Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çarpıcı açıklamalar
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sadece son 6 yılda yaşadıklarımız dahi, bu milletin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkması halinde üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk olmadığını göstermeye yeterlidir." dedi.
Erdoğan, "İstanbul Biz Birlikte Türkiye'yiz" mottosuyla Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen programda, iş insanlarıyla bir araya geldi.
Toplantının düzenlenmesinde katkısı olan Dünya Göz Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu'na teşekkür eden Erdoğan, çeyrek asra yakındır sürdürdüğü faaliyetleriyle göz hastalıkları konusunda ülkede ve dünyada önemli bir marka haline gelen Dünya Göz Grubu'na bundan sonraki çalışmalarında başarılar diledi.
Vatandaşların yanı sıra her yıl ortalama 60 bin yabancı hastaya da hizmet veren hastaneler grubunun ülkenin en büyük 500 hizmet ihracatçısı arasında yer aldığını dile getiren Erdoğan, Türk insanının azimle çalıştığında, mücadeleden vazgeçmediğinde neleri başarabileceğinin örneklerinden birinin de bu hastaneler grubu olduğunu söyledi.
Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması konusunda sanayiciler ve üreticiler yanında sağlık alanı başta olmak üzere hizmet sektörüne de çok büyük görevler düştüğünü belirterek, ülkenin potansiyeli, altyapısı, yetişmiş insan kaynağı ve iş yapma pratikliğinin odaklanılan her alanda ve iş adamlarını bir değil üç beş adım öne çıkardığını anlattı.
Bu büyük avantajı hizmet sektöründen savunma sanayisine, tekstilden turizme kadar her alanda değerlendirmeye gayret ettiklerini aktaran Erdoğan, destek verdikleri, arkasında durdukları iş dünyasının da kendilerini mahcup etmediğini, başarılarıyla herkesi gururlandırdığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı şekilde sanatçılar ve sporcuların da ülkenin yüzünü ağartan başarılara imza attığının altını çizerek, uzun bir süre ülke insanının üretkenlik, beceri, yenilikçilik ve tasarım yönlerinin adeta törpülenmeye çalışıldığını, siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik kavgalarla heba edilen onca yılın ardından nihayet gerçek gücü ve potansiyelin ortaya koyulabileceği bir döneme girildiğine inandığını kaydetti.
"Üstesinden gelinen her badire devletin gücüne güç kattı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece son 6 yılda yaşadıklarımız dahi, bu milletin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine sahip çıkması halinde üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk olmadığını göstermeye yeterlidir. Terör örgütlerinin saldırılarından darbe teşebbüslerine ve ekonomik tuzaklara kadar uzanan bu badirelerden herhangi biri mesela bir Avrupa ülkesinin başına gelseydi, emin olun yerle yeksan olurdu ama Türkiye hamdolsun girdiği her sınamadan gücünü artırarak çıktı." diye konuştu.
Üstesinden gelinen her badirenin, akamete uğratılan her operasyonun devletin gücüne güç kattığını belirten Erdoğan, terörle mücadele can kayıplarıyla ekonomide birtakım sıkıntılarla karşılaşılabildiğini, ancak şehit olmanın sıradan bir olay olmadığının unutulmaması gerektiğini söyledi.
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda/Canı, cananı, bütün varımı alsın da Hüda/Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizelerini seslendirerek, şehitliğin çok önemli olduğunu vurguladı.
Ülkenin düşürülmek istendiği durumla ödenen bedeller arasında doğrudan bir ilişki olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hep söylüyorum, onlar kaçacak biz kovalayacağız. İnlerine girdik, inlerine girmeye devam edeceğiz. Bu aziz milletin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yoktur. Dolayısıyla da huzur bulunana kadar, refah bulunana kadar bu mücadeleyi kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Son günlerde, son haftalarda teröristlerin en üst kademelerinde olanların nasıl etkisiz hale getirildiğini görüyorsunuz, duyuyorsunuz. Orada Doğulaştırmak, Balkanlaştırmak hatta belki Afrikalaştırmak isteyenlere karşı 82 milyon hep birlikte dimdik mücadele etmeyi sürdüreceğiz. Belki bedel ödemeye devam edeceğiz ama hiç şüpheniz olmasın evlatlarımıza 2023, 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri çok daha güçlü, çok daha bağımsız bir Türkiye bırakmayı da başaracağız."
