Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Salda Gölü'nü çevre koruma bölgesi olarak ilan ediyor, kıyısında da 300 bin metrekarelik bir millet bahçesi oluşturuyoruz. Bütün bunların hepsi belediyelerin icrası değil bu hükümet olarak bizim icraatımız olacak ve Burdur Belediyemizle inşallah bu icraatımızı bütünleştireceğiz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitinginde halka hitap etti.
Burdurluları, Burdur'u ve tüm ilçelerini selamlayan Erdoğan, "Yaylalardan Ovalardan" türküsünün "Yaylalardan ovalara a yarim in de gel. Yayan değil kıratına a yarim bin de gel. Anan geldi, baban geldi, dayın geldi, halan geldi, davul zurna çalan geldi. Hadi gari sen de gel." sözlerini söyledi.
Erdoğan, "Maşallah bu güzel teke zortlatmasının bugün tümü karşımda. Görüyorum, coşkunuzu, heyecanınızı görüyorum." ifadesini kullandı.
Uzun bir aradan sonra Burdurlularla hasret gidermekten büyük bir memnuniyet duyduğunu belirten Erdoğan, "Burdur'u özlemişiz. Burdurlu kardeşlerimizi özlemişiz. Gördüğüm kadarıyla Burdur da bizi özlemiş. Rabb'im muhabbetimizi, kardeşliğimizi, yoldaşlığımızı, gönüldaşlığımızı daim eylesin." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Ege ağzıyla "Burdur, 31 Mart'ta netcenizi biliyonuz mu? AK Parti diyecez gari." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burdur, 31 Mart'ta AK Parti belediyeciliğiyle tekrar buluşmaya hazır mısın, gönül belediyeciliğine kavuşmaya, Cumhur İttifakı'nın yanında yer alarak şehrine ve ülkene sahip çıkmaya hazır mısın?" sorularına alandakilerin hep bir ağızdan verdiği "Evet" yanıtına "Maşallah, işte sözü ince, özü ince Teke yöresi budur. İşte yaylaları serin, ovası sıcak Burdur budur." şeklinde konuştu.
Burdur'u sadece gönülden sevmekle kalmadıklarını, tarihte görülmemiş hizmetlerle Burdur'u geliştirdiklerini, kalkındırdıklarını, ileri taşıdıklarını anlatan Erdoğan, son 16 yılda Burdur'a 9 katrilyon yatırım yaptıklarını kaydetti.
Eğitimde bin 100 yeni derslik inşa ettiklerini, 33 bin öğrenciye sahip Mehmet Akif Ersoy Üniversitesini şehre kendilerinin kazandırdığını, yükseköğrenim öğrencileri için 3 bin 383 kişi kapasiteli yurt binalarını hizmete koyduklarını belirten Erdoğan, bu yıl içinde Bucak'ta 500 kişi kapasiteli, seneye de merkezde toplamda bin 900 kişi kapasiteli iki yurt açacaklarını söyledi.
Burdur'a, Bucak'a, Gölhisar'a inşa ettikleri sosyal tesisleri anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devlet hastanesi yanındaki yaklaşık 40 bin metrekarelik bir alana Burdur Millet Bahçesi'ni yapacağız. Şimdi size çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü'nü çevre koruma bölgesi olarak ilan ediyor, kıyısında da 300 bin metrekarelik bir millet bahçesi oluşturuyoruz. Bütün bunların hepsi belediyelerin icrası değil bu hükümet olarak bizim icraatımız olacak ve Burdur Belediyemizle inşallah bu icraatımızı bütünleştireceğiz." Erdoğan, Burdurlu ihtiyaç sahibi vatandaşlara, şehit yakınlarına, yaşlılara, engellilere toplam 500 milyon lira kaynak aktardıklarını da bildirdi.
3 BİN METREKARELİK MİLLET BAHÇESİ
Buradan çok farklı bir müjde veriyorum. Salda Gölü'nü çevre koruma bölgesi ilan ediyoruz, çevresine de 3 bin metrekarelik Millet Bahçesi oluşturuyoruz.
