Erdoğan, "Babanız Ahmet Erdoğan'ı kaybettikten sonra size yol gösteren, babalık yapan ikinci bir isim oldu mu?" sorusu üzerine, şunları paylaştı:
"Babam rahmetli olduktan sonra.... Sürpriz dediğim cevaba geliyorum. Benim abim yoktu. İki tane anne ayrı, baba bir abim vardı ama beraber yaşamadık. Böyle bir durum vardı. Benim anam da babam da Allah rahmet etsin annem oldu. Annem rahmetli olduğu zaman gerçekten dünyam adeta yıkılmıştı. Annemin varlığı, benim için hem babalıktı hem annelikti. Kendisine olan sevgim çok çok farklıydı. İmkanlarımız kendi kendimize yetiyordu. Ama annemin şefkati, yaşım nereye gelirse gelsin bir başkaydı. Onun için annenizin ayaklarının altını muhakkak öpün diye her zaman diyorum. Bu, Peygamber Efendimizin Hadis-i Şerifi'nden kaynaklanıyor. Cennet annelerin ayakları altındadır. Ben de annemin ayağının altını öpmeye kalktığım zaman anneciğim de bana ayağının altını öptürmek istemezdi. Ben de kendisine 'Ya anne bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsun' derdim. İşte o benim hem babamdı hem annemdi. Allah rahmet etsin. Annelerinizin kıymetini bilin. Bir insanın hayatta sahip olabileceği en büyük zenginlik, en büyük mutluluk kaynağı, en büyük güçtür. Küçük yaşta annesini veya babasını kaybetmiş insanların dünyalarındaki eksikliği tahayyül etmek çok zordur. Babamızı böyle erken yaşta kaybetmenin sıkıntısını çok çok yaşadık. Rabb'im anneli, babalı bir şekilde sizlere yaşamayı nasip etsin."
"Baba olmak mı dede olmak mı daha güzel bir duygu?" sorusunun yöneltildiği Erdoğan, "Bunların her ikisi de birbirine göre farklı ve güzel. Babalıkta öyle tatlar alıyorsun ki kızda olay farklı, erkekte farklı. Her ikisinin tadı farklı. Sayılar arttıkça orada da farklar artıyor. Benim 8 torunum var. Bu 8 tanenin hepsinin de tadı bambaşka." yanıtını verdi.
Torunlarının "dedeciğim" diye sarılmasının sevgisinin başka olduğunu ifade eden Erdoğan, "Sayı ne kadar artarsa, bu işin zevki o kadar da değişiyor, artıyor. Hanım hafta sonlarını zor getiriyor, illa torunları gidip görecek." dedi.
Erdoğan, Allah'tan, anne ve babaların çocuklarıyla, torunlarıyla bir ömür sürdürmesini nasip etmesini diledi.
Kovid-19 ile mücadele
"Sizce, koronavirüsle savaş ne zaman bitecek" sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin, salgının başladığı dönemden beri sağlık hizmetlerinden kamu güvenliğine kadar her konuda diğer ülkelerin önünde yer aldığını söyledi.
Aynı durumun aşı çalışmalarında da geçerli olduğunu dile getiren Erdoğan, "Aşı tedarikinin bir hayli güç olduğu bir dönemde, vakitlice yaptığımız bağlantılar sayesinde hızlı bir aşılama takvimi yürütüyoruz. Birtakım aksaklıklarımız var ama bu gecikmeleri de aşıyoruz. Şu anda gayet iyi durumdayız. İnşallah bu musibetin üstesinden yakında geleceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, yerli aşı çalışmalarının sürdüğünü, bu konuda da hedefin eylül-ekim gibi üretime geçmek olduğunu belirterek, aşılamada yaşı 30'a çektiklerini, bunun önemli bir merhale olduğunu kaydetti.