Bunun yolunun herkesin kendi işini en iyi şekilde yapmasından geçtiğini belirten Erdoğan, akademisyenlerin araştırmalarla ve eserlerle ülkenin önüne yeni ufuklar açması, eğitimcilerin yeni nesillere en iyi eğitimi vermenin çabası içinde olması, sağlıkçıların millete ve tüm insanlığa en ileri sağlık hizmetleri sunmanın gayreti içerisinde bulunması, sanayici, iş adamı ve esnafın en iyi üretim yapmanın ve hizmet kalitesine ulaşmanın mücadelesini vermesi, sanatçı ve sporcuların kendilerini en güzel şekilde geliştirerek bir numara haline gelmek için çalışması gerektiğini vurguladı.
Erdoğan, Dünya Göz Grubu'nun işini iyi yapmanın örneklerinden biri olduğunu, diğer alanlarda da pek çok başarılı örneklerin bulunduğunu ifade ederek, bu anlayışın en tepeden aşağıya kadar milletin tamamına yayılması gerektiğini söyledi.
"Bunun adı büyük ve güçlü Türkiye mücadelesidir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlerin kendilerini bu yaklaşımla hayata hazırlamalarının sağlanacağını aktararak, "Bunun adı büyük ve güçlü Türkiye mücadelesidir. Bu mücadelemizde bize verdiğiniz destek için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum." dedi.
Ülkeyi yönetmenin, bunun için gereken vizyonu ortaya koymanın, icraatları yapmanın siyasetçilerin işi olduğuna dikkati çeken Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyaset bir meslek değil, kendini ülkeye ve millete hizmete adamanın adıdır. Her kim siyaseti başka amaçlarla yapıyorsa, her şeyden önce ülkesine ve milletine haksızlık ediyordur. Biz 40 yılı aşan siyasi mücadelemizde mensubu olduğumuz medeniyetten ve tarihten aldığımız güçle hep ülkemizi ve milletimizi daha ileriye taşımanın çabası içerisinde olduk. İnsanımızın tamamına daha iyi hizmet edebilmek için gecemizi gündüzümüze kattık. Siyasetçiye yürüttüğü mücadele için gereken gücü ve imkanı sağlayan da murakabesini yapan da gerektiğinde onu tasfiye eden de millettir. Biz bunun için hep vesayete, siyaset mühendisliğine, kendini milli iradenin üzerinde gören nobran anlayışa karşı çıktık. Yardımı Allah'tan, desteği milletten bekleyerek, yürüttüğümüz siyasi mücadelemizle bugünlere geldik. Seçime, sandığa, sandıktan çıkan iradeye, daima ram olduk. Milletin emanetine de asla halel getirmedik."
Milletin 1994'ten beri kendisini hiç yalnız bırakmadığını hatırlatan Erdoğan, önce İstanbul'a büyükşehir belediye başkanı olduğunu, ardından başbakan olarak tüm illere hizmet etme şerefine ulaştığını, Cumhurbaşkanı, sonrasında da yeni yönetim sistemiyle hizmet yolculuğunu en zirveye çıkardığını anlattı.
Erdoğan, 31 Mart seçimlerinde de Türkiye genelinde il genel meclisinde yaklaşık yüzde 60'lık, büyükşehir belediye başkanlıklarında yüzde 52'lik, il belediye başkanlıklarında da yüzde 55'lik bir oranla zaferle çıktıklarını söyledi.
İstanbul'da da Cumhur İttifakı olarak 39 ilçenin 25'ini, 312 belediye meclis üyesinin 180'ini kazanarak tartışmasız şekilde galip geldiklerini dile getiren Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin tüm komisyonlarının da Cumhur İttifakı'nın olduğunu, böylece zaten işin yönetim noktasında AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın kontrolü altında olduğunu kaydetti.