"Dünyadan kim geliyorsa Külliye'ye, onlara salep ikram ediyorum"
Vatandaşların "Burdur seninle gurur duyuyor" sloganları üzerine Erdoğan, "Ben de sizlerle gurur duyuyorum. Salebi getirdiniz mi? Geldi mi Bucak'tan? Yoksa Vali'den alacağım. Eğer siz getirdiyseniz ne ala. Bak sizin saleplerle dünyayı salebe alıştırdım. Dünyadan kim geliyorsa Külliye'ye, onlara salep ikram ediyorum." şeklinde konuştu.
Burdur'a sağlıkta 9'u hastane olmak üzere toplam 19 tesis kazandırdıklarına değinen Erdoğan, 5 sağlık tesisinin yapımının, 9 sağlık tesisinin ise plan, proje ve ihale sürecinin devam ettiğini söyledi.
Bunlardan birinin 475 yataklı Burdur Devlet Hastanesi olduğunu dile getiren Erdoğan, eğitim araştırma hastanesine dönüştürmeyi planladıkları bu projenin inşasına yakında başlanacağını kaydetti.
TOKİ vasıtasıyla Burdur'da 2 bin 671 konut projesini hayata geçirdiklerini, TOKİ ile Burdur Bozkurt Mahallesi'nde önemli bir kentsel dönüşüm projesinin ihalesi yaptıklarını, nisan ayında inşaatına başlanacağını aktaran Erdoğan, Necatibey Mahallesi'ndeki kentsel dönüşüm projesinin ihalesinin de yakında yapılacağını bildirdi.
Burdur'da imar barışından toplam 36 bin vatandaşın faydalandığını belirten Erdoğan, aralarında 700 yıllık Ulu Cami'nin, Saden Hatipoğlu Cami'nin, Bucak'taki Susuz Han'ın da olduğu toplam 31 ata yadigarı eseri restore ettiklerini anlattı.
Erdoğan, "Öyle bırakmadık. Niye? 'Ecdattan devraldığımızı gelecek nesillere taşıyacağız' dedik. Merkezdeki Hocabali Hamamı'nın restorasyonu devam ediyor." dedi.
Bölünmüş yol uzunluğunu 45 kilometreden 261 kilometreye çıkardıklarını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: "İşte biz buyuz. Burdur-Kefenli-Çavdır yolu, Burdur-Kemer ayrımı- Yeşilova yolunu bu yıl, Isparta-Burdur yolunu ise seneye tamamlıyoruz. Toplam 3 katrilyon yatırım bedeli olan Isparta-Dereboğazı-Antalya yolundaki çalışmalar sürüyor. Projeyi 2023 yılında tümüyle tamamladığımızda bu yol 10 kilometre kısalacak. Burdur-Gümüşgün arasındaki demiryolu hattını sıfırdan yapmışçasına yeniledik. Antalya-Isparta-Burdur-Afyonkarashisar-Eskişehir hızlı tren projemizle ilgili etüd proje çalışmalarını bu yıl tamamlıyoruz. İnşallah bu hattın inşasına da en kısa sürede başlayacağız. Afyon-Denizli-Isparta-Burdur demiryolu hattını yerli milli yazılımla sinyalli hale getiriyoruz. İnşaası süren bu projenin çalışmalarını 2 yıla kadar bitiriyoruz. Burdur'da 14 baraj ve bir gölet inşa ettik. 7 baraj ve bir göletin yapımı da devam ediyor. Laf değil, iş üretiyoruz iş." Burdur Gölü'nü takviye etmek için Büyük Menderes Nehri kaynaklarından su vereceklerini kaydeden Erdoğan, göldeki su çekilmesini telafi edeceklerini söyledi.Erdoğan, Burdur merkezine ve Bucak ilçe merkezine içme suyu temin edecek projeleri hazırladıklarını, temelini attıkları Burdur isale hattıyla şehrin acil içme suyu ihtiyacını Gökpınar'daki içme suyu kuyularından karşılayacaklarını ifade etti.
