Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan çarpıcı açıklamalar!
İstanbul Bahçelievler'deki Toplu Açılış Töreni'nde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Mursi'nin ölümü kutlu bir ölümdür. 25 dakika can çekişirken zalimler doktor çağırmadılar. Ölümünü beklediler. Şimdi buradan Mısır yönetimine sesleniyorum, Mısır adli makamlarına sesleniyorum. Zalimler için yaşasın cehennem." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bunlarda (CHP) yalan tepeden tırnağa hepsinde ganimet. Genel Başkanları nasıl yalan söylüyorsa aynen adayları da öyle yalancı ve bunlar aynı zamanda da yalanın ötesinde her türlü oyunu da oynuyor." dedi. Erdoğan, Bahçelievler Hasan Doğan Spor Kompleksi bahçesinde düzenlenen toplu açılış töreninde, 31 Mart seçimlerinden bir gün önce ilçeye geldiğini, başkanlığa seçimlerde yüzde 50'lik oy oranıyla partisinin adayı Hakan Bahadır'ı layık görerek Bahçelievler halkının kendilerini yalnız bırakmadığını anlattı.
Bahçelievler'i hayallerine ve hedeflerine uygun bir şekilde daha yüksek seviyelere çıkarmak için gece, gündüz çalışacaklarını ifade eden Erdoğan, destekleri, sevgileri, ahde vefa ve kadirşinaslıkları için herkese şükranlarını sundu.
"Açılışını gerçekleştireceğimiz toplam yatırım tutarı 393 trilyon lirayı bulan 13 ayrı eserin ve hizmetin ilçemize ve şehrimize hayırlı olmasını diliyorum." diyen Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ilçeye kazandırdığı Şirinevler minibüs terminali ve otoparkı, metrobüs yaya üst geçidi, devlet hastanesi katlı otoparkı, merkez mahallesi gençlik merkezi, Saklıvadi spor tesisi, aile danışmanlık merkezi ve psikoterapi merkezi ile diğer eserlerin resmi açılışının yapıldığını söyledi.
Erdoğan, Bahçelievler Belediyesince tamamlanan ve çok önemli bir eser olan kongre merkezinin, Siyavuşpaşa spor kompleksi ve otoparkı, meydan otoparkı, millet bahçesinin ve diğer eserlerin resmi açılışının da burada gerçekleştirildiğini dile getirerek, "Son 15 yılda büyükşehir belediyemiz ilçemizde 1,5 katrilyon liralık yatırım yapmıştır. Önümüzdeki dönem için de Binali Yıldırım kardeşimizin diğer ilçelerimizle birlikte Bahçelievler'e yapacağı yatırımlar ve hizmetlerle ilgili çok önemli hazırlıkları var. İnşallah bunların açılışlarını da hep birlikte yapacağız. Tüm bu hizmetleri ilçemize kazandıran kurumlarımızı, büyükşehir belediyemizi, ilçe belediyemizi tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Bay Kemal çıkamıyor meydanlara"
Erdoğan, pazar günü halkın iki adaydan birinde karar vereceğini, Kandil'in "Oylarımız Millet İttifakı'nın adayına" dediğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Millet İttifakı'nın adayı kim belli, isim vermeyeceğim, gerek yok ama şunu biliyoruz ki şu anda CHP Başkanı Bay Kemal, rahatsız oluyor bazı şeylerden, çıkamıyor meydanlara. Zira adayları genel başkanının adını bile anmaktan kaçıyor. Bunlarda yalan tepeden tırnağa hepsinde ganimet. Genel Başkanları nasıl yalan söylüyorsa aynen adayları da öyle yalancı ve bunlar aynı zamanda da yalanın ötesinde her türlü oyunu da oynuyor. Sayın Yıldırım ile televizyon programına çıkacakları zaman, programdan önce moderatörle Marmara Etap Oteli'nde bir araya geliyorlar, soruları onlar alıyor ve aldıkları bu sorularla beraber hazırlıklarını yapıyor ve o gece programa o şekilde çıkıyor. Bunların belgeleri bizde var. Hemen oturduğu yerin yanında kutular, kutucukların içinde de bakıyorsunuz o kartonlar. Soru geliyor oradan hemen kart çıkarılıyor. Bunların resimleri, hepsi elimizde kayıtlı. Ama ne diyor? 'Ben böyle bir şey yapmadım. Sonra ne oldu, kabul etmek durumunda kaldılar, zorunda kaldılar. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. Bunlarınki yatsıya kadar bile yanmadı. Çabuk söndü. Şimdi pazar günü bu mumu tamamen söndürmeye var mıyız? Öyleyse durmak yok."
