Cumhurbaşkanı Erdoğan muhtarlara seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'de muhtarlara seslendi. Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştirerek, "Ana muhalefetin başındaki zat önceki gün çıkmış şahsımı bu göreve meşru bir şekilde gelmemekle itham ediyor ve 'benim cumhurbaşkanım değilsin' diyor. Senin cumhurbaşkanın olmaya meraklı değilim. Ben milletimin cumhurbaşkanı olarak seçildim. Yüzde 52.6 oyu kim verdi. 31 Mart’ta da olamayacaksın." dedi.
27.12.2018 - 15:07 |
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Külliye'de 49. Muhtarlar Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına sert tepki gösteren Erdoğan, "15 Temmuz gecesinde de tankların arasından geçip Bakırköy Belediyesi’ne sığınıyor. Şöyle bunların geçmişine bir baktığımızda demokrasi tarifinin ipuçlarını görebiliyoruz. İşe çok partili hayattan başlayalım. 1946’da seçimler de açık oy gizli tasnif bu kime ait CHP'ye ait. Oyu açıktan kullanacaksın kime verdiklerini görecekler sayıma gelince sayımı gizli yapacaklar. Bu kimin yaptığı uygulamaydı CHP'nin bu ülke bunları gördü mü, gördü." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Muhtarlarımızı üzen beni de üzer, muhtarlarımızı memnun eden beni de eder. Ne söz verdiysek yerine getirdik. İhtiyaç duyulan yerlerde muhtarlık binası yapılması ile ilgili projeyi hayata geçiriyoruz.
Bu salondaki manzara Türkiye’deki demokrasinin tavanından tabanına nasıl ahenk içinde işlediğinin ispatıdır.
Ana muhalefetin başındaki zat önceki gün çıkmış şahsımı bu göreve meşru bir şekilde gelmemekle itham ediyor ve benim cumhurbaşkanım değilsin diyor. Senin cumhurbaşkanın olmaya meraklı değilim. Ben milletimin cumhurbaşkanı olarak seçildi. Yüzde 52.6 oyu kim verdi.
31 Mart’ta da olamayacaksın. Teröristlerle el ele kol kola gezene benim milletim yürü demez.
Aslında bu zat ağzından çıkan sözün ne anlama geldiğini bilse bunu söylemek yerine kendini kaldırır o kürsüden aşağı atar.
Meşruiyet kavramı siyaset ve yönetim biliminin temelini oluşturur.
Siyasi iktidarın gücünün asıl sınırlarını halka karşı duyduğu sorumluluk belirler. Meşruiyetle ilgili pek çok teori vardır. Siyasi iktidarın önettiği meşruiyeti yönettiği toplumdan aldığı desteği ifade eder. Demokrasilerde bu desteğin ölçüm ve uygulama yolu seçimlerdir.
Geçmişte siyasi partiler çok düşük oy oranlarıyla ülkemizi yönetmeye kalktıkları için sürekli krizlere mazur kalıyorduk.
Biz şu 16 yılda halkımızın büyük teveccühü ile iktidar olduk. Yüzde 19 ile hükümet kuran başbakanlar ister istemez siyasi iktidarlarını kullanmakta zorlanıyorlardı.
AK Parti olarak tesis ettiğimiz güven ortamının ülkemize faydalarını da görerek yeni yönetim sistemimizi yüzde 50+1 üzerine kurduk.
Bay Kemal sen niye cumhurbaşkanı adayı olmadın? Sen aday olsaydın karşımıza çıksaydın?
Ama sen çıkmadın. Genel başkan olduğun halde çıkmadın.
Bu mesele siyasi anlama meselesidir. Halkının gönlüne girme meselesidir.
CHP kurultayında seçilip geldiği için meşru bir siyasetçidir. CHP seçmeni delegesinin tercihine saygılıyız. Yaptıkları yanlışı onlara hatırlatma hakkımız var. Son seçimlerde 26 milyon vatandaşımızın ortaya koyduğu iradeyi meşru görmediğine göre demek ki bu zatın aklında başka bir demokrasi tarifi var.
15 Temmuz gecesinde de tankların arasından geçip Bakırköy Belediyesi’ne sığınıyor. Şöyle bunların geçmişine bir baktığımızda demokrasi tarifinin ipuçlarını görebiliyoruz. İşe çok partili hayattan başlayalım. 1946’da seçimler de açık oy gizli tasnif bu kime ait CHP'ye ait. Oyu açıktan kullanacaksın kime verdiklerini görecekler sayıma gelince sayımı gizli yapacaklar. Bu kimin yaptığı uygulamaydı CHP'nin bu ülke bunları gördü mü, gördü.
Daha yakın tarihe gelecek olursak teröristlere arkadaşlar demek, FETÖ gibi bir ihanet şebekesinin taşeronluğuna sormakta bunların demokrasi işidir. Seçilmiş cumhurbaşkanını meşru görmeyen kafa siz muhtarları meşru sayar. Bunlar muhtarlarımıza da saldırdılar. Kılıçdaroğlu'na göre hiçbirinizi meşru değilsiniz.
Dünyada demokrasinin tam anlamıyla uygulandığı az sayıda ülkelerden biriyiz. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinin bir çoğunda muhtarlık kurumu yoktur. Bu bizim demokrasi anlayışımızın en güzel yanıdır.
ERZİNCAN DEPREMİNİN YIL DÖNÜMÜ
Erzincan depreminin bugün yıl dönümü. Depremin ardından Erzincan'da taş üstünde taş kalmadı. Van depreminden sonra biz tüm ekiplerimizle orada olduk. Van'da 20 katrilyona varan harcama yaptık. Erzincan depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA SÖYLÜYORUM
Yeni yönetim sisteminin ilk bütçesi kabul edildi. Göreve geldiğimizde her 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu. Bu oranı yüzde 10'lara kadar düşürdük. Belediye başkanlarımıza söylüyorum, şehrinizde bir tane bile garip bulunuyorsa yaptığınız diğer işlerin hiçbir anlamız kalmaz. İnsana sahip çıkmayan devlet, bir avuç elite hizmet eder hale gelmiş demektir.
Muhtar kardeşlerim, belediye başkanlarımız özellikle AK Partili belediye başkanları sizin emrinizdedir. Bunu yapmıyorlarsa, şikayetlerinizi yazmalısınız. Kaymakamlar sizin emrinizdedir.
Haberin Devamı