Meslek gruplarının da aşılandığını, güvenlikte ve öğretmenlerde bu tür sıkıntıların aşıldığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi artık dedik ki yaş konusunu halledelim. Bunlarda da aşılama hızlandıkça, bu bize güvenli süreci getirecek ve böylece de inşallah artık kovid var mı yok mu olayını aşacağız. Şu anda kovidde ciddi manada oran düştü ama bu oranı bizim çok daha düşürmemiz lazım. Vaka sayısı günde 5 bin civarında. Biz, bunu bile fazla görüyoruz. Vefat 50 civarında, bunu da arzu etmiyoruz. Ama önce vaka sayısını bizim artık çift haneliye düşürmemiz gerekiyor. Bunun çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Temennimiz odur ki hem vaka sayısında çift haneliye inelim hem de vefatta artık tek haneliye inmiş olalım. Bunda da en büyük müjde olarak biz aşıyı görüyoruz. Aşı konusunda da ithal noktasında iyiyiz ve bunu da hızla devam ettireceğiz."
"Bilimi inkar etmek mümkün değil"
"Aşı karşıtı olanlara nasıl bir çağrıda bulunursunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şu anda aşılamada 40 milyon rakamına yaklaşıldığına dikkati çekti.
Bunun iyi bir yükseliş olduğunun altını çizen Erdoğan, şunları paylaştı:
"30 yaş sınırı ile alakalı olduğu için bundan sonra bu daha da artacak. Biz bir taraftan çalışıyoruz, siz de bir taraftan çalışacaksınız ve hep birlikte bu oranı artırmamız lazım. Annelerimiz, anneannelerimiz, baba, babaanne... Onları da bizim ikna etmemiz lazım. Bunlar bugünün sorunu değil, geçmişin sorunu. Geçmişten bu yana maalesef bu tür kampanyalar hep oldu ve bu kampanyalarda ne yazık ki bazı sıkıntılar da olmadı değil, yaşandı. Temennim odur ki bu aşı süreci içerisinde elde edilecek başarı, bu tür olumsuz kampanyaları da ortadan kaldırsın. Milletimizin her bir ferdi aşıya erişim konusunda dünyada milyarlarca insanın peşinde koşup da ulaşamadığı bir imkana sahip olduğunu bilmelidir. Aşının geliştirilmesi ve insana uygulanabilir hale getirilmesi bilim insanlarının sorumluluğudur. Bize düşen, bilime saygı duyarak her biri kendi alanlarının en iyi uzmanlarının geliştirdiği aşıyı kullanmaktır. Kendimizi dünya nüfusunun tamamını kapsayan bir sürecin dışında tutamayız."
Bununla ilgili Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, Bilim Kurulu'nun da verdiği bilgiler ışığında açıklamalar yaptığını anımsatan Erdoğan, "Bilimi inkar etmek mümkün değil. Bütün mesele bu bilimi, ilimi aynı zamanda irfanla bütünleştirmektir. Onunla zaten bütünleştirdiğimiz anda birçok sıkıntıyı da ortadan kaldırmış olacağız. Şu anda zaman zaman bilim insanlarımız da bu tür açıklamaları yapıyorlar. Ben inanıyorum ki yerli milli üretimimizi yaptığımız anda, halkımızın bu noktadaki güveni daha da artacaktır." dedi.
"Ben, ilk anda aşımı oldum"
Şu andaki gelişmelerin olumlu olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Ben Cumhurbaşkanı olarak ilk anda aşımı oldum. Birinci, ikinci dozu oldum daha sonra bir de antikor için oldum. Alınan neticeler de olumlu istikamette gelişti." ifadesini kullandı.
Halktan, aşının ikinci dozunu olanların da çok ciddi rakamlara ulaştığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin elinde aşının bulunduğunu, hedefin aşıyı 18 yaşına kadar indirmek olduğunu aktardı.
Kovid-19'u "bela bir hastalık" olarak nitelendiren Erdoğan, hastalara şifa, vefat edenlere de Allah'tan rahmet diledi.
"Yoğun iş temponuzda çocuklarınızla, torunlarınızla haberleşiyor musunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, cep telefonunu aktif olarak kullandığını, aile fertleriyle mesaj yoluyla da haberleştiğini belirtti.
Erdoğan, telefonunda çeşitli mesaj gruplarının bulunduğunu ancak Whatsapp ile arasının olmadığını dile getirerek, bunları kullanmaya zamanının olmadığını kaydetti.
"Bizim neslimiz için hala en güzel iletişim yolu yüz yüze görüşme." diyen Erdoğan, en azından sesli konuşma yöntemini seçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bütün vatandaşları yabancı uygulamalar yerine yerli mesajlaşma uygulamalarını kullanmaya davet etti.