Erdoğan, pazar günü yapılacak seçimin dışında her şeyin aslında Cumhur İttifakı olarak bittiğini vurgulayarak, "Sadece vitrinde bir başkanlık olayı var. Bununla beraber eksik olan bir şey o da tamamlanacaktır." şeklinde konuştu.
Erdoğan yaptığı konuşmada, "25 yıldır belediye sizde. Ne yaptınız?" şeklindeki söylemlere değindi.
Bu sözü söyleyebilmek için bir insanın "bakar kör" olması gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Her şeyden önce ilk belediye başkanlığında geldiğimde İstanbul, çöp dağlarıyla İstanbul'un nasıl pislikler içerisinde olduğunu herhalde hepimiz biliyoruz. Kısa bir zamanda İstanbul'u bu çöp dağlarından nasıl temizlediğimizi de sizler biliyorsunuz. Birinci yılın sonunda, Cemal Reşit Rey Salonu'nda uluslararası bir toplantı ki bu dünya çevreciliğine aittir o da Habitat 2 Zirvesi yapıldı ve o zirvede sonuç bildirgesine şu girdi; 'dünyanın en temiz şehri İstanbul'." ifadelerini kullandı.
"İstanbul susuzdu"
Bunun çalışarak başarıldığını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bütün bu noktada attığımız adımlarla, yaptığımız çalışmalarla İstanbul'u o zaman pırıl pırıl hale getirdik. Bitmedi, İstanbul, susuzdu. Adeta bir vaha... Bu hale gelmişti ve küvetlere su dolduruyorduk, benzin istasyonlarından benzin alır gibi su alıyorduk ve o bidonları getirip küvetlere dolduruyorduk. Bunu hep beraber yaşadık. Şöyle hafızamızı yeniden tazeleyelim ama şu anda 30 yaşındaki bir genç, 31 yaşındaki bir genç acaba o çöp dağlarını bilir mi? O susuzluğu bilir mi? Bilmez. Hava kirliliğini bilir mi? Onu da bilmez. Biz Istranca dağlarından 140 kilometre dağları delerek Terkos'a suyu getirdik. Dağları deldik. Onunla da kalmadık, 210 kilometre Melen'den Ömerli'ye suyu getirdik. Onunla da kalmadık Boğaz'ın altından tüpleri yaptık ve bununla da karşılıklı deplase olması için olur ya Anadolu Yakası'nda susuzluk olursa Avrupa Yakası'nda olursa Anadolu Yakası'ndan Avrupa Yakası'na pompalamak ki İstanbul susuz kalmasın. Bunu da biz başardık."
İzmir'in de susuzluk problemini kendilerinin çözdüğünü aktaran Erdoğan, "Gördes Barajı'nı inşa ettik ve İzmir'e suyu getirdik. Bakın şu anda İzmir Körfezi aynen bizim Haliç gibi kokar. Haliç'in nasıl koktuğunu biliyorsunuz. Ben bu semtin çocuğuyum ama bu Haliç'i biz temizledik, bu hale getirdik. Şimdi bu Haliç'te balık var." dedi.
Haliç'teki kokunun ancak toprakla doldurulmak suretiyle giderileceğini savunan akademisyenlerin olduğunu da hatırlatan Erdoğan, birçok uluslararası tecrübe sahibi akademisyen ve firmayla görüştüklerini, Haliç'ten aldıkları çamuru Alibeyköy'e taşıyarak bu sorunu çözdüklerini anlattı. Erdoğan, çamurun taşındığı alanın oyun parkı yapıldığını, Haliç'teki suyun temiz hale geldiğini de belirtti.
"Yapacağımız çok şeyler var"
Fatih Sultan Mehmet'in gemileri karadan yürütmesi gibi kendilerinin de Boğaz'ın altından Marmaray'ı inşa ettiklerini aktaran Erdoğan, Marmaray'ı 350 milyon yolcunun kullandığını ifade etti. Ayrıca Avrasya Tüneli'ni hizmete açtıklarını aktaran Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü inşa ettiklerini dile getirdi.
