Cumhurbaşkanı Erdoğan canlı yayında bozdurulan döviz miktarını açıkladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomideki yeni yol haritası ve gündemdeki önemli konularla ilgili açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kur korumalı TL Vadeli Mevduat Sistemi'nin açıklanmasından sonra TL mevduatlarının 23.8 milyar liranın üzerinde arttığını belirterek, "Amacımız yatırımcı, sanayici, tasarruf sahibi vatandaşlarımız için kur oynaklığını azaltmak, TL'yi değerli hale getirmek, TL'nin değerine itibar katmaktır. Kur düzeyi serbest piyasa işleyişi içerisinde olması gereken seviyeye kendisi gelecektir. Para yatağında akar, bu yatağını da şimdi buluyor, buldu, daha iyi olacak" ifadelerini kullandı. Öte yandan Erdoğan üreticileri stokçulukla ilgili uyararak, "Fahiş fiyat ve stokçuluk gibi yollara lütfen tenezzül etmeyin. Bunların sonuçları ağır olacaktır. Döviz kurundaki düşüşleri fiyatlara yansıtmayanlara gereken yaptırımları uygulayacağımızı söylemek istiyorum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AHaber’in ortak yayında gazetecilerin sorularını cevapladı. Ekonomideki gelişmelerle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son gelişme bütün vatandaşlarımızı aslında Türk Lirası’na güvendiğinin güvenmesi gerektiğin gösteriyor. Hele hele bir Trabzonlu vatandaşımızın bu para konusunda Türk Lirasına kaybettim ama Türk Lirası değer kazansın yeter bana dedi. Bu tabii güzel göstergeydi. Türk Lirası gücünü ekonomik alt yapıdan üretim kapasiteden finansal sektörün sağlamlığından alıyor” dedi.
“KUR SERBEST PİYASADA OLMASI GEREKEN SEVİYEYE KENDİSİ GELECEKTİR”
“Dikkat ederseniz Türkiye’de şu anda ana muhalefet ve yavruları Türk lirasını bir kenara koyup, daha çok dolara Euro’ya endekslenmek istiyorlar. Hatta asgari ücrete varıncaya kadar doları baz alarak bunun değerlendirilmesi gerektiğini söylüyorlar” ifadelerini kullanan Erdoğan, “Bu çok yanlış. Hele hele Merkez Bankası’nda başkanlık yapmış bir insanın kalkıp o da dövize, Türk Lirası kayba gidecektir demesi çok daha çirkin, hiç yakışmıyor. Geri adım atmaya kalktı, ama bu millet bunu artık yutmaz. Son dönemlerde yurtiçi ve yurtdışı 2008’de de benzeri oldu. Bu tür hareketler kurlarda görülen ve güveni bozmaya yönelik rasyonel olmayan hareketlerdir. Türk Lirası varlıkları güçlendirici paketle bu algıyı bozduk. Vatandaşımızı da hızlı bir şekilde Türk Lirasına geçişin o sabah bütün olduğu gibi kapılara dizilmeleri, buralarda özellikle Türk Lirası’nı oraya getirip, oradan dövizleri bozarak Türk lirası almaları vatandaşımızın kendi milli ve yerli parasına güvenin en güzel göstergesiydi. Türk lirası mevduatlar saat 15.00 itibarıyla 23, 8 milyar lirasının üzerinde arttı ve ivmelenerek artmaya devam ediyor. Amacımız yatırımcı sanayici vatandaşımız için kur oynaklığını azaltmak Türk lirasını değerlendirmek, değerine itibar katmaktır. Kur serbest piyasada olması gereken seviyeye kendisi gelecektir. Şu anda 11 civarında sanıyorum. Bu istikrarlı bir şekilde dayanışmayla bütün istişareli kurullarımızla bunu yerli yerine oturtacağız. Sabırla yola devam etmekte fayda var” dedi.