"Mali denetim raporlarında kamu zararı yok"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım'ın ulaştırma bakanlığı, İDO genel müdürlüğü, Başbakanlık, Meclis Başkanlığı yaptığını belirterek, İstanbul'a yakışan ve layık bir belediye başkan adayıyla seçime gitmek istediklerini kaydetti.
CHP'nin adayının neler yaptığı söylenirse kim olduğunun daha iyi anlaşılacağını ifade eden Erdoğan, her fırsatta Sayıştay raporlarından söz ederek büyükşehir yönetimini itham ettiğini vurguladı.
Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin 2016 mali denetim raporlarında yer alan konuların hiçbirinde kamu zararının tespit edilmediğini vurgulayarak, "Dolayısıyla yargılama konusu değildir. Ama bu kişinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminin sadece 2016 yılındaki faaliyetleriyle ilgili 11 kamu zararına yolan açan işlem tespit edilmiştir. Kim tarafından? Sayıştay tarafından. Bunlar bizim elimizde belge. Ama kendisi böyle bir belge ortaya koyamadı. Yapılan yargılama sonunda bu zararların kendisinden tazminine karar verilmiştir. Dolayısıyla bu adayın sicili, Sayıştay raporlarıyla tespitli şekilde bozuktur." değerlendirmesini yaptı.
"Fail ortada"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ekrem İmamoğlu'nun seçim gecesi kendisinin bizzat ifade ettiği, aradaki farkın sürekli azalmasıyla ilgili gerçeği de inkar ettiğini belirterek, şöyle konuştu: "Al size bir başka yalan. AK Parti'nin tüm oylarının yeniden sayılmasıyla ilgili başvurusuna karşı çıktıklarını, bunu engellediklerini inkar etmiştir. Aradaki fark neydi? 29. Nereye indi? 13'e. 16 puanlık fark var. Bunları inkar etti mi? Nerede bunlar? Çaldılar. "Şimdi bu şahıs, 'Kim çaldı?' diyor. Bunu bize sormayacaksın, bunu sen kendine soracaksın. Fail ortada, 29 puandan 13 puana nasıl indi?" Burada hukuki ve siyasi bir dil olduğunu, siyasi dilde bunun adının "çalmak", hukuki dilde de "yolsuzluk ve usulsüzlük" olduğunu belirten Erdoğan, sandıkların tamamı sayılsaydı pazar günü seçim yapılmamış olunacağını kaydetti.
Erdoğan, kendi ellerindeki tutanaklarda da alenen gözüken, tamamına yakını Binali Yıldırım aleyhine olan kasıtlı birleştirme yanlışlarının görmezden gelindiğini dile getirerek, seçim sandıkları sayılırken imzaların sayımdan sonra atıldığını, bu seçimde ise sabah hemen imzaların alındığını ve akşam sayımdan sonra da sandık kurulu başkanının bunları istediği gibi doldurduğunu anlattı.
Erdoğan'ın, "Bu oyunu pazar günü bozmaya var mıyız? Yani bu milli irade hırsızlarına gereken dersi vermeye hazır mıyız?" sözlerine kalabalık "Evet" yanıtını verdi.
"Bu nasıl bir iş, bu ne hırs." diyen Erdoğan, İstanbul İl Seçim Kurulu'nun verdiği mazbatanın, nihai mazbata olmadığını dile getirerek, "Bunları ben yaşadım, bunları iyi bilirim. Dolayısıyla şimdi ne oldu? Yüksek Seçim Kurulu bu mazbatayı iptal etti mi? Şimdi de ne yapıyoruz? Seçime gidiyoruz. Anıtkabir'e bu attığı imza ile ne oldu? Anıtkabir yönetimi o yaprağı çekti, aldı. Al sana bir ders daha. Niye? Yalancının mumu, yatsıya kadar, o kadar yanar. Sahip olmadığı bir unvanı kullanana ne derlerse, bu kişi de işte odur." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, belediye verilerinin kopyalanmasına ilişkin, şunları söyledi: "Daha sonra ne yapıyor? Belediyenin kapısından içeri girer girmez, dışarıdan birilerini getirip, kanuna ve her türlü usule aykırı şekilde belediyenin verilerini kopyalamaya çalışıyor. 3 kişi getiriyor dışarıdan, belediyenin personeli değil. Bunlarla verileri kopyalıyor. Ondan sonra da diyor ki 'Ne olacak? Bunlar yapılır', çok da pişkin.