Şehrin uzun vadeli içme suyu ihtiyacını ise daha sonra inşa edecekleri Akçay ve Karakent göletlerinden temin edeceklerini bildiren Erdoğan, "Biz, DSİ vasıtasıyla suyu Burdur'a getirdik. Ama Belediye henüz bunun şehir içi dağıtımını yapacak şebekeyi yenilemediği için vatandaşımız musluğundan akan suyu içemiyor." diye konuştu. Alandaki kalabalığın "Dik dur eğilme" sloganları üzerine Erdoğan, "Şunu unutmayın, başkanınız Allah'ın huzurunda sadece rükuya eğilir, secdeye eğilir. Bizde kula kulluk yok. Sadece Allah'a kulluk var." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "31 Mart'ta Burdur'un içme suyu, trafik, yol, otopark sorununu çözemeyen bu zihniyeti tasfiye edeceğinize inanıyorum.
Seçim öncesi attık tuttuk diyen, güya proje diye hazırladığı işlerin hiçbirini yapmayan mevcut yönetimden inşallah 31 Mart'ta kurtulacaksınız." dedi.
"Milletimizi üzeni biz de üzeriz"
Burdurlu çiftçilere 1,1 milyar lira tarımsal destek verdiklerini açıklayan Erdoğan, şehre Teknopark kurduklarını hatırlattı. Burdurlu iş insanlarına, toplamda 1,5 milyar lira tutarında yatırım desteği sağladıklarını dile getiren Erdoğan, "Bay Kemal, sen bunları biliyor musun? Laf ola beri gele. Adamın böyle bir derdi yok ki... Akşam yalan, sabah iftira. İşi gücü bu." şeklinde konuştu. Erdoğan, sağlanan destekle Burdur'da 6 bin 537 yeni istihdam oluşturduklarını, şehirdeki 19 bin iş yerine toplam 181 milyon lira tutarında SGK prim teşviği verdiklerini dile getirerek, "Burdur'da Torosgaz'ın hizmetleriyle ilgili şikayetler alıyorum. Doğal gaz hizmetleriyle ilgili eksikliklerin, aksaklıkların bir an önce çözülmesini temenni ediyorum. Aksi takdirde milletimizi üzeni biz de üzeriz." ifadelerini kullandı.
Patlıcan, patates, soğan fiyatlarında da vatandaşı üzdüklerini belirten Erdoğan, kurdukları tanzim satış çadırlarını genişleteceklerini söyledi. Seçim sonrası eğer bu mantık devam ederse, bu işi ilgili kuruluşlarla konuşacaklarını bildiren Erdoğan, "81 vilayetin tamamında bu işi uygulamaya koyacağız. Niye? Milletimizi üzene biz tahammül edemeyiz." diye konuştu. Erdoğan, alandaki kalabalığa, "Burdur, 31 Mart'ta memleketimizi, belediyelerimizi, bu iş gönül işi diyen kadrolara teslim ediyor muyuz? Burdur, 31 Mart'ta şehrimizi geleceğin belediyecilik anlayışıyla buluşturuyor muyuz? Burdur, ülkemizin geleceği için tercihimizi, istikrar ve güvenden yana kullanıyor muyuz? Burdur, Cumhur İttifakı'na sahip çıkıyor muyuz?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kalem olur, selam yazar eli Burdur'un. Hakkı hakikati söyler dili Burdur'un. Bir kutlu sevdaya çıkar yolu Burdur'un. Biz de 17 yıldır, Burdur gibi hep hakkı, hakikati söylemenin peşinde olduk. Biz de 17 yıldır Burdur gibi kutlu bir sevdanın, büyük ve güçlü Türkiye sevdasının yolunda koştuk. Bu uzun mücadele döneminde gün oldu vesayet güçleriyle kavga ettik, gün oldu sokakları kaosa sürüklemeye çalışanları karşımızda bulduk, gün oldu terör örgütlerinin acımasız saldırılarına uğradık, gün oldu emniyet, yargı teşkilatları, gün oldu ordumuz içinde hainlerin darbe girişimlerine maruz kaldık, gün oldu partimize, hükümetimize, ülkemize, ekonomimize binbir hileyle, desiseyle, iftirayla itibar suikastleri yapıldı. Hamdolsun hepsinin de üstesinden geldik. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle tüm oyunları birer birer bozduk."