“VATANDAŞ ŞU ANDA İKİ GARANTİYE SAHİP BİR MERKEZ BANKASI, İKİ HAZİNE, YANİ VATANDAŞIN KAYBI OLMAYACAK”
“Ana muhalefetin ve yavrularının gerçekçi bir yaklaşımı bu güne kadar olmadı. Bundan sonrada olmaz” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu ara yalanlar dolanlar aldı başını gidiyor. Bay Kemal her alanda olduğu gibi ekonomi de de yalanlara devam ediyor. Çünkü ekonomiden hiç anlamaz. Türk Lirası finansal enstrümanların özendirilmesi önem arz ediyor. Bu araçta vatandaşımızın kur oynaklığından mağduriyetini gidiyor. Vatandaş şu anda iki garantiye sahip bir Merkez Bankası, iki hazine, yani vatandaşın kaybı olmayacak. Burada mağduriyet ortadan kalkmak suretiyle, 3, 6, 9 belirlenen tarihlerde döviz kuru neyse bunun üzerinden parasını bozduracağı zaman karşılığını alacak. Türk Lirası mevduat vadesinin uzatılmasına katkı sağlıyoruz. Vatandaş burada ‘devletim benim arkamda’ diyerek finansal piyasaların daha etkin izlemesini sağlamış oluyoruz. Vadeden önce para çekilebilir. Daha önce hesap vadesiz hesaba dönüşecek ve sende paranı alacaksınız. Ama artık bir şeye güveneceksin artık kaybın olmayacak. Uygulanan ekonomik programı piyasalarda bu güveni artıracak. Döviz kurunun istikrara kavuşmasını sağlayacak. Özellikle kur stabil hale gelmiş olacak. Kurun stabilizasyonu burada önem arz ediyor. Uzun vadede olumlu katkı sağlamasını ön görüyoruz. Burada ekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, toplumsal refahın artırılması, kamusal hizmetlerin etkin bir şekilde sunulması hükümetlerin görevleri. Bu amaçla bütün dünyada olduğu kamusal finansal malı birçok aracı dünyada nasıl kullanılıyorsa bizde kullanacağız. Özellikle vatandaşı rahatlatacak. Bu araç sayesinde kurdaki oynaklığın kontrol altına alınmasına katkı sağlanıyor, sonuçları itibariyle bütün kesimlerle finansal ve ekonomik sisteme katkı sağlıyoruz. Bu uygulamadan her vatandaşımız faydalanacak. Yeni geliştirilen bu aracın anayasaya aykırılık teşkil etmesi söz konusu değil, yürütmenin fonksiyonlarını kullanmanın doğal bir gereğidir. Geçmişte de kullanılmış bu adımı yeniden uygulamak suretiyle, nasıl bu işi stabil hale getirdiysek, bundan sonraki süreçte de inşallah yürümüş olacak ve bizim paramız kurdaki oynaklıklara esir olmayacak.”
“ÇOK KISA BİR SÜREDE KURDAKİ STABİLİZASYON İNŞALLAH GERÇEKLEŞMİŞ OLACAK”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çok kısa bir sürede kurdaki stabilizasyon inşallah gerçekleşmiş olacak. Merkez bankamız aceleci hareket etmeyecek. Kademeli bir şekilde burada geldiği yere doğru inşallah dönecek ve Türk Lirası da orada asli gücünü burada da tam manasıyla bulacak. Bu bir hafta mı sürer, daha mı fazla sürer buradaki adımları hazine ve Merkez Bankası olarak adımları atıyoruz” dedi.
“FİYAT ARTIŞLARIYLA HUZURU KAÇIRANLARA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, fiyat artışlarına yönelik denetimlerle ilgili, “Hazine Maliye, Ticaret Bakanımıza hatta Tarım Bakanlığımıza talimatları verdik. Burada kontrollerimiz sıklaştıracağız, asla bunlara taviz vermeyeceğiz. Vatandaşımızı bu şekilde spekülatif hareketlerle ezmeye kimsenin hakkı yok. Bunun için denetimler sık yapılacak. Denetimlerle vicdan sahip olan marketler, zincir marketler hepsi çıkarken hızla onlarda fiyatları çıkartıp, etiketleri ona göre değiştirenlere atılması gereken adımları mevzuat yasal neyse bu adımlara atacağız. Çünkü burada garip fukara bunlara eziliyor, buna da fırsat vermeyeceğiz. Başta Hazine Maliye, Ticaret Bakanlıklarımız bu adımları atmış durumdalar. Fiyat indirimleri hızla yapılmazsa bakanlıklarımız ellerindeki tüm imkanlarla bunların üzerine gidecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın. Fiyat artışlarıyla huzuru kaçıranlara müsaade etmeyeceğiz. İnsanımıza nasıl kurdan kurtardıysak fahiş artıştan yalnız bırakmayacağız. Bu noktada Ticaret Bakanlığımızı 81 ilimizde denetimlerini sıkı bir şekilde gerçekleştiriyoruz, tedarik zincirini inceliyor, özellikle sebze meyve fiyatlarını yönelik 9 büyük şehirde 10 toptancı halinde denetim gerçekleştirildi. Zincir marketlerde denetimler yapılıyor. Rekabet Kurulunun bazı somut tespitler üzerine kestiği cezalar var. Piyasa koşullarına fahiş fiyat artışlarını tespit etmek gereken tedbirler için gerçekleştiriliyor. Haksız fiyat artışlarına kesinlikle müsaade etmeyeceğiz, fırsatçılara göz açtırmayacağız. Ticaret Bakanlığımızı perakende satış noktaları başta olmak üzere tedarik zincirine yönelik 100 bine yakın ürün denetlendi. Salgın döneminde tespit ettiğimiz kurulumuzda inceleniyor. Fahiş fiyat yaptığı tespit edilen firmalara mevzuatın ön gördüğü en ağır para cezası veriliyor, kimsenin gözünün yaşına bakmıyoruz. Etikette usulsüzlük yapılmak tüketicinin mağdur edildiğini de tespit ettik. Üretici, tedarikçi ve perakendecilere sesleniyorum, fahiş fiyat ve stokçuluğa lütfen tenezzül etmeyin. Bunların sonuçları ağır olacak” diye konuştu.