Bu veri hırsızlarına da ne denildiğini gerek hukuki literatürde, gerekse siyasette çok iyi bilirler. Halbuki belediye verileri, teknik bir zorunluluk olarak zaten iki farklı yerde sürekli yedeklenir. Demek ki derdi verileri korumak değil, onları alıp bir yerlere servis etmektir. Bu ne metodudur biliyor musunuz? FETÖ metodudur, FETÖ. Bunlar hep verileri çalardı. Kimlerle? Yargıdaki elemanlarıyla. Burada da aynısını yaptılar. Neyse ki bu teşebbüsü, mahkeme kararı ile engellendi. Başka ne yapıyor? Kendisi Ankara'dayken, İstanbul'da evrak imzalıyor. Halbuki bir belediye başkanı, şehir dışına çıktığında, ona vekalet eden kişi imzaya yetkilidir." Bu kişinin hedef aldığı kesimlerden birinin de sivil toplum kuruluşları olduğunu dile getiren Erdoğan, "Güya bu kuruluşlara, belediye bütçesinden 100 milyonlarca lira para aktarılmış. Hepsi de kadınlara, gençlere, çocuklara, engellilere yönelik çalışmalar yürüten, eğitime, sağlığa, kültüre, spora hizmet eden, hayır hasenat işleri yapan bu tür kuruluşlarla ortak projeler yürütme dışında nakit olarak herhangi bir para aktarımı söz konusu değildir. Yani bu kişi, İstanbullunun gönül köprülerini yıkmaya çalışıyor." dedi.
"Tespit ettik, görüşmenin süreci 45 dakika"
Belediye başkan adaylarının katıldıkları ortak yayına değinen Erdoğan, şöyle devam etti: "Daha başka ne yapıyor? İki adayın birlikte katılacağı televizyon programının moderatörüyle aynı odaya kapanıyorlar, orada çalışmalarını yapıyorlar. Birisi '2-3 dakika görüştük' diyor, öbürü '5-10 dakika görüştük' diyor, öbürü '10-15 dakika görüştük' diyor. Halbuki tespit ettik, görüşmenin süreci 45 dakika. Aynı odada birlikte kalmışlar. Yani soruları çalmışlar. Diyorum ya yalan, hep yalan. Üstelik bununla kalmıyor, çıktığı televizyon programında Binali Bey'in soruları istediği yalanını yüzü kızarmadan söyleyebiliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin büyük bir bölümünün, komisyonların tamamının, başkanvekilliklerinin tamamının AK Partili olduğunu belirten Erdoğan, "Zaten, bu sadece vitrin süsü olarak seçilse bile belediye başkanlığı yapacak o kadar, vitrin süsü. En ufak bir yanlışta karşısına kim dikilecek? Meclis dikilecek. Şimdi diyor ki 'Beni çalıştırmayacaklar'. Daha şimdiden konuşmaya başladı. Demek ki doğru dürüst hareket etmeyeceğini biliyor ve AK Partili belediye meclis üyeleri de doğru dürüst hareket etmeyenlere yol vermezler. Bunu biliyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, CHP'nin her konuda yaptıklarıyla, söyledikleriyle ilgili inkarda bulunduğunu dile getirerek, sözlerine şöyle devam etti: "Sürekli 'görmedim, duymadım, söylemedim' modunda. Bir de 'keyif alıyorum'. Bu tür şeyleri var. 'Şundan keyif alıyorum, bundan keyif alıyorum.' Keyfin artsın inşallah. Pazardan sonra daha da artacak. Merhum Ahmet Kaya'nın şarkısındaki gibi ifade edecek olursak, 'Nereden baksan tutarsızlık'. Yaptıklarında ve etrafında olup bitenlerden bu kadar bihaber CHP adayına, İstanbul yönetimi emanet edilebilir mi? Bu kadim şehrin geleceği 'Zulüm 1453'te başladı' diyenlere, akıllarının bir köşesinde hala 1453'ün rövanşını almak olanlara teslim edilebilir mi? İstanbul gibi pırlanta kıymetindeki bir şehir böyle siyaset anlayışının eline bırakılabilir mi?" CHP'nin genel başkanının, milletin inancına hakaret eden il başkanının ortada olmadığını belirten Erdoğan, "İstanbul il başkanı biliyorsunuz, ne ile meşgul tam bir terör örgütünün temsilcisi. DHKP/C. Bunun yanında domuzla da arası baya iyi. Böyle de bir özelliği var. Bunların yöneticileri ortada yok, hatta aday da ortada yok. Şimdi artık meydanlara da çıkmayacakmış. Kendisine biçilen rolü oynayan CHP adayı sürekli tekliyor ama kimseden ses çıkmıyor. Çünkü biliyorlar ki geri plandakiler sahaya inse, gerçek yüzleri ortaya çıkacak. Bu partinin adayına destek çağrıları ise ya Kandil'den geliyor ya dışarıdan bir yerlerden geliyor." diye konuştu.