"310 bin Suriyeliyi güvenli hale getirdiğimiz bölgelere geri gönderdik"
Şimdi yeni bir mücadelenin içinde olduklarının altını çizen Erdoğan, "Bu defa sınırlarımıza dayandılar. Önce DEAŞ denen proje örgütü üzerimize saldılar. Biz, Fırat Kalkanı Harekatı'yla bu örgütü tepeleyip geçince bir başka örgütü öne sürdüler. PKK'nın Suriye kolu olan YPG/PYD vasıtasıyla sınırlarımız boyunca bizi kuşatmaya kalktılar. Zeytin Dalı Harekatı'yla bu zinciri de kırdık. İdlib Mutabakatı'yla yeni bir mülteci dalgasının önüne geçtik. Şu an itibarıyla bu mültecilerden 310 bin Suriyeliyi güvenli hale getirdiğimiz bölgelere geri gönderdik." dedi.
Erdoğan, asıl çözülmesi gereken meselenin Münbiç ve Fırat'ın doğusu olduğuna işaret ederek, bu bölgelerin terör örgütünden temizlendiğinde milyonlarca Suriyeli'nin güvenle evlerine döneceğini söyledi. Fırat'ın doğusunda ve Münbiç'te üslenen teröristlerin hedefinin Türkiye olduğunun apaçık ortada olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Biz, bu bölgede bir terör yapılanmasına kesinlikle izin vermeyeceğimizi defalarca söyledik. Türkiye sınırlarının dibinde terör oluşumuna göz yummayacak, rıza göstermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun bu terör koridorunu yıkacağız. Gönül ister ki bu mücadeleyi müttefiklerimizle beraber verelim." değerlendirmesinde bulundu.
"S400 almaktan vazgeçin.' diyorlar. Niye vazgeçelim?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Türkiye'nin sınırlarının DEAŞ ve PKK/YPG teröristleri tarafından tehdit edilmeye başlandığında müttefiklerinden hava savunma sistemleri istediklerini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Bize yeni hava savunma sistemleri verilmesi bir yana mevcut sistemlerin çoğu da geri çekildi. Bunun üzerine biz bir yandan sınırlarımızdaki teröristleri etkisiz hale getirecek operasyonlar yürütürken diğer yandan da alternatif hava savunma sistemleri arayışına girdik. Rusya ile S400 hava savunma sistemi alma anlaşması, bu arayışın bir neticesidir. Şayet bize, ihtiyacımız olan sistemler müttefiklerimizce zamanında ve makul şartlarda verilmiş olsaydı, buna ihtiyaç kalmayacaktı. Şimdi kalkmışlar bize 'S400 almaktan vazgeçin.' diyorlar. Niye vazgeçelim? Siz hala bu sistemleri bize, teknoloji transferiyle, ortak üretimle, finans desteğiyle verme konusunda herhangi bir adım atmış değilsiniz."
Türkiye'nin farklı sistemleri kullanma hakkına sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, NATO yetkililerinin bu durumun kendileri için herhangi bir sorun teşkil etmediğini açıkça söylediklerini hatırlattı.
"Mesele Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir"
NATO üyesi Yunanistan'ın senelerdir S300 hava savunma sistemlerine sahip olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "Türkiye'nin böyle bir gerekçeyle eleştirilmesini asla haklı göremeyiz. Üstelik biz hala müttefiklerimizin vereceği sistemlere ihtiyacımız olduğunu, bu konuda yürütülen çalışmaların bir an önce sonuçlandırılmasını beklediğimizi de söylüyoruz. Tabii bu konuda bazı şartlarımız, bazı beklentilerimiz var. Siz kalkacaksınız 22-23 bin tır teröristlere Irak kanalıyla silah getireceksin, araç-gereç getireceksin, ben senden paramla isteyeceğim, bana vermeyeceksin. Onlara ise parasız vereceksin. Bu nasıl ittifak, bu nasıl ortaklık, bu nasıl NATO'da beraber olmak. Bunlar eğer karşılanmazsa biz de adımlarımızı atarız ve attık."