“Döviz kurundaki düşüşleri fiyatlara yansıtmayanlara gereken yaptırımı uygulayacağımızı bilinmesini istiyorum” diyen Erdoğan, “Kur düşerken fiyatları indirmeyenler ağır yaptırımlar olacak. Stokçuluk yapanlara yönelik cezaların artırılması için meclisteki çalışmalar tamamlanmak üzere. Stokçuluğa ağır cezalar vereceğiz. Vatandaşlarımızı mağdur eden hiçbir faaliyete izin vermeyeceğiz. Kur ve küresel emtia fiyatlarındaki artışla fahiş fiyat artışı yapmak açıkça fırsatçılıktır. Hep birlikte bizlerde bunun üzerine gideceğiz. Vatandaşım şunu görecek. Devletim benim yanımda, devletim benim cebimde gözü olanlara fırsat vermeyecek” ifadelerini kullandı.
“OTOMOBİL DİSTRÜBÜTÖRLERİ YETKİLİ BAYİLERDE DENETİMLER BAŞLADI”
Otomobil fiyatlarıyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Otomobil distrübütörleri yetkili bayilerde denetimler başladı. Tüm yönleriyle devam ediyor. Bunlara gereken cezalar veriliyor. Geçtiğimiz günlerde Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu tarafından bir otomobil bayisine en üst sınırdan ceza verildi. Stokçularla yönelik cezalara yönelik düzenlemeler meclis genel kurulu aşamasına geldi. Vatandaşlarımızı korumak için her türlü tedbiri alıyoruz” dedi.
“FAİZ DÜZENİ ZULÜM DÜZENİDİR, BİZ BU DÜZENE SAVAŞ AÇTIK. 19 YILDIR BUNLARLA SAVAŞ HALİNDEYİM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ortak yayında faizle ilgili yaptığı konuşmada, “Ülkemizin ekonomik bağımsızlığı için çalışıyoruz. Faiz düzeni zulüm düzenidir. Faiz zengini daha zengin fakiri daha fakir yapar, biz de bu düzene savaş açtık. 19 yıldır bunlarla savaş halindeyim. Hiçbir zamanda bu can bu tende olduğu sürece faizcilere hiçbir zaman yürüyün diyemem, onların ne yanında ne arkasında yer alamam. Çünkü; bizim inandığımız bu noktada değerler silsilesi içerisinde faizin yeri yoktur. Biz faizle ayağa kalkan değil, inşallah faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bunun uygulamasını başbakanlığım döneminde gördük. Hatırlayın Faiz 4,7 veya 6 ya kadar düşmüştü. Enflasyonda inmişti. Yani doğru orantılı olarak o da iniyor, o da iniyor. Ne oldu işte gezi olayları patlak verdi. Gezi olayları patlak verdiği zaman bunun arkasında hangi emperyal güçler vardı. O emperyal güçler Türkiye’nin ayağa kalkmasını istemeyen güçlerdi. Gezi olayları patlak verdi bay Kemal oralarda dönüp dolaşıp duruyordu. Orada bir sıçrama oldu maalesef faiz yükseldi, aynı şekilde enflasyon yükseldi. Şimdi maalesef yalandan sürekli olarak nemalanan bay Kemal çıktı dedi ki, ‘gelin sıfıra indirin faizi dedi, biz CHP olarak desteğe hazırız’ dedi, geçenlerde açıklama yaptı, bu gün ‘faizi artırın’ diyenlere gezi provokatörünü serbest bırakın diyenler aynı. Hiç değişen bir şey yok. Bunlar Sorosçu. Bunların bütün derdi, bu ülkeyi faizden para kazanarak zengin olanlara fakiri daha fakir yapanlar aynı safta. Biz buna fırsat vermeyeceğiz, indiriyoruz, inşallah Merkez Bankası’nın bu adımlarla beraber, çok kısa zamanda enflasyonunda nasıl aşağıya indiğini göreceğiz. Hiç endişem yok. Çünkü bütün meselem, faizden sömürü, bunun karşısında durmak. Sömürülen o benim fakir vatandaşım, buna fırsat vermeyeceğiz” dedi.