Ulaşım konusunda da İstanbul'da pek çok projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, İstanbul'da 100'e yakın alt geçit ve üst geçit yaptıklarını aktardı. Metrobüsü devreye aldıklarını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ucuz, imalatı seri ve metrobüsle Söğütlüçeşme'den ta Beylikdüzü'ne. Gözünün önünde, bunu gör hiç olmazsa, '25 yılda ne yaptınız?' diyorsunuz. İşte metrobüs o da orada ve bir de hafif raylı sistemler yaptık. Onlar da devam ediyor. Daha bitmedi. İnşallah havalimanına da bu raylı sistem gidecek, devam ediyor çalışma. Üsküdar'dan Çekmeköy'e vatmanı olmayan raylı sistem var. Metro şeklinde, o da şu anda hizmet veriyor. Şu anda bunlar aklıma gelenler. Çünkü İstanbul'a yaptığımız çok şey var ama yapacağımız çok şeyler var. İnşallah Boğaz'ın altından üç katlı bir tüp yapacağız yine aynı şekilde. Hem oradan otomobiller geçecek hem de raylı sistem geçmek suretiyle yine Asya'yı Avrupa'ya bağlayacağız."
"Binali Bey'le bu kişi mukayese edilebilir mi?"
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bütün bunlar Büyükşehir seçimlerinde bir tarafta bakıyorsunuz Binali Bey, öbür tarafta şu anda Beylikdüzü'nün işte belediye başkanıydı CHP'nin adayı şu anda; Binali Bey'le bu kişi mukayese edilebilir mi? Binali Bey, benimle beraber İDO Genel Müdürü olarak göreve başladı. Başbakan oldum, milletvekili olarak benimle beraber Ankara'ya geldi ve Ulaştırma Bakanı kendisine görevini verdim ve Ulaştırma Bakanı olarak devam etti. Kardeşlerim, dostlar, şunu iyi düşünelim, Cumhuriyet tarihi boyunca 79 senede 6 bin 100 kilometre bölünmüş yolun yapıldığı bu ülkede bunun üzerine biz 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. 17 senede... Bunu da sağ olsun yöneten Binali Yıldırım Bey oldu. 25 tane havalimanı ile aldık 56 tane havalimanı var şu anda. Yine bu işlerin sorumlusu ben Başbakandım ama Ulaştırma Bakanım Binali Bey'di. Artık ülkemin neresine giderseniz gidin yarım saat, 45 dakika mesafede evinizden çıkıyorsunuz havaalanına, havalimanına gidiyorsunuz. Kimin aklına gelirdi Hakkari'ye havalimanı yapılacak? Kürt kardeşlerimi yanlış söylemlerle aldatıyorlar. Hakkari'ye havalimanını getiren biz olmadık mı? Iğdır'a, Kars'a havalimanını getiren biz olmadık mı? Ağrı'ya havalimanını getiren biz olmadık mı? Bunları biz getirdik. Niye? Biz ayrıcı değiliz, biz Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, Gürcü'sü, Abaza'sı, Boşnak'ı, Roman'ı kim olursa olsun yaratılanı yaradandan ötürü sevdik ve hepsine bu hizmeti götürdük."
"Batıda ne varsa doğuda da o olacak, kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak" dediklerini kaydeden Erdoğan, bu hizmetin aynen süreceğini belirtti.
Erdoğan, söz verdiklerini, "Batıda ne varsa doğuda da o olacak. Kuzeyde ne varsa güneyde de o olacak." dediklerini hatırlatarak, bu verdikleri sözü de yerine getirdiklerini belirtti.
Bu hizmetin aynen devam ettiğini dile getiren Erdoğan, "Biz duramayız, bize durmak yakışmaz ve tavsiye ederim Güneydoğu'ya gitmeyenler bir Güneydoğu'ya gitsinler. Delik deşik ettikleri evleri, o kazdıkları hendekleri... Hendekleri kimin kazdığını biliyorsunuz. Terör örgütü PKK. Şu anda onun siyasi temsilcisinin hangi parti olduğunu biliyorsunuz. Bunlar, benim o canım vatan topraklarını delik deşik ederek, oralarda evlerin altında tüneller açmak suretiyle, o insanlara yaşam hakkını zehir ettiler." dedi.