Recep Tayyip Erdoğan, bu meselenin, üzerinde mutabık kalınan Suriye'de atılacak adımlarla ilişkilendirilmesini kabul edemeyeceklerini vurgulayarak, "Söz verildiği gibi Münbiç'in bir an önce terör örgütü mensuplarından temizlenmesini ve yönetiminin yerel halka bırakılmasını bekliyoruz. Aynı şekilde Fırat'ın doğusundaki terör örgütü yapılanmasına sunulan desteğin kesilmesini bekliyoruz. Türkiye olarak amacımız, bu bölgede güvenliği sağlamak ve alt yapıyı işler hale getirmek suretiyle geri dönüşleri bir an önce başlatmaktır. Bu mücadelemizde bizim yanımızda olan dostlarımıza gönlümüz de kapımız da sonuna kadar açıktır. Bu terör oluşumuna bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa ertesi gün ama yakında mutlaka ağır bir darbe vuracağız." dedi.
"Mesele Suriye meselesi değil, Türkiye ve Türk milletinin beka meselesidir. İstikbalimiz söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmez." ifadesini kullanan Erdoğan, İstiklal Marşı'nın dizelerini okudu.
Erdoğan, "Biz de belki yarın, belki yarından da yakın ülkemize yönelik hayasız akınları durdurmak için harekete geçmekte kararlıyız. Kendi güvenlikleri için binlerce kilometre uzaklıktan operasyon yapmaya gelenler, kendilerini hak sahibi görüyor. Benim 911 kilometre sınırım var, her an tehdit altındayım, ben müdahale etmeyeceğim! Var mı böyle 25 kuruşa simit?" diye konuştu.Türkiye'nin sınırları dibindeki güvenlik kaygılarının anlayışla karşılanmasının zorunlu olduğunun altını çizen Erdoğan, "Terör örgütlerine destek verenler, asıl kendi güvenliklerini tehlikeye atmış olurlar. Biz müttefiklerimizin güvenliğini istediğimiz gibi kendi güvenliğimiz için de gerekenleri yapmaktan asla geri durmayacağız. Tek isteğimiz, bizim bu haklı mücadelemize saygı duyulması, destek verilmesidir. Şu gerçeği kimse unutmasın, bu bölgede ancak Türkiye'yi karşısına değil yanına alanlar kazanır." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından 2023 yılına kadar kesintisiz bir hizmet dönemine gireceklerini söyledi. Cumhurbaşkanı olarak, kabinesiyle, bürokratlarıyla illerde ve ilçelerde Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırmak için gece gündüz çalışacaklarını belirten Erdoğan, Türkiye'yi bugünlere çok çalışarak getirdiklerini, bundan sonra da hedeflerine çok çalışarak ulaşacaklarını bildirdi.
Erdoğan, Türkiye'de hiç çalışmadan, emek vermeden, ter dökmeden ve gayret sarf etmeden neticeye ulaşacağını sananların sadece muhalefet partileri olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Biz mümkün olsa 24 saatin üzerine bir 24 saat daha koyup günü öyle kapatmak istiyoruz. Çünkü 24 saat yetmiyor. Muhalefet partileri için ise her seçim adeta bir mihnet. Tıpkı Burdur'daki belediye başkanları gibi seçimlerde atıp tutmak bile onlara zor geliyor. Onun yerine yalanla, iftirayla ve çarpıtmayla günü savuşturmaya çalışıyorlar. Biz milletimize hizmete talibiz, biz şehirlerimize hizmete talibiz, biz hükümetimizle, belediye başkan adaylarımızla, parti teşkilatlarımızla sizlere hakim olmaya değil, hizmetkar olmaya talibiz." şeklinde konuştu.
Mitingin düzenlendiği Cumhuriyet Meydanı Türk bayrakları ve AK Parti flamalarıyla süslendi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'yle ilgili filmlerin gösterildiği mitingde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Burdur İl Başkanı Volkan Mengi, Burdur Belediye Başkan Adayı Deniz Kurt da birer konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşması öncesinde ve sonrasında AK Parti'nin seçim şarkılarından "Nereden nereye" adlı parçaya eşlik etti.Konuşmasının ardından belediye başkan adaylarıyla alanda bulunanları selamlayan Erdoğan, vatandaşlara çay dağıttı.