“MERKEZ BANKASI’NDA GEÇMİŞTE BAŞKANLIK YAPMIŞ OLAN ZAT O DA BU SUÇU İŞLEMİŞTİR”
Eski Merkez Bankası Başkanının dövizle ilgili yaptığı açıklamalara yönelik konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaşadığımız süreç bu yöndeki iddiaların gerçek dışı yanıltıcı manipülatif olduğunu ortaya çıkardı, hem de birkaç saat içinde. Söz konusu beyan ve iddialar, kanunlarımıza aykırıdır. Merkez Bankasının itibarını kıracak asılsız haber yayamazsınız. Piyasa bozucu eylemler, piyasa dolandırıcılık yapamazsınız. Finansla piyasalarda manipülasyonda suçtur. Burada hiç af yok. Bunları yapanlar hakkında kanuni yollara başvurulacaktır. BDDK bunlarla ilgili adımlar atmıştır. Merkez Bankası’nda geçmişte başkanlık yapmış olan zat o da bu suçu işlemiştir. Hele hele Merkez Bankası’nda başkanlık yapacaksın, kalkıp yol göstericiliğe soyunacaksın, bunları hesaba çekecekler. Kamu görevinde bulunmuş birisi kamu aleyhinde açıklama yapamaz. Burada bir sorun var, yine o sorunu hep beraber kaldıracağız. Onlarda bedelini ödeyecekler. Milletvekili sebebiyle yırtar ama tazminat olarak bunun bedelini öder” diye konuştu.
“AMACI DIŞINDA KULLANILAN KREDİLERE İLİŞKİN İLGİLİ KURUMLAR DEĞERLENDİRME YAPIYOR”
“Proje bazlı kredi temin edip, bu krediye farklı şekilde kullanan sözde iş adamları var, bunların üzerine gitmek bizim görevimiz” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Salgın döneminde olağanüstü şartlardan dolayı ilave kontrol olmaksızın işletmelere birçok destek paketiyle finansmana erişim sağladık. Hazine destekli kredi garanti sistemi kapsamında açıkladığımız desteklerde kullanılan kredinin nakit kısmı kıymetli maden ve döviz alınımında kullanılmayacağına yönelik kuralda koyduk. Bu tespit edildiği takdir, işletmenin kullanmadığı kısmını iptal ediyoruz, sistem kapsamında destek paketinde faydalanmasına müsaade etmiyoruz. Tüm dünyada etkili olan, küresel ekonomik yavaşlamanın salgının olumsuz etkilerini gidermek için çeşitli tedbirleri uygulamaya aldık. Üretim ve istihdam için bireyler ve şirketlerin krediye ulaşımını kolaylaştırdık. Bu desteklerden yararlananların bazılarının fonlarla kısa vadeli, spekülatif kar amaçlı faaliyetlerde bulunduklarını, bazılarının da farklı harcamalarda kullanıldığını biliyoruz. Ayrıca amacı dışında kullanılan kredilere ilişkin ilgili kurumlar değerlendirme yapıyor. Bunda kararlı bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bunlarda bir fırsatçılıktır, bunlara biz zemin hazırlamayacağız” dedi.