Kayyum tayinleri ile bütün oralarda evleri sıfırdan inşa ettiklerini hatırlatan Erdoğan, "Şu anda Diyarbakır'ı tanıyamazsınız. Bakıyorsunuz üç gidiş, üç geliş... Ayrıca yerel gidişleri falan, geceleri pırıl pırıl, böyle bir şehir inşa ettik. Suriçi'ne girdiğiniz zaman, Suriçi bambaşka. Tarihi kaleyi ele aldık aynı şekilde. Dicle nehrinin kenarına piknik alanlarını inşa ettik. Orada hem Dicle'yi seyret hem de ailece orada pikniğini yap. Bunları yaptık. Niye? Kürt de olsa o benim kardeşim. O da insandır, hizmet etmek benim görevimdir. Çünkü biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Dolayısıyla hizmetkar olmanın gereği de budur. Bu adımları attık, atmaya da devam ediyoruz." diye konuştu.
Büyükşehir seçimlerinde birleştirme tutanaklarında 30 bini, hukuksuz sandık kurulu başkanlarında 212 bini bulan şüpheli bir durumun ortaya çıktığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Bilindiği gibi iki aday arasındaki fark 13 bine inmişti. YSK bu durum karşısında seçimlerin yenilenmesine karar verdi. Seçim yenilemesi sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesine mahsus değildir. Pazar günü İstanbul halkı, önümüzdeki 5 yıl boyunca, kendisini yönetecek büyükşehir belediye başkanını seçecek. Bu ülkenin akademisyenleri, iş adamları, sanatçıları, sporcuları, kanaat önderleri olarak sizler, İstanbul'u yönetmek için kimin gerçekten hazırlığı, projesi, birikimi olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Bu şehrin sorumluluğunu, İstanbullunun emanetini layıkıyla taşıyacak aday bellidir. Bu noktada ben sizlerin basiretine ve ferasetine güveniyorum. İstanbul'un geleceği en isabetli kararı, özellikle geleceğine yönelik vereceğine yürekten inanıyorum.
Çevrenizde şayet CHP, İYİ Parti, HDP, Saadet Partisi'ne veya diğerlerine oy veren vatandaşlarınız varsa, İstanbul'un istikbali ile ilgili kanaatlerinizi onlarla paylaşmanızdır. Biz de İstanbul'u 1994 yılında hangi şartlarda teslim aldığımızı, hangi zorluklarla bugünlere getirdiğimizi unutmadık. Ama genç kuşak bunları bilmiyor."
CHP adayının, 1994 yılında teslim aldıkları zihniyetin çok daha geri çok daha ilkesiz çok daha beceriksiz bir modeli olduğunu, bu kişiyi yakından tanıyan, sözlerindeki tutarsızlıkları tespit eden herkesin bildiğini ifade eden Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak bizim şahıslarla işimiz olmaz. Bizim tüm mücadelemiz, bu şehr-i İstanbul'un bir daha benzer bir felakete maruz kalmaması için." dedi.
1994 öncesinde İstanbul'da ve Ümraniye'de CHP'nin belediyeyi yönettiğini hatırlatan Erdoğan, "Ümraniye çöplüğü patladı, 39 kişi orada öldü. Ama biz, o çöplüğü spor tesislerine dönüştürdük göreve geldikten sonra. Farkımız bu. Bizim bütün çabamız, dünyanın göz bebeği bu şehri, emin ve ehil ellerde yoluna devam etmesi içindir. 23 Haziran'ın bu noktada hayırlara vesile olmasını diliyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı ve Büyükelçi İbrahim Kalın, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak'ın yanı sıra sanatçılar Orhan Gencebay, Yavuz Bingöl, Burhan Çaçan, Mustafa Keser, Mustafa Topaloğlu, Coşkun Sabah ve Bülent Serttaş da programa katıldı.
Programın açılışında Dünya Göz Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu da bir konuşma yaptı. Kapıcıoğlu, konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.