ortaya koyuyor. Bu millet bir şeye inandı mı bunu başarır. İstiklal Marşı'mızda ne diyor Akif, 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.' Evet Mehmedimiz öyle gitti. Fakat enteresan bir şey var. Şimdi Mehmedimiz orada şu ana kadar 11-12 şehit verdi ama Mehmedimizle beraber orada bu mücadelenin içinde olan Suriye Milli Ordusu var. Onlar da 160-170 civarında şehit verdi ve beraber yürüyerek bu mücadeleyi veriyorlar. Onlar için ana muhalefet 'terörist' diyor. Ya onlar o toprakların sahibi ve o topraklarda onlar bizim Mehmedimizle beraber yürüyorlar. Nasıl oluyor da sen onlara terörist diyorsun? Çünkü onlar teröristlerle beraber yürüdüler. Bay Kemal, teröristlerle beraber yürüdü, PKK ile beraber yürüdü, PKK'nın destekleriyle beraber yürüdü ve bu gerçekler belgelerle, filmlerle her şeyiyle elimizde.
"BİRBİRİNE KARIŞTIRMAYIN"
Türkiye'nin son 6 yıldır ardı ardına maruz kaldığı saldırıların gerisinde gücünün kırılarak, kazanımlarının sınırlandırılarak hedeflerine ulaşmasının önüne geçme gayesi olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti: Sokaklarımız bunun için karıştırılmak istendi. Ama artık terörü Güneydoğu'da, Doğu'da büyük oranda hallettik. Ne diyorlar? Kürtler... Kardeşim öyle bir şeye getiriyorlar ki, YPG ile PYD'yi 'Kürt' diye tanımlıyorlar. Şimdi bu bir defa benim Kürt vatandaşlarıma saygısızlıktır. YPG ile PYD'yi 'Kürt' diye tanımlamak saygısızlığın daniskasıdır, onlar teröristtir. Teröristlerle Kürt kardeşlerimi birbirine karıştırmayalım. Hep söylüyorum, benim şu anda parlamentodaki grubumun içerisinde 50 Kürt milletvekilim var. Bizim böyle bir ayrımımız yok. Niye yok? Çünkü biz Kürt'üyle, Türk'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Abhazı'yla velhasıl yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik. Biz de böyle bir ayrım yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan, güney sınırları boyunca terör koridoru kurma girişiminin Türkiye'yi kendi içine hapsetme projesinin ürünü olduğuna dikkati çekerek, bu saldırı dalgasının tamamını kararlılıkla ve cesaretle boşa çıkardıklarının altını çizdi.
"KİMSE TÜRKİYE'NİN BİLEĞİNİ BÜKEMEZ"
Sadece bununla kalmadıklarını, tehditleri Türkiye sınırlarının dışında bertaraf edecek adımlar attıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: Bizi kendi içimize hapsetmeye çalışanlara cevabımızı her alanda bölgemizde ve dünyada gücümüzü daha çok hissettirerek verdik. Tabii bu uzun soluklu bir mücadeledir. Ülkemize yönelik saldırıların, önümüze kurulan tuzakların, maruz kaldığımız haksız baskıların bir süre daha devam edeceği anlaşılıyor ama şu gerçeği de herkes görüyor. Türkiye bu tür ucuz numaralarla tehditlerle baskılarla kuşatmalarla teslim olacak bir ülke ve millet değildir. Bu ülkenin gerisinde binlerce yıllık bir devlet geleneği, kadim bir medeniyet mirası vardır. Bu ülkenin gücünün kaynağı dünyanın dört bir yanında etkisi hissedilen zengin kültür birikimiyle her bireyinin gönlüne ve zihnine nakşolmuş sağlam tarih bilincidir. Biz bu vasıflarımıza sıkı sıkıya sahip çıktığımız sürece Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle kimse Türkiye'nin bileğini bükemez, kimse ülkemize dik çöktüremez. Suriye'de, Irak'ta, Doğu Akdeniz'de, Libya'da, Afrika'da, Balkanlar'da verdiğimiz mücadele, dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz çalışmalar bunun en açık ispatıdır. Başaramadılar, başaramayacaklar.
"TEK MİLLET, TEK BAYRAK, TEK VATAN, TEK DEVLET"
Rabia işareti yapan Erdoğan, "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Çünkü biz Türkiye'yiz, çünkü biz Türk milletiyiz. Çünkü bizim arkamızda yüz milyonlarca kardeşimizin duası bulunuyor. Yeter ki 82 milyon bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Dünyada böyle bir gücü teslim alacak ne silah ne teknoloji ne para ne siyaset yoktur." dedi. Türkiye'ye silahlı ve silahsız insansız hava aracı verilmediğini anımsatan Erdoğan, şimdi insansız hava aracı ve akıllı bombayı yaptıklarını, ürettikleri Akıncı'nın yüksek irtifa uçabilen, beşinci nesil, çok ileri bir silahlı insansız araç olduğunu ve Türkiye'nin terörle mücadelede en büyük gücü olacağını vurguladı. Erdoğan, açılışını yaptıkları sosyal güvenlik merkezlerinin hayırlı olması dilediğinde bulundu.