“BU DEVLETİN KURUMLARINI YIPRATMA ANLAYIŞINI GETİRİYOR”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Merkez Bankası ve TÜİK ziyaretlerine ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Merkez Bankasında Gerekli bilgileri verdiler, çıktın dışarıdan yine Merkez Bankasının aleyhinde konuştun. Bu yakışıksız bir iş. Alıyorsun bilgiyi hemen dışarıda hemen aleyhe satıyorsun. Bu Merkez Bankası ya sıradan bir kurum değil. Türkiye İstatistik Kurumuna gitmek istediler. TÜİK’de gayet güzel cevap verdi, ‘Siz imtihanı kaybettiniz.’ Bu kurumların kendine ait bir gizliliği var. ‘Ben sizinle görüşme yapmayacağım’ dedi, siz ne istiyorsanız, yazılı olarak bize gönderin biz cevap verelim dedi. Bu devletin kurumlarını yıpratma anlayışını getiriyor. Bu ülkenin cumhurbaşkanı olarak Savunma Sanayi ya da Dışişleri Bakanımdan istenen bilgi olduğu zaman bakanlarıma gidin bilgilendirme yapın diyorum. Ama bütün bu iyi niyetler hep boşa çıkmıştır. Ondan sonra bunlar ama mecliste, farklı yerlerde bakanlarımız aleyhinde her türlü çirkinliği yaptılar” diye konuştu.
“KAMU BANKALARI BAŞTA OLMAK ÜZERE REEL SEKTÖRE PROJE BAZLI HER TÜRLÜ DESTEĞE HAZIRIZ”
Açıklanan önlem paketinin piyasalar tarafında olumlu karşılık bulduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz büyük bir mutlulukla görüyoruz ki, açıkladığımız önlem paketi piyasalar tarafından olumlu karşılandı, Türk lirası burada değer kazandı. Döviz kurlarında görülen iyileşmenin inşallah mal ve hizmet fiyatlarına yansımasına bekliyorum. Kur geçişgenliğini azaltmak için dış finansman bağımlılığının azaltılması modelin önceliğidir. İhracatta ciddi bir artış var, sürekli artıyor, bu noktada cari fazla mutluluk sebebimizdir. Küresel üretim üssü, tedarik merkezi olma potansiyeline fazlasıyla sahip bir ülkeyiz. Türkiye özgü üretime dayalı öncelikli modelle, yatırımı, üretimi, istihdamı, katma değerli ihracatı geliştirmeyi hedefliyoruz. Bu modelin başarı sağlayabilmek için büyük istikrar sağlıyor. Serbest piyasa ekonomisinden kesinlikle vazgeçilmeyecek. Ekonomik politikaları daha şeffaf olacak. Piyasalardaki oynaklığın azaltılmasına yönelik gereken makro ihtiyacı tedbirle alınacak. Piyasa beklentileri iyileştirilecek. Burada şunu açık söylüyorum kamu bankaları başta olmak üzere reel sektöre her türlü proje bazlı desteğe hazırız. Bu konuda sapma olmayacak. Proje bazlı derken, yatırım, istihdam, ihracat, özellikle büyümeye yönelik adımı atmak bütün bunlarla beraber o beklediğimiz sıçramayı yapmak. Önümüzdeki dönemde ayrıca katma değerli üretimin artması, beşeri sermayenin güçlendirilmesiyle politikalarımıza devam edeceğiz. Finansal istikrar makro ekonomik istikrarın önemli bir bileşenidir. Kamuoyu ile paylaştığımız politikalar, finansal ekonominin güçlendirilmesine yönelik ortaya koyduğumuz aksiyonlar. Tarımsal üretime yönelik olarak riskleri önceden tahmin edip, yönetilebilmek için erken uyarı sistemini hayata geçirdik. Gıda bankacılığını geliştirmeye yönelik adımlar atıyoruz. Tarım konusunda bugüne kadar görülmüşünü çok daha fevkinde adımlar atılıyor. Tarımda hayvancılıkta görülmemiş bir adım atmak. Bunlarla birlikte tarım ve hayvancılık olayının ne denli önemli olduğunu halkımızı ve çiftçimiz görecek. Verdiğimiz onlara kredilerle hibelerle mazotla, gübrede bunlarla kendilerine belirli bir mutluluğu da getiriyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“DAHA CUMHURBAŞKANINIZI BELİRLEYEMEDİNİZ, ZİLLET İTTİFAKIN ADAYI KİMDİR AÇIKLAYIN DA BİLELİM”
“Pandemi döneminde ülkemiz açısından ortaya çıkan yeni fırsatları değerlendirerek küresel olarak üst sıralara çıkmak istiyoruz” diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İleri teknoloji, toplam faktör verimliliği sektörlere uzun vadeli kredi, kefalet ücreti gibi şartlarda finansman sağlayacağız. Teşvik ve desteklerimizi daha da güçlendireceğiz. İhracatçılarıma doğrudan Merkez Bankası tarafından ileri vadeli kur verilmesiyle ihracatçılarımızın korunmasını sağlayacağız. Bütün bunlarla kimin yanında olduğumuzu ortaya koyuyoruz. Cari açığı düşürmek, hatta cari fazlaya geçmektir. Daha sürdürülebilir büyümeyi yakalamak ve toplumsal refahı hedefliyoruz. Bay Kemal bu işlerden anlamıyor. Bakın bu ara Şanlıurfa’ya gitti. Orada istediği kalabalığı göremeyince orada ileri geri savruldu. Dediği şu, diyor ki, ‘Buranın belediyesini bize verin, biz size çiftçiye elektriği bedava vereceğiz.’ Bay kemal elektriğin üretimi belediyelere mi ait? Sen bir defa elektriğin kimin ürettiğini bilmiyorsun. Sen zaten gelemezsin de, böyle bir imkanı yakalasan dahi, elektriği bedava verme hakkına sahip değilsin. Birine bedava diğerine parayla mı vereceksin. Adana’ya gittiniz burada size ait, hadi bize bedava elektrik verin diye çiftçiler bağırıyor, hadi ver. Adana Belediyesi sizde, hadi ücretsiz olarak ver. Sesi soluğu çıkmıyor, yav yalan söyleme, zaten ata ata geldiniz. Bundan sonra atmalar da tutmayacak. Aydın’a gideceksin, oraya neyi vaat edeceksin. Antalya, Hatay, oraları da söyledik. Bugüne kadar yalanla dolanla geldin. İstanbul Ankara suyu bedava vermekten bahsediyorlardı, meclisleri alamadıkları için kıl payı verelim de, cüzi bir şeyler bunu da müsaade edip gönderiyorlar, hayatı yalan, akşam yalan, sabah yalan. Siyaset bu kadar yalanı kaldırmaz. Şimdi kalkıyor, daha gelmeden cumhurbaşkanı olarak tavsiyem şu dur filan bu günde onu söylemeye başladı. Siz daha cumhurbaşkanınızı belirleyemediniz, hadi kimdir, zillet ittifakın adayı kimdir açıklayın da bilelim. Bunu da bilmiyorsun. Adı sanı belli olmayan bir cumhurbaşkanına tavsiyede bulunuyor. böyle de bir durum var” dedi.
“İŞSİZLİKTE DÜŞÜŞÜ TEK HANELİ RAKAMLARA İNDİRECEĞİZ”
İşsizlik ve turizm verilerine yönelik konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşsizlik oranını hedef daha aşağılara çekmektir. Oran olarak bir rakam vermek inandırıcı olmaz, ben Bay Kemal değilim. Ona kalırsa o sıfırlar. Bizde böyle bir şey yok. Biz tam aksine işsizliği daha da aşağıya indireceğiz. Mevsimsel işsizlikten arındırarak indireceğiz. Bu mevsimde hizmet sektöründe sıkıntı var. Ama hizmet sektörü devreye girdiği andan itibaren, otellerimiz fena gitmiyor. O zaman işsizlikte düşüş daha da başlayacaktır. Tek haneli rakamlara ineceğiz. Turizm sektörü büyük önem arz ediyor, bütün sıkıntılara rağmen, turizmde hamd olsun, ciddi bir sıçramayı yaptık. Son bana verilen rakamlara 24-25 milyon gibiydi. Parasal olarak yanılmıyorsam 26 milyar gibi bir gelirimiz oldu. Biz turizmde 35 milyonu yakalamıştık. Bu konuda bu yıl bizi sektörde Rusya bizi yalnız bırakmadı. Gerekli desteği verdi. Aynı durum tabi, Avrupa’dan da olsaydı, 30’unüzerine çıkabilirdik. Son dönemde İngiltere açtı, oradan da gelmeye başladı. Turizm olayı bizim için adeta bacasız sektör. İstanbul iyi bir sıçrama yaptı, Antalya çok çok iyiydi. İnanıyorum ki 2022 de çok daha iyi bir konuma geleceğiz. İşsizlikte hedefi inşallah yavaş yavaş yakalayacağız” ifadelerini kullandı.
“SİYASETTE AHLAK VE SEVİYE BIRAKMADILAR”
Siyasi ahlakla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasi ahlaktan uzak bir yapı ve siyasi ahlaktan uzak bir yapının temsilcileri Bay Kemal, Meral Hanım onun yanındakilere. HDP siyasi terörist. Bunlar açık net ortada, bu millet bunları daha fazla kaldıramaz. Kaldırmayacağına göre, inşallah 2023 seçimlerinde gereken dersi vererek geldikleri yere göndereceklerdir. Milletin kendilerini seçmeyince sinirleri bozuluyor, millete karşı kibirleri o kadar büyük ki, siyasette ahlak ve seviye bırakmadılar. Siz yaptığımız hizmetleri anlatın, milletin derdini dinlemeyin. Tek kelimeyle edepsizlik olarak değerlendiriyorum. Bu el hareket yakışır mı? Dost meclisinde ne yaparsan yap ama milletin meclisinde edebini takınmak zorundasın. İfadeleri davranışları sertleşmekten öte şirazesini kaybetti. Şehit yakınına küfredeni ne yapacağız. Bu edepsizliğin saygısızlığın affedilebilir yanı yok. Şehit yakınına küfredenin takipçisi olacağız. 2023 inşallah ülkemiz için çok çok hayırlı olacak, en azından bunlardan kurtulacak. Kocaeli’ndeki davaları devam ediyor, oralarda yaptıkları korsancılık, bunlar yenilir yutulur değil. Millet bunun hesabını soracak” diye konuştu.
“TURKOVAC ÖNCELİKLE VATANDAŞIMIZA SUNULACAK, AFRİKA ÜLKELERİNİN LİDERLERİNDEN YOĞUN TALEP ALDIK”
Turkovac aşısının üretimiyle ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uzun süreden beridir. Ülkemizde aşı üretim için zihinsel çalışmalar yürüttük. Salgın bir yerde de hızlandırıcı faktör oldu. Bu konuda araştırma laboratuvarlarından alarak fabrikada üretime soktuk. Hızlı bir şekilde Covid aşısı üreten 9 ülkeden bir olduk. Turkovac aşımız laboratuvar çalışmalarından iyi sonuçlar aldı. İnsanlar üzerinde yaygın kullanılacak olan ilacını sağlıkla ilgili tüm ürünlerin sıkı üretimler kullanıma sokulma şartları var. Aşımızın hem etkinliğini ve güvenirliğini test edip, insanlığın kullanımına sunduk. Vatandaşlarımız için demiyorum, aşımıza tüm insanlık için üretiliyor. Ülkemizde 2 ithal aşı mevcuttu. Bu aşının güvenirliği ve etkisi konusunda endişe yok. Ancak ithal ürün olması nedeniyle yerli aşıyı bekleyen vatandaşımızın olduğunu biliyoruz. Her ne kadar yersiz de olsa bu endişeden sıyrılıp artık gönül rahatlığıyla aşı olmalılar. Aşımız koruyucu etkisin ispat etti. Bundan sonra daha fazla insanda perçinleyecektir. Turkovac öncelikle vatandaşımıza sunulacak. Aşımı temin etmekte zorlanan ülkelere göndereceğiz. Geçen hafta Afrika ülkelerinin liderlerinden yoğun talep aldık. Bu talepleri karşılamak istiyoruz. Dünyanın kahir ekseriyeti aşılanmasa bu salgın devam edecektir. Gelişmiş ülkeler ellerini sıkı tutuyorlar. Biz bu ülkelerin çoğundan madden zengin olmaya biliriz. Manen zengin Türk milleti aşıya aç bu insanların talebine duyarsız kalmayacak. Turkovac salgın döneminde yaptığımı çalışmaları adeta taçlandırdı. Üretiminde yer alan herkesi tebrik ediyorum. Türkiye olarak 50 yıl sonra hücreden başlayarak tamamen yerli ve milli aşımızın her aşamasında kendi bilim insanlarımız yer aldı. Kullanım onayıyla birlikte aşı çeşitliliğimiz artırdık. Sinovac ve Biontech ardından vatandaşımıza sunacağız. Hatta insanlığın hizmetine sunacağız. Bu arada en büyük aşı araştırma merkezinin projesini onu da Ankara’da hayata geçiriyoruz. Yakında ihalesine yapacağız. Esenboğa Havalimanına yakın bir bölgede yapılacak olan alanın ihalesini önümüzdeki hafta tamamlayacağız” şeklinde konuştu.
“İLK DEFA TİCARİ BİR UYDU DA YÜZDE 100 YERLİ BİR DONANIM KULLANILMIŞ OLDU”
19 Aralıkta uzaya fırlatılan uyduyla ilgili açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Uydu ve uzay teknolojileri çok spesifik ve nitelikli uzmanlık ve altyapı gerektiren teknolojilerdir. Ülkemizde uydu ve uzay ekosistemi nitelikli insan kaynağı ve alt yapı kurulmasına ilişkin son yıllarda Türkiye olarak önemli adımlar attık. Türksat tabiri caizse bu adımların lokomotifi oldu. 2008 yılında devreye alınan 3. Nesil Türksat 3A uydusu projesinden itibaren 4. ve 5. Nesil uydu projelerinde nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesine yönelik eğitim ve teknoloji transferi programları uygulandı. Bu programlarda yetişen teknik uzman kadrolar, ülkemizin uydu ve uzay ekosisteminin oluşmasında, yeni insan kaynağının yetiştirilmesinde ve Türksat 6A gibi tamamen yerli imkanlarla yapımı devam etmekte olan uydu projelerinde büyük rol oynadılar ve halende oynamaya devam ediyorlar. Uydu sistemlerinin üretim, entegrasyon ve test altyapılarına ilişkin önemli yatırımlar yapıldı. Savunma Sanayi Başkanlığımız ve Türksat işbirliğiyle inşa edilen ve 2015 yılında hizmete aldığımız Uzay Sistemi Entegrasyan ve Test Merkezinde hem Türksat 6A hem de imece uydularının üretim ve test süreçleri yetişmiş insan kaynağı tarafından şu anda yürütülüyor. 19 Aralıkta uzaya gönderdiğimiz Türksat 5B uydumuzla da geçmişte atılan adımların meyvesini aldık. Elon Musk’la da görüşmeleri yaptığımızda o da adeta bizimle mutluluğunu paylaşmış oldu. Türksat 5B bünyesinde iki adet haberleşme ekipmanı, Türksat ve Aselsan mühendislerinin işbirliğiyle tasarlandı üretildi ve uzay şartlarında test edildi ve ilk defa ticari bir uydu da yüzde 100 yerli bir donanım kullanılmış oldu. Türkiye’nin uzaydaki hakları denilince 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı rahmetle yad etmek gerekiyor. O dönemde ortaya konan vizyon ile 31-42 ve 50 derece doğu yörüngelerinde frekans hakları elde etmenin ilk adımları atıldı. Bu gün bu yörüngeler, Türksat’ın 3.,4. Ve 5. Nesil uydularıyla etkin bir şekilde korunuyor. Yüzde 100 yerli sistem mühendisliği ve yerli imkanlarla üretimi devam eden Türksat 6A uydumuzu da inşallah 2023 Spacex şirketine ait Falcon-9 roketiyle uzaya göndereceğiz. Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz adımlarla, yetiştirdiğimiz nitelikli insan kaynağıyla ve kurduğumuz alt yapıyla uzaydaki varlığımız güçlenecek, bu alanda ki dışa bağımlılık azalacak ve hatta bu konuda ihracat yapabilecek konuma geleceğiz” diye konuştu.
“AFRİKA İLE YER ALTI VE YER ÜSTÜ ZENGİNLİKLERİYLE İLGİLİ KAZAN KAZAN ESASINA DAYALI OLARAK YÜRÜYELİM İSTİYORUZ”
Afrika ülkeleriyle ilişkilere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Afrika’da 49 büyükelçilik açtık, onlarda adeta bu konuda bizimle rekabet içindeler, Onların şu anda 39 büyükelçiliği var. Bunları aynı şekilde devam ettiriyoruz. Hedefimiz daha ileri gitmek. Sayıları çoğaltmak. Türkiye olarak Afrika’da hemen hemen bütün ülkelere büyükelçilik açarak Afrika’nın her yerinde olalım istiyoruz. Yer altı yer üstü bütün zenginlikleriyle Afrika ile kazan kazan esasına dayalı olarak yürüyelim istiyoruz. Çünkü emperyal güçler Afrika’yı sömürdü, ama Türkiye kazan kazan esasına dayalı olarak sizde kazanın bizde kazanın diyerek oralardayız. Afrika ülkelerinin bize bu noktada bize güveni var. Beraber yapalım diyorlar